Dünyadaki 8 milyar insana sokaklardan el etek çektiren, ofisleri eve taşıyan, tıkış tıkış meydanları, kafeleri boşaltan pandeminin karantinaları, ilk başlarda kimilerine göre oldukça keyifliydi.
Ofise gitmek, o yolu çekmek zorunluluğu yoktu. "Eve vakit ayıramıyorum" diyen evinde, "çocuğumu göremiyorum" diyen çocuğuylaydı. Ancak mesele, neredeyse 12 aya uzayınca evdeki mesailer arttı, okunacak kitaplar bitti, izlenecek filmler sıktı…
"Yalnızlığa çare" olacak bir sektör hariç: Cinsel sağlık ürünleri. Ya da daha geniş kullanımıyla seks oyuncakları, fantezi ürünleri.
Küresel piyasa değeri 30 milyar dolara dayanan bir sektörden bahsediyoruz.
Her yıl ülkelerarası 2 binden fazla araştırmaya imza atan Grand View Research'ün verilerine göre seks oyuncakları sektörünün piyasa değeri, 2019'da 26,6 milyar dolardı. 2020'de 29 milyar dolara ulaşması beklenen sektörün 2027'ye kadar yıllık yüzde 5,3 büyüme oranını yakalayacağı öngörülüyor. 2027 için tahmin ise 48,2 milyar dolarlık bir büyüklük.
Grand View Research verilerine göre 2019'da seks oyuncakları sektörü gelirlerinin yüzde 63,5'lik payı e-ticaret üzerinden geldi.
Çin, küresel piyasanın yüzde 70'ine sahip
Fortune 500'de yer alan 100'den fazla şirketle birlikte çalışan teknoloji araştırmaları şirketi Technavio'nun verilerine göre ise 2020-2026 yılları arasında piyasanın 9,83 milyar dolar büyümesi bekleniyor.
Technavio, raporunda, 2019'da küresel piyasanın yüzde 44 payının Asya Pasifik ülkelerine ait olduğunu söylüyor.
Çin ise küresel seks oyuncakları ihracatında yüzde 70'lik paya sahip. ABD'nin yanı sıra Almanya, İtalya, Fransa, Birleşik Krallık, Danimarka ve Belçika da sektörün önemli katılımcılarından.
Çinli araştırma firması iiMedia'nın verilerine göre ülkedeki 14,7 milyar dolarlık pazarı destekleyen en önemli kesim kadınlar ve Y kuşağı.
"Maksimum üretim kapasitemize ulaştık"
Amazon'dan sonra dünyanın en büyük online alışveriş sitesi Alibaba'dan geçen aylarda yapılan açıklamaya göre pandemiyle birlikte, 2020'nin ilk yarısında söz konusu ürünlerin ihracatında yüzde 50 artışa ulaşıldı.
Çitli üretici Shengyi Adult Products Co.'nun Feng soyadlı yöneticisi, ekim ayında Fransız haber ajansı AFP'ye yaptığı açıklamada ayda canlı benzeri şişme bebeklerden ayda 1000'den fazla sattıklarını söylemiş, "Maksimum üretim kapasitemize ulaştık" demişti.
Bir ürünün satışında yüzde 263 artış
Diğer ülkelerde de durum farklı değil.
Örneğin, küresel çapta en fazla talep gören vibratörlerin en önemli üreticilerinden Wow Tech Group, ilk büyük eve kapanmaların yaşandığı nisanda online satışlarının yıllık bazda yüzde 200 arttığını duyurmuştu.
Almanya merkezli firma, "Womanizer" adlı ürününün ABD'deki satışlarının yüzde 152, Kanada'da yüzde 263 arttığını belirtmişti.
Yeni Zelanda'nın en büyük üreticisi Adult Toy Megastore'un verilerine göre Başbakan Jacinda Ardern'in 23 Mart'ta yaptığı ilk bir aylık karantina açıklamasının hemen ardından satışlar, nisan ortasına kadar üçe katlandı.
Türkiye'de durum nasıl?
Dünyanın evde vakit geçirmek için başvurduğu bu sektörün kısa sürede ne kadar hızlı büyüdüğüne ikna olduysak Türkiye'deki duruma geçelim.
Türkiye'de pazarın büyüklüğü ile yapılmış bir araştırma ne yazık ki yok. Yalnızca bu sektörde satış yapan bazı sitelerin açıkladığı veriler var.
Örneğin, 2000 yılında İstanbul'da kurulan, sekiz markanın tek temsilcisi olan Noktashop'un 2019'da verdiği röportaja göre Türkiye'de 200'e yakın seks shop var ve bu mağazaların yıllık satışı 50 milyon dolar civarı.
Yüzde 70'i internet üzerinden olan satışlarda en fazla talep vibratörlere. Ancak son beş yılda erotik iç giyime, kostümlere ve geciktirici spreylere de ilgi hayli artmış.
İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Cinsel Yaşam ve Sorunları Programı'nın 10 yıl önce yaptığı bir araştırmaya göre Türkiye'de cinsel sorun yaşayan erişkinlerin oranı yüzde 40 ila 50. Bunların yalnızca yüzde 3 ila 4'ü doktora başvuruyor.
"'Türkiye cinsel açlığın Afrikası'dır', yüzde 100 doğru bir söz
1993'te kurulan Afrodit Shop'ta yedi yıldır çalışan Yavuz Bey, 15 yıldır cinsel sağlık ürünlerinin satışını yapıyor.
"Yavuz", kendisinin deyimiyle sektördeki "kod adı". İsmini saklamasının nedeni sektörün, halk arasında "ayıp" olarak karşılanması değil. Aksine kendisi, vergisini ödediği, yasa dışı olmayan bir iş yaparak geçimini sağladığını, sorulduğunda mesleğini söylemekten utanmadığını söylüyor.
Sektörde herkesin bir kod adı olmasını ise kendilerine gelen rahatsız edici tepkiler ve hakaretler korunmak olarak açıklıyor.
"'Türkiye cinsel açlığın Afrikası'dır' derler ya, bu yüzde 100 doğru bir sözdür" diye başlıyor anlatmaya.
"Biz bu ürünleri satmazsak sokakta yürüyemezsiniz"
Genelde "seks oyuncakları" ya da "fantezi ürünleri" denilen bu malzemelerin sağlıkla birebir bağlantısı olduğunu söyleyen Yavuz Bey, neden "cinsel sağlık ürünleri" dediğini ise şöyle açıklıyor:
Bu ülkede damacanaya, rulmana, dokuz aylık bebeğe tecavüz ediliyor. Bu ülkede her gün kadın cinayetleri işleniyor. Bu cinayetlerin en büyük sebebi iktidarsızlık, yetersiz erkekler.
Bir kadınla birlikte olurken ona yetemeyen, bir başka erkekle olacağını düşünen adamlar tarafından bu cinayetler işleniyor.
Biz bu ürünleri satmazsak sokakta yürüyemezsiniz ve bunu son derece iddialı söylüyorum. "Vibratör satıyorlar" deyip dalga geçmek son derece yanlış. Çünkü bu ürünlerin, sağlıkla ilgili bir boyutu var.
Eşiyle birlikte olmaktan son derece mutlu olan ancak ereksiyon problemi yaşayan bir adam düşünelim. Peki bu adam ne yapacak? Belden bağlamalı ürünler satıyoruz o kişilere.
Veya kadında isteksizlik var. İstek artıcı ürünler satıyoruz. İstekli olup orgazm olamıyor olabilir. Orgazmı kolaylaştırıcı ürünler satıyoruz. Bu nedenle ismi cinsel sağlık ürünleri. Sadece fantezi ürünü olarak görmemek lazım. 10 kişinin beşi bunu bir ihtiyaç nedeniyle alıyorsa, kalan beşi sağlık endişeleriyle alıyor.
Şırnak'tan da müşteri var, Edirne'den de...
Yavuz Bey'e göre toplumdaki "Anadolu'daki kentlerden daha çok sipariş var" veya "Anadolu'daki kentler çok muhafazakâr, bu ürünleri almazlar" algısı da yanlış.
