Tunus Meclis Başkanı Raşid Gannuşi’nin danışmanı, dün, yeni bakanların Cumhurbaşkanı Kays Said huzurunda edeceği anayasa yemini krizinden kaçınma yönündeki çözümlerden birinin de mini hükümet kurma önerisi olduğunu belirtti.
İsminin verilmesini istemeyen parlamento ofisi danışmanı, DPA’ya verdiği demeçte, “Anayasa çerçevesinde çözümler var. Ancak bu, Tunus'un ortakları karşısındaki imajını ve devlet kurumlarının işleyişini etkileyecek” ifadelerini kullandı.
Bu konudaki çözümlerden birinin de mini bir hükümet kurma ve önerilen bakanları hükümet başkanlığında reformlar ve büyük dosyalarla görevli danışmanlar olarak atama yönünde olduğunu belirtti.
Mevcut teknokrat hükümetten güveni geri çekme, siyasi bir hükümet kurmak için parlamentoda kazanan partiden başka bir aday sunma ya da ‘imkansız prosedürler’ teorisine başvurma olasılığının da tartışıldığına değinen danışman, bu prosedürlerin önerilen bakanların tüm çözüm önerilerinin tükenmesi ardından yemin etmeden göreve başlaması anlamına geldiğini söyledi.
Tunus'taki siyasi kriz; Cumhurbaşkanı Said'in 26 Ocak’ta parlamento güvenini kazanan bakanlardan yolsuzluk davalarına karıştıkları şüphesiyle yemin almayı reddettiğini açıklaması ardından daha da derinleşmişti. Said aynı zamanda anayasal dayanaktan yoksun ve parlamento iç tüzüğüne tâbi bir hükümet değişikliğinde bakanlara güven verilmesine yönelik prosedürlere itiraz ediyor.
Söz konusu danışman ise bu krizi sona erdirme yolunda cumhurbaşkanlık ile hükümeti destekleyen taraflar arasındaki sürtüşmeyi gidermeye yönelik siyasi çabalar ve arabuluculuğun olduğunu, ancak krizin şiddetlenmeye devam ettiğini vurguladı. Aynı zamanda, “Politikacı ve arkadaşlardan arabulucuk yapanlar var. Ancak cumhurbaşkanlığı sarayından gelen sesler olumlu değil. Hukuk uzmanlarının Cumhurbaşkanı’nın önerilen yeni bakanların yeminini kabul etmekle yükümlü olduğuna dair okumaları mevcut” ifadelerine başvurdu.
Tüm siyasi tarafların kendi tutumlarından vazgeçmemeleri ve Cumhurbaşkanı Said’in Tunuslulara vaat ettiği ilke ve seçimlerden geri adım atma haricince tüm çözümlere hazır olduğunu teyit etmesi ışığında, bazı partiler ise Said'in Tunus Genel İşçi Sendikası (UGTT) Başkanı Nureddin Tabubi ile görüşme talebinin siyasi arabuluculuk talep etme yönünde olabileceğini öne sürdü. Nitekim UGTT liderleri 2013 yılında da benzer bir senaryoda siyasi arabuluculukta bulunmuş, böylece kabine krizi değişikliği krizinin üstesinden gelinmişti.
Ancak iki taraf arasındaki çatışmada herhangi bir arabuluculuğu reddeden UGTT, bu tür durumlarda faydalı olamayacağını bildirdi. Nitekim Tabubi’nin Cumhurbaşkanı’yla zaten görüştüğü, görüşmede genel siyasi durum ve mevcut anayasal çıkmaza değinildiği ifade edildi. Toplantıda yakından veya uzaktan herhangi bir siyasi arabuluculuğa işaret edilmediğini belirten UGTT, sendikanın yürütme ofisi ve yönetim kurulunun “fetvalara değil anayasaya saygı duyulması gerektiğini vurguladığını” açıkladı.
UGTT Sözcüsü Sami et-Tahiri ise Tunus'taki krizin üstesinden gelmeyi amaçlayan ulusal diyalog önerisini düşüren kabine değişikliğinin kabul edilmesi ardından UGTT liderlerinin artık siyasi partiler arasında müdahale ve arabuluculuk yürütemeyeceğini söyledi. Aynı zamanda bu dönemdeki müdahalenin yalnızca şu veya bu taraf üzerinde bir baskıya sebebiyet vereceği, bakış açılarını yakınlaştırmayacağı inancını dile getiren Tahiri, şöyle söyledi:
“En son bakanlık değişikliği parlamentoya sunulmadan önce, herkes genel siyasi duruma ciddi yansımaları olacak anlaşmazlıklar nedeniyle bunun erken olduğunu söylemişti. Şimdi ise arabuluculuk rolünü oynamayacağız; zirâ bu, bir partinin bakış açısını kabul ettirmek için diğer bir partiye baskı yapmanın bir yolu olacak. Sonuç olarak tarafsızlık olmayacak.”
Hükümeti destekleyen koalisyon partileri olan Nahda, Tunus'un Kalbi ve Onur Koalisyonu, özellikle de ulusal diyaloğu gözetlemeyi kabul etmesi ve oturumları yönetmek için ‘bilge ve arabulucular heyeti’ kurması ardından UGTT’yi Başkan Said ile ittifak kurarak onun seçeneklerini desteklemekle suçlamıştı.
2013'te yürütülen diyaloğu destekleyen dört taraftan biri olan UGTT; İşadamları Birliği, Avukatlar Birliği ve Tunus İnsan Hakları Savunma Birliği’nin yanı sıra Nahda Hareketi önderliğindeki iktidar koalisyonu ile esas olarak sol kanattan oluşan muhalefet arasındaki zorlu müzakerelere öncülük etmişti. Nitekim diyalog, Nahda Hareketi’nin iktidardan çekilmesine, Mehdi Cuma liderliğinde yeni bir hükümetin kurulmasına yol açmıştı. Hükümetin önceliklerinden biri, 2014'te gerçekleşen cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerini düzenleme yönünde uygun zemin hazırlamaktı.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Şarku'l Avsat