Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle ayrılmasını yargıya taşıyacağını açıkladı.
Partinin Kadın Politikaları Başkanlığı, İstanbul İl Başkanlığı’nda düzenlenen bir basın toplantısında, İstanbul Sözleşmesi tartışmalarına ilişkin görüşlerini ve yol haritasını kamuoyuyla paylaştı.
Toplantıda yaptığı açıklamada, kararnamenin iç hukuka aykırı ve kadın hakları gaspına yönelik siyasi bir girişim olduğunu söyleyen Elif Esen, şunları kaydetti:
İstanbul Sözleşmesi ülkelerin örf ve adetlerine uygun olarak iç hukuklarını düzenler ve kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi için imzacı devletlere sorumluluk yükler. İmzalandıktan sonra gereğince uygulandığı ülkelerde olumlu sonuçları bugün artık tespit edilmiştir.
İstanbul Sözleşmesi ülkemizde 2011 yılında, halen görevde olan bugünkü iktidar yetkilileri tarafından herhangi bir şerh düşülmeden TBMM tarafından onaylanmıştır. Ancak, gerekli uygulamalar yıllar içinde yetersiz kalmış ve hatta kadını koruyamamıştır. O gün mecliste 246 vekilin kabulü ve 1 vekilin çekimser oyuyla kabul edilen İstanbul Sözleşmesi, bugün usulsüzce ve milletin iradesi yok sayılarak feshedilmiştir.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Bu karar yok hükmündedir"
"Bu karar Anayasa’nın 87. 90. Ve 104. Maddeleri göz önüne alındığında yok hükmündedir" diyen Esen, "Uluslararası sözleşmeler yetki ve usulde paralellik ilkesi gereğince kabul edildiği usulde feshedilmelidir. Dolayısıyla İstanbul Sözleşmesi 2011 yılında TBMM tarafından onaylandığı için yine TBMM tarafından çıkarılacak bir kanun ile yürürlükten kaldırılabilir" ifadelerini kullandı.
"Yargı kararları potansiyel katil biriktiriyor"
Esen, yargı kararlarının "potansiyel katil ve istismarcı" biriktirdiğini öne sürerek, "Cezaların yetersiz ve etkisiz kalması planlı kadın cinayetlerini arttırıyor. Bugün karısını öldüren bir adam 'Kanunlar benden yana ben de öldürdüm' cümlesini çok rahat kurabiliyor" diye konuştu.
Esen şöyle devam etti:
Bizler bir canı daha kaybetmemek için çabalarken devlet yükümlülüklerini yerine getirmesini destekleyen anlaşmadan çekilmiştir. İstanbul Sözleşmesi’nden usulsüz çekilen iktidar kadar, konuyu çok farklı mecralara taşıyan toplum kesimlerinin de vebali ve sorumluluğu büyüktür. Kadınlar ve çocuklar popülist siyasi yaklaşıma kurban verilmiştir. İşte tam bu sebeple İstanbul Sözleşmesi çekilme kararından geri dönülmelidir! Bugün ‘DEVA Yaşatır’ kampanyamızı başlatıyoruz. Yok hükmündeki bu karardan dönülmesi için tüm Türkiye’den yüzlerce kadın bu usulsüz karara dava açacak ve kadınların, çocukların yaşam hakları için davacı olacağız.
Independent Türkçe