Bu bir başka Newroz'du... (1)

Celalettin Can Independent Türkçe için yazdı

Diyarbakır Newrozu, 2021 / Fotoğraf: Twitter

Evet, bu Newroz bir başka Newroz'du… Van'dan, Diyarbakır'dan, Ankara'ya, İstanbul'a…  İzmir'den, Mersin'e, Adana'ya, Gaziantep'e, Urfa'ya memleketin onlarca kent ve ilçe merkezlerinde milyonlarca aydınlık yüzlü insan su gibi meydanlara akıyordu.  

Karadeniz'in birçok kent ve ilçe merkezlerinde de basın açıklamalarıyla olsun, başka biçimlerde olsun binlerce insan sokaklardaydı. Amasya'nın, Ordu'nun, Giresun'un Trabzon'un kırsal kesimlerinde halk Newroz ateşi etrafında horon tepiyordu.

Karadeniz'in 1980'lerden sonra, halkın kullanımından uzak mecralarda akan suları kendi mecralarına doğru yön değiştirme eğiliminin ilk dalgaları görünüyordu.

Yani demem o ki özlemlerin, sevgilerin, omuzların birleştiği Newroz ateşi etrafında kardeşleşmenin yeniden doğuşu yaşanıyordu sanki.

Newroz öncesini hatırlayalım bir de…

Hatta 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesini hatırlayalım…

Hava ne kadar da ağırdı. Şairin dediği gibi 'Hava kurşun gibi ağır'dı.  

8 Mart'ta yüzbinlerce kadın bu ağırlığı dağıtırcasına yürüyordu.

Akabinde ağır baskı koşullarına ve ondan da ağırı bitirici pandemi koşullarına karşın böyle bir Newroz yaşanıyordu.

Halklar Newroz ateşi etrafında kardeşlik şarkıları söylüyor, kardeşlik sloganları atıyordu.


Newroz 'izninin' anlamı ne ola ki?

Geçtiğimiz yıl pandemi gerekçe gösterilerek Newroz kutlamalarına izin verilmemişti.

Sadece Newroz kutlamalarına mı?

Pandemi gerekçesiyle denebilir ki bütün toplantı ve gösteri hakları adeta "sözsüz ve yazısız" bir anlaşma ile yasaklanmıştı.

Hak ve özgürlükler bilinciyle buna teşebbüs eden kurum üyelerine ve gruplara saldırı, gözaltı, hatta tutuklanıp terör örgütü propagandası ya da üyesi olmaktan yargı önüne çıkarma hali yeni dönemin normali gibi idi…

Sahi ne oldu da bir anda hemen hemen bütün bölgelerde Newroz kutlamalarına izin verildi?

Sınırları aşan bir zorlamayla yürütülen sert politikanın bir şekilde dengelenmesi denebilir, ama değil…  

İşte Newroz kutlamalarından 12 gün önce tamamen barışçı bir kadın yürüyüşünün ardından 18 kadın "zıpla zıpla zıplamasan …'sin" sloganı üzerinden 'Cumhurbaşkanına hakaret suçu' iddiası ile gözaltına alındı.
 

8 mart.jpg
Fotoğraf: Twitter @8MartYuruyus

 

Newroz kutlamalarından iki gün önce Cumhurbaşkanı kararı ile İstanbul Sözleşmesi feshedildi.

HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, 21 Mart Newroz sabahı kaldığı HDP Meclis grubu toplantı salonundan abdestini almak için tuvalete gittiğinde, elbiselerini giymesine, hatta namaz kılmasına dahi fırsat tanınmadan, ayağında terlikleriyle apar topar gözaltına alındı.  

Salıverildikten sonra yetmedi, Ankara'da yapılan Newroz etkinliğine katılması engellendi. Neymiş, üstünü aratmamış… Yani en küçük bir esneklik dahi yoktu.

Bütün bunlara rağmen Newroz kutlamalarına neden izin verildi?

Başlarına taş mı düştü?

Yoksa uyguladıkları sert, faşizan politikaların sonuçlarının ne olduğunu görmek mi istediler?

 
Her şeyin de bir sınırı var…

Halk sanıldığı gibi onca baskı ve şiddet politikasına karşın, baskı koşullanmasının esiri olmamış, sinmemiş, geri çekilmemiş…

Geri çekilme hali bir ince bir korunma haliymiş, bir bakıma görüntüymüş.

Bir yanıyla kendine bilinç taşıma iddiasındaki yetmezliklerden kendince korunma, ama esasen, kendi üzerinden değerlerini, kurtuluşunu tasfiyeye yatıran haramilerden korunma…

Siz cezaevlerinde, üstelik ayırımcı, kanuni olmayan tecritte ısrar ederseniz,

Siz kendi geçmiş deneyiminizle çelişki içinde 6,5 milyon seçmenin, aileleri, akrabaları, sülaleleri ve aşiretleriyle 20 milyona varan bir halk potansiyelinin partisini kapatmaya yönelirseniz,

Siz kadınları koruma amaçlı İstanbul Sözleşmesi'ni zaten uygulamadığınız gibi feshetmekte ısrar ederseniz,  

Siz çevreyi ve doğayı yok edici politikalarda ısrar ederseniz,

Siz zenginlik kaynaklarını talan edici politikalarda ısrar ederseniz,

Siz "özelleştirme" adı altında elde avuçta ne var satmakta ısrar ederseniz,

Siz ülkeyi, toplumu ve halkı yoksullaştırıcı benden sonrası tufan politikalarında ısrar ederseniz,

Toplumun yarısından biraz fazlasını zaten kaybetmişsiniz, çok muhtemel giderek duvara dayanan halkın çok daha büyük çoğunluğu size 'Hayır' der!

21 Mart Newroz'undan cumhurcu iktidarın öğrenmesi gereken bir temel derste budur!

Ders çıkarmasını bilene! 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU