Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, partisinin haftalık basın açıklamasında gündemi değerlendirdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
‘Kadınlar saray rejiminin korkulu rüyasıdır”
“Gündemimiz bir kez daha kadın mücadelesi var. Öncelikle, sömürüye, saray rejimine, patriyarkaya, erkek-devlet şiddetine ve diline, LGBTİ+fobiye karşı güçlü duruşlarıyla mücadelenin yolunu açan-aydınlatan tüm kadınların 8 Mart’ını kutluyorum” diyen TİP Genel Başkanı, “Kadınlar dün Türkiye’nin dört bir yanında tüm yasaklamalara, baskılara rağmen bütün enerji ve renkleriyle sokaklara çıktılar. “Ayaktayız” dediler. Daha önce defalarca söylemiştim. Kadınlar, Türkiye’nin en büyük muhalefet gücüdür. Kadınlar AKP iktidarının, Saray Rejimi’nin, Recep Tayyip Erdoğan’ın korkulu rüyasıdır” diye konuştu.
TİP’li kadınlar Feminist Gece Yürüyüşü başta olmak üzere tüm Türkiye’deki kadın eylemlerinde yerlerini aldıklarını belirten Baş, “Ama bunun yanı sıra, Sinbo Fabrikası önünde direnen kadın işçilere destek için oradaydılar. İki kadın üyemiz-yöneticimiz, sevgili Aslı Altınok ve sevgili Melis Akyürek yoldaşlarım ise maalesef elektronik kelepçe adlı haksız, hukuksuz, adaletsiz bir uygulama nedeniyle ev hapsinde tutuldukları için bu eylemlere fiziki olarak katılamadı. Aynı, iktidarın hoşlanmadığı fikirleri nedeniyle cezaevinde veya ev hapsinde tutulan binlerce kadın gibi. Hepsine yürekten sevgilerimizi iletiyoruz, selam olsun” dedi.
‘LGBTİ+’lara yönelik aurımcılığın bedelini er geç ödeyeceksiniz”
İktidarın 8 Mart’ta başta İstanbul olmak üzere birçok ilde çeşitli hukuksuz-keyfi yasaklamalara gittiğini ve Diyarbakır’da “İstanbul Sözleşmesi Uygulansın” yazılı pankart ve dövizlerin yasaklandığını söyleyen Erkan Baş, “ Diyarbakır Valiliği, altında devletin imzası olan bir sözleşmeye ilişkin bir talebi hangi gerekçeyle yasaklamaktadır? Derhal bir açıklama bekliyoruz” dedi.
Birçok eylemde gökkuşağı bayraklarının, şemsiyelerinin alanlara sokulmadığını, translara dönük şiddete tanıklık edildiğini ve aynı eyleme katılmalarına rağmen özel olarak translara dönük bir gözaltı işlemi uygulanarak ev hapsi verildiğini beliren Baş, “Kadın ve LGBTİ+ hareketine karşı bu genel düşmanlığın yanı sıra LGBTİ+’lar resmi bir ayrımcılığa maruz kalıyor. Yine daha önce defalarca söyledim. Bu uygulama, altında imzanız olan her türlü evrensel hukuk ve insan hakları sözleşmelerine ihanet etmektir. Resmi ayrımcılık ağır bir suçtur ve bunun bedelini er ya da geç ödeyeceksiniz. İnsanlık bu tür resmi ayrımcılıkları tarih boyunca hiç affetmedi. Bu Nazi artıklarını da affetmeyecek” şeklinde konuştu.
“Çeteleşmiş iktidarınızı kadınlar yıkacak”
Son günlerde yaşanan kadına şiddet olaylarındaki faillere dikkat çeken TİP Genel Başkanı Erkan Baş, “İktidarın Türk-İslam sentezci, ırkçı ve mezhepçi söylem ve eylemlerinin etkisiyle hareket edenler, bu havanın ürünleri kadınlara yapılan şiddetin de failleri oluyor. Hiç şaşırtıcı değil. Kadınlar ev hapsinde ama iktidara yakın tipler aylarca kadınları tehdit etmesine rağmen serbestçe dolaşıyor. Ardından kadınlara şiddet uyguluyor, öldürüyor. AKP/Saray Rejimi budur; kadın düşmanları serbest, haklarını savunan kadınlar tutuklu. Saray’ı bir kez daha uyarıyoruz; kadınlar ayakta ve siz yarattığınız öfkenin altında kalacaksınız. Çeteleşmiş iktidarınızı en başta kadınlar yıkacak” dedi.
“Bir medya mensubuna 25 kişinin saldırması korkaklıktır, alçaklıktır”
Ahmet Şık’ın “devletten hukuku çekerseniz geriye mafya kalır, çete kalır” sözünün bir kez daha gerçek olduğunu söyleyen Erkan Baş, Levent Gültekin’e Halk TV’de katılacağı program öncesinde yapılan saldırıya tepki gösterdi.
Baş, “Elinde kalemi, klavyesi dışında hiçbir şeyi olmayan bir medya mensubuna 25 kişinin saldırması korkaklıktır, alçaklıktır. Yalnızca bu yıl yani 3 ayda 10’dan fazla gazeteci sivil görünümlü kişilerin saldırısına uğradı. Ayrıca, pek çok eylem ve basın açıklamasında gazeteciler polis şiddetine maruz kaldı” diye konuştu.
“Kirli ve kanlı ellerinizi gençlerin üzerinden çekin”
Boğaziçi Üniversitesi ve tüm ülkedeki kayyum uygulamalarına karşı sokaklara çıkan gençlerin şiddete maruz kaldığını, gözaltına alındıklarını ve tutuklandıklarını, bazılarının ise polis tarafından kaçırılarak ölümle tehdit edilerek hakarete ve şiddete uğradıklarını vurgulayan Baş, “İşçiye, kadına, gence, gazetecilere dönük bu düşmanlığı sürdürmenize izin vermeyeceğiz. Kirli ve kanlı ellerinizi derhal gençlerin üzerinden çekin, Nazi döneminden esintiler içeren uygulamalarınıza son verin” dedi.
“Takip etmek insanlık borcudur”
10 Ekim 2015’te Ankara’da Emek ve Barış mitinginde 103 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırı ile ilgili davanın yarın görülecek duruşmasını takip edeceklerini belirten Baş, “Türkiye tarihinin ilk “insanlığa karşı suç” iddianamesinin davası olma özelliğini de taşıyan bu yargılamayı takip etmeyi insanlık borcu olarak görüyoruz. Bütün failler yargılanıp ceza alana kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” dedi.
“Kendisi firarda fikirleri iktidarda”
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kısa çalışma ödeneği ve işten çıkarma yasağının 2 ay daha uzatıldığını hatırlatan Erkan Baş, “Sözde işten çıkarmanın yasaklandığı bu düzenleme ile işçiler günde 47 liraya mahkûm edilirken, patronlar da işten çıkarmak istedikleri işçileri SGK’nin Kod29 maddesini kılıf yaparak, kapı dışına koyabiliyor. Türkiye’de milyonlarca işçi 2 ayda daha asgari ücretin yarısı bile etmeyen ücrete mahkûm oluyor. Gerçek işsizlik de bir yandan artıyor. Berat Albayrak firarda ama fikirleri iktidarda” dedi.
Baş, ekonomi yönetiminde peş peşe yaşanan değişimler içinse şunları söyledi:
“İşçileri emekçileri borç içinde, yoksulluk içinde yaşatan bu rejimin ekonomi yönetiminde de üst üste yeni gelişmeler oluyor. Önce Rıza Zarab dosyasındaki yeri nedeniyle ABD’yle gerilim konularından biri olan Hakan Atilla Borsa İstanbul’un yönetiminden, dikkat edin “kendi isteğiyle istifa ettiğini” duyurdu. Biliyorsunuz iç siyasette ABD’ye, Batı’ya esip gürleyen bu iktidar, kritik tüm konularda ABD ve Batı’nın bir dediğini iki etmiyor. Hakan Atilla da, Biden yönetimi ve Avrupa borsalarının hakkında kuşku duyduğu bir isim olması nedeniyle görevden el çektirilmiştir. Bugün bir de Türkiye Varlık Fonu’nun Genel Müdürlüğü’ne Bilal Erdoğan’ın Kartal İmam Hatip Lisesi’nden arkadaşı Arda Ermut’un getirildiğini öğrendik. Bu görev değişikliğinin, Damat Berat Albayrak’ın kadrosu olarak bilinen Zafer Sönmez’in tasfiyesi anlamına geldiği söyleniyor”
Zafer Sönmez hakkında daha önce uluslararası ekonomi gazetelerinde, “başarılı bir teknokrat ama yeterince partizan olmadığı için uzun süre görev yapamaz” şeklinde değerlendirmeler yapıldığını belirten Erkan Baş, “İktidarın yapısına bakar mısınız? Türkiye’nin tüm kaynaklarını Saray’a hortumlamak için kurdukları düzende bile iş bilir bir teknokrat değil de Bilal’in sınıf arkadaşına güvenebiliyorlar” dedi.
Ekonomik kurtuluşun reçetesi gibi sunulan Türkiye Varlık Fonu’nun finans dışı borcunun 2019 yılında 284,2 milyar TL olduğunu ve bir yılda yüzde 50 civarında arttığını belirten Baş, “Türkiye’nin emekçileri, Türkiye’nin zenginlikleri bu perişanlığı, bu rezilliği hak etmiyor. Bütün kepazeliğiyle bu Saray Rejimi’ni yıkıp elbet emekçiler için aydınlık günleri getiren bir ülke yaratacağız. Söz veriyoruz” diye konuştu.
“Herkesi işçi kardeşlerimizle dayanışmaya çağırıyorum"
Migros Gebze deposunda DGD-Sen’e üye oldukları için ücretsiz izne çıkarılan işçileri ve Bingöl'ün Solhan ilçesinde kurulan Binses ve Alan Tekstil Fabrikaları'nda çalışan işçilere selam gönderen TİP Genel Başkanı, “Patronların işçilere karşı hukuk dışı uygulamalarına karşı herkesi işçi kardeşlerimizle dayanışmaya çağırıyorum” dedi.
Rasim Öztekin’i andı
Basın toplantısını dün hayatını kaybeden Rasim Öztekin’i anarak sonlandıran Baş, “Ferhan Şensoy’dan aldığı kavuğu, Şevket Çoruh’a devreden, hep üretimleriyle, emeğiyle, yarattığı güzelliklerle aklımızda yer eden Rasim Öztekin dün hayatını kaybetti. Başta sevenlerine ve tüm halkımıza, sanat camiasına baş sağlığı diliyorum” diye konuştu.
Independent Türkçe