HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Buldan, konuşmasına 30 Mart 1972'de Kızıldere'de devlet güçleriyle girdikleri çatışmada hayatlarını kaybeden Mahir Çayan ve arkadaşlarını anarak başladı. Buldan, "Onların hayatlarını devrimci dayanışmanın en büyük örneği olarak feda etmesi bizlere yol göstermektedir. Bu yolda dayanışma ve güç birliğiyle ilerleyeceğiz" diye konuştu.
Buldan şöyle devam etti:
AKP-MHP iktidarı sürdükçe bu ülkede hiç kimse güvende değildir. Ne toplumun, ne kadınların, ne emekçilerin ne kimlik ve inançların bugünü ve yarını güvende değildir.
"Darbe yaptılar"
İktidarın seçme ve seçilme hakkına "darbe" yaptığını kaydeden Buldan, "Milyonlarca Kürdün iradesini yok sayarak HDP belediyelerini gaspettiler, Boğaziçi'ne bile kayyum atadılar, Gezi Parkı'na el koymak için de bir kayyum atadıklarını bir kez daha gördük" diye konuştu.
Buldan şunları kaydetti:
28 Şubat'çılar gibi herkesi fişlediler. Bugün Meclis Genel Kurulu'na getirecekleri "güvenlik soruşturması yasası" bir fişleme yasasıdır ve kamuya yönelik büyük bir tasfiyenin hazırlığıdır.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Halk seçim istiyor"
Konuşmasında HDP hakkında açılan kapatma davasını "kumpas" olarak niteleyen Buldan şöyle konuştu:
Demokratik siyasete darbe süreci başlattıklarına tanıklık ediyoruz. Plan ve politikaları sadece kendilerini kurtarmak, iktidardan düşmemek için. Ülke batmış halk perişan olmuş bunların umurunda bile değildir. İktidarın ekonomiden adalete, işsizlikten yoksulluğa kadar hiçbir meselede çözüm politikası yok. Sokakta herkes adalet diye feryat ediyor, buldukları çözüm HDP'ye ve hak arayan herkese karşı adaletsizliği büyütmek olmuştur. Çaresizlik içindeki halk iş ve aş istiyor, saray iktidarının sunduğu çözüm HDP hakkında kapatma davası açmak olmuştur.
Halkın "bu iktidardan kurtulmak" amacıyla seçim istediğini savunan Buldan, "Biz de bir kez daha çağrı yapıyoruz, çözüm erken seçimdedir" diye konuştu.
"Küçük ortak davanın savcısı, büyük ortak davanın başsavcısıdır"
Buldan şu ifadelerle devam etti:
Kapatma davası kararını büyükşehir belediyelerini kaybettikleri 31 Mart akşamı verdiler. 23 Haziran akşamı da kapatma davasını planlayarak düğmeye bastılar. Açılan dava siyasi intikam davasıdır. Bu davanın kararını ve talimatını veren sarayın iki ortağıdır. Küçük ortak davanın savcısı, büyük ortak davanın başsavcısıdır. Her şey açık ve nettir: AKP-MHP ikilisi seçim kazanmak için HDP'yi kapatmak istemektedir.
"Öcalan'a tecrit uygulanıyor" iddiası
Buldan, İmralı Cezaevinde bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan'a "tecrit" uygulandığı iddiasını yineledi.
Buldan, "Sayın Öcalan, daha önce de ifade ettiği üzere Türkiye'nin yüz yıllık sorunlarının çözümü için bir muhatap aramaktadır. Devlet aklını ciddiyete ve üzerini düşeni yapmaya davet etmektedir. Çözüm arayışına tecritle karşılık vermek, ne sorunun kendisini ortadan kaldırır ne de çözüm taleplerini engeller. Barış, toplumsal bir taleptir, İmralı tecritiyle bastıramazsınız. HDP olarak demokratik uzlaşı, özgür bir siyaset ve çözümün ana hatları olduğunu bir kez daha buradan hatırlatmak istiyoruz. Diyalog ve müzakere bu hattın harcıdır. Bunun yolu da tecritin kaldırılmasından ve diyalog kanallarının açılmasından geçmektedir. Adalet Bakanlığı başta olmak üzere ilgili tüm kurumları hukuksuzluğa son vermeye çağırıyoruz" diye konuştu.
Erdoğan'a seslendi
Buldan, Cumhurbaşkanı Kararı ile İstanbul Sözleşmesi'nin iptalini eleştirerek, "İstanbul Sözleşmesi'ni kaldıran erkek kararı, biz kadınların nezdinde yok hükmündedir. Kararı tanımıyoruz, haklarımızın kaldırılmasına izin vermeyeceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da seslenen Buldan şu ifadeleri kullandı:
Buradan AKP'nin genel başkanına şu çağrıyı yapıyorum: Sizin çekilmeniz gereken yer oturduğunuz koltuktur, iktidardır; ya çekilerek gidersiniz ya da kadınlar sizi gönderecektir.
Independent Türkçe