Kemalistlerin sık sık dile getirdiği bir benzetme, geçen gün CHP Grup Başkanvekili Engin Altay tarafından dile getirildi.
Engin Altay, Tayyip Erdoğan'ın sonunun Adnan Menderes'e benzeyebileceği ihtimalinden söz etti.
Böylelikle bu konu bir kez daha ülke gündemine girdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Peki, Tayyip Erdoğan'ın sonunun Adnan Menderes'e benzemesi ne demektir?
Tayyip Erdoğan'ın Kemalist subayların darbesiyle devrilip idam edilmesi demektir.
Çünkü Başbakan Adnan Menderes, 27 Mayıs 1960'da Kemalist subayların darbesiyle devrilip idam edilmiştir.
Şu gerçektir ki, ülkemizde Tayyip Erdoğan'ın Kemalist subayların darbesiyle devrilip idam edilmesini isteyenler vardır.
Bunlar, Tayyip Erdoğan Kemalist subayların darbesiyle devrilip idam edilse düğün bayram yapacaklardır.
Nitekim Adnan Menderes, 27 Mayıs'ta Kemalist subayların darbesiyle devrilip idam edildiğinde düğün bayram yapmışlardır.
Hatta 27 Mayıs gününü resmi bayram yapmışlardır.
Konunun bir yanı bu.
Konunun diğer yanı da şu.
CHP'nin en üst düzey yöneticilerinden Engin Altay'ın, Tayyip Erdoğan'ın sonunun Adnan Menderes'e benzemesi ihtimalinden bahsetmesi ne demektir?
Millet İttifakı'nı oluşturan diğer partilerin tepkilerini CHP'nin üzerine çekmesi demektir.
Zaten Millet İttifakı'nı oluşturan partilerden İYİ Parti'nin Genel Başkanı Meral Akşener, buna tepki olarak "Tayyip Erdoğan'ı ordu eliyle göndermeye yönelik bir tutumun karşısında çok net yer alırım. Tayyip Erdoğan gitsin de hangi yoldan giderse gitsin demem" dedi.
Meral Akşener, Necmettin Erbakan Hükümeti'nde İçişleri Bakanı olduğu 28 Şubat darbesi döneminde, bu darbeyi yapan Kemalist subayların kendisini yağlı kazığa oturtmakla tehdit ettiğini de sözlerine ekledi.
Millet İttifakı'nı destekleyen partilerden biri olan ve 28 Şubat'ta Kemalist subayların darbesiyle devrilen Necmettin Erbakan'ın kurduğu Saadet Partisi'nin de, Tayyip Erdoğan'ın sonunun Adnan Menderes'e benzeyebileceği söylemine tepki duyması doğası gereğidir.
Millet İttifakı'nı oluşturan partilerden bir diğeri olan Demokrat Parti ise, Adnan Menderes'in Demokrat Partisi'nin devamı olan bir partidir.
Adnan Menderes'in devamı olan Süleyman Demirel'in, 12 Mart ve 12 Eylül askeri darbeleriyle iktidardan alaşağı edildiği de bilinmektedir.
Böyle bir geçmişe sahip bugünün Demokrat Partisi'nin, CHP'nin en üst düzey yöneticilerinden Engin Altay'ın, Tayyip Erdoğan'ın sonunun Adnan Menderes'e benzeyebileceği söylemine tepki duyması doğası gereğidir.
Millet İttifakı'nı destekleyen DEVA Partisi ile Gelecek Partisi'nin de CHP'nin en üst düzey yöneticilerinden Engin Altay'ın bu benzetmesine tepki duyması tabiidir.
Durum buyken CHP'nin en üst düzey yöneticilerinden Engin Altay'ın, Tayyip Erdoğan'ın sonunun Adnan Menderes'e benzeyebileceğinden bahsetmesi Millet İttifakı'nın temeline dinamit koymak demektir!
Kaldı ki demokrasilerde iktidara milletin oyu ile gelinir ve iktidardan milletin oyu ile gidilir.
Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir.
O bakımdan milletin seçip iktidara getirdiği Tayyip Erdoğan'ın, darbeci subayların darbesiyle devrilip idam edilmesine karşı çıkmak, milletin iradesine sahip çıkmak demektir.
Elbette ki bazıları milletin seçtiklerini beğenmeyebilir.
Milletin yanlış seçimler yaptığını düşünebilir.
Ancak hem böyle düşünmek hem de halkın idaresi demek olan demokrasiden yana olduğunu söylemek çelişkilidir.
Böyle düşünenler, halkın idaresinden değil askeri vesayetçilerin idaresinden yana olduklarını açıkça söyleme dürüstlüğünü de göstermelidir.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish