Geçenlerde 'AK Parti'nin Kürtlerle dansı' başlıklı bir yazı yazmıştın; bu sefer de Kürtlerin siyasetle dansı diyorsun.
Bir 'danstır' takmışsın gidiyorsun!
'Bu dans meselesi de nereden çıktı?' diyorsanız, haklısınız!
Fukara Kürt, dansı nereden bilsin?
Delilo, Çaçani, Harrani, Çepik, Esmer, Üç ayak, Şemmami… desen evelAllah halayın envai türlüsünde en kralına taş çıkartır.
Öyle bir diz kırar, omuz titretir ki seyrine doyum olmaz, bazen 100 kişi birden govende durur.
Govendde rengarenk giysili kızlar Süphan Dağı'ndaki bin bir türlü çiçeklere benzer.
Yok öyle Twist, tango, Çarliston, Cha Cha, Rock'n Roll, Break Dance, Swing, Mamba, Salsa, Rumba, Flamenko, Sirtaki…dersen hak getire!
Arabın başı belli sonu belirsiz ya leylisi ile Batılıların 'Belly Dance-Oryantal' dedikler 72 azanın aynı anda titrediği, kıvıra kıvıra kıvıranın kalçayla gövde arasında 360 derece döndüğü göbek dansını ise Kürt hiç beceremez.
Sizin anlayacağınız 'kıvıramaz', kıvırmaya kalktığında ise beli kırılır!
Onun içindir ki siyaset dansında hep sınıfta kalır.
Her neyse!
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Dans olmuyorsa bari bugünlerde Kürt'ün doğru düzgün bir Diyarbekir 'Üç Ayağı' oynaması lazım.
'Üç Ayakta' ince burunlu topuklu ayakkabısının topuklarını yerli yerinde ve sertçe yere vurması lazım!
Topuk vurmasının sesinin davulcu ve zurnacıyı bastırması, arşı alaya çıkması lazım!
Önümüzdeki 2 yıl, daha doğrusu yapılacak ilk Başkanlık ve parlamento seçimleri hayati derecede önemli.
Uzun analizlere gerek yok, çünkü kimsenin bir sayfadan fazlasını okuyacak takati yok!
1. Başını AK Parti'nin çektiği Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için yüzde 20'leri bulan Kürt oyları seçimi kazanmak için hayati derecede önemli.
Kürtlerin en azından belli bir kesiminin oyunu almadan başkan olmak da TBMM çoğunluğunu elde etmek de mümkün değil.
Kürtleri topyekûn kaybetmek demek, başkanlığı da iktidarı da kaybetmek demek.
2. Millet İttifakı için de durum aynı. HDP ve HDP dışındaki Kürtlerin oyları olmazsa olmaz.
Her ne pahasına olursa olsun, mevcut Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan kurtulmak için kendini paralayan, başını CHP'nin çektiği muhalefet Kürtlere mecbur.
Kürtlersiz bir 'kurtuluş' mümkün değil.
3. Önümüzdeki birkaç yıl Suriye'nin ve devamında ise Irak dahil tüm Ortadoğu'nun yeniden dizayn edileceği bir dönem.
Rusya, ABD ve İran bütün kartlarına bir 'Kürt jokeri' yerleştirmiş durumdalar.
Türkiye Cumhuriyeti de Suriye ve Irak Kürtleri ile ilgili mutlaka bir proje hazırlamak mecburiyetinde.
Kürtleri (PKK'den ayrı) karşısına alacak bir projenin başarı şansı yok. Meseleye bazı aklı evvellerin yaptığı gibi sadece güvenlik penceresinden bakmak artık sürdürülemez.
Kürt siyasetçilerin önünde işte böylesine zor ve zor olduğu kadar da karmaşık bir süreç var.
Siyaset birçoklarına göre 'sonuç almak ve hedefe ulaşmak sanatıdır'
'Seni başkan yaptırmayacağız' deyip rakibini 'İmparator' yapmak da, 80 milletvekili ile 102 Belediye Başkanını 'çöpe' atmak da; Erdoğan'a inat hiçbir şey elde etmeden İmamoğlu'nu başkan yapmak da, daha anadille eğitim ve köy kasaba, şehir isimlerinin iadesine bile evet demeyen CHP'ye açık çek vermek de yol değil.
Bugün siyaset pazarında 'alış-veriş' zamanı.
Siyaset pazarında 'verdiklerin', 'aldıklarını' karşılamıyorsa boş bir alışveriş yapmışsın demektir.
Boş düşmanlığın da, boş dostluğun da bir yararı yok.
Feleğin çarkı her zaman insanın önüne gelmez!
Zaman fırsatı iyi değerlendirme zamanı.
Hak hukuk, adalet, insanlık, demokrasi ve kardeşlik adına kazanmak zamanı.
Bu dönem 'Aklé sıvık, baré gıran' (Yükü ağır aklı hafif) olanların dönemi değil.
Kürtlerin barını (yükünü) sıvıkleştirecek (hafifleştirecek) aklé gıranlara (ağır akıllılara) ihtiyaçları var.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish