Dünya genelinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında vaka sayısı (14 Mart 2021 tarihi itibarıyla) 119 milyon 355 bini, hayatını kaybedenlerin sayısı 2 milyon 645 bini, iyileşenlerin sayısı ise 95 milyon 618 bini geçti.
Vaka sayısı ABD'de 29 milyon 931 bine, Hindistan'da 11 milyon 333 bine, Brezilya'da 11 milyon 284 bine ve Rusya'da da 4 milyon 370 bine yükseldi.
Türkiye aşılamada 6. sırada
Bir yılı aşkın süredir etkisini sürdüren salgını durdurmanın bilinen etkili yolu ise aşılama.
Şu ana kadar 118 ülkede 319 milyon 17 bin 292 doz aşı uygulandı.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD), 95 milyon 721 bin doz ile zirvede yer alırken, aşılanan kişi sayısının nüfusa oranında ise ilk sıra İsrail'in oldu.
ABD'yi 52 milyon 500 bin ile Çin izlerken, Hindistan 25 milyon 289 bin doz ile 3. sırada yer aldı.
Birleşik Krallık'ta 24 milyon 64 bin, Brezilya ise 12 milyon 42 bin doz aşı uygulandı.
Türkiye ise 10 milyon 819 bin doz aşı ile 6. sırada yer aldı.
Sağlık Bakanlığı'nın paylaştığı verilere göre, bu sayının 7,5 milyonu aşkın bölümünü birinci doz aşının uygulandığı kişiler oluşuyor. 2,5 milyondan fazla kişiye de ikinci doz uygulandı.
Long Kovid: Kovid-19 atlatılsa da şikayetler aylar boyu sürebiliyor
Ancak SARS-CoV-2 virüsünün sebep olduğu Kovid-19 hastalığının bazı belirtileri, iyileşme sürecinin tamamlanmasından sonraki dönemde de görülebiliyor.
Bir ya da birkaç haftadan başlayıp aylarca devam edebilen süre zarfında "Long Kovid (Uzayan Kovid)" olarak ifade edilen bu durum, birtakım sağlık problemlerini içerebiliyor.
Diğer bir deyişle, Kovid-19 hastalığından kurtulduktan sonra bile bazı kişilerde, temel sağlık çizgisine dönüş sağlanamıyor ve süregelen belirtiler, hastalığın uzun vadeli etkilerinin olabildiğini gösteriyor.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin (CDC) paylaştığı bilgilere göre, 18-34 yaş grubundaki her 5 hastadan biri, Kovid-19'u atlatmasına rağmen bazı sağlık problemleri 2-3 hafta devam edebiliyor.
Çeşitli çalışmalar, salgını kadınların daha hafif belirtilerle atlattığını ortaya koysa da, Kovid-19'un uzayan etkileri kadınlarda daha uzun sürebiliyor.
King's College London: 50-60 yaş arası kadınlar, uzun Kovid geliştirmeye en yatkın grup
Birleşik Krallık'ta King's College London'dan bilim insanlarına göre 50-60 yaş arası kadınlar, uzun Kovid geliştirmeye en yatkın grup.
50 yaşın üzerinde olmak, aşırı kilo ve astım da hastalığın semptomlarını daha uzun süre hissetme riskini artırabiliyor.
İtalya Yüksek Sağlık Enstitüsü’nün çalışmalarına göre de 2 aydan uzun süre Kovid-19 semptomları gösterme riski, kadınlarda erkeklere oranla 2 kat fazla.
Araştırma: Kadınlar, erkeklere oranla 5 kat fazla Long Kovid şikayeti yaşayabiliyor
International Severe Acute Respiratory and Emerging Infection Consortium (Isaric) çalışmasına göre ise kadınların, erkeklere oranla 5 kat fazla Long Kovid (Uzayan Kovid) şikayeti yaşayabildiği belirtiliyor.
İngiliz hükümeti danışma kurullarından Scientific Advisory Group for Emergencies’e (Sage) de sunulan çalışmaya göre, özellikle 50 yaşın altındaki kadınlarda bu etki daha belirginken, nefes darlığı şikayeti de 6 kat fazla.
Kovid-19 hastalığının uzun vadeli etkilerini ve Türkiye'de "Post Kovid-19 Merkezi" kurulmasının gerekip gerekmediğini konunu uzmanları değerlendirdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Güner Sönmez, "Post Kovid" ya da "Kovid Survivor" olarak da adlandırılan bu duruma ilişkin, "Bu tanımlama, Kovid olup iyileştikten sonra hâlâ hastalığın bazı belirtilerini şiddetli şekilde yaşayan kişiler için kullanılıyor" dedi.
Bu duruma sadece hastalığı semptomatik geçirenler değil, asemptomatik geçirenlerde de rastlanıldığını ifade eden Sönmez, "Halsizlik, çabuk yorulma, nefes darlığı, taşikardi, koku kaybı ya da kokuyu yanlış algılama (parozmi), konsantre olamama, unutkanlık, titreme, çarpıntı, baş ağrısı ya da beyin sisi (birkaç bulgunun bir arada olduğu nörolojik bir tablo, sağlıklı düşünememe, bilinç bulanıklığı, haftalarca hatta aylarca görülebiliyor" şeklinde konuştu.
Kadınlarda, özellikle de 50 yaşın altındakilerde erkeklere göre daha fazla görülmesinin nedenlerine değinen Güner Sönmez, "Temel neden, kadın ile erkek arasındaki bağışıklık sistemi farklılığı. Kesin kanıtı bulunmuş değil ancak en çok üzerinde durulan teori, kadın bağışıklık yanıtının viral hastalıklarda daha güçlü olması ve uzun süre devam etmesi. Kadınlarda haşimoto gibi oto immün hastalığı daha fazla görülüyor" ifadelerini kullandı.
"Türkiye'de Post Kovid Merkezleri kurulmalı"
Hastalığı atlatan kişilerde; EKG, solunum fonksiyonu, psikiyatrik durum, karaciğer enzimleri takibi gibi durumların gerekebildiğini savunarak, ABD ve Avrupa'da Post Kovid merkezlerinin açılmaya başlandığını belirten Prof. Dr. Güner Sönmez, Türkiye'de de benzer kuruluşlara ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi:
Türkiye'de Post Kovid Merkezleri kurulmalı.
"Uzayan Kovid'in kadınlarda daha fazla görülmesinin muhtemel nedeni, bağışıklık sistemi"
Post Kovid Merkezleri'nin önemine vurgu yapan bir diğer isim de Avrupa Şafak Hastanesi İç Hastalıkları Bölümünden Uzm. Dr. Şekip Şimşek oldu.
Kovid'in aslında temelde bir endoterdis fonksiyonu olduğunu, damarın içini döşeyen endoter hücrelerin fonksiyonunu bozduğunu, dolayısıyla da burada komplikasyondan bahsederken önce Kovid’in direkt etkileri, sonra da dolaylı etkilerinden bahsetmek gerektiğini belirten Şimşek, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:
Kovid direkt etki olarak, hastayı hastaneye getiren bulgu akciğerde ve tabii ki solunum sıkıntısı. Ağır seyreden vakalarda, hele ki bu hasta stokin fırtınasına giderse akciğerde Kovid kaynaklı enflamasyonun yol açtığı ciddi bir doku hasarıyla iyileşiyor. Yani buradaki doku hasarının sonrasında hastada solunum sıkıntısına yol açtığı aşikar. Bizim uzun zamandır bahsettiğimiz şey şu, eğer bu Kovid dalgası geçerse göğüs hastalıkları da dahil hekimlere ciddi bir iş düşecek. Çünkü hem Kovid tedavisinde kullandığımız ilaçların bir takım yan etkilerinin yol açtığı sorunlar var. Örneğin çok uzun süre hastalar organiza plomanin tanısıyla tedavi alabiliyor, ve bu tedaviler uzun süre verildiği zaman böbrek üstü bezlerini baskılayabiliyor. Diyabeti olan hastalarda diyabetin regülasyonlarını bozuyor, tansiyonu olan hastalarda tansiyon regülasyonlarını bozuyor. Bunların yönetiminin yapılması lazım. Diğer bir sorun da tedavide yol açtığı ikinci bakteriyel enfeksiyonlar. Bunlarla mücadele edilmesi lazım. Bunlar tedavi komplikasyonları.
Şimşek, uzayan Kovid'in kadınlarda daha fazla görülmesinin nedeninin bağışıklık sistemi ile ilgili olabileceğini belirterek, "Oto immün hastalıklar, kadınlarda daha sık görülüyor. Kovid-19'dan sonraki semptomların kadınlarda daha fazla olduğu söyleniyor. Benim de takip ettiğim hastalara eklem ağrısı kas ağırı şikayetleri, eklem tutulumları, fibro miyaji benzeri hastalıklar daha sok görülebiliyor" yorumunda bulundu.
Kovid-19'un akciğere verdiği hasarın sonraki etkilerine de değinen Dr. Şekip Şimşek, "Kovid-19'u atlatıp hayatta kalan kişi akciğerde yüzde 5, yüzde 10, yüzde 15, yüzde 20 gibi oranlarla iyileşebiliyor. Dolayısıyla bunları akciğer hastalığı gibi değerlendirip uzun dönemde zatürre kontrollerinin yapılması, yine mevsimsel grip ve influenza kontrollerinin yapılması, belki ihtiyaç duyulan hastalarda tedavilerin düzenlenmesi gerekecek" şeklinde konuştu.
Şimşek sözlerini, "Bildiğim kadarıyla üniversite hastanelerinde Post Kovid Merkezleri açıldı. Fakat dalgalar peşi sıra gelince, Kovid-19 ile uğraşmaktan, Kovid sonrası dönemdeki hasta rehabilitasyonlarına yeterli ilgi gösterilemedi" diyerek noktaladı.
"Post Kovid Merkezleri'nin açılması çok önemli"
Avrupa Şafak Hastanesi Psikiyatri Bölümü Görevlisi Dr. Doğan Işık da Prof. Dr. Güner Sönmez ve Dr. Şekip Şimşek gibi, Türkiye'de hastaların Kovid sonrasında da takibinin yapıldığı merkezlerin açılmasının gerekli olduğunu savundu.
Bu merkezlerin açılmasıyla özellikle dahiliye (iç hastalıklar) bölümünün üzerinden yük alınacağına işaret eden Işık, koronavirüsü atlatan pek çok kişide psikiyatrik sorunların devam ettiğini belirtti.
Uzm. Dr. Doğan Işık, şunları kaydetti:
Nöropsikiyatrik bir sendrom olarak Kovid devam ediyor. Ruhsal tedavi için 6 ay kadar hastaları takip ediyoruz. Bu süre boyunca kontroller, semptom taramaları yapılıyor. Uykusuzluğu düzeltiyor, ruhsal destek sağlıyoruz. Post Kovid Merkezleri'nin açılması çok önemli, ABD'de de örneği var. Psikiyatrist, dahiliye uzmanı, aile hekimi gibi multi disipliner şekilde hastaların takip edilmesi gerekir.
© The Independentturkish