Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'n Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Oğuzhan Asiltürk ile görüşmesi, siyasi kulisleri hareketlendirdi.
Cuma namazı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Asiltürk'le görüşmesine ilişkin şunları söyledi:
''Geçmişte beraber olduğumuz bir büyüğümdür. 86 yaşında bir büyüğüm. Benim bu ziyaretim hem bir nezaket ziyareti hem de bu ittifak meselesinde yani bir seçim ittifakı mı olur veya geleceğe yönelik biz bir terörle mücadele verirken burada bu terörle mücadelede her türlü desteğin bizim yanımızda olması lazım. Yani biz bir yalnızlığı hissetmememiz lazım. Bunun için de şu anda buna benzer görüşmeleri bundan sonra da yapmayı planlıyorum, yapacağım.''
Erdoğan, Saadet Partisi'nin dilinden rahatsız
Erdoğan-Asiltürk görüşmesini, hem Cumhurbaşkanlığı'na yakın kaynaklarla hem de Saadet Partililerle konuştuk.
Saadet Partisi'nin, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve İYİ Parti ile birlikte Millet İttifakı'nın bir bileşeni olması Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından hoş karşılanmıyor.
Saadet Partisi'nin muhalefeti ve söylemleri de Cumhur İttifakı'nı kızdırıyor.
Erdoğan ve Cumhur İttifakı'nın diğer üyesi Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli çeşitli vesilelerle İYİ Parti'ye davette bulunmuş, Erdoğan İYİ Parti'yi "yerli ve milli" olarak nitelendirmişti.
İYİ Parti'nin Millet İttifakı'ndan kopması sağda, Cumhur İttifakı çerçevesinde yeni bir toparlanma imkanı olarak görülüyordu.
Ancak İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in kapıyı kapatması bu hedefe zarar verdi.
Erdoğan'ın Asiltürk'le görüşerek bu imkanın yeni yollarını aradığı belirtiliyor.
"YİK Başkanı" ne demek?
Ancak görüşme, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile değil, partinin Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Oğuzhan Asiltürk'le yapıldı.
Saadet Partisi tüzüğüne göre partinin yan kuruluşlarından biri kabul edilen YİK'in görevi şu ifadelerle tarif ediliyor:
''Parti faaliyetlerinde Genel Başkan ve Genel İdare Kurulu'nun çalışmalarında katkı sağlamaya yönelik, tavsiye mahiyetinde önerilerde bulunmak, partinin kuruluş gayesine ve siyasi geleneklerine ve hedeflerine uygun olarak, parti mensuplarının birlik ve beraberliğini güçlendirmeye yönelik dostane ilişkilerin gelişmesine katkı sağlamak…''
Asiltürk, sadece eski bir İçişleri Bakanı ve uzunca bir süre Erdoğan'la aynı frekanslarda politika yapan bir siyaset büyüğü değil.
Asiltürk, Milli Görüş hareketinin kurucusu Necmettin Erbakan'ın 27 Şubat 2011'deki vefatının ardından onun yerine geçti.
Asiltürk'ten sonra YİK başkanlığı postuna oturacak isim de bu sıfatı kazanacak. Dolayısıyla Erdoğan, bir siyasi partinin yan kuruluşunun başkanıyla değil, bizzat hareketin başında bulunan kişiyle görüştü.
Asiltürk ikna edilirse...
Asiltürk'ün parti teşkilatlarında etkili olduğu da kamuoyunun malumu. "Lidere itaatin" temel esaslardan biri olarak kabul edildiği bir camianın tepesi kabul edilen ismin onay vermesi, tabanın bir kısmının da onayının alınması anlamına geliyor.
Görüşmenin parti lideri Karamollaoğlu ile değil de Asiltürk ile yapılmasının bir nedeni bu. Diğer nedeni ise, Karamollaoğlu'nun, Cumhur İttifakı'na ikna edilmeyeceği kabulü.
Asiltürk'ün "Muhafazakar seçmen Saadet'ten uzaklaşıyor" kaygısı
Bir süredir Karamollaoğlu ile Asiltürk arasında bu nedenlerin de etkili olduğu bir soğukluk yaşandığı belirtiliyor.
Asiltürk cephesinde, Saadet Partisi'nin politikasının duygusal olarak partiye çok da uzak sayılmayacak AK Parti'den rahatsız muhafazakar kitlelerin partiye ısındırılmasının önünde bir engel olduğu iddia ediliyor. Ancak partinin politikalarını belirleyen genel merkeze göre bu iddia gerçeği yansıtmıyor.
Erdoğan'ın bir mesajı da Karamollaoğlu'na
Cumhurbaşkanı'nın ittifak görüşmesi için Asiltürk'ü tercih etmesi Karamollaoğlu'na da açık bir mesaj.
Erdoğan, bu vesileyle ''Muhatabım Karamollaoğlu değil Asiltürk'' mesajını yerli yerine iletiyor.
Milli Görüşçülere göre konu “muhtemelen” büyük bir krize fırsat tanınmadan “suhuletle” çözülecek. Çünkü Karamollaoğlu ile Asiltürk sadece dava arkadaşı değil aynı zamanda akraba.
''Terör söylemi boşa düşüyor''
Erdoğan'ın açıklamasında geçen, "Geleceğe yönelik biz bir terörle mücadele verirken burada bu terörle mücadelede her türlü desteğin bizim yanımızda olması lazım. Yani biz bir yalnızlığı hissetmememiz lazım" sözleri, HDP bahsinde Millet İttifakı'nın daha çok terörle birlikte anılacağının göstergesi sayılabilir. Ancak, Millet İttifakı bileşeni bir Saadet Partisi'nin, kimliği gereği bu ambiyansı bozması, terör söylemini etkisiz kılabilir.
Karamollaoğlu'nun mekik diplomasisi sürer mi?
Karamollaoğlu, 2018'deki cumhurbaşkanlığı seçiminde Abdullah Gül'ün adaylığı için mekik diplomasisi yapan bir lider.
Ancak Akşener ikna edilemeyince Gül de "muhalefetin çatı adayı" olmadı. Dolayısıyla girişimler akim kaldı.
"Siyasetteki ağırlığı aldığı oyun çok ötesinde" denilen Saadet Partisi'nin gelecekte de benzer bir hamlenin öncüsü olması sürpriz olmayacak.
© The Independentturkish