Ömer Çelik: Hatalar düzeltildikçe neden Binali Yıldırım'ın oyları artıyor?

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Merkez Yürütme Kurulu toplantısının ardından açıklama yaptı

Fotoğraf: AA

Ömer Çelik'in açıklamalarından önemli bölümler: 

"YSK'nın kararı sonrası İstanbul seçimlerinin yenilenme süreci belli oldu. CHP'de gözlemlediğimiz YSK'ya yönelik saldırılara devam ediyorlar. 'Çete' demekten başladılar başka aşamalara geçtiler. CHP adayının ve yönetiminin İstanbul seçimlerine yönelik olarak tavır değişikliğinin çok iyi izlenmesi ve değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Daha önce seçim yenilenmesine karşı çıkanlar, son zamanlarda bilgisayar başında hata yapılmıştır, sorumlusu biz değilizdir diyorlar. Seçim sonucunu biz kazandık diyerekten sunmaya çalışmak anakronik bir yaklaşım olarak dikkat çekiyor. Bu kadar eminseniz niçin bütün oyların yeniden sayılması için güçlü bir duruş ortaya koymadınız? Cevabı verilmeyen sorulardan bir tanesidir bu."

"Binali Yıldırım'ın oyları artıyor"

"Hakemle kavga etmek şık olmuyor ve görevini yapan hakimlere karşı ayıp oluyor. Hatalar düzeltildikçe bizim adayımızın oylarının heba olduğu ortaya çıktı. Fakat karşı adayın hiçbir şekilde heba olmadığı ortaya çıktı. Hatalar düzeltildikçe neden sayın Binali Yıldırım'ın oyları artıyor da diğer adayın oyları artmıyor? Neden sürekli olarak Binali Yıldırım'ın aleyhine yapılmıştır. Bu kadar güvendikleri bir durum varsa oyların yeniden sayıma dönük olarak neden güçlü bir irade ortaya koymadıkları kamuoyunun önünde duruyor. Herhangi bir şekilde bir adaydan alıp da diğer adaya mazbata verilmedi."

"Sürece saygı gösteren sonuca da saygı gösterir"

"YSK en güvendiğimiz kurumdur diyeceksiniz, ondan sonra YSK karar verince 'çetedir' diyeceksiniz. Sürece saygı gösteren sonuca da saygı gösterir. Bu süreci çeşitli şekilde hırpalamaya çalışmak milletin hakemliği ile kavga etmektir. Sonuçta ülkemizin yegane patronu olan aziz milletimiz, İstanbullular karar verecek ve biz buna saygı duyacağız, bu sonucu selamlayacağız. Sempatik mesajlar vermek hukuki sürecin alternatifi değildir. Görülmesi gereken şey sürecin sağlıklı işlemesidir. Netice itibarıyla vatandaşlarımız kararlarını verecektir. Hepimiz de saygıyla karşılayacağız."

"AP adayları Erdoğan düşmanlığı yapıyor"

"Avrupa Parlamentosu seçimleri 23-16 Mayıs'ta gerçekleşecek. Adaylara baktığınızda neredeyse aşırı sağın ajandasını kullanmaya başladığını görüyoruz. Müthiş bir Erdoğan, İslam ve Türkiye düşmanlığı yapıyor. Avrupa'da daha az İslam, daha az göçmen, daha az çoğulculuk istiyorlar. Irkçılığın ve popülizmin ortaya çıktığı bir tablo karşı karşıyayız. İslam düşmanlığı konusunda net tavır almazlarsa Avrupa demokrasilerini bu akımlar zehirleyecek ve yutacaklar demiştik, şimdi maalesef bu gerçek oldu, bundan büyük üzüntü duyuyoruz.  Bir takım kampanya stratejistleri geliyorlar, aşırı sağın daha da güçlenmesi için alenen kampanya yapıyorlar. Bunun Avrupa için büyük tehlike olduğunu ifade etmek isterim."

