Bugün Türkiye'de pek çok türkü, şarkı kayıt altına alınabildiyse, bu Hasan Saltık'ın sayesindedir...
2 Haziran akşamı Hasan Saltık'ın ölüm haberiyle sarsılan dostları, onu anlatırken önce insanlığına, sonra da Türkiye'nin müzik belleğine olan katkısına vurgu yapıyor.
Zira erken sayılabilecek bir yaş olan 57'sinde geçirdiği kalp krizi sonrasında hayata gözlerini yuman Saltık, Anadolu ezgilerinin arşivlenerek sonraki kuşaklara aktarılır hale gelebilmesinin mimarı olarak biliniyor.
Özellikle Anadolu müziğine, okullardan ve kurumlardan daha fazla katkı sağladığı gerekçesiyle Türkiye'nin ayaklı kültür miraslarından birini kaybettiği yorumları yapılıyor.
Dile kolay, ilmek ilmek dokuyarak oluşturduğu, derya gibi bir arşiv oluşturarak Türkiye'nin kullanımına açmasıyla hafızalarda.
Sahibi olduğu Kalan Müzik'in kapılarını farklı dallardan pek çok müzisyene açtı.
Neşet Ertaş, Tuncel Kurtiz ve Erkan Oğur başta olmak üzere pek çok müzisyenin daha fazla tanınıp bilinmesine katkı sağlayan Saltık, pek çok kişiye göre bir müzik bakanı gibi çalıştı.
Kült film ve dizilerin pek çoğunun müziklerinde onun emeği vardı.
"Üç güzel insan (Tuncel Kurtiz, Neşet Ertaş ve Hasan Saltık) buluştu"
Kimilerine göre onun ölümüyle, üç güzel insan (Tuncel Kurtiz, Neşet Ertaş ve Hasan Saltık) da buluşmuş oldu.
Yakınları "O bir ağabey, dost, müzik emekçisiydi" dedikleri, nam-ı diğer "Kalan Hasan"ı anlattı.
Bülent Seyhan: Yegane müzik adamıydı, araştırmacıydı, arşivciydi
Hasan Saltık denilince akla gelen ilk isimlerden biri, onun 35 yıllık dostu olan müzik yapımcısı Bülent Seyhan.
Saltık'ın kaybı sonrasında üzüntüsünü "kardeşimi kaybettim" diyerek anlatmaya çalışan Seyhan, ekliyor:
Ah Hasan, benim canım ciğerim, en kadim dostum, 35 yıllık can arkadaşım… Yegane müzik adamıydı, araştırmacıydı, arşivciydi. Halk müziğini toparlayan, dünya folk müziğinin özgün yapıtlarını çıkaran dostumuzdu. O, müziğe sevdalıydı…
10 yıldır Müzik Yapımcıları (MÜ-YAP) Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüten Seyhan Müzik'in sahibi Bülent Seyhan, Saltık'ın da 8 yıldır yönetim kurulunda görev yaptığını hem burada hem de arkadaş gruplarında hiç ayrılmadıklarını, her zaman birbirlerine destek olduklarını anlatıyor.
"O bambaşka biriydi" derken Saltık'ı yitirmenin acısı sesinden de anlaşılan Seyhan, "Hasan, bu ülkenin en değerli isimlerindendi. Dünyanın çeşitli yerlerinden de nişanlar, ödüller almıştı. Hem müzik dünyası hem de Türkiye için yeri doldurulamayacak bir kayıp" yorumunu yapıyor.
Görgün Taner: Bilinmeyen müzikleri buldu, bilinen ama yüz verilmeyen, herkesin korkup kaçtıklarını cesaretle yayınladı
İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın (İKSV) Başkanı Görgün Taner ise en yakın dostlarından Hasan Saltık'ı anlatırken "Hasan… Nev'i şahsına münhasır biriydi.. Ama o kadar iyi bir insandı ki… Onun kadar kimsenin iyiliği olmadı müzik dünyamıza. İnce ince ilmek ilmek işledi aradı, buldu, yayınladı. Bilinmeyen müzikleri buldu, bilinen ama yüz verilmeyen, herkesin korkup kaçtıklarını cesaretle yayınladı. Basılmayan plakları bastı, bu satmaz dedikleri müzikleri sattırdı, dünya kültür mirasına bizden armağan olsun diye kimsenin yapmayacağı işleri yaptı" diyor.
"Kendi tabiriyle 'Zirvede Yalnız'dı"
Saltık'ın herkesi tanıyıp, herkesle konuştuğunu, ahbap olduğunu ama bir taraftan da anlatırken ekliyor:
Çok mahcup biriydi Hasan. Kendi tabiriyle 'Zirvede Yalnız'. Bu dünyadan bir Hasan Saltık geçti. 'Ooooğlum Moruk…' diye arardı. Hasan benim için gerçek Türkiye'ydi. İkramı bol, gönlü zengin, yüreği geniş, hakkaniyetli, herkese yardıma koşan…
Onur Akın: Din, dil, ırk ayrımı gözetmeden Anadolu'nun bütün kültürel mirasına sahip çıkan, İMÇ'nin antikacı dükkanıydı
Kalan Müzik'in sahibi Hasan Saltık'ın 30'u aşkın senedir arkadaşlık yaptığı bir diğer isim ise sanatçı Onur Akın.
Saltık hakkında "Kültür-sanat adamıydı, müzik piyasasının nitelikli ismiydi" diyen Akın, ekliyor:
Din, dil, ırk ayrımı gözetmeden Anadolu'nun bütün kültürel mirasına sahip çıkan, İMÇ'nin antikacı dükkanıydı. Bu ülkenin Kültür Bakanlığı'nın veya TRT'nin yapması gereken bu önemli görevi, arşivciliği Kalan Müzik'te yaptı ve başarılı oldu. Çok önemli bir arşiv yarattı. Ne yoktu ki: Lazca, Türkçe, Kürtçe müzikler, aşıklar, ozanlar, eski sanatçılar, klasik Türk müziği... Her müziği kaydetti, temizledi ve dijital ortama aktardı. Çok büyük bir görev gerçekleştirerek, unutulmaz bir prodüktör (yapımcı) olarak adını altın harflerle yazdırdı.
Hasan Saltık'ın karakteriyle de "özel" bir insan olduğunu ifade eden Onur Akın, "Müzisyenlere sahip çıktı, müziği sadece para kazanmak için yapan prodüktörlerden olmadı, müziğe ve kültüre gerçekten saygı duydu ve bu günlere geldi. Kalan Müzik'te bir tane kalitesiz, para amacı güdülerek ya da 'günü kurtarayım' düşüncesiyle yapılmış bir tane eser bulamazsınız. Hepsi arşivlik eserlerdir. Her ölüm erkendir ama keşke şimdi ölmeseydi, yapacağı daha çok iş vardı" diyor.
Züleyha Ortak: O, Anadolu kültürünü tırnaklarıyla kazıya kazıya gün ışığına çıkartan ve insanlarla buluşturan bir müzik arkeoloğuydu
Sanatçı Züleyha Ortak ise daha geçen günlerde konuştuğu "Hasan ağabeyinin" vefatına hâlâ inanamıyor.
Hasan Saltık'ın dostları olarak ölüm haberini aldıklarında "yıkıldıklarını" anlatan Ortak'ın aklı bir yandan da "Ağabeyin gölgesi gibiydi, hayatındaki kilit isimdi" dediği eşi Nilüfer hanımda. "Biz bu durumdaysak, kim bilir ne haldedir" diyor.
Kurtlar sofrası olarak da bilinen müzik piyasasında hangi görüşten olursa olsun hemen herkesin hafızalarında Hasan Saltık'ın çok güzel anılarla kazındığını dile getiren Züleyha Ortak, kendisinin de 10 yılı aşkın süredir var olduğu bu sektörde onun (Hasan Saltık) elini her zaman omzunda hissettiğini anlatıyor.
Farklı dillerde seslendirdiği parçalarla bilinen sanatçı Ortak, "Hasan Saltık nam-ı diğer Kalan Hasan... O, Anadolu kültürünü tırnaklarıyla kazıya kazıya gün ışığına çıkartan ve insanlarla buluşturan bir müzik arkeoloğuydu. O, bu kirli çağın insanı değil, çağlar ötesinden bir bilgeydi. O, unutulup gidecek insana dair binlerce hikaye ve notaya yeniden can veren bir kültür simyacısıydı. O, ömrünü Anadolu kültürüne ve müziğine adamış bir modern zaman dervişiydi... Hiçbir zaman göz önünde olmak istemeyen, her zaman işleriyle bilinmek isteyen, bir tevazuu abidesiydi ama aynı zamanda yaptığı işlerden daim emin koca yürekli bir adamdı. Kapısına gelen kimseyi geri çevirmeyen, herkesin derdine derman olmaya gayret eden müthiş bir insandı. Şimdi türküler yetim, Anadolu mahzun" diyor.
© The Independentturkish