Cinselliğin insanın doğasında olduğunu özellikle vurgulayan Yavuz Bey, kendilerine İstanbul, Ankara'nın yanı sıra Şırnak'tan da, Hopa'dan da, Edirne'den de siparişlerin geldiğini söylüyor:
Anadolu'nun muhafazakâr olduğu ifade edilir. Ama mesela benim Kayseri'de bir müşterim var. Zaman zaman yanına giderim. Benim Kayseri'de gördüğüm tekel bayiileri inanın İstanbul'da yok. İnanılmaz ürünler var. 100-120 metrekare yerde bir viski çeşidinden 30'ar 40'ar şişe. Bu kadar içkiyi adam keyfinden koymamış. Demek ki bir talep var.
Herkesin bir cinsel hayatı var. Çocukları ağaç kovuğundan çıkmıyor. O nedenle Anadolu ile ilgili bir genelleme yapamayız.
İthalatlarının 40'lık konteynerlarda (2,35 metre genişlik, 12 metre uzunluk ve 2,35 metre yüksekliğe sahip konteynerlar) geldiğini söyleyen Yavuz Bey, "Bir konteynıra kaç bin tane ürün sığar düşünebiliyor musunuz? Bu kadar ürün nereye gidiyor. Demek ki talep var" diyor ve ekliyor:
Burası Müslüman bir ülke diyorlar. Hayır. Burası Müslümanların da yaşadığı bir ülke. Herkes Müslüman değil. Bunun dinle, erkekle, kadınla alakası yok. Herkesin bir cinsel hayatı var. Ama eşcinsel ama heteroseksüel, ama evli ama bekar… Mutlaka bir cinsellik yaşanıyor. Biz de buna gerek sağlık için gerek renk katmak için ürünler ithal ediyoruz.
"Bizim sektörün sosyoekonomik farklılıkları yok"
Bayilik isteyen kişilere "Kendi cinsel hayatınıza göre değil, bulunduğun bölgenin ihtiyaçlarına göre ürün alın" dediğini belirten Yavuz Bey, sözlerine Akdeniz bölgesinden bir örnekle devam ediyor:
Akdeniz bölgesinde kadınların vajinismus sorunu var. Bu korkunç bir sorun. Özellikle bizden bu soruna çözüm olacak ürünler talep ediyorlar ve bu ürünlerin ithalatını yapıyoruz.
LC Waikiki'den ürün alanla Vakko'dan ürün alanın sosyoekonomik durumu farklıdır değil mi? Bizde böyle bir durum yok. 18 yaş üzeri sağlıklı veya sağlıksız, zengin veya fakir, en çılgın fantezileri olan veya en utangaçlar herkes potansiyel müşteridir. Bizde sosyoekonomik ayrım yok. 60 yaşında müşterimiz de var, 19 yaşında müşterimiz de var.
Pandemideki talep ve vergi patlaması
Yavuz Bey'e göre pandemide ürünlerine talep yüzde 100 arttı. "Hatta patlama var" diyen sektör yetkilisi, bu durumu insanların evde sıkılmalarına bağladıklarını ifade ediyor.
Sektör için pandemide değişen bir durum daha var: Vergiler.
İthalat rakamlarının çok yükselmesinin ardından devletin yüzde 40 ek gümrük vergisi getirdiğini söyleyen Yavuz Bey'in açıklamasına göre ÖTV ve KDV'de ödenen vergiler arasında:
Bizden her türlü vergi alınıyor. Kaydırıcı kremler gibi kozmetik ürünlerde yüzde 8 KDV, diğerlerinde yüzde 18 KDV var.
Zaten yüksek gümrük vergisi ödüyorduk. Bir de üzerine ek gümrük vergileri getirdiler. Bu durumun ekime kadar süreceği söylenmişti ama sonra bu yıl başına çekildi. Yıl başından sonra ne yapacaklar. Merakla bekliyoruz.
Yavuz Bey, bir de gümrükte emsal bedel üzerinden vergilendirmeyle karşı karşıya kaldıklarını söylüyor.
Vergi Usül Kanunu'nda emsal bedel, gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen ya da doğru tespit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değer anlamına geliyor.
Ancak cinsel sağlık ürünleri için durum biraz daha farklı. Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bu ürünlerin en az yüzde 70 oranında tedarikçisi ülke Çin. Avrupa'da üretilen ürünler de mevcut ancak yüksek fiyatları nedeniyle ithalatçı tarafından daha az tercih ediliyor.
Çin malı hakkındaki olumsuz algının, bu ülkenin üretimde çok ilerlemesiyle yavaş yavaş kırıldığını söyleyen Yavuz Bey, "Özelikle cinsel sağlık ürünlerinde son derece güzel ürünler yapmaya başladılar. Bazen yapabildikleri ürünlere biz bile şaşırıyoruz" diyor ve "emsal" meselesini şöyle açıklıyor:
Birkaç hafta önce penis pompası getirttik. Penis pompalarının Çin fiyatı 6-7 dolardır çıplak fiyatı. En son bir firma, Avrupa'dan 17 euroya ürün getirtmiş. Gümrüktekiler "Bu ürün 17 euoroymuş biz 17 eurodan gümrük vergisi alacağız" diye ısrar etmeye başladı. 7-8 gün bununla uğraştık. Çin'den tekrar konşimentolar, faturalar geldi.
En son sipariş ettiğimiz başka bir ürün, 17-18 gündür gümrükte. Farklı kalemler var: Suni vajinalar, şişme bebekler, vibratörler, belden bağlamalılar… Tek tek hepsini inceleyip emsal vergi çıkartmaya çalışıyorlar. Ama biz Çin'den getiriyoruz ürünlerimizi ve emsalde hata oluyor. Buna gerçekten "devlet eliyle krizi fırsata çevirmek diyebilirim".
"Üç yıl önce 50 liraya satıp para kazandığım ürünün şimdi sadece ithalatı 85 lira"
Bir üründen bir seferde 10 bin adete kadar çıktıklarını söyleyen Yavuz Bey, bu tip uygulamaların pandemiyle birlikte geldiğini söyledi:
İnsanlar evde kalınca playstation satışları, cep telefonu satışları patladı, yüzde 50 gümrük vergisi getirdiler. Bir ek gümrük vergisi de seks oyuncaklarına geldi.
"Dolarla mı para kazanıyorsunuz?" diyorlar ama bu devirde aldığımız nefes dışında her şey yurt dışından geliyor. Elimdeki çakmaktan, arabama koyduğum benzine kadar…
Üç yıl önce 50 liraya satıp para kazandığım ürünü ben şimdi 85 liraya ithal ediyorum. 85 lira sadece ithalat maliyeti. Ben bunun üstüne kâr koyacağım. Bunu müşteriye ulaştırdığım zaman 160-170 liraya çıkıyor. Perakende bayiim de kâr ekleyip satınca çok yüksek rakamlara ulaşılıyor. İş biraz çığırından çıktı.
Amiral gemisi: Vibratör
Stoklarında 1200 çeşit ürün olduğunu söyleyen Yavuz Bey de bu sektörde "amiral gemisi" ürünün vibratör olduğunu, daha sonra dildonun geldiğini söylüyor.
Son dönemde popüler olan ürünler ise telefon aplikasyonuna ya da bir kumandaya sahip, titreşimli, ev dışına çıkınca da insanın üzerindeyken kullanılabilen oyuncaklar.
Piyasadaki kadın ve erkek talebini sorduğumuzda ise "Bu kadar vibratörü erkek alıp kullanmıyor. Erkekler de alabilir tabii ki ama kadınlar daha pervasız, erkekler daha utangaç diyebilirim. Çünkü erkeklere de biçilen roller var: Evin erkeği olacak, eve ekmek getirecek, karısını mutlu edecek… O nedenle erkekler daha geri planda kalıyor bu ürünlerle ilgili" yanıtını veriyor.
"CE Belgesi olmayan gümrükten geçemez"
Cinsel sağlık ürünlerinin denetiminde birincil şart ise CE belgesi.
CE belgesi, Avrupa Birliği'nin 1985'te oluşturduğu "Yeni Yaklaşım" çerçevesinde uygulamaya soktuğu, bir ürünün insan, hayvan ve çevre açısından sağlıklı ve güvenli olduğunu gösteren uygunluk işaretidir.
Yavuz Bey, kırtasiyeden tekstile kadar insan tenine değen her şeyde CE belgesinin şart olduğunu hatırlatarak kendi sektörüyle ilgili, "CE belgesi ‘Bu ürünün muhteviyatında ne var?' diye soruyor. Yani bu şişme bebek, suni vajina, hangi materyalden yapılmış? İçinde kansorejen madde var mı, kullanan kişinin cinsel bölgesinde tahrişe sebep olur mu? CE belgesi olmadan ürünü gümrükten geçiremezsiniz" açıklamasını yapıyor.
Online alışveriş devleri de satıyor
Seks shoplar, bu sektörün tek tedarikçisi değil.
Zira Gittigidiyor, Trendyol, N11 hatta Çiçeksepeti gibi online alışveriş devleri de bu ürünleri satmaya başladı.
Bu isimlerin sektörde fiyat kırdığını, bu nedenle rekabetin çok yükseldiğini söyleyen Yavuz Bey, toplam e-ticaret büyüklüğünün 83,1 milyar liraya ulaştığı Türkiye'de insanların, "kapısına bir şey getirilmesinden çok mutlu olduğunu" belirtti ve şöyle devam etti:
Ben bu işe 15 yıl önce Mecidiyeköy'de dükkân açarak başladım. Seks Shop'a giren pancar gibi kızarıyordu. Şimdi böyle bir durum yok. 27 senelik bir sektör, artık bir kültür oluştu. Elinde birden fazla cinsel sağlık ürünü bulunan var, koleksiyon yapan var. Eskitebileceğiniz ürünler değil bunlar. Çeşitlerini istiyorlar. Biraz daha küçüğünü, biraz daha büyüğünü, titreşim özelliği olanı, ısıtmalı olanını gibi…
Fiyat rekabeti, Yavuz beyin anlattığı kadar var. Bir seks shop sitesinde 40-80 lira arası olan bir kayganlaştırıcı jel, büyük alışveriş sitelerin 26-27 lira aralığına kadar çekilebiliyor. Ya da 280 liradan başlayıp 1500 liraya kadar uzanan şişme bebekler, bu fiyatların aşağısına bulunabiliyor.
Kâr marjı yüzde 50 ila yüzde 100
Twitter'da 10 bine yakın takipçisi olan Saklı Market ise sektörün yenilerinden. İki yıl önce bir online mağaza olarak kuruldu.
Kurucusu Melih Bey, e-ticaretle ilgilenmek istediği sırada, seks oyuncağı satışlarında güvensizliğin yüksek olduğunu görerek, bu güveni tesis etmek adına sektöre giriş yapmış.
Hikayesini, "Soramazsın" adlı bir YouTube programında anlatan Melih Bey, 20-25 bin lira sermaye ile sektöre girdiklerini, ancak fiziki bir mağaza kurmak istenildiğinde bunun 4-5 katına çıktığını söylüyor.
Sektördeki kâr marjının yüzde 50 ile 100 arasında olduğunu söyleyen 33 yaşındaki girişimci, "Sektörün eskileri, bu oranları düşük buluyor. Online mağazaların açılmasıyla daha fazla eroitk shop ortaya çıktığı için marjlar düşmeye başladı. Eskiden yüzde 300-500 kâr marjı ile satılıyormuş" ifadesini kullanıyor.
Pandemi dönenimin her e-ticaret platformunda olduğu gibi kendilerini de olumlu etkilediğini söyleyen Melih Bey, "Yalnız kaldıklarında biraz daha akıllarına düştüğümüzü düşünüyorum" diyor.
Yavuz Bey gibi Melih Bey de belirli bir yaş grubunun olmadığını söylüyor. 18 yaşının üzerinde olduğunu beyan eden herkes, bu ürünlerden alabiliyor.
Türkiye'de bu ürünlerin ithalatçısı olan birkaç büyük firmadan ürün aldıklarını söyleyen Melih'in açıklamasına göre Saklı Market'teki ürünlerin yüzde 90'ı Çin'den geliyor. Batı'dan gelen ürünler olduğu gibi üzerinde Avrupa malı olduğu yazan ancak Çin'de üretilen ürünler de var.
"Türkiye'nin en ücra ilçelerine bile ürün gönderdik" diyen Melih Bey de "muhafazakârlar daha fazla/daha az alır" algılarına karşı. Ancak nüfus itibariyle en fazla talep metropollerden.
© The Independentturkish