Edward Said, Victoria College'ın (İskenderiye) en ünlü mezunlarından biri olması gerekiyordu. Kral Hüseyin, Ömer Şerif, Yusuf Şahin ve diğerleri gibi...
Edward Said'in adı niçin onların aralarında ya da mezun listesinde yer almadı?
"Sürgün Üzerine Düşünceler" kitabında bu soruyu şöyle yanıtlıyor:
Çünkü üniversitede büyük bir isyancıydım.
Sonralarda ismi Ömer Şerif olarak bilinecek gözlemci öğrenci Michel Shalhoub, Said hakkında çok sayıda şikayette bulunmuştu.
Said ailesi, 1948'de Filistin'den ayrıldıktan sonra Mısır'da yaşadı.
Ancak ailesi, Harvard'a taşınmadan önce Boston okullarından birinde eğitimini tamamlamasına karar verdi.
Said daha sonra Columbia Üniversitesi'nde Karşılaştırmalı İngiliz Edebiyatı alanında profesör oldu.
Columbia Üniversitesi'ndeki kürsüsü, sadece ABD'de değil, Batı'da da Filistin'i savunan en ünlü Arap akademisyen olarak uzun yıllar ayakta durmasını sağlayan platform oldu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Said, yaratıcı bir yazar ve büyüleyici bir öğretim görevlisiydi. Konumu ve nitelikleri nedeniyle dünyada ve Arap ülklerinin en ünlü akademik, politik ve kültürel figürlerden biri oldu.
Amerika'daki Yahudi kültürel ve akademik etkisinin köklü olmasına ve derinliğine rağmen, Said belli bir aşamada Yahudi etkisinin güçlerine karşı mesafeli durdu.
Yaser Arafat'la dostluğuna ve Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ile olan ilişkisine rağmen, karşıtları onun faaliyetlerini ve sivrilmesini engelleyemediler.
Karşıtları sadece İsrail'in destekçileri değildi, aralarında bir dizi ahmak Arap grubu da vardı.
New York'taki Halk Kütüphanesi, Edward Said'in anılarının ve biyografilerinin bir koleksiyonunu içeren "Geçici Geçiş Mektupları" adlı bir kitap yayımladı.
Said, Columbia Üniversitesi'nde göreve başladıktan yıllar sonra bir meslektaşının, kendisine üniversiteye atanmasıyla ilgili yönetim kurulunda yer alan bir raporda hakkında şu ifadenin yer aldığını söylüyor: "İskenderiyeli bir Yahudi."
Said, Yahudi profesörlerin kendisini, "Sizin gibi genç bir akademisyen kültürümüz için büyük bir itici güç olacaktır" sözleriyle karşıladığını ifade ediyor.
1967 Arap-İsrail savaşı başladığında üniversite yönetimi ve profesörler Edward Said'in İskenderiye'den bir Yahudi değil, Filistin'den bir direnişçi olduğunu öğrendiler.
Daha önce İskenderiye'de öğrenci olan Said, hayatının sonuna kadar Filistin toprakları ve "kültürü" için savaştı.
Oryantalizme karşı mücadele veren Said, yaşamı boyunca İslam'ın hakikatini müdafaa etti.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu
© The Independentturkish