Türkiye A Milli Futbol Takımı, teknik direktör Mircea Lucescu'nun görevine son verilmesinin ardından Şenol Güneş'i takımın başına getirmiş ve o dönem büyük bir çıkış yakalamıştı.
2020 Avrupa Futbol Şampiyonası (EURO 2020) elemelerine Güneş yönetiminde başlayan ay-yıldızlılar, Fransa ve İzlanda ile mücadele ettiği H Grubu'nda oynadığı 10 maçta 7 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyet alarak ikinci oldu ve finallere katılmaya hak kazandı.
Grupta oynadığı maçlarda sadece İzlanda'ya yenilen A Milli Takım, oynadığı futbol ve sahadaki mücadelesiyle "Altın jenerasyon"un yakalandığını ve gelecek için umut veren bir serüvene başladığının sinyallerini verdi.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle EURO 2020 finallerinin ertelenmesinin ardından resmi maçlardaki son galibiyetini 17 Kasım 2019'da alan ay-yıldızlılar, UEFA Uluslar B Ligi'ne grup liderliği parolasıyla başladı.
3. Grup'taki ilk maçında Macaristan'a 1-0 yenilen ay-yıldızlılar, ikinci maçta Sırbistan deplasmanından 0-0'lık eşitlikle döndü.
Türkiye, 11 Ekim'de Rusya ile 1-1, üç gün sonra Sırbistan ile de 2-2 berabere kaldı ve dördüncü maçlar sonunda sadece 3 puan toplayabildi.
Uluslar Ligi'nin beşinci haftasında Ülker Stadı'nda Rusya'yı 3-2 mağlup eden A Milliler, gruptaki ilk galibiyetini elde etti.
3. Grup'taki son maçlar öncesi üçüncü sırada yer alan ay-yıldızlılar, son sıradaki Sırbistan'ın Rusya'yı 5-0 mağlup ettiği ve grup liderliği şansı olduğu müsabakada Macaristan'a 2-0 yenildi.
Alınan bu sonucun ardından averajla son sıraya gerileyen Şenol Güneş'in öğrencileri, Uluslar C Ligi'ne düştü ve 2022 Dünya Kupası için doğrudan play-off şansını kaybetti.
A Milli Takım'ın Uluslar Ligi performansını ve Türk futbolundaki sorunları Beşiktaş'ın eski yöneticilerinden Sinan Vardar ve gazeteci Faik Çetiner, Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
Macaristan karşısında alınan 2-0'lık mağlubiyeti futbolun cilvesi olarak yorumlayan Vardar, şu ifadeleri kullandı:
Geçen hafta Rusya'yı yendik. Dünyanın en iyilerinden Almanya ile deplasmanda 3-3 berabere kaldık. Bir maça bakmak ve bunu öne almak doğru değil. Şahsiyetli ve iyi oyunculardan kurulu bir milli takımımız var. Böyle bir jenerasyon zor yakalanır. Takımın başında Şenol Güneş gibi bir hoca var ama bugün yerden yere vuruyorlar. 'Hoca istifa' diyorlar. Şenol Hoca çok dürüst insandır, adil forma dağıtır. Üstelik Milli Takımımız da çok iyi. Bu maçı ölçü alıp tehditler yapmamak lazım. Milli Takımın başarılı olacağına inanıyorum çünkü iyi bir ivme yakaladık. Cengiz, Çağlar, Merih gibi Avrupa'nın en iyi takımlarında oynayan futbolcularımız var. Türkiye'dekiler de öyle... Dünkü maçla ilgili kısmet olmadı diyebiliriz. Yenseydik lider çıkıyorduk, yenilince sonuncu olduk. Bu da futbolun cilvesi. Futbol böyle bir şey. Bunu başarısızlık olarak nitelendirmek bence yanlış.
Başarısızlığın farklı alanlarda aranması gerektiğini belirten Vardar, kulüplerin kötü yönetildiğini belirterek, şu eleştiriyi yaptı:
Bu sene en fazla transfer yapanlar Türk takımları. En fazla yaşlı futbolcu ve yaşlı yabancı transferi yapan yine Türk takımları. Bir şans yakalandı. İyi bir milli takımımız var. Burada Almanya'da yetişen Türk futbolcularının katkısı büyük. Çünkü orada sistem çok farklı. Genele baktığımızda Türk futbolu hiç ileri gitmiyor, maalesef geri gidiyor. Bunun birçok sebebi var. Gençlere önem verilmiyor. Bilhassa kulüpleri yönetenler... Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) da buna dahil, yıllardır o kadar kötü yönettiler ki... Çünkü kulüpleri yönetenler TFF'de de oluyor. Kulüpler Birliği Vakfı zaten kulüp başkanlarından oluşuyor. Türk futbolu bu nedenle de maalesef bir pirinç boyu kadar yol gitmiyor. İleriye dönük olarak da gidecek gibi görünmüyor.
40 yıldır Türk futboluna hizmet etmeye çalıştığını birçok kulüpte başkanlık ve yöneticilik yaptığını belirten Vardar, futbolcu yetiştirmenin eğitimle birlikte mümkün olduğunu dile getirerek, şu değerlendirmeyi yaptı:
40 yıldır 'Altyapı ve genç futbolcular' diyen bir insanım. Kulüplerde başkanlık ve yöneticilik yaptım. Burada en büyük faktör futbolcuların eğitimiyle futbol eğitimini yıllardır bir araya getiremedik. 10-15 yaş aralığında çok yetenekli futbolcularımız var. Maalesef onların ebeveynleri kolejlerde okuduğu için antrenmana gidemiyorlar ve o nesli biz kaybediyoruz. Belçika, Almanya gibi futbol ekolü olan ülkeler, çocukların eğitimini futbol eğitimiyle bir araya getirerek bir düzen kurmuşlar.
Altyapı yatırımları ve yetiştirdiği futbolcuları Türk futboluna kazandıran Altınordu Başkanı Seyit Mehmet Özkan ile yaptığı sohbeti anlatan Vardar, şunları kaydetti:
Başkana, 'Gelir düzeyi düşük bölgelerden çocuklar geliyor biz bunların eğitimini sağlayamıyoruz. Sosyal yaşamlarını geliştiremiyoruz. Siz nasıl yapıyorsunuz?' diye sordum. Bana, 'Sinan Başkan, ben futbolcularımı gece lisesine yazdırıyorum' dedi. Bakın bu bir formül. Gece okuyorlar. Eğitimlerini alıyorlar. Bakın oradan bir sürü yetenekli futbolcu çıkıyor. Ama bu isimden de faydalanmıyor Türk futbolu. Böyle akil insanların, futbolun içinden gelmiş, eğitimli, futbolun ekonomisini çok iyi bilen ve insanları bir araya getirebileceğimiz bir düzen lazım. TFF'nin oluşumunda böyle kişiler yer alırsa birçok hata düzelir inşallah. Maalesef ülkemizde böyle bir şey olmuyor, olacak gibi de görünmüyor.
A Milli Futbol Takımı'nın EURO 2020'de başarılı olacağına inandığını ancak bu başarının geçici olacağını düşünen Vardar, sözlerini şöyle noktaladı:
Tekrar söylüyorum. Kulüpler bir facia. Üreten yok. Hep tüketen var. O yüzden 7-8 yıldır çıkacağı konuşulan Kulüpler Yasası'nın bir an önce çıkması lazım. Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın alacağı tedbirler çok önemli. Temennim bir an önce bu yasanın çıkması. TFF'nin doğru şekilde yönetimi ve doğru insanların buraya gelmesi gerekiyor. Hamit Altıntop ve Selim Soydan dışında futbolun içinden gelen kimse yok. Sözün bittiği yer...
Faik Çetiner: C Ligi'ne düşmemiz Türk futbolu adına utanç vesikası
A Milli Takım'ın Macaristan'a yenilerek Uluslar Ligi'nde bir alt kategoriye düşmesini değerlendiren spor yorumcusu Faik Çetiner, ay-yıldızlı ekibin pandemiden etkilendiğini ve konsantrasyonunu kaybettiğini belirtti.
Normal süreçte yapılması gereken antrenman ve çalışmaların sekteye uğradığını ve Uluslar Ligi'ne konstantrasyon eksikliğiyle gidildiğini dile getiren Çetiner, şöyle konuştu:
Maalesef A Milli Takım futbolcuları ve teknik heyet, Dünya Kupası Grup Elemeleri'ne katılacak ya da Avrupa Futbol Şampiyonası'na katılacak havada ve heyecanda olamadılar. Turnuvayı bir hazırlık maçı olarak gördüler. Tabii ki çıkan fatura çok ağır oldu: C Ligi. Bugün eşleşeceğimiz takımlara bakarsak eski yıllara döndük diyebiliriz. C Ligi'ne düşmemiz Türk futbolu adına utanç vesikası...
Uuslar B Ligi'nde sonuncu sıranın hiç hesapta olmadığını ve grupta Sırbistan ve Macaristan'ı yenerek Rusya ile liderlik yarışı yapılacağı düşüncesinin hakim olduğunu aktaran Çetiner, "Sonuç öyle olmadı. İzlanda'yı ve Türkiye'yi yenen Macaristan, patlama yaptı. 'Nasılsa bu ligde kalırız' derken birden kendimizi C Ligi'nde bulduk. Bu turnuva bu takımlarla yeniden başlasa, en kötü ikinci oluruz. Onu da söyleyeyim. Biz bu kadar kötü bir takım değiliz ama maalesef motive olamayıp bu maçlara hazırlık maçı gözüyle baktık. Bir de Rusya'nın buradan çıkacağını düşünüyordum bizimle de en kötü bir beraberlik alacaklarını düşünüyordum. Hatta Rusya'nın Sırbistan'ı yenerek gruptan çıkacağını da düşünüyordum ama onlar da ya pandemiden etkilendiler ya da bu maçlara farklı bakıyorlar" yorumunu yaptı.
Pandemi döneminde Uluslar Ligi'nin oynatılmasını doğru bulmadığını söyleyen Çetiner, UEFA'ya organizasyonla ilgili şu eleştiriyi getirdi:
Pandemi döneminde neden böyle bir turnuva oynanıyor onu da anlamış değilim. Bu kadar sıklaştırılmış bir takvimle bu maçlar niye oynanıyor? Herkes kendi başının çaresine bakıp, hazırlık maçı yapsa daha iyi olurdu. Bu kadar sıkışmış takvim içerisinde bu ligin statüsü baştan gözden geçirilmeli. Hatta oynanmamalı.
"Löw 6 gol yese de orada kalacağını biliyor"
Türkiye'de futbolun günübirlik düşünüldüğünü, planların uzun vadeli yapılmadığını kaydeden Çetiner, EURO 2020 finallerine katılacak A Milli Takım'ın teknik direktörü Şenol Güneş'in istifasının konuşulmasını şu örnekle yorumladı:
Almanya, İspanya'dan 6 gol yedi. Biz Macaristan'dan 6 gol yeseydik bugün Şenol Güneş'in işi biterdi herhalde. Löw 6 gol yese de orada kalacağını biliyor. Öncelikle devamlılık var. Hatta, Macaristan'a yenilip C ligi'ne düştük diye dün akşam Şenol Güneş'in istifası konuşuldu. Almanya'da Löw uzun yıllardır görev yapıyor. Türkiye'de Milli Takım'ın başına gelen hem teknik adam hem o dönemin yönetimi, öncelikle o turnuvada başarılı olup, göreve 1-2 yıl daha devam ederiz şeklinde düşünüyor ve sadece o yıla konsantre oluyor. EURO 2020'ye katılmasaydık, üstüne burada C Ligi'ne düşseydik Şenol Güneş'in göreve devam etme şansı var mıydı? Mümkün değil. Onun için bugün hala Aykut Kocaman ve Fatih Terim isimleri gündeme getiriliyor. Bizimkisi böyle bir ülke.
Yıllar önce söylediği "Futbolsever skorboarda bakar, puan cetveline bakar, ondan sonra der ki; 'Ahmet Dursun, Seba gitsin!" sözünün hala geçerli olduğunu vurgulayan Çetiner, "Bu kadar basit. Bugün Şenol Güneş de Avrupa Şampiyonası'na katılacağız diyor. Avrupa Şampiyonası'ndaki ilk başarısızlıkta ilk gidecek kişi federasyon olmayacağına göre Şenol Güneş... E teknik adam orada sağlam duramıyor, futbolcular her dakika biri gidip geliyor... Bizde o bakımdan ne sistem oturur, ne teknik adam oturur, böyle günü birlik yaşar gideriz" değerlendirmesinde bulundu.
"Şenol Güneş'in kravatının tartışıldığı bir ortamda neyi düzelteceğiz"
Çetiner, "Türkiye'deki bu futbol iklim değişir mi" sorusuna şu yanıtı verdi:
35 yıldır bu işin içindeyim. Mesleğe ilk başladığım zamanlar da böyleydi, 35 yıldır da böyle ... Türkiye'de bunları değiştirmek çok zor. Ne yaparsan yap kimseyi memnun edemezsin. Bugün Şenol Güneş teknik direktör oluyor yüzde 70'i karşı. Fatih Terim geliyor yine yüzde 70'i karşı... Yıllar önce televizyonda program yaparken de böyleydi. Ne söylersek karşımızda yüzde 70 muhalif var. Siyasette olduğu gibi futbol dünyasında da böyle. Nasıl iktidarın karşısında muhalefet varsa, burada da öyle. Burada herkes forma peşinde, renk peşinde. Onun için Türkiye'de bu işlerin düzeleceğine inanmıyorum. Düşünün Şenol Güneş'in bordo-mavi kravatını bile tartışan bir futbolsever grubuyla neyi düzelteceğiz. ATV'de 'Bizim Stadyum' programını yaptığım dönem stüdyonun rengini bir türlü tutturamadık. Sarı-lacivert yapıyorduk hemen 'Bunlar Fenerli', kırmızı koyuyorduk, 'Ooo bunlar Galatasaraylı'... En sonunda stüdyoyu soba rengine boyayarak çare bulduk. Onun için düzelmez benim umudum yok.
© The Independentturkish