Yargıtay'ın "tartışmalı" kararından sonra Soma davasının ilk duruşması gerçekleştirildi... Maden ocağı sahibi Can Gürkan'ın tutuklanması talebi reddedildi

Soma davasını ilk duruşması, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden görülüyor. Duruşma öncesi bir araya gelen 301 madencinin yakınları ve onlara destek verenler sloganlar atarak adalet taleplerini tekrarladı

Duruşma öncesinde hayatını kaybeden 301 işçinin yakınları, Akhisar Tren Garı'ndan adliyeye kadar yürüdü / Fotoğraf: Can Bursanı

Yargıtay 12. Ceza Dairesi'nin ocak ayında verdiği "tartışma yaratan bozma" kararından sonra Soma davasının ilk duruşması Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada savcılık,  Yargıtay'ın 30 Eylül 2020 ve 18 Ocak 2021 tarihli kararlarının ikisine de uyulmasını istedi. Mahkeme, talebi kabul etti. Esas hakkındaki mütalaasını sunan savcılık, madenin patronu Can Gürkan ve iki sanığın bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya sebep olma suçundan cezalandırılmasını bir sanığın beraatini istedi. 

Mahkeme, Can Gürkan'ın ve diğer sanıkların duruşma salonuna getirilmesi talebinin reddine karar verdi. Kararda, savcılık mütalaasına karşı gelecek duruşmaya kadar süre verilirken, madenci yakınlarının avukatlarının Can Gürkan ve diğer sanıkların kaçma şüphesi nedeniyle tutuklanması talebi de reddedildi. Bir sonraki duruşma 24 Mayıs'ta görülecek.

Duruşma öncesinde 13 Mayıs 2014'te yaşanan ve katliam olarak nitelenen faciada hayatını kaybeden 301 işçinin yakınları, Akhisar Tren Garı'ndan duruşma salonuna kadar yürüyüş yaptı. 

Madenci yakınlarının "301'i unutma unutturma", "Soma'nın hesabı sorulacak" sloganlarıyla yaptığı yürüyüşün ardından, duruşma salonu önünde basın açıklaması yaptı. 

Basın açıklamasını, babası Erdoğan Köse'yi faciada kaybeden Berkan Köse okudu. Köse, "7 yıldır adalet peşindeyiz. Çünkü gerçek adaleti istiyoruz. Patronlar, bu katliamın gerçek sorumluları yargılansın istiyoruz. Yargıtay verdiği karar bir kez daha bizi derinden yaraladı. Canlarımızı alanlar ellerini kollarını sallaya sallaya geziyor. 
Bunun adı adalet değil bunun adı sosyal cinayet düzeni… Ne olursa olsun adalet sağlanana kadar buradayız" dedi.
 

soma duruşma foto.jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe


Madenci yakınları, koronavirüs tedbirleri kapsamında HES Kodu kontrolüyle duruşma salonuna alındı.

Can Gürkan SEGBİS'le katıldı

301 işçinin hayatını kaybettiği maden ocağının sahibi olan Soma Holding'in patronu Can Gürkan, duruşmaya SEGBİS'le katıldı.

Duruşma, mahkeme başkanı Salih Pehlivanoğlu'nun Yargıtay 12. Ceza Dairesi'nin kararını ve davanın taraflarının taleplerini okumasıyla başladı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)


Gürkan'ın SEGBİS'le katılmasına itiraz: Biz mi suçluyuz o mu?

Soma Holding'in patronu Can Gürkan'ın Yargıtay'ın bozma kararına yönelik beyanından önce, madenci ailelerinin avukatlarından Güray Dağ, sanık Can Gürkan'ın SEGBİS'le duruşmaya katılmasının 'yüzyüzelik' ilkesine aykırı olduğunu belirtti. Dağ'ın itirazı kabul görmezken, madenci aileleri tepki gösterdi. Bir madenci yakını, "Biz mi suçluyuz o mu suçlu? Biz 7 yıldır geliyoruz, o neden gelmiyor?" dedi.

Gürkan: Çok acı çektik, çekiyoruz

SEGBİS itirazının reddinden sonra, Can Gürkan, "Çok acı çektik ve çekiyoruz. Beraatimi talep ediyorum. Beraat edemiyorsam, Yargıtay'ın kararına direnmenizi istiyorum" ifadelerini kullandı.

Avukat Atalay: Sanıklar bu dosya için ne kadar para harcadı, hangi cemaatlerle iş tuttu bilmiyoruz

Yargıtay'ın bozma kararına karşı, madenci yakınlarının avukatlarının beyanlarıyla duruşma devam etti. Avukat Can Atalay, "Bu bir Yargıtay kararı değildir, bu bir paçavradır. Bu paçavrayı, bu memleketin toprağı taşımaz, kusar. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Yargıtay 12. Ceza Dairesi'nin üyeleri değişene kadar dosyayı elinde bekletti. O süreçte, sanıklar ne kadar para harcadı bilmiyoruz, hangi cemaatlerle iş tuttu bilmiyoruz. Heyet üyeleri değiştikten sonra ise itiraz geldi ve yeni heyet 6 bin 94 sayfalık bir dosyayı 5 iş günü içinde okuyup karar verdiler." dedi.

Avukat Polat: Siyasetin yargıya müdahalesi var

Duruşmada, Soma davasıyla ilgili Independent Türkçe'nin ortaya çıkardığı bir detay da, madenci yakınlarının avukatları tarafından mahkemeye sunularak, davaya siyasi müdahale olduğu savunuldu. O detay şöyle:

Ocak ayındaki bozma kararında imzası olan üyelerden Kenan İpek, Adalet Bakanı Müsteşarı olduğu dönemde, Hakim ve Savcılar Kurulu'nun 4 Temmuz 2017'deki kararnamesinde de imza sahibiydi. 4 Temmuz 2017'deki HSK kararnamesinde, davanın görüldüğü Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nin önceki başkanı Aytaç Ballı terfi yoluyla dosyadan el çektirildi. O kararnamede Adalet Bakanı Müsteşarı olarak HSK 1. Dairesi'nin doğal üyesi olan Kenan İpek imza sahibiydi. 

Madenci yakınlarının avukatlarından Melike Polat, Independent Türkçe'nin ortaya çıkardığı detayı, "Siyasetin yargıya müdahalesine en iyi örneklerden biri" olarak değerlendirdi.

Avukat Ünder: Bu dosyanın altında ezilmeyin, kararlarınız beğenilmiyor

Polat'ın ardından, madenci yakınlarının bir diğer avukatı Mürsel Ünder, mahkemenin üyelerinin kıdemsiz olduğunu, mahkeme başkanının da verdiği kararın istinaf ve Yargıtay aşamalarında değişikliklere uğradığını ifade ederek, "Bu dosyanın altında ezilmeyin. Kararlarınız beğenilmedi. Siz şimdi Yargıtay 12. Ceza Dairesi'nin kararına direnin, dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gitsin. Siz de bu yükten kurtulmuş olursunuz" diye konuştu.

Öğle arası nedeniyle bir süre ara verilen duruşmaya, saat 14.00'da kaldığı yerden devam etti.

Madenci yakınlarının avukatlarının Yargıtay'ın bozma kararına ilişkin beyanlarından sonra, sıra madenci yakınlarındaydı.

"Gün gelir devran döner"

Yargıtay kararına karşı, madende hayatını kaybeden işçilerden Ergün Sidar'ın babası Durmuş Sidar, "Vahşi kapitalizmin arkasında payanda olan bir yargı görüyoruz. Cübbesinin hakkıni verecek yargıçlar mı burada? Ama gün gelir devran döner, bunların cezası verilir" ifadelerini kullandı.

"Yaradandan değil, yönetenden korkulduğu için bunları yaşıyoruz"

Kadir Yıldırım'ın annesi Elmas Kaya ise, "Yaradandan değil yönetenlerden korkulduğu için bunları yaşıyoruz. Ama öyle bir adalet gelecek ki, yer değiştireceğiz. Siz burada olacaksınız biz sizin yerinizde. Unutmayın ki kralın bile canı yaradana emanet. Siz de yaşamadan ölmeyin bizim gibi, doğru karar verin" diye konuştu. 

"Cüzdanınızla değil vicdanınızla karar verin"

Uğur Çolak'ın babası İsmail Çolak ise, "Çocuklarımızla birlikte adaleti de toprak altına gömdüler. Karar verirken elinizi vicdanınıza koyun, 440 çocuk babasısız büyüyor. Cüzdanınızla değil, vicdanınızla karar verin." dedi.

"Sen nasıl hakimsin, elini vicdanına koy, kararını öyle ver"

Erdoğan Köse'nin eşi Gülfidan Köse ise şunları söyledi:

Sen nasıl hakimsin? Elini vicdanına koy, kararını öyle ver. Ben adalet istiyorum. 

Savcılık uyma talep etti, mahkeme kabul etti

Madencilerin yakınlarının beyanlarının ardından mahkeme başkanı, savcılıktan Yargıtay kararına ilişkin mütalaasını sordu. Savcılık, hem 30 Eylül 2020 tarihli Yargıtay kararına hem de 18 Ocak 2021 tarihli Yargıtay kararlarına uyulmasını talep etti. 

Savcılığın, talebi üzerine mahkeme karar için ara verdi. Aradan sonra, mahkeme savcılığın talebini kabul etti. Mahkeme, Yargıtay'ın 30 Eylül 2020 tarihli kararına uyarak Adem Ormanoğlu, Efkan Kurt ve Haluk Evinç’in sanık olarak kabul etti. 18 Ocak 2021 tarihli karara ise Can Gürkan'ın bilinçli taksirle öldürme suçundan cezalandırılması yönündeki Yargıtay kararına uyuldu. Bu durumda, Can Gürkan'a en fazla 22 yıl hapis cezası verilebilecek. Can Gürkan, geçen yıl yapılan infaz düzenlemesi kapsamında 22 yıl hapis cezası bile alsa, bu ceza yüzde 50 azaltılarak 11 yıla düşürülecek. 3 yıllık denetimli serbestlik hakkıyla birlikte Can Gürkan'a verilen ceza üst sınırdan olsa bile infazı 8 yıla düşecek. Gürkan'ın hapishanede geçirdiği 5 yıl göz önünde bulundurulduğunda, en üst sınırdan ceza alsa bile, bundan sonra hapiste geçireceği süre 3 yılı bulmayacak.

Mahkemenin uyma kararının ardından, madenci yakınlarının avukatları, Can Gürkan'ın, mevcut cezasından daha yüksek bir hapis cezası alma ihtimali olduğu için kaçma şüphesi nedeniyle tutuklanmasını talep etti.

Madenci yakınlarının avukatlarının taleplerinin ardından, mahkeme başkanı, savcılığın görüşünü sordu. Savcılık, esas hakkındaki mütalaasını açıklayacağını belirtti. Madenci yakınlarının avukatları, yargılamanın aşamalarının sona ermediğini ve esas hakkındaki mütalaanın sunulmaması gerektiğini belirtti. Ancak mahkeme bu talebi reddetti.

Can Gürkan ve iki sanığa bilinçli taksirden ceza, bir sanığın beraati istendi

Ardından savcılık esas hakkında mütalaasını sundu.     

Savcılığın mütalaasında, Can Gürkan'ın Yargıtay'ın 18 Ocak 2021'deki bozma kararında olduğu gibi bilinçli taksirle birden fazla kişiyi öldürme ve yaralama suçundan cezalandırılması talep edildi. Savcılık, diğer sanıklar  Adem Ormanoğlu, Efkan Kurt'un da bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebep olma suçundan cezalandırılmasını isterken, Haluk Evinç'in beraatini talep etti.

Can Gürkan'ın ve diğer sanıkların duruşma salonuna getirilmesi talebinin reddine karar verdi. Kararda, savcılık mütalaasına karşı gelecek duruşmaya kadar süre verilirken, madenci yakınlarının avukatlarının Can Gürkan ve diğer sanıkların kaçma şüphesi nedeniyle tutuklanması talebi de kabul edilmedi.

Bir sonraki duruşma 24 Mayıs'ta görülecek.

Ne olmuştu?

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 30 Eylül 2020'de, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği, istinafın da onadığı kararı bozmuştu. 12. Ceza Dairesi, sanıkların 'bilinçli taksirle öldürme' suçundan değil, 301 kez olası kastla öldürme ve 162 kez yaralama suçundan cezalandırılması gerektiğini belirtmişti. 

Bu karar, başta facianın yaşandığı Eynez ocağının sahibi Can Gürkan olmak üzere, sanıkların binlerce yıl hapis cezasıyla cezalandırılması demekti.

Yargıtay'ın 30 Eylül 2020'deki bozma kararından sonra duruşma günü beklenirken süreç ağır işledi. 

Bu sırada Yargıtay 12. Ceza Dairesi'nin üyeleri değişti. Üye değişikliğinden hemen sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 8 Ocak'ta 12. Ceza Dairesi'nin 30 Eylül 2020 tarihli kararına itiraz etti. 

İtirazın ardından, 12. Ceza Dairesi'nin yeni üyeleri 10 gün içinde yaklaşık 6 bin sayfalık dosyayı inceledi ve itirazı haklı bularak sanıkların olası kastla öldürme suçundan değil, bilinçli taksirle öldürme suçundan cezalandırılması gerektiğine hükmetti. 

12. Ceza Dairesi'nin 30 Eylül 2020'deki ilk kararından sonra duruşma günü vermek için 3 aydan fazla bir süre bekleyen Akhisar Ceza Mahkemesi, yeni karardan hemen sonra duruşma günü verdi. 

Yeni karara göre, sanıklar en fazla 22 yıl hapis cezasıyla cezalandırılabilecek.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU