Kritik davalarda görev alan Avukat Kazım Yiğit Akalın ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görevli bir polis memuru "rüşvete teşebbüs" suçlamasıyla tutuklandı. Bir avukat ile üç polis memuru ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Akalın, Libya'da hayatını kaybeden MİT mensubunun kimliği ifşa ettikleri iddiasıyla 2020 yılının mart ayında düzenlenen operasyonda gözaltına alınıp tutuklanan gazetecilerinden Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu'nun da avukatlığını yapmıştı
"Aynı örgüt işbaşında"
O davada 6 ay tutuklu kalan gazeteci Barış Pehlivan, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, avukat Kazım Yiğit Akalın'a yönelik operasyonun emrini veren savcının kendilerini gözaltına aldıran savcı, tutuklayan hakimin ise kendisini de tutuklayan hakim olduğuna dikkati çekti.
Teklif götüren avukat serbest
FETÖ'nün kumpas davalarında birçok sanığın avukatlığını da yapan Akalın, bir FETÖ sanığının dosyasını kapattırma girişiminde bulunmakla suçlandı. Soruşturma dosyasında aynı iddiayla suçlanan diğer avukat serbest bırakılırken, avukat Akalın tutuklandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, FETÖ soruşturması kapsamında, Netlog adlı lojistik şirketinin sahibi Ş.Ç hakkında, Kasım 2020'de gözaltı kararı verildi. Ancak işadamı Ç, korona hastası olduğundan dolayı gözaltı işlemi gerçekleşmedi. Ş.Ç'nin avukatı Mehmet Asım İplikçioğlu, hakkında FETÖ soruşturması yürütülen müvekkilinin dosyasına birlikte bakmak için Avukat Kazım Yiğit Akalın'a teklifte bulundu.
"Bunun planlı yapıldığını düşünüyorum"
8 ve 19 Mart 2021'de, halen serbest olan Ç'nin oğlu G.Ç savcılığa şikayette bulundu.
Oğul Ç, babasının dosyasının kapatılması için kendisinden para istendiği iddiasında bulundu. Kanıt olarak avukatı İplikçioğlu ile yaptıkları ve hukuka aykırı bir şekilde kaydettiği telefon konuşmalarını gösterdi. Bunun üzerine, savcılık tarafından, 29 Mart'ta FETÖ şüphelisinin avukatı İplikçoğlu'nun ifadesi alındı.
Avukat İplikçioğlu ifadesinde, Yiğit Akalın'ın "Polislerle gayet iyi diyaloğum var, şahsı yormadan ifadesini aldırırım" dediğini iddia etti. Yiğit Akalın ise bu iddia üzerine şunları söyledi:
Ben bunun planlı yapıldığını düşünüyorum. Bu şahıs, G.Ç'nin ifadesini öğrenince bu olayı kurgulayarak kendisi hakkındaki suçlamaları bence bilinçsiz olarak ve bu dosyadan bir şey çıkmaz diye düşünerek benim üzerime yıkmaya çalışmıştır. Tamamen asılsız, kendince uydurduğu iftiradan ibaret beyanlardır, kabul etmem söz konusu olamaz.
2 kez ifade vermek istedi, reddedildi
İplikçioğlu'nun kendisi aleyhinde iddialarda bulunduğunu öğrenen avukat Akalın, hakkındaki suçlamalara yanıt vermek için kendi inisiyatifiyle 2 ve 5 Nisan tarihlerinde iki kez adliyeye gitti. Ancak ısrarla ifadesinin alınmasını talep etmesine rağmen savcılar reddetti. Bunun üzerine avukat Akalın yazılı olarak ifadesini verip adliyeden ayrıldı. Ancak aradan 1,5 ay geçtikten sonra avukat Akalın hakkında gözaltı kararı verildi.
"Burada başka bir hesaplaşma var" iddiası
‘Rüşvet' gerekçesiyle yapıldığı iddia edilen operasyonda, avukat Akalın tutuklanırken aynı gerekçeyle suçlanan İplikçioğlu'nun serbest bırakılması dikkat çekti. İplikçioğlu'nun adliyeden ayrılırken avukat Akalın'a "Burada başka bir hesaplaşma var Yiğit" dediği iddia edildi. Akalın ile birlikte tutuklanan, Akalın'la arkadaş olduğu öğrenilen polis memurunun de suçlamaya konu olan FETÖ dosyasında bir yetkisi olmadığı ortaya çıktı. Olayla ilgili gözaltına alınan ve üçü adli kontrolle serbest bırakılan polisler de rüşvet iddialarını reddetti. Para alışverişine dair bir delil olmamasına rağmen ‘rüşvetten' tutuklanan Avukat Akalın, siyasi ve terör davalarının tutuklularının bulunduğu Silivri 9 No'lu Cezaevi'ne, polis memuru Metris Cezaevi'ne sevk edildi.
Avukatları: İtibar suikasti
Kazım Yiğit Akalın'ın avukatları tarafından yapılan açıklamada "biz bu filmi görmüştük" denilerek şu ifadeler kullanıldı:
Avukat Kazım Yiğit Akalın, meslek hayatı boyunca, hemen her görüşten insanın yargılama süreçlerinde savunmasıyla görev almış, hukuka aykırılıklara karşı mücadelesi tarihte iz bırakmış, başarılı bir hukuk insanıdır. Kendisine yöneltilen suçlamalar ve sabıkalı sözde medya organları tarafından yapılan yayınlar, itibar suikastına dönük hukuka aykırı ve etik değerlerden yoksun bir operasyonun parçasıdır. Bu hukuka aykırı durumu kabul etmiyor ve inandığımız tüm değerlerle reddediyoruz.
© The Independentturkish