ABD'li Demokratlar ve Filistinliler

Mevcut krize ilişkin olarak iktidardaki Demokrat Parti'nin koridorlarında, Başkan Biden'ın İsrail'in davranışlarına ilişkin tutumu ile sol kanadın pozisyonu arasında net bir bölünmüşlük durumu yaşanıyor

(Soldan sağa) Filistin asıllı Siyaset Bilimci Prof. Dr. Shibley Telhami, Demokrat Partili Senatör Elizabeth Warren, Demokrat Temsilciler Meclisi üyesi Betty McCollum ve Bernie Sanders / Kolaj: Independent Türkçe

Filistin-İsrail çatışması genellikle ABD'deki haber programlarında ve medya alanında kendisine çok yer bulmaz.

Fakat, Doğu Kudüs, Gazze Şeridi ve İsrail'de geçen hafta boyunca devam eden olaylar, Demokrat Parti'nin en önde gelen ve tanınmış politikacıların önemli bir kısmı arasında İsrail'e karşı güçlü bir eleştiri durumu yarattı.

Karşılaştırma yapacak olursak, Cumhuriyetçi Parti'nin İsrail'in eylem ve davranışlarını değişmez bir biçimde savunma politikaları aynı minvalde devam ediyor.

Öyleyse neden bazı ABD'li Demokrat politikacılar, Cumhuriyetçi politikacıların aksine İsrail'e eleştirel ve sert bir tavırla karşı çıkıyorlar?

Maryland Üniversitesi'nden Filistin asıllı Siyaset Bilimci Prof. Dr. Shibley Telhami, geçen yıl yaptığı bir anketi bizzat yönetmişti.

Bu ankette, Cumhuriyetçi Parti'nin üyelerinin İsrail'e diğerlerinden daha fazla yardım etmeye son derece önem verdikleri sonucuna varmıştı.

Bu, özellikle Cumhuriyetçi eski Başkan Donald Trump yönetiminin, görev süresi boyunca İsrail'in çıkarına izlediği taraflı tutum göz önünde bulundurulduğunda, hiç de şaşırtıcı değil.

Prof. Telhami ayrıca, Demokrat Parti destekçilerinin, büyük ölçüde mevcut Demokrat yönetimin Filistin-İsrail çatışmasına karşı daha tarafsız bir yaklaşım benimsemesini veya krizin Filistin tarafına daha fazla yardım etmesini arzu ettiği sonucuna vardı.

Bu noktada önemli bir soru sorulmalı;

ABD'de üyeleri İsrail'e yardım etmekten ziyade Filistinlilere yardım etmeyi tercih eden, hatta arzulayan bir siyasi partiye ne zaman tanık olduk?
 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu yılın şubat ayında ABD merkezli kamuoyu araştırma şirketi Gallup tarafından denetlenen anketten çıkan sonuç özellikle ilginç;

Demokratların üçte ikisi İsrail hakkında olumlu görüşlere sahip, ancak yine anketin kapsadığı Demokratların üçte ikisi de bağımsız bir Filistin devleti kurma fikrini destekliyorlar.

Aynı ankete katılan Demokratların çoğu, ABD hükümetinden Filistinliler üzerinde uygulamaya hazırlandığı baskıdan daha fazlasını İsrail'e uygulamasını istiyorlar.

Orada, Demokrat Parti'nin koridorlarında, partinin kıdemli üyeleri ile genç üyeleri arasında aynı konuda büyük bir görüş ayrılığı var.

Pew Araştırma Merkezi tarafından Nisan 2019'da yapılan bir anket ise Demokrat Parti'nin daha genç üyelerinin Filistinlilere karşı diğer tarafta yer alan İsrail hakkında olduğundan daha fazla destekleyici, olumlu görüş ve düşünceye sahip olduğunu gösterdi.

Buna ilaveten, Demokrat Parti'nin gençlerinin açıkça yaşlı Demokrat üyelere göre Filistinlileri daha fazla desteklediğini açığa çıkardı.

Aynı bağlamda, ilginç bir şekilde, Cumhuriyetçi Parti'nin genç üyeleri arasında da partinin yaşlı üyelerine kıyasla Filistinlilere karşı belirgin bir sempati var.

Bununla beraber, Cumhuriyetçi genç üyelere kıyasla krizin Filistin tarafına ilişkin olumlu ve destekleyici görüşlere sahip Demokrat genç üyeler daha fazla sayıda.

2019'da yapılan bir başka anket, ABD'deki ılımlı Demokratların yüzde 44'ünün başkan Trump'ın İsrail'e büyük ve güçlü bir destek sağladığına, liberal Demokratların yüzde 66'sının da İsrail'e gereğinden fazla destek verdiğine inandığı sonucuna vardı.

Elbette Demokrat Parti'nin genç üyelerinin çoğu siyasi görüşlerinde sol eğilimli ve görüşlerinde daha liberal.

