Washington ile ateşkesin sona erdiğinin duyurulması Iraklı silahlı gruplar için ne anlama geliyor?

Kaynaklar, Washington ile ateşkesin sona ermesi ile İranlı milislerin Biden’ın dikkatini çekme ve Tahran ile nükleer anlaşmayı yeniden canlandırma girişimi olduğunu düşünüyorlar

Başkent Bağdat'taki büyükelçiliğin etrafında konuşlanan Amerikan askerleri (AFP)

İran'ın Irak'taki müttefiki olan silahlı grupların Washington ile son ABD seçimlerinden önce ilan edilen ateşkesin üzerinden geçen bir ayı aşkın bir sürenin ardından Asaib Ehli'l Hak lideri Kays el-Hazali'nin, Washington ile ateşkesin sona erdiğini duyurmasıyla gerilim yeniden başladı. Hazali'nin duyurusu, Irak arenasındaki birçok gelişmeyle aynı zamana denk geldi. Bunlardan en önemlisi ABD büyükelçiliğine yapılan saldırıların yeniden başlamasıydı. Bununla birlikte Washington, Irak'taki askeri güçlerin bir bölümünü daha geri çekme niyetinde olduğunu açıkladı.

Bu açıklamalar, özellikle İran'daki bazı çevrelerin ve karar vericilerin, Joe Biden'ın başkan seçilmesi karşısında gizlemedikleri iyimserlikleriyle birlikte Tahran'ın müttefiklerinin Irak'ta ne tür mesajlar vermeye çalıştığına dair sorulara kapı açtı.

Ateşkesin sona ermesi ve Amerikan askerlerinin geri çekilmesi

Gözlemcilere göre Asaib Ehli'l Hak tarafından ateşkesin sona erdiğinin açıklamasına rağmen, İran'a yakın silahlı gruplar, Trump yönetiminin Beyaz Saray'da kalan görev süresi boyunca sert bir yanıt vermesine yol açabileceği korkusuyla şu anda ABD güçlerine karşı operasyonlar için baskı yapmayabilir.  Ayrıca bu, söz konusu grupların, Washington ile Tahran arasında gelecekte varılabilecek olası bir anlaşma için uygun bir atmosfer hazırlamak amacıyla Joe Biden başkanlığındaki yeni yönetime güven verici mesajlar gönderme girişimi olabilir.

Asaib Ehli'l Hak lideri Hazali, ABD'deki başkanlık seçimlerinin sona ermesiyle ‘anlaşma koşullarının yerine getirilmediğini' öne sürerek ateşkesin sona erdiğini duyurdu. Askeri operasyonları durdurmak için aralarında ‘Irak'ta yabancı askeri üs bulundurulmaması ve Irak hükümeti tarafından belirlenen teknik bir varlıkla kara ve hava sahasında egemenliğin korunması' da bulunduğu bir takım şartlardan bahsetti.  Hazali, ‘diplomatik bir adres olduğu için ABD Büyükelçiliğini hedef almayı tercih etmediklerini' vurguladı.

Hazali'nin açıklamaları, ABD Savunma Bakanı Vekili Christopher Miller'ın, ülkesinin Irak'taki asker sayısını 15 Ocak'a kadar 2 bin 500'e düşürme niyeti ile ilgili açıklamasıyla aynı zamana denk gelirken Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, "Geri çekilmenin planlanması için zaman çizelgeleri olacağını teyit ettik" açıklamasında bulundu. Irak'ta kalacak Amerikan askerlerinin savaş dışı olacaklarını vurgulayan Hüseyin, amaçlarının ‘Irak kuvvetlerinin sürdürülebilir bir zafer elde etmelerini sağlamak' olduğunu vurguladı.

Koalisyon güçleri ve ABD ile ortak çalışmaların, Irak kuvvetleri için istihbarat ve hava desteğinin, askeri tavsiye, destek ve eğitim faaliyetlerinin devam edeceğini söyleyen Hüseyin, "NATO kuvvetleriyle de çalışmalar devam ediyor" dedi.

İran'ın müttefikleri için altın bir fırsat

Geçtiğimiz salı günü Bağdat'ın merkezindeki Yeşil Bölge, ‘Grad' füzeleriyle hedef alındı. Yeşil Bölge, geçtiğimiz Ekim ayında kendisini ‘Irak Direniş Koordinasyon Komitesi' olarak adlandıran bir grubun, Irak'taki yabancı güçlere ve yabancı ülkelerinin çıkarlarına yönelik saldırıları durduracağını duyurmasından bu yana ilk kez hedef alındı.

Belki de Washington'da yönetimin geçiş aşaması, bu dönemi bir sonraki ABD yönetiminin dikkatini İran dosyasına çekmek için kullanmak amacıyla İran'a yakın gruplara özellikle bu grupların Biden'ın Tahran'la nükleer anlaşmayı yeniden canlandırabileceğine inandıklarından onlara hitap edebilir. Oysa Hazali, ateşkesin sona erdiğini açıklamasına rağmen, Biden'ın seçimleri kazanmasının ardından ABD-İran çatışmalarında bir gerileme yaşanmasını bekliyordu.

Aynı bağlamda medya profesörü Ghaleb Al-Daami, "Amerika Birleşik Devletleri'nde iktidarın bir geçiş aşamasını temsil eden bu dönem ve Biden'ın ilk 100 gün hakkındaki konuşması iç dosyalara ayrılacaktır" dedi.

Iraklı medya uzmanı Galib ed-Dami konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, "ABD'de yönetimin geçiş aşamasını temsil eden bu dönem ve Biden'ın ilk 100 günlük programı hakkındaki konuşması, özellikle iç meselelere yönelik olacaktır. Bu da Tahran'la belki de yeni bir müzakereye varmak için baskı uygulamak ve zamanı kullanmak amacıyla ABD'ye karşı direniş sloganı atanlara altın bir fırsat sağladı" ifadelerini kullandı.

Independent Arabia'ya konuşan Dami, Washington'ın İran şartlarına razı olmasının, grupların eylemlerinin sona ermesi anlamına geleceğini belirterek, "İran, yeni ABD yönetimini şartlarını kabul etmeye zorlamak amacıyla Washington'a baskı yapmak için müttefiklerinden yardım isteyebilir" ifadelerini kullandı. Dami'ye göre Hazali'nin konuşmasında, askeri eğitim amaçlı ABD'li danışmanların kalmasına itiraz etmemesi, ‘İran'a yönelik yaptırımların kaldırılması durumunda Amerikan askerlerinin varlığının bir ön kabulü' olduğu izlenimi verebilir.

Hazali'nin yaptığı son açıklamaların, ‘yürüyen merdiven olmadığını' düşünen Dami, Hazali'nin özellikle diplomatik bir adres olduğu için ABD Büyükelçiliğini hedef almayacaklarını belirttiği açıklamalarının, Washington'a bir güvence mesajı verdiğine inanıyor. Dami'ye göre Hazali'nin açıklamaları aynı zamanda silahlı grupların ellerindeki silahlara kısıtlamalar getirilmesi konusu başta olmak üzere Irak hükümetine gönderilen bir baskı mesajı da içeriyor. Dami, ABD Büyükelçiliğinin hedef alındığı ve Irak hükümetini uluslararası ve yerel kamuoyu önünde utandıran olayın, Mustafa el-Kazımi hükümeti ile diğer dosyalar hakkında anlaşmaya varmak için kullanabileceğini düşünüyor.

Diğer boyutlar

Hazali'nin son açıklamalarının silahlı grupların geleceği ile ilgili birçok dosyayı yeniden açma girişimleri için de olabileceği düşünülüyor. Iraklı gazeteci yazar Maan el-Cizani, Hazali'nin açıklamalarının,  ‘yaklaşan seçimlerle ilgili olarak söz konusu grupları önceden teşvik etme girişimleri' ile bağlantılı başka bir boyutu daha olduğunu düşünüyor.

Açıklamaların söz konusu gruplara yönelik propaganda yapma girişimleriyle ilişkili boyutları da olduğunu söyleyen Cizani, "Irak'taki silahlı gruplar arasındaki bir yarışın parçası da olabilir" şeklinde konuştu.

Cizani, Yeşil Bölge'yi hedef alan son saldırının ‘ya cehalet, aptallık veya sarhoşlukla ya da Trump ve ekibi tarafından istihdam edilerek' yapıldığını öne süren son açıklamasıyla ‘halen ateşkese bağlı olduğu' izlenimi veren Hizbullah Tugayları ile Asaib Ehli'l Hak arasında tutum farklılıkları olduğuna dikkati çekti. Cizani bunun, Tahran'ın Irak'taki silahlı grupların adımlarıyla ilişkisini inkar etme girişimiyle ilgili taktiklerinin bir parçası olduğuna inanıyor.

Hükümetin utandırılması

Bu görüşlere karşı, Irak hükümetine yakın taraflar, son saldırıların asıl amacının özellikle Bağdat ile Washington arasındaki müzakerelerde ABD güçlerinin ülkeden çekilme takvimi ile ilgili ilerleme kaydedilirken Kazımi'yi utandırmak olduğuna inanıyorlar.

Kazımi'ye yakın bir isim olan Irak Amerikan Üniversitesi'nden Rahman Cuburi, ABD Büyükelçiliğini veya ABD'nin Irak'taki çıkarlarını hedef alan tüm saldırıların asıl hedefinin,, özellikle Kazımi'nin yabancı askerlerin Irak topraklarından çıkarılması dosyasında ilerleme kaydetmesiyle Irak hükümetini utandırmak ve hükümete ateşkesin sona erdiğini bildirmek olduğunu söyledi.

Cuburi'ye göre söz konusu grupların bazıları, hükümete, ABD güçlerinin Irak'tan çıkılması için diplomatik eylem alanı sağladıklarını iddia etmelerine rağmen ‘gündemlerine ve çıkarlarına göre hareket ediyorlar ve hesaplamalarında devletin çıkarını dikkate almıyorlar'. Cuburi, "Başbakan, ABD güçlerinin ülkeden çıkışına ilişkin vaatlerini yerine getirmeye devam ediyor. Bu da söz konusu partilerin ana hedeflerini doğruluyor" şeklinde konuştu.

Yeni grupların, ana grupların siyaset arenasında da temsil edildikleri için utanç duymaktan kaçınmalarını sağlayacak bir paravan olmalarının yanı sıra siyasi eyleme geçmeleri durumunda ‘kullanabilecekleri bir tarih yaratmaya çalıştıklarını' düşünen Cuburi, "ABD, bu gruplara yaptırım uygulamak istese bile, açık liderliklere veya siyasi bir temsilciliklere sahip olmadıkları için bunu yapamayacaktır" yorumunda bulundu.

Silahlı grupların ısrarla üzerinde durduğu Amerikan askerlerinin Irak topraklarından çıkarılması dosyası, ülkede çeşitli taraflar arasında siyasi tartışmalara tanık olan başlıca gündem maddelerinden biridir. Bazı siyasi partiler, ABD güçlerinin ülkeden çekilmesinin, İran'ın Irak'ta kendisine yakın olan gruplar aracılığıyla ülkedeki nüfuzunu artırmasına neden olmasından korktuklarını ifade ediyorlar.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independentarabia.com/node/170626/

DAHA FAZLA HABER OKU