Almanya Başbakanı Angela Merkel, 2021 yılı bütçesinin görüşüldüğü Federal Meclis Genel Kurulu’nda açıklamalarda bulundu.
Salgın ile mücadelede kritik bir aşamada bulunulduğunun altını çizen Merkel, “Tarihsel tecrübeler bize özellikle ikinci dalganın birincisinden daha çetin olduğunu ve çok acıya yol açabileceğini öğretiyor” dedi.
Merkel, bu kadar kısa bir sürede etkili bir aşının bulunmuş ve aşı merkezlerinin de kurulmaya başlanmış olunmasını “tarihte emsali yok” sözleriyle değerlendirdi.
"Artık tünelin sonundaki ışığı görebiliyoruz” diyen Angela Merkel, bunun bilim dünyasının çalışmaları ile mümkün olabildiğine dikkat çekerek şunları kaydetti:
Bunu insanlar yaratıcı ve inanılmaz bir araştırma ruhuna sahip olduğu için başarabildik. Dünya genelindeki bilim insanları bizim neler yapabileceğimizi gösterdiler. Bu salgın eğer herhangi olumlu bir şeye sebebiyet verdiyse o da cesaret gösterdiğimizde biz insanların neler yapabileceğimizi gözler önüne sermiş olması. Azimli ve yaratıcı olup, sınırları aşacak şekilde birlikte çabaladığımızda neler yapabileceğimizi gösterdik
"Gücümüzü muhafaza etmeliyiz"
Salgının olağandışı bir süreç yaşattığını vurgulayan Merkel, “Olağanüstü bir süreç, olağanüstü hareket etmemizi zorunlu kılıyor ve bütçe de bunu yansıtıyor” ifadelerini kullandı.
Dünyanın en büyük dördüncü ekonomisi olan Almanya’nın güçlü bir sivil topluma sahip özgürlükçü, demokratik, güçlü bir ülke olduğuna aynı zamanda AB, NATO ve BM’de de önemli bir partner konumunda bulunduğuna dikkat çeken Merkel, “Bu gücü, içinden geçmekte olduğumuz bu olağandışı süreçte de muhafaza etmek istiyoruz” diye konuştu.
"Salgın, dünyadaki güç dengelerini, özellikle iktisadi olarak ama belki de sosyopolitik olarak da yeniden düzenliyor” görüşünü aktaran Merkel, ekonomideki öngörülerin Çin’in salgın sürecini ABD ve diğer Avrupa ekonomilerinden daha iyi atlatabileceğine işaret ettiğini söyledi.
"Farklı siyasi ve toplumsal sistemler arasında rekabet yaşanıyor"
Salgının kontrol altında tutulabildiği yerlerde ekonomi güçlüklere direnç gösterilebildiğini ifade eden Merkel, dünya genelinde farklı siyasi ve toplumsal sistemler arasında rekabet yaşandığına işaret ederek şunları kaydetti:
Bizim bu süreci yönetme şeklimiz, daha çok diktatörlüklere benzeyen ülkelerden farklı. Bu çok açık… Bizler özgürlükçü demokrasi, açık ve güçlü bireyselleşmiş topluma sahip bir ülke olarak tanınıyoruz. Bununla da gurur duyuyoruz… Bu nedenle virüsle başarılı bir şekilde mücadeledeki en önemli anahtarımız yasaklar, kontroller değil, her bireyin sorumluluk içerisinde hareket etmesi ve mücadeleye dahil olmasıdır.
Independent Türkçe, DW Türkçe