Her şeye rağmen, Demokrat Parti içinde sol yelpazeyi temsil eden 5 ABD'li senatörün ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'a işgalci bir güç olarak sorumluluklarını yerine getirip Filistin halkına koronavirüs aşıları sağlaması için İsrail'e baskı yapma çağrısında bulunması da şaşırtıcı değil.

Bu önemli çünkü ABD Kongre üyelerinin çoğu İsrail'i işgalci bir güç olarak adlandırmaktan kaçınır.

Daha sonra, 20 Nisan'da Senatör Bernie Sanders ile birlikte Senatör Elizabeth Warren, Washington'daki siyasi liderliği, işgal altındaki topraklarda Filistinlilere karşı kullanılmaması için İsrail'e gönderilen Amerikan askeri yardımlarını kısıtlamaya çağırdılar. İsrail'in işgal altındaki topraklardaki genişlemesine eleştirilerini yönelttiler.

Sanders ve Warren, Başkan Joe Biden'ı, Filistin ve İsrail taraflarının iki devletli bir çözüme ulaşmalarına yardımcı olmayı amaçlayan güçlü icraatlarda bulunmaya teşvik ettiler.

Bu iki senatörün geçen yılki Başkanlık kampanyaları gençlerin yoğun desteğini almıştı. Aynı bağlamda, Senatör Bernie Sanders'ın baş danışmanı Matt Doss'un 8 Mayıs'ta İsrail'in uluslararası hukuku açıkça ihlal ederek Filistinlileri kovmak ve Doğu Kudüs'teki Filistin mahalleleri üzerindeki mutlak kontrolünü sağlamlaştırmak için gayret ettiği şeklindeki tweeti de dikkat çekiciydi.

Matt Doss'un açıklamaları, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 7 Mayıs'ta yayınladığı ve İsrailli yetkilileri Doğu Kudüs'teki Şeyh Cerrah Mahallesi sakinlerine karşı önemli ölçüde sempati ve saygı göstermeye çağırdığı açıklamasından daha cesur ve güçlüydü.

Aynı bağlamda, bu yılın Şubat ayında yayınlanan ilgili haberlerin, mevcut ABD yönetiminin ve Dışişleri Bakanlığı'nın Matt Doss'u resmi bir pozisyona atamayı planladığını öngördüğünü de belirtmek gerekir.

Ancak sonuç olarak, Doss'un sol görüşlerinin Biden yönetiminin karakteristik özelliği olan ılımlı görüşlerden daha güçlü ve cesur olduğu görülüyor.

Warren ve Sanders'ın yanı sıra her ikisi de net sol eğilimleriyle tanınan eyaletlerden seçilen Senatör Chris Van Hollen ve Chris Murphy de Filistin vatandaşlarının Doğu Kudüs'teki Şeyh Cerrah mahallesinden kovulmalarını yasadışı ve haksızlık olarak tanımladılar.

Bu arada, iktidardaki Demokrat Parti'nin sol kanadını temsil eden bir grup ABD Temsilciler Meclisi üyesi, İsrail'in Doğu Kudüs'teki eylem ve uygulamalarını kınadı.

Senatör Warren, Sanders ve Van Hollen'ın Batı Şeria'da ABD askeri yardımlarının kullanımına kısıtlamalar getirme çağrısına benzer şekilde, ABD Temsilciler Meclisi'nde de aynı kısıtlamaların uygulanmasını destekleyen benzer bir küçük blok var.

Yine ilginçtir ki, yukarıda bahsedilen Kongre'deki sol eğilimli grubun liderliğini, Minnesota eyaleti merkezindeki güçlü sol akımı temsil eden ve eski bir lise öğretmeni olan Demokrat Temsilciler Meclisi üyesi Betty McCollum yapıyor.

İsrail'in daha önce ABD Kongresi'nde bu denli eleştirildiğini hatırlamıyorum. Konuyu abartmak istemiyorum, zira mevcut Kongre üyelerinin çoğunluğu ne İsrail ile doğrudan karşı karşıya gelmeyi ne de İsrail'e yönelik askeri yardıma kısıtlamalar getirmeyi istemiyorlar.

Amerikan kamuoyu pozitif biçimde İsrail'in tarafını tutmaya devam ediyor.  Gazze Şeridi'nden İsrail'e yönelik füze saldırıları, Amerikan toplumundaki Filistin imajını iyileştirmeye yardımcı olmuyor.

Mevcut krize ilişkin olarak iktidardaki Demokrat Parti'nin koridorlarında, Başkan Biden'ın İsrail'in davranışlarına ilişkin tutumu ile sol kanadın pozisyonu arasında net bir bölünmüşlük durumu yaşanıyor.

Bununla birlikte, uzun vadede, Demokrat Parti'nin yaşlı üyeleri ortadan kaybolurken, genç üyelerin partilerini tamamen Filistin yanlısı politikaları benimsemeye yönlendirmeleri muhtemel.

Demokrat Parti'deki bu değişimin iki devletli çözüme ulaşma fırsatı ufukta tamamen kaybolmadan önce gelip gelmeyeceğini ise bilmiyorum.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU