İstanbul Büyükçekmece'de, 2 çocuğunun annesi Sonbahar Özcan'ı sosyal medya kullandığı gerekçesiyle boğarak katleden Ünal Özcan hakkında hazırlanan iddianame, mahkemeye sunuldu.
Savcılık, Özcan'ın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını istedi.
Temmuz ayında İstanbul'un Büyükçekmece ilçesinde yaşanan kadın cinayeti, Ünal Özcan tarafından işlendi.
Dosyadaki bilgilere göre Ünal Özcan, 8 yıllık eşi Sonbahar Özcan'ı uykusundayken boğazını sıkarak katletti.
Eşini katlettikten sonra kaçan Ünal Özcan, polis tarafından yakalanarak gözaltına alındı.
Özcan, çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.
Savcılığın, katil Ünal Özcan hakkında hazırladığı iddianamede, 36 yaşındaki Sonbahar Özcan'ın otopsi raporuna göre boyun basısı nedeniyle hayatını kaybettiğinin belirlendiğine değinildi.
İddianamede, "Şüphelinin eşi olan maktulü, sosyal medya kullanmasından duymuş olduğu kıskançlığın etkisiyle boğarak kasten öldürdüğü ve üzerine atılı suçu işlediği, şüphelinin samimi ikrarı, tanık ve müşteki beyanları, otopsi tutanağı ve tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır" ifadeleri yer alırken, savcılık Ünal Özcan hakkında haksız tahrik indirimi talep etmedi.
Ünal Özcan, ifadesinde cinayeti nasıl işlediğini şu sözlerle anlatmıştı:
Her şey geçtiğimiz Babalar Günü'nde başladı. Babamı aramak için eşimin telefonunu aldığımda bazı programlar üzerinden eşimin yazışlarını gördüm. Kendisini uyardım. Uygulamaları kaldıracağını söyledi. Bu daha sonra da devam etti. Her defasında da kendisini uyarmaya devam ettim. Son olarak da 15 Temmuz akşamı aynı şekilde yazışmaları görünce çıldırdım. Kavga ettik. Boğazını sıktım. Karşılık vermedi. Titremeye başladı. Bunun üzerine bıraktım. Sabah olunca da ailesinin evine gönderdim. Daha sonra aile büyükleri araya girdi. Eşim Sonbahar’ın çok pişman olduğunu, bir daha yapmayacağını söylediler. 2 çocuğumuzun olduğunu söylediler. Bende 'tamam' dedim. Eşimle bir araya geldik. Özür diledi. Bana sarıldı. Sonra da 2 gün önce kendisini alarak evimize döndük.
Olay akşamı eşimin telefonu salondaydı. Merak ettim. Telefonu tekrar kontrol ettim. Bu sefer Instagram hesabından yazışma görünce sinirlendim ve eşimi uyandırdım. Yine mesajlaşmaya neden devam ettiğini sordum. Boğazını sıkmaya başladım. Elimden kurtulmaya çalışınca da 'Bu sefer şansın yok' dedim. Eşim direnmedi kendini bıraktı. Hareketsiz kalınca da odadan çıktım. Çocuklarım görmesin diye kapıyı da kilitleyip bacanağımı arayıp durumu haber verdim. Sonra da olay yerinden kaçtım. Polisler beni arayınca da Tepecik'te teslim oldum.
© The Independentturkish