Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) 1. Lig ekiplerinden Samsunspor kafilesinin 20 Ocak 1989'da geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitirenler anılıyor.
Samsunspor Kulübü, Twitter hesabından "Bir yanımız siyahtır bizim" başlığıyla bir video yayınladı.
Videoda, kazada yaşamını yitirenlerin fotoğrafları tribüne yerleştirilirken, 32 yıl önce radyodan yapılan kaza ile ilgili anons yer aldı.
Videonun devamında ise "Hasretinle yandı gönlüm" şarkısının melodisine yer verildi.
BİR YANIMIZ SİYAHTIR BİZİM... #20OCAK1989 pic.twitter.com/aN1AwgbfEt
— Yılport Samsunspor (@Samsunspor) January 19, 2021
Türk futbol tarihinin en acı günlerinden biri olarak kabul edilen kaza, 20 Ocak 1989'da Malatyaspor ile oynanacak maç önce şehre hareket edilmesinden kısa bir süre sonra yaşandı.
20 Ocak sabahı yola çıkan Samsunspor kafilesini taşıyan otobüs, saat 9.30 civarında Samsun'un Havza ilçesinde bir kamyonla çarpıştı.
Kaza sonrası Karadeniz temsilcisinin futbolcuları Muzaffer Badalıoğlu, Mete Adanır, Zoran Tomic, teknik direktör Nuri Asan ve otobüs şoförü Asım Özkan, yaşamını yitirmişti.
Futbolculardan Emin Kar, Erol Dinler, Şanver Göymen, Orhan Kılınç, Kasım Çıkla, Fatih Uraz, Burhanettin Beadini, Yüksel Öğüten, Uğur Terzi ve kulüp menajeri Yüksel Özan kazadan yaralı olarak kurtulmuştu.
Başkanımız Yüksel Yıldırım tarafından 32 yıl sonra şehrimize kazandırılan ‘Futbol Şehitleri Anıtı’nın açılışı yapıldı.
— Yılport Samsunspor (@Samsunspor) January 20, 2021
https://t.co/19RVw1iaJd pic.twitter.com/3xrE91B3Z4
"Onur Şampiyonu" ilan edildi
Yaşanan trajik olayın ardından 1988-89 sezonuna devam edemeyen Samsunpsor, kalan maçların tamamında hükmen yenik sayılmıştı. Söz konusu süreçte özel bir imkan sağlanan Samsunspor, küme düşürülmemiş ve ayrıca "Onur Şampiyonu" ilan edilmişti.
Kuruluşundan itibaren renkleri kırmızı ve beyaz olan Samsunspor, bir süre sonra kaybettiği isimlerin anısına siyah rengi de kırmızı ile beyazın yanına ekledi.
Samsunspor kafilesinin 20 Ocak 1989'da geçirdiği trafik kazasından yaralı olarak kurtulan ancak sonrasında felç kalan ve o günden sonra hayatını tekerlekli sandalyede sürdüren kırmızı-beyazlıların eski futbolcusu ve başkanı Emin Kar ile Şanver Göymen yaşananları Independent Türkçe'ye anlattı.
Emin Kar: Rahmetli Muzaffer o gün deplasmana çok gelmek istemiyordu
Kazanın olduğu gün gitmeyi planladıkları Malatyaspor maçının da her zamanki gibi normal bir deplasman gibi gördüklerini söyleyen Kar, şöyle konuştu:
Hava şartları çok ağırdı. Kazadan sonraki senelerde bazı şeyler insanın aklına geliyor. Kazadan bir gün önce rahmetli Mete ile beraber bir kafede kahve içerken bir arkadaşı geldi yanımıza. Giderken de 'Belki bir daha görüşemeyiz' deyince 'Neden böyle söyledi' dedim. O da 'Bilmiyorum' demişti. Öyle bir muhabbet olmuştu. Rahmetli Muzaffer o gün çok deplasmana gelmek istemiyordu. Belki içine doğdu bilemiyorum. Ama normal sabah kalktık. Hep beraber 8'de kahvaltımızı yapıp yola çıktık.
Kazadan önce şoförün arabaya zincir taktığını ancak yolun müsait olduğunu görünce bir yerde durarak zinciri çıkarttıklarını kaydeden Kar, bekleme sürecinde arkadaşlarıyla kar topu oynadıklarını ifade etti:
O ara arkadaşlarla eğlendik biraz kar topu falan oynadık. Yolda Çarşambaspor otobüsünü geçmiştik onlar da deplasmana gidiyorlardı. Onlarla otobüsten otobüse şakalaştık. Güzel bir yolculuk oluyordu. Ama insan ne olacağını bilemiyor. 10 dakika sonra karşıdan gelen bir kamyonun sollamasıyla olanlar oldu. Arka beşlide oturuyorduk. İlk rahmetli Mete'nin 'Çarpıyoruz' diye bağırdığını duyunca kendimi kollayamadım. Koridordan öne doğru fırlattı bizi. O ara elim kırılmış. Ondan sonrası zaten inanılmazdı. Otobüs devrildi, kimse durmadı taa ki Çarşambaspor otobüsü gelene kadar. Onlar gelince yardım ettiler. Önce Havza Devlet Hastanesi'ne sonrasında Samsun Devlet Hastanesi'ne ulaştırdılar bizi.
"Çok zorlu bir süreçti, bütün takımı kaybettik"
Kazada sadece futbolcu arkadaşlarını ve teknik direktör Nuri Asan'ı kaybetmediklerini, kendisiyle birlikte diğer arkadaşlarından da futbola dönemeyenler olduğunu aktaran Kar, Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) aldığı kararla o sene tüm maçları hükmen 3-0 mağlup sayıldıklarını hatırlattı:
Küme düşürülmedik ve 'Onur Şampiyonu' ilan edildik. Ertesi sezon Süper Lig'den başladık ama ne yazık ki o sene bir toparlanma süreci oldu ve sezon sonu küme düştük. Çok zorlu bir süreçti, bütün takımı kaybettik. Oynayabilenler, oynayamayanlar, futbolu bırakanlar oldu.
Kazanın ardından 17 gün Samsun'da kaldığını ve yaklaşık bir yıl sonra şehre dönebildiğini söyleyen Kar, tedavi süreci ve Turgut Özal'ın o dönemki yardımlarını şu sözlerle dile getirdi:
1 ay Ankara'da, 4 ay İstanbul'da sonrasında 8 ay rehabilitasyon sürecinde tekrar Ankara'da kaldım. Rahmetli Turgut Özal o zaman iyi bir rakam kulübe bağışladı. Diğer takımlar sağ olsunlar arayıp sordular ama öyle futbolcu veya maddi destek verip vermediklerini tam bilmiyorum. Yönetim kurulu o zaman 12 oyuncu aldı zaten sezon sonunda da küme düştük. O dönem rahmetli Turgut Özal, hiçbir hastane para almayacak demişti. Ben de İstanbul'da özel bir hastanede seri ameliyatlar geçirdim. Çok net hatırlıyorum hastaneye para vermemiştik.
Çok zor zamanlar yaşadıklarını söyleyen Kar, herkesin 20 Ocak'ta kazayı hatırladığını belirterek, sözlerini şöyle noktaladı:
Sağ olsunlar ama benim için her gün 20 Ocak. 32 seneden beri tekerlekli sandalyede yaşıyorum. Unutmak mümkün değil. Allah kimsenin başına böyle kazalar vermesin. Ölenlerimize Allah rahmet eylesin. Yapacak bir şey yok maalesef. Allah'tan geldik, Allah'a gideceğiz.
Şanver Göymen: Çarşambaspor otobüsü arkamızda olmasa kayıp daha fazla olurdu
32 yıl önce meydana gelen kazanın şahitlerin biri de dönemin Samsunspor kalecisi Şanver Göymen.
Göymen, her zamanki gibi normal bir deplasman maçına gidermiş gibi hazırlandıklarını ve otobüse bindiklerini dile getirerek, yaşadıklarını şöyle aktardı:
Çok karlı bir gündü. Normal maça gidiyoruz diye hazırlandık otobüse bindik. Zaten çoğumuz uyuyorduk. Yanımda Muzaffer ağabey yatıyordu. Arka beşlinin önündeki koltuktaydım. Emin ağabey arka beşlinin ortasında oturuyordu. 'Vuruyoruz' diye bağırınca kalktığımı hatırlıyorum. Kaza olunca öne doğru gitmiş, üzerine de koltuklar gelmişti. Otobüste üç tane koltuk duruyordu, diğerleri hep çıkmıştı yerinden. Çarşambaspor otobüsü gelince bizi çıkardılar. Hemen arkamızda olmasalar belki kayıp daha fazla olurdu. Önce Havza Hastanesi'ne götürdüler oradan da Samsun'a naklettiler bizi.
Kazadan sonra 15 güne yakın hastanede kaldığını ve 1 ay kadar da korseyle dolaşmak zorunda kaldığını dile getiren Göymen, "O süreçte kulüp kapalıydı. Futbolcular da yoktu. Maddi anlamda iyi değildi zaten. Gelen yardımlarla bizim maaşlarımızı ödemişlerdi. Sonraki sezonun kampına ben de katılmıştım. O zamanlar bizim masör Mahmut Çalış ile Samsun Devlet Hastanesi'nde kalıyordum. Binlerce insan geldi ziyarete. Yine Tomic de bir süre yoğun bakımda kaldı. Sonrasında eşi memleketine götürdü. Ölen öldüğüyle kaldı" değerlendirmesinde bulundu.
"Öyle bir şey ki sanki her gün rüyanda yeniden kaza yapıyorsun"
Kazada sadece vefat edenlerin olmadığını sakatlananlar ve felç geçirenlerin de bulunduğunu vurgulayan Göymen, şunları kaydetti:
Erol ve Emin ağabeyler ağır sakatlık geçirdi. Travma geçirenler oldu. Kazadan sonra öyle bir şey ki her gün rüyanda yeniden kaza yapıyorsun. Öncelikle ölen abilerimiz var. Hepsine Allah'tan rahmet diliyorum. Futbolcu abilerimiz, hocamız, şoförümüz hepsi çok iyi insanlardı. Her sene anmaları, unutmamaları çok güzel bir şey ama Allah hiç kimseye böyle bir kaza vermesin.
© The Independentturkish