AstraZeneca aşısının yan etkilerine yönelik endişeler, 18 milyondan fazla kişiye aşının uygulanmasının ardından geri döndü. İngiltere İlaç ve Sağlık Ürünleri Düzenleme Kurulu (MHRA), 7 kişinin aşı olmalarının ardından kan pıhtılaşması nedeniyle hayatını kaybettiğini ancak bunun bir aşıdan kaynaklandığına net bir bilgi olmadığını belirtti. MHRA İcra Kurulu Başkanı Dr. June Raine, BBC’ye yaptığı açıklamada, “Aşının, Kovid-19 ile enfeksiyonu ve komplikasyonlarını önlemeye yönelik faydaları hala her türlü riskten daha ağır basıyor. Halkın aşı uygulanması üzere davet edildiğinde, aşıları olmaya devam etmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
MHRA daha önce, İngiltere’de 18,1 milyon doz AstraZeneca-Oxford aşısının uygulanmasının ardından kan pıhtılaşması görülen 30 vakanın tespit edildiğini belirtti. Kurul, 24 Mart’a kadar, beyin damarlarında pıhtılaşma görülen 22 vaka ve farklı türde kan pıhtıları görülen 8 vakanın bildirildiğini ancak bunların aşı ile ilgili olup olmadığına ilişkin net bir bilgi olmadığını belirtti.
Bununla birlikte, bir bilim insanı AstraZeneca aşısı olan kişilerde kan pıhtılaşmasının ortaya çıkmasının tesadüf olduğuna yönelik çok sayıda kanıt bulunduğunu ifade etti. İngiltere’deki East Anglia Üniversitesi’nden Mikrobiyoloji Profesör Paul Hunter dün BBC Radio 4’ün Today programında yaptığı açıklamalarda, “Bir dizi nadir olayın tamamen tesadüf eseri meydana gelmesi alışıldık bir durum” dedi. Hunter sözlerine şöyle devam etti:
“Ancak, bir nüfusta bir dizi vaka tespit edildiğinde ve daha sonra vakalar başka bir nüfusa yayıldığı -daha önce Almanya’da, şimdi ise İngiltere’de olduğu gibi- zaman tesadüfi bir ilişki olma şansının çok ama çok düşük olduğunu düşünüyorum.”
AstraZeneca aşısı olan kişilerde kan pıhtılaşması görüldüğüne yönelik raporlar, bazı ulusal ilaç denetim kurumlarının aşı olacak kişiler konusunda kısıtlamalar uygulamasına yol açtı. Örneğin, Kanada 55 yaşın altındakiler için aşının kullanımını askıya alırken, Almanya 60 yaşın altındakiler için aşı uygulanmasını büyük ölçüde durdurdu.
İngiltere ise aşının tüm yaş grupları için güvenli olduğunu belirtti. Avrupa İlaç Ajansı (EMA), ulusal sağlık yetkililerinin kararlarının ardından daha fazla istişarelerde bulunmayı planlamasına rağmen, aşının güvenli olduğunu belirtti. İngiltere’de 31 milyondan fazla kişiye ilk doz aşı uygulanırken, bu uygulamaların 18 milyondan fazlası AstraZeneca aşısıyla yapıldı. Peki, Kovid-19’a karşı AstraZeneca aşısı uygulanan kişilerde meydana gelen nadir ve tehlikeli kan sorunları nasıl açıklanabilir? Bu zorlayıcı sorunun cevabı, EMA’nın önümüzdeki hafta düzenlenecek toplantısı öncesinde belirsizliğini korumaya devam ediyor.
AstraZeneca aşısı uygulanan bazı kişilerde görülen sorunlar, başta bildirildiği üzere kan pıhtısı oluşturan ve genel olarak görülen pıhtılar değil “Son derece alışılmadık” durumlar. Fransız İlaç Ajansı, büyük damarlardaki pıhtıların oluştuğu yerlerin (genellikle beyinde aynı zamanda sindirim sisteminde) alışılmadık olduğu ve trombosit yetmezliği veya kanamalı pıhtılaşma bozuklukları ile ilişkili olabileceğini belirtti.
Alman Hükümetine danışmanlık yapan Paul Ehrlich Enstitüsü (PEI) Mart ayı ortalarında, trombosit eksikliği bağlantılı olarak son derece nadir görülen beyin damarlarındaki pıhtıların belli bir formunun dikkate değer bir sayıdaki birikimine dikkat çeken ilk kurum oldu. Uzmanların belirttiğine göre bu, yaygın ‘damar içi pıhtılaşma’ olarak isimlendirilen bir durumu hatırlatıyor.
Fransa hükümeti tarafından kurulan Kovid-19 Aşılama Komitesi üyesi enfeksiyon hastalıkları uzmanı Odile Launay, geçtiğimiz günlerde Fransız Haber Ajansı AFP’ye yaptığı açıklamada “Bunlar son derece nadir belirtiler, tehlikeli sepsis (şiddetli iltihaplar) vakalarında ortaya çıkıyorlar ve kan pıhtılaşması ve kanamaya yol açabiliyorlar” ifadelerini kullandı.
EMA çarşamba günü, “Aşı ile hiçbir nedensel bağ kanıtlanmadı, ancak bunun olması mümkün ve şu anda ek analizler yürütülmeye devam ediyor” açıklamasında bulundu. EMA, bu konuyu ele almak üzere 6 ve 9 Nisan tarihlerinde yeniden toplanacak. Bununla birlikte Avrupa’nın çeşitli yerlerindeki diğer uzmanlar daha net görüşler açıkladılar.
Oslo Üniversitesi Hastanesinde bu vakalar üzerinde çalışan Dr. André Holme 27 Mart’ta Norveç televizyon kanalı TV2’ye yaptığı açıklamada, “Bir bağlantı olup olmadığı ile ilgili tahmin yürütmeyi bırakmalıyız. Tüm vakalarda aşının (AstraZeneca) uygulanmasından 3 ila 10 gün sonra semptomlar gelişti; Başka nedensel bir faktör bulamadık” ifadelerini kullandı.
Norveçli sağlık yetkilisi Steinar Madsen AFP’ye yaptığı açıklamada “Norveç İlaç Ajansı aşı ile olası bir bağlantının olduğunu tahmin ediyor” dedi. Fransız İlaç Ajansı ise 26 Mart’ta yaptığı açıklamada “Bu pıhtıların atipik doğasına, benzer klinik semptomlara ve ortaya çıkmasındaki ortalama süreye” dayanan çok düşük bir ihtimal olduğunu belirtti.
EMA tarafından çarşamba günü yayınlanan rakamlara göre şu ana kadar dünya genelinde beyin damarlarında pıhtı görülen 62 vaka kaydedildi. Bu kişilerden 44’ü, Avrupa Ekonomik Alanı’ndaki (Avrupa Birliği, İzlanda, Norveç ve Liechtenstein) 30 ülkede uygulanan 9 milyon 200 bin kişidendi. EMA Direktörü Emer Cooke çarşamba günü sanal olarak düzenlenen basın toplantısında, hepsi kesin olarak atipik pıhtılara bağlı olmamak üzere 14 ölümün kaydedildiğini duyurdu.
Paul Ehrlich Enstitüsü’ne göre Almanya’da, beyin damarlarında pıhtılaşma olduğundan şüphelenilen 31 vaka (bunlardan 19’u trombosit sayısındaki azalma ile ilişkilendirildi) ve 9 ölüm kaydedildi. Bu AstraZeneca aşısının (2 milyon 800 bin doz aşı kullanıldı) 100 bin dozu başına ortalama bir vakayı temsil ediyor. Fransız İlaç Ajansına göre, Fransa’da uygulanan 1 milyon 900 bin dozdan 4 can kaybı dahil olmak üzere 12 vaka bildirildi. Norveç’te uygulanan 120 bin dozdan 3 can kaybı dahil olmak üzere 5 vaka kaydedildi. Hollanda da aynı şekilde 3 can kaybı dahil olmak üzere 5 vaka kaydedildi.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Şarku'l Avsat