Eski Başbakan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, TV 5’te Mustafa Yılmaz’ın Kulis Ankara programında Bünyamin Güler ve Muhammed Vefa’nın soruların cevapladı.
Davutoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın sosyal medya üzerinden yaptığı istifa açıklaması için “Bu devlet ahlakına aykırıdır” dedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
“Hem hicap hem hüzün duydum”
Berat Albayrak’ın istifa açıklamasını gördüğünde önce tereddüte düştüğünü söyleyen Davutoğlu, “Böyle bir şey olmaz diye tereddüt etmedim ama bu kadar kötü bir Türkçe ile, böylesine yanlış bir yöntemle bir istifa açıklanıyorsa buna inanması insanın zor geliyor” dedi.
İstifanın saygın bir müessese olduğunu ve insanı rezil edeceği gibi onur da kazandırabileceğini belirten, Albayrak’ın istifa yöntemi için “Devlet geleneğimiz itibarıyla hem hicap hem hüzün duydum. İstifa bireysel bir duruştur. Bir kültürü, ahlakı vardır. Bu devlet ahlakına aykırıdır. Devlet ahlakının ne kadar bozduklarının işaretidir” şeklinde konuştu.
Soylu istifası örneği: İstifa şantaja dönüştü
“İstifa müessesini de devlet müessesi gibi çökerttiler. İstifa bir şantaj meselesi haline dönüştü” diyen Davutoğlu, şunları söyledi:
Böyle makamlarda oturanlar hak etmeden o makamlara geldikleri zaman kendileri terk ettiklerinde ülkenin de çökeceğini zannederler. ‘Ben bir rest çekeyim herkes kıymetimi anlasın’ diye düşünür. Sosyal medyada sürülerle insanlar ‘Hadi dön’ diye alkış toplarlarsa cumhurbaşkanı üzerinde psikolojik etki yapacağını düşünüyorlar.
“Birkaç medya kuruluşu hariç, medya 3 maymunu oynadı”
Berat Albayrak’ın istifasında medyanın büyük bir bölümünün saalerce sessiz kalması hakkında konuşan Davutoğlu, “Bu durum basın özgürlüğünün olmadığını gösterdi. Birkaç medya kuruluşu hariç medyanın ‘3 maymun’ oynadı” dedi.
“Akrabaların milletvekili seçilmesine karşı çıktım”
Başbakanlığı döneminde Berat Albayrak hakkındaki düşüncelerini de açıklayan Davutoğlu, ‘Cumhurbaşkanına listeyi götürdüğünüzde Berat Albayrak dayatması yapıldı mı?’ sorusunu yanıtladı.
Davutoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı ile aramızdaki özel diyalogları yansıtmak istemem ama herkes bilir ki ben akrabaların milletvekili seçilmesine karşı çıktım. Bu konuda kaygılarımı Sayın Cumhurbaşkanı7na ifade ettim. Milletvekili seçildiği andan itibaren” dedi.
İstifa pazarlığı mı yapıldı?
‘Yöntemin kendisi bu istifanın planlı olmadığını gösteriyor’ diyen Davutoğlu Albayrak'ın istifası hakkında şunları söyledi:
Esas onuru zedelenen Cumhurbaşkanlığı makamıdır. İstifayı anında kabul etseydi o makamın onuru korunurdu. 24 saat niye gecikti Sayın Cumhurbaşkanı? Bir pazarlık mı yürüdü, müzakere mi yürüdü? Bu soruların cevapları da gizli. Bilmediğim için soruyor değilim. Cumhurbaşkanı makamının gereği şuydu: İstifa mı sundun, anında kabul etmek gerekir. İstifayı duyduğu anda kabul etmeyen bir makam müzakereye açık anlamına gelir. Cumhurbaşkanlığı makamı