"Biz ki İstanbul şehriyiz
Güzelizdir
Dört yanımız mavi mavi dağdır, denizdir
Öfkeli, büyük bir şair :
'Ey bin kocadan arta kalan bilmem neyi bakir'
Demiş
Bize
Ve bir başkası
Yekpare Acem mülkünü feda etti bir sengimize"
Nazım Hikmet, İstanbul'u anlatırken, İstanbul için yazılmış başka şiirlere de böyle referans vermişti.
Kuşkusuz eğer İstanbul'un tam ortasından bir boğaz geçmeseydi, İstanbul bildiğimiz İstanbul olmazdı.
Peki, sadece asırlara direnen bu kenti değil koca iki kıtayı birbirinden ayıran İstanbul Boğazı'nın altı da üstü gibi dünya güzeli mi?
Herkes, boğazın altının çöplerle dolu olduğunu biliyor ancak kimse, şehre sevgi gösterilerinde bulundukları kadar şehrin boğazının temizlemeye istekli değil.
Bu isteksizlik, boğazdaki çöpleri daha da arttırıyor.
"Farkındalık" için daldılar
İHH İnsani Yardım Vakfı Arama Kurtarma Dalgıçlık Kulübü, geçen gün bir "farkındalık" oluşturmak için boğazın serin sularına daldı.
Çıkarabildikleri kadar çöpü denizden çıkarıp bunları gerçek sahiplerinin gözünün önüne getirdi.
Şişeler, halılar, cep telefonları...
Dalgıç ekibinin sorumlusu Doğan Uğurlu denizden en çok şişelerin çıktığını söyledi.
Tabii ki sadece şişe bulmamışlar suyun altında. İnşaat atıkları, poşetler, halılar, cep telefonları ve konserveler...
Bulabildikleri kadar çöpü su üstüne çıkardıklarını anlatan Uğurlu, dalgıçların bu çöpleri tek tek bulup boğazı temizlemesinin mümkün olmadığının farkında: Amacımız bir farkındalık oluşturmak. İnsanlar evlerinde çöplerle birlikte yaşayabilir mi? Ama doğayı bir çöplüğe çeviriyorlar. Doğa bizim evimiz değil mi?
"Tekrar insana dönüyor"
Denize atılan çöplerin burada kaybolmadığına dikkati çeken Uğurlu, "Çöpler sadece sualtı yaşamını etkilemekle kalmıyor. Bu çöpleri yiyen balıklar insanların sofrasına geldiğinde aslında çöpleri de beraberinde getiriyorlar. Yani doğa insanın kendine verdiğini tekrar insana iade ediyor" dedi.
"Balıkçıların kurşunları kirlilikte etken"
Boğazın her yanında çöplerle karşılaşıldığına değinen Uğurlu, balıkçıların ağlarından düşen kurşunların da bu kirlilikte etkili olduğunu belirtti. "Balık tutanlar sadece 'aa kurşun gitti' diyor. Aslında kurşunun bir yere gittiği yok. Denizin dibinde kirlilik yaymaya devam ediyor" ifadelerini kullandı.
"Aileler çocukları bilinçlendirmeli"
Sorunun çözümünün bilinçlenmede olduğunu vurgulayan Uğurlu, "Öncelikler Aileler bu konuda çocukları bilinçlendirmeli. Bizim amacımız boğazı baştan sona temizlemek değil, zaten böyle bir şey mümkün de değil. Biz bir kibrit çakmak istedik. 1 kişi dahi bunları görüp dikkat etse bizim için değerli bir adım olur" şeklinde konuştu.
© The Independentturkish