1917'nin Şubat ayı Çarlık Rusya'sının artık sona geldiğini gösteriyordu. İkinci Nicolay tahttan indirilmiş ve ülke kanlı bir iç savaşın eşiğine gelmişti.
Rusların artık Türk coğrafyası üzerinde muktedir olmadığını gören Mehmed Emin Resulzade, Azerbaycan Türklerinin bağımsızlığı için harekete geçti.
Resulzade'nin bireysel gayretleri sonucu milliyetçi ve İslamcı Azerbaycanlılar, Musavat Partisi çatısı altında bir araya getirildi. Komünistler ise öncelikle izle-gör politikası takip etmeyi tercih etti.
Rus gücünün Azerbaycan toprağı üzerinde hegemonyası fiilen ortadan kalkmışsa da Birleşik Krallık, Almanya ve Ruslar tarafından silahlandırılmış Ermeni güçlerinin başta Bakü olmak üzere vatan toprağında büyük planları bulunuyordu.
Bu tehlikeyi gören Mehmed Emin Resulzade, güçlü bir ittifak olmaksızın bağımsızlık fikrinin Azerbaycan için yıkım olabileceğinin farkındaydı.
Bolşevikler Moskova'da iktidarı ele geçirdiğinde Bakü'de bulunan komünistler de bağımsızlık fikrine karşı cephe almış, Bağımsız Azerbaycan fikrine karşı artık daha geniş bir muhalefet söz konusu olmuştu.
1917'nin Mayısında gerçekleşen Rusya Müslümanları Kongresi'nde Müsavat Partisi bağımsızlık fikrinin tam anlamıyla olgunlaşmaması sebebiyle 'teritoryal özerklik ve egemenlik ilkelerini' ortaya attı.
1918 yılına gelindiğinde Rusların bağımsız bir Azerbaycan düşüncesine tahammülü kalmamıştı.
Tarihe 'Şemkir Vakası' olarak geçen olayda, Ruslar, milliyetçi Azerbaycan askerlerin saldırgan davrandığını iddia ederek Bakü'deki Türkleri silahsızlandırma girişiminde bulundu.
Azerbaycanlı vatanperverler kendilerini savunmasız bırakan bu girişime karşı Bakü'de büyük mitingler düzenledi.
Bu mitingleri fırsat bilen Bakü Sovyeti ve Taşnak Ermenileri, hedef gözetmeksizin Bakü'yü günlerce süren ağır bir bombardımana tuttu.
Toplar sustuğunda tablo korkunçtu. Çoğu sivil on bine yakın Azerbaycan vatandaşı katledilmişti.
Tarihe 'Mart Katliamı' olarak geçen bu vaka sonrası Mehmed Emin Resulzade, Azerbaycan Türklerinin yalnız olduğu müddetçe katledileceğini net bir şekilde görmüştü.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Tarihi çıkarları sebebiyle İran'ın bağımsız bir Azerbaycan'a destek vermesi mümkün değildi. İngilizler ve Almanlarsa yalnızca Bakü petrolünü düşünüyor; bunun için de bir şekilde Moskova ile ittifaklar deniyordu.
Bu şartlar altında tek bir doğal müttefik söz konusu olabilirdi: İstanbul Hükümeti.
Enver Paşa, yardım çağrısını alır almaz kardeşi Nuri Paşa'yı operasyonlar için yetkilendirmiş ve Osmanlı Ordusu Azerbaycan topraklarına doğru süratle harekete geçmişti.
Mehmed Emin Resulzade, Osmanlı'nın bölgeye gelişinin mümkün olsa bile aylarca süreceğini düşünüyordu.
Oysa Nuri Paşa, çok kısa bir süre içinde ordusunu Gence'ye intikal etti. Resulzade, şaşkınlık ve sevincini şu sözlerle belirtecekti:
Mavera-yı Kafkas heyet-i murahhasası ile Türk heyet-i murahhasası Batum'da meşgul-i müzakere iken, Nuri Paşa ile beraber maiyetinde bulunan birkaç zabit İran ve Karabağ tarikiyle Gence'ye vârid olmuşlardı. O zaman müthiş bir anarşiye maruz, diğer taraftan da Bolşevik tecavüzü ile tehdit olunan Gence, Nuri Paşa'yı gökten inmiş halaskâr bir melek gibi telakki etmişti. Halkın kendisine yaptığı istikbal Gence tarihinde görülmemiştir.
28 Mayıs 1918 tarihinde Bağımsız Azerbaycan devleti ilan edilmiş; ama başta Bakü olmak üzere birçok önemli Türk beldesi Sovyet işgali altında bulunuyordu.
Azerbaycan bağımsızlığının güvence altına alınabilmesi için Bakü'nün fethedilmesi gerekiyordu.
Oysa Osmanlı müttefiki Almanya'nın Moskova ile yaptığı gizli anlaşmalar ve İngiltere'nin bölgedeki hamleleri vaziyeti her geçen gün zora sokuyordu.
Nuri Paşa, Mehmet Emin Resulzade'nin telkinleri sonucu ordusuna saldırı emrini verecekti:
Almanlar, Bakü'nün yalnız Osmanlı askeri tarafından el geçirilmesini kabullenemediklerinden işe müdahale etmek üzeredirler. Vehip Paşa harekâtın hızlı yapılmasını emretmektedir. Başka kuvvet ve cephane gelmeyecektir. Burada yapılabilmesi mümkün olan bütün tertibat alınmıştır.
Askerin bulunduğu mevkii susuzdur ve sağlık açısından uygun değildir. Bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkması, işin gittikçe zorlaşacağını göstermektedir. Şu anda Bolşeviklerin kuvvetinin 3000'i geçmediği anlaşılmıştır.
Zaman geçtikçe düşmanın İran'da bulunan Baratov kuvvetinden yararlanacağı ve diğer yerlerden takviye birliği alacağı beklenmektedir. Allah'ın yardımıyla genel harekâta Cumartesi günü sabahı gün ağarırken başlanması uygun görülmektedir. Hedefiniz Bakü'dür.
Bağımsız ve güçlü bir Azerbaycan
Resulzade'nin gayretleri sonucu ilan edilen bağımsızlık, Azerbaycan'a büyük kazanımlar sağlamıştı.
Türkçe resmi dil ilan edilmiş, yeni bir bayrak kabul edilmiş ve en önemlisi milli bir ordu kurulmuştu; ama zaman içerisinde başta ekonomik güçlükler Azerbaycanlı komünistlerinin Sovyet yanlısı bir politikayı yüksek perdeden dillendirmelerine neden olacaktı.
27 Nisan 1920 tarihinde artan muhalefet sonucu kansız bir darbe olmuş ve Müsavat Partisi'nin iktidarına son verilmişti.
Birkaç gün içerisinde Kızıl Ordu, Bağımsız Azerbaycan topraklarına girerek ülkeyi resmen işgal etti.
Mehmed Emin Resulzade de önce tutuklandı ve Moskova'ya götürülerek zorunlu ikamete tabi tutuldu.
Stalin ve Resulzade'nin dostluğu
Resulzade'nin Moskova günlerinde kötü bir muameleye maruz kalmamasının en önemli nedeni SSCB'nin güçlü isimlerinden Stalin ile eskiye dayanan bir dostluğunun bulunmasıydı.
Öyle ki 1908 senesinde Çarlık Rusya'sında hapse düşen Stalin'in kaçırılması için gereken paranın toplanması için Resulzade'nin önemli katkıları olmuştu.
Stalin hapisten kaçtıktan sonra da bir müddet Resulzade'nin evinde saklanmış ve ikili arasında güçlü bir dostluk kurulmuştu.
İşgal sürecinde Stalin, eski dostunu korumuş ve onu Komünist Parti'ye davet etmişti; ama Resulzade bu teklifi reddedecekti.
Stalin, yine de eski arkadaşını hapiste bırakmayacaktı:
Siz benim eski mücadele arkadaşımsınız, ziyaretimin yegâne sebebi de budur. Çarlık baskısına karşı mücadelenizi biliyordum, o günlerde sizin inkılapçı girişimlerinizi önemsiyordum. Bu inkılap için sizin gerekli bir şahsiyet olduğunuz kesin. Siz ne öldürülecek, ne de ömür boyu ceza evlerinde tutuklanacak birisiniz. Bana göre si hür olmalısınız
(Nesiman Yagublu - Mehmet Emin Resulzade Ansiklopedisi)
Ne yazık ki Mehmed Resulzade'nin ailesi onun kadar şanslı olmayacak ve SSCB'nin zulmüne uğrayacaktı.
Resulzade'nin büyük oğlu 1937 senesinde kurşuna dizilerek idam edildi. Küçük oğlu ve damadı ise Kazakistan'a sürgüne gönderilecekti.
Resulzade, Sovyetlerin Azerbaycan üzerindeki işgali ve kötü muamelesini şu sözlerle dünyaya ve Azerbaycanlılara anlatacaktı:
Ne yazık ki, talimiz olan imtihanlar bitmemişti, kanlı çar baskısının yerini bu defa da Bolşevik baskıcılığı aldı. Genç istiklal ve hürriyetimiz kızıl işgalcilerin ayakları altına alındı, karşı koymalar kanlı çatışmalara yol açtı. Bundan bir ay önce 28 Nisan'da Sovyet propagandacıları bu kanlı istila hareketini sizlere hürriyet ve istiklal gibi tanıtmaya çalıştılar. Bilesiniz ki Sovyet baskıcılığı eşi olmayan bir sistemin zulmünden başkası değildir. Keşke bunu kıyas etme imkânınız olsaydı. Hürriyetimizi elimizden alanlar, milletten korkmuyorsa bugün ortada bulunan demir perdeleri kaldırıp, hürriyetimizi ilan etsinler. Etmezler, o zaman beyaz ve siyah meydana dökülür. Onlar yarasa kuşu gibidirler, aydınlıktan korkarlar.
(Amerika'nın Sesi, 1951)
1921 senesinde başlayan sürgün hayatı sonrası mücadelesini devam ettiren Resulzade, gazetecilik mesleğine dönerek Sovyet işgalini dünyaya anlatmaya çalışmıştır.
Mücadelesinde 1918 kazanımlarını Azerbaycan halkına unutturmamaya çalışan Resulzade, Sovyetlerin bir gün mutla Türk topraklarını terk etmek zorunda kalacağını iddia ediyordu:
Biz inanmaktayız ki, hürriyet ve insan haklarını inkâr eden komünistler büyüyüp güçlendikçe, yeryüzünde barış temin edilemeyecektir. Hürriyet ve istiklal gibi milletlerarası barışta bütün dünya için gerekli bir olaydır.
'Bir tek esir insan, bir tek esir millet kaldıkça, dünya gerçek manada özgürlük ve emniyet yüzü göremez' 1918 Mayıs'ında tüm Kafkas halklarının hürriyeti hür dünya standartları ile bağlı kalmıştı.
Rusya'dan ayrılmanın bir başkaldırı, bir devrim olduğunu iddia eden Stalin bugün yaşamamaktadır. Ancak onun ikiyüzlü sistemi halen ayaktadır. Bu sistem her gün dünya ile yüzleşecektir.
Bir gün mutlaka yalan ile doğru yüzleşecek, insan hakları düşüncesi galip gelecektir. Şüphesiz ki, gerçek bir gün mutlaka parlayacak, hürriyet gerçeği, Birleşmiş Milletler Prensipleri çerçevesinde zafer çalacaktır.(Amerika'nın Sesi, 1951)
31 Ocak 1884 tarihinde Novhanı'nda dünyaya gelen Mehmed Emin Resulzade 6 Mart 1955'te Ankara'da hayata gözlerini yumdu.
Hayatının son yıllarında Hamdullah Suphi Tanrıöver'in girişimleri ile Türkiye Cumhuriyet vatandaşlığı verilen Resulzade, Azerbaycan toprağına bir vatan bilinci kazandıran düşünür ve politikacı olarak tarihe geçti.
Arkasında Azerbaycan gençliğine şu vasiyeti bırakacaktı:
Yüksek vazifeye layık görmediğiniz kendinizi ve başkalarını aldatıp büyük tarihi şahsiyet olarak görmeyin. Çünkü bu yönde tecrübelerime dayanarak söylüyorum, başınız beladan çıkmaz.
Eğer memleketin kuralları eskimiş, siz yeni yaptıysanız, bir milli inkılaptan geçerek yeni bir hükümet kurun.
Siyasi görüşler alanında ne kadar başarılı olsanız da, fikriyatınıza aksiyon katın. Ancak bu at oynatmak İran perverlik çerçevesinde tezahür etmesin.
Siyaset alanında ne kadar muhafazakar olsanız da, orta bir yol seçin ve yeteri kadar kızgın olmayın. Biri birinizi itham etmeyin.
Eğer bir gün bakan dahi olsanız kendi görevinizi bilin ve ondan hiçbir zaman uzak durmayın. Eğer milletvekili olursanız, kendi görevlerinizi bilin ve ondan uzak durmayın.
Allah göstermesin, zorluklarına rağmen gazeteci olursanız en azı içkili iken yazı yazmayın. aksi halde milli basımızın kötü olmadığını görürsünüz.
Yönetime veya milli meclise vekil seçildiğinizde yada seçerken öyle insanları seçin ki, onun kendi bağımsız fikri olsun, vicdanıyla oy verip, ümit etmesin ki, başkaları ne yapacak diye ben de onun aksine oy vereyim.
Eğer bir olay anında siz kendi milletinize layık hizmet ederken ve tanınmış bir şeyken, davranışlarınız kendinize uygun olsun.
Kendi çalışkanlığınıza göre bir yere hakim olarak atanırsanız, sakın size bakıp zalimlere rahmet okunmasın.("İrani Nov" (Yeni İran) gazetesi,
Mayıs 1910, Sayı: 206.)
*Daha Ayrıntılı bir okuma için Nesiman Yagublu'nun Mehmet Emin Resulzade Ansiklopedisi ve Müsavat Partiyasının Sorgu Kitabı isimli eserleri, Mehmed Emin Resulzade'nin 'Esirimizin Sıyavusu', 'Çağdas Azerbaycan' Tarihi isimli eserleri incelenebilir.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish