"Dijital paranın ekonomik, teknolojik ve hukuki alt yapısı oluşturulacak."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu sözleri 12 Mart'ta söyledi.
Erdoğan'ın açıklamasından sonra 24 Mart'ta Türkiye'nin dijital para piyasasının altyapısı için tarih verildi.
Ekonomi Reformları Eylem Planı takvimine göre, Merkez Bankası'nın dijital para çalışmaları yıl sonuna kadar tamamlanacak.
16 Nisan'da ise Merkez Bankası'nın ödemelerde kripto varlıkların kullanılmamasına dair yönetmeliği Resmi Gazete'de yayımlandı.
"Kripto varlıklar, ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılamaz" ifadelerinin yer aldığı yönetmeliğin 30 Nisan 2021 tarihinde yürürlüğe gireceği açıklandı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Şirket yöneticisi 2 milyar dolarla yurtdışına çıktı" iddiası
Merkez Bankası'nın yönetmeliğinin yol açtığı tartışma devam ederken Türkiye'de yasal düzenlemesi olmayan kripto para borsasında 2 milyar dolarlık bir "vurgun" yapıldığı belirtildi.
Kripto para borsası Thodex işlemlerine ara verdi. Kurucusu Faruk Fatih Özer'in çarşamba günü uçakla Arnavutluk'un başkenti Tiran'a kaçtığı belirlendi.
Özer'in kaçarken 391 bin kişinin varlıklarından oluşan 2 milyar doları da götürdüğü ifade edildi.
Konuyla ilgili adli merciler soruşturma başlatırken polis ise Özer'in sahibi olduğu şirkette arama yaptı.
Twitter'da, Thodoex'in geçen günlerde piyasa fiyatının yüzde 30 altına Dogecoin sattığı ve kripto paralarını almak isteyenlere de izin vermediğini belirtildi.
Hatta Thodex'in 24 saat içinde yaklaşık 500 milyon dolarlık Dogecoin sattığı ileri sürüldü.
Türkiye Avrupa ülkeleri içinde birinci sırada
Türkiye'de 5 milyonu aşkın kişinin kripto parayla ilgilendiği ifade ediliyor. Türkiye bu alanda Avrupa ülkeleri arasında ilk sırada yer alıyor.
Kripto para borsasının yatırım dışında başka amaçlarla da değerlendirildiği vurgulanıyor. Özellikle ekonomik kriz nedeniyle insanların malvarlıklarını buralarda gizledikleri, kimilerinin ise servetlerini bu yolla yurtdışına çıkardıkları iddia ediliyor.
Türkiye'nin dijital paranın altyapısı, bu sene sonuna kadar tamamlayıp tamamlayamayacağı kesin olmasa da sanal vurgunla çok canların yakıldığı net.
Hatta bu alanda yeni mağduriyetlerin olma ihtimali de çok yüksek.
Bu iddianın sahibi ise "sanal varlığına" haciz konulmasını ilk kez duyuran ekonomi, finans, blockchain ve kripto para alanlarında çalışan avukat Tevfik Kerem Bilen.
"Düzenlemenin olmadığı borsada 50 bin lira sermayeli şirket..."
Bilen'e göre eğer çok acil bir şekilde "kripto", "dijital" veya "sanal" olarak ifade edilen varlıklarla ilgili yasal düzenleme yapılamazsa mağduriyetlere yenilerinin eklenme riski çok yüksek.
Bilen, 391 bin kişinin paralarını kurtarmalarının yürütülecek uzun bir hukuki süreç sonunda belli olup olmayacağının anlaşılacağını söyledi.
Soruşturma yürüten birimler ve ilgili yargı makamlarının buna karşı ortaya koyacakları reaksiyonun nasıl olacağının da önemli olduğunu aktaran Bilen, "Şu durumda düzenlemenin olmadığı borsalar olarak belirtilen ve sadece 50 bin Türk Lirası sermaye ile kurulabilen şirketler ciddi bir tehlike arz ediyor. Bunun için bu borsalara bir an önce devletin ilgili birimleri tarafından yasal düzenlenme yapılması gerektiği kanaatindeyim" dedi.
"Düzenleme yapılmadığı takdirde bu tarz mağduriyetlerin ortaya çıkması muhtemeldir" diyen Bilen, "Dijital veya soğuk diye tabir edilen cüzdanlarla bu paranın yurtdışına çıkartılması çok kolay" diye konuştu.
Şirket yöneticisinin kendine özgü bir flaş belekle yüzbinlerce insanın emanet ettiği sanal varlıkları çok rahat bir şekilde yurtdışına çıkarmış olabileceğine dikkati çeken Bilen, şunları kaydetti:
"Milyar dolarları yurtdışına çıkarmak çok kolay"
"Yüzbinlerce kişinin şirketi aracılığıyla edindiği kripto paraları (coinleri), sözkonusu kişi çok rahatlıkla bozabilir. Zira elindeki varlık gizliliği olan kripto paralardır. Takip edilmesi de çok zordur. Bu para çok rahat bir şekilde yurtdışına çıkartılmıştır. Aynı şekilde yurtdışında bunları çok kolay bir şekilde malvarlığına dönüştürebilir. Yeni mağdurların oluşmaması için gerekenin yapılması şarttır."
Yapılacak düzenlemenin yatırımcıyı korumayı kapsaması gerektiğinin altını çizen Bilen, "Yatırımcıyı korkutmamak lazım. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın yönetmeliğinde olduğu gibi yasaklayıcı bir anlayış içermemesi gerekiyor. Eğer bu çerçevede bir düzenleme yapılırsa, kripto para yatırımcısı başka arayışlara yönelir. Zira artık şunun net bir şekilde anlaşılması gerekiyor: Kripto para yatırımcısı engellenemez. Mutlaka bu alanda yatırım yapmak isteyen insanlar olacaktır. Türkiye'de yasaklanırsa bu işleri iyi ve garantili yapan küresel şirketlere yöneleceklerdir. Bu da Türkiye'den sermaye çıkışına sebep olacaktır. Bu hem yerli hem de yabancı sermayeyi kaçırtacaktır. Onun için yapıcı ve koruyucu yasal düzenleme yapılmalı. Eğer yapılmazsa yeni mağduriyetlerin oluşması ihtimal dahilidedir" değerlendirmesinde bulundu.
"391 bin kişinin mağduriyetinin giderilmesi çok zor"
Yurtdışına çıkan şirket yetkilisini Türkiye'deki mal varlığının detaylı araştırılması gerektiğini de dile getiren Bilen, "Eğer denildiği gibi kişi 2 milyar dolarla yurtdışına çıkmışsa, Türkiye'deki hiçbir mal varlığı bu miktarı karşılamaya yetmez. Ayrıca mal varlığının olup olmadığı da soru işaretidir. 391 bin kişinin mağduriyeti çok zor giderilir" diye konuştu.
© The Independentturkish