"Aşırı sağ Avrupa'nın DAEŞ'idir"

"Avusturya'da aşırı sağcı hükümetin başörtüsünü yasaklayan kararı oldu, Hollanda'da helal kesim yasaklansın diye yasa tasarısı verildi. ırkçılık doyumsuz bir canavardır. Siz bu şekilde yaklaştıkça onun azgınlığı ve açlığı daha da artacaktır. Türkiye karşıtlığı üzerinden daha az İslam, daha az göçmen ve daha az çoğulculuk üzerinden kurgulanan bu durum Avrupa için büyük tehdittir. Aşırı sağ Avrupa'nın DAEŞ'idir. Bizim bölgemiz için DAEŞ nasıl bir nefret ve katliam şebekesini temsil ediyorsa Avrupa'daki aşırı sağ da aynıdır. Avrupa'da siyasi matruşka ürettiler. Bu matruşkanın en tepesine Türkiye ve Erdoğan düşmanlığını koydular, onu kaldırdığında İslam düşmanlığı çıkıyor. Bu Avrupa Birliği'ne, demokrasiye, çoğulculuğa düşmandır. Bütün bunların görülmesi lazım. Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Türkiye, İslam düşmanlığı yapıyorlar. Bununla başka şeyleri örtmeye çalışıyorlar. İdeolojik fanatizmin yeniden Avrupa'ya ele geçirmesi için bir yaklaşım ortaya koymuşlardır. Bütün sağduyulu siyasetçileri nefret siyasetinden uzak durmaya, bu ajandayı paylaşmamaya ve tavır almaya davet ediyoruz."

ABD ile İran arasındaki gerginlik

"Bölgede kapasitesinin üstünde gerginlik var. Yeni sıcak çatışma her şeyi mahveder. Müzakere kapıları herkes için açıktır. Bu İran halkına karşı en büyük vefasızlık olur. ABD-İran hattında ortaya çıkan gerilim, Irak, Afganistan ve Yemen'de karşılık bulacaktır. Bu bölgede asker artırmaktan, ülkeleri tehdit edebilecek yaklaşımdan kaçınılmalıdır."

Doğu Akdeniz'deki sondaj gerilimi

"Yunanistan ve Rum kesiminin Türkiye'ye ait olan bölgelere, Türkiye'nin kıta sahanlığına dönük olarak bu saldırganlığını, birtakım ülkelerinin petrol şirketleriyle anlaşması, o ülkelerin deniz kuvvetlerini davet etmesinin bizim açımızdan hiçbir kıymeti yoktur. Türkiye, KKTC'nin hak ve menfaatlerini koruyacaktır. Kıbrıs'ın etrafındaki kaynaklar iki kesime aittir. Henüz bir birleşme formülü ortaya çıkmadan, AB Rum kesimini tanıdı diye bölgedeki bütün doğalgaz, hidrosarbon kaynaklarını Rum kesiminin olduğunu ilan etti diye Türkiye böyle bir oldu bittiye kesinlikle müsaade etmez. Türkiye'nin ve KKTC'nın Türkiye Petrollerine devrettiği haklar sonuna kadar kullanılacaktır."

Samsun'daki 19 Mayıs törenleri - HDP'nin eleştirisi

"Oraya HDP davet edilmemişti. Bu ortak ruhu paylaşmayan, İstiklal Marşı okumayan bir organizasyon durumunda oldukları için böyle bir davet kendilerine gitmedi. Keşke ortak ruha katkıda bulunacak siyaset yapsalar. Keşke ülkenin temel değerlerine gereken saygıyı gösterseler, siyaset yapsınlar. Ama böyle olmuyor. Bunun devlet töreni değil AK Parti'nin töreni olduğunu ifade ediyorlar. Bu sığ ve çiğ yaklaşımdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının bu ülkenin kurulması, milli mücadelenin başlatılması, namusumuzun, onurumuzun, istiklalimiz için attığı adımın gençlere hediye edilmesi bu ruhun ifadesidir. Son  derece güzel bir tören oldu. Samsun'un ve Türkiye'nin her tarafından katılımın olduğu bir törendir. Milletin devleti adına yapılan bir törendi. Bulunanlar açısısından son derece kıymetli tablodur."

Öcalan’ın avukatlarının İmralı’ya gitmesi

"Bu tip görüşmeler, avukatların İmralı'ya gitmesi, terörist başıyla ilgili ne zaman olsa mutlaka bir gündeme bağlanmaya çalışılır. Yeni bir dönem mi açılacaktır gibisinden. Her dönemde bu tip tartışmalar yaşandı. Devletin kendisine göre bir planlaması oluyor. Son dönemde bir yargı kararı vardı ve yakın zamanda kalktı. Türkiye siyasi gündemi dinamik bir ülke. Nerede bir gelişme olsa büyük teoriye bağlanıyor. Görüşmeyle ilgili hukuki engel vardı. Bu engel kalktı."

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU