Tanrı'nın elinden çıkan saf yetenek

Okan Can Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AP

Güç, zarafet, yetenek, isyan, kavga, zafer ve mağlubiyet, hepsi onda buluştu. Her duygunun karşılığını veriyordu.

Yakınları için Diego, futbol dünyası için Maradona'ydı. İsmi bile futbolcu olmak için koyulmuştu sanki: Diego Armando Maradona.

Napoli'de oynadığı 7 yılda, 515 çocuğa onun adı verildi. O Napoli'ye gidene kadar, İtalya'nın güneyinden hiçbir takım ligde şampiyonluk kazanmamıştı.

Juventus, Inter ve Milan'ı destekleyen büyük şirketler ve sermaye varken, Napoli'nin sadece Maradona'sı vardı. Maradona, 1984 yılında Napoli'ye geldiğinde, bir önceki yıl küme düşmemeye oynamıştı kulüp.

Yoksul Napoli'de mafya çok güçlüydü ve şehir İtalya'da sevilmiyordu. İnsanlar hemen Maradona'ya sarıldılar; çünkü Maradona, Napoli halkını güçlü kılıyordu ve şehir İtalya'nın geri kalanına, Maradona üzerinden meydan okuyordu.

Maradona için hayal kırıklığı ile geçen Barselona macerasından sonra, birbirine uygun iki sevgili gibi olmuşlardı.

Napoli zirveye çıktığında ise Maradona'nın düşüşü de başlamıştı. Alkışlar ile geldiği İtalya'dan, Dünya Kupası sonrası neredeyse kovularak gitti.
 

1.jpg
Fotoğraf: Buenos Aires Sokak Sanatı


Tekniği rakipsiz, futbol zekâsı eksiksiz

Diego Armando Maradona, 1960'da Buenos Aires'in yoksul bölgesi Lanus'de doğdu. Gecekondu mahallesi Villa Fiorito'da büyüdü.

Küçük yaştan itibaren, yeteneğinin kendisi de farkındaydı. Çok yoksul bir ailede büyüyen Diego, tek odada 7 kişilik ailesi birlikte kalıyordu. 15 yaşına geldiğinde profesyonel oldu. 

İlk kulübü, Argentinos Juniors'ın gençlik takımı Cebollitas'tı. Yeteneğinden dolayı çok geçmeden, Altın Çocuk anlamına gelen Pibe de Oro lakabını kazandı.

15 yaşına kadar gençlik takımında oynadı. Profesyonel ilk maçına 16 yaşında Argentinos Juniors ile çıktı. Birkaç ay sonra, ilk kez Arjantin Milli Takımı'nda forma giydi.

İlk dünya kupasına 1978 yılında katılacaktı. Fakat Arjantin futbolunun efsane teknik adamlarından Cesar Luis Menotti, Maradona'yı korumak istiyordu.
 

t.jpg
Fotoğraf: Twitter


Menotti, cunta yönetimi altında, zaten kaoitik bir dönem geçiren ve baskı altında olan futbol takımına Maradona'yı yaşı genç olduğu için almadı.

Cunta yönetimi sık sık eleştiren Menotti, o yıl Arjantin'i dünya şampiyonu yapmıştı. Arjantin'in 1978 Dünya Kupası'nda 2 yıldızı vardı, Menotti ve Kempes. Fakat herkesin gözü aslında genç Diego'daydı.

1982 Dünya Kupası, Arjantin için başarısız geçti. Maradona, saha içinde çok fazla sertliğe maruz kalmış, özellikle İtalya maçında Claudio Gentile'nin sert oyunu altında ezilmişti maçın yansıması, Brezilya maçında ortaya çıktı.

Maradona, rakibine tekme atmış ve kırmızı kartla oyundan atılmış, Arjantin de kupaya veda etmişti.

Sıkıntılı geçen Dünya Kupası sonrası, Barcelona günleri başlamıştı. Cesar Luis Menotti, Barselona için onun hakkında rapor bile hazırlamıştı.

Zihinsel gücüne 10 vermiş, futbol zekâsına eksiksiz diyordu Menotti. Tekniği ise rakipsiz, raporun sonucu ise olağanüstü olarak çıkmıştı.
 

2.jpg
Fotoğraf: Twitter


İtalya'yı bölmek ile suçlandı

Barselona'da işler yolunda gitmedi ve ağır bir sakatlık yaşadı. Çok mutlu da değildi. Athletic Bilbao maçında tekmeli tokatlı kavga etmiş ve kontrolden çıkmıştı. Barselona, Maradona'yı istemiyordu artık. 

Ve İtalya'nın en sevilmeyen şehri Napoli'ye gitti. Barselona'da saygı görmedim diyerek, yeni bir başlangıç arıyordu. Ve aradığı saygıdan fazlasını, Napoli'de buldu.

Küme düşme potasındaki Napoli'ye geldikten sonra, 2 lig şampiyonluğu, 1 İtalya Kupası, 1 İtalya Süper Kupa'sı ve 1 UEFA Kupası şampiyonluğu yaşadı.

Valdano'lu ve 33 yaşındaki Burruchaga'lı Arjantin, 1986 Dünya kupasında favori gösterilmiyordu. Fakat Maradona, tarihe geçen goller ile Arjantin'e şampiyonluğu getirdi.

Fakat İngiltere maçında elle attığı gol ile yine tartışmaların odağında oldu.
 

3.jpg
Fotoğraf: AP


Dünya Kupası sonrası, Napoli'de insanlar nerdeyse ona tapıyordu. Gittiği ve adının geçtiği her yerde hayat duruyordu.

Napoli kazandıkça, o zayıflamaya ve yalnızlaşmaya başlamıştı. Halkın ve medyanın yoğun ilgisi onu bunaltmıştı.

Napoli'den ayrılmak istemiş, fakat mümkün olmamıştı. Kokain bağımlılığı ile hayatındaki kaos başladı.

Özel hayatı ile beraber, 1990 yılındaki İtalya Dünya Kupası'nda İtalya'da istenmeyen adam ilan edilmişti.

İtalya-Arjantin maçı, yanlış bir düzenleme ile Napoli'de oynanacaktı. Arjantin Milli Takımı için Napoli'de oynamak, Arjantin'de oynamaktan farksızdı.

Maradona, Napoli taraftarlarından Arjantin'i desteklemesini istedi ve İtalya o maç sonunda elendi. Ve sonrasında Maradona İtalya'yı bölmekle suçlandı; istenmeyen adam ilan edildi.

Ve o yıldan sonra, hayatı hep geriye gitti.
 

4.jpg
Fotoğraf: Twitter​​​​​​​


Ben tek, sizi hepiniz

Maradona sisteme ve futbol düzenine itiraz eden bir kişilikti. Yoksulluğu ve çocukları dert ediyordu.

FİFA'dan hasta ve yoksul çocuklar için yardım maçı istemiş, olumsuz cevap gelince de çocuklara yakın mahallede kendi yardım maçını organize etmişti. 

Sahada yıkılmayan, vazgeçmeyen, sadece futbolu düşünen bir oyuncuydu. Tek başına bir takımı şampiyonluğa götürecek kadar güçlü ve azimliydi.

Zayıf takımlarda şampiyonluk yaşadı ve bu da onu farklı kıldı. Güçlü ve havalı olan tarafa karşı, umursamadan oynadı.

İstatistikler, sayılar veya koşu mesafeleri yoktu o oynarken. Sadece topun ona gelmesini ve rakibin çaresizlikle ona faul yapmasını izlerdi herkes.

Mahalle maçlarında, çocukların adını almak için tartıştığı oyuncuydu Maradona. Onunla büyüyen çocuklar, ne izlediklerini büyüyünce anladılar.

Messi ile Ronaldo ile büyümüş, bahislerin esir aldığı ve istatistiklere boğulmuş gençlere belki de abartılmış bir oyuncu olarak gelebilir Maradona.

Ama endüstriyel bir makinaya dönüşen şimdiki futboldan farklıydı, Maradona'nın futbolu.

Saha dışında hataları, zaafları olan Maradona, sahada kusursuz bir sanatçıydı. Saha içinde mücadele, azim ile güce karşı isyanı onu efsane yaptı. Belki de gelmiş geçmiş en iyisi o.

Devlet başkanları ve parlamentoların bile, ölümünden sonra ona saygılarını sunduğu bir futbolcu Maradona.

Maradona, 'ben tek, siz hepiniz' diyerek oynadı hep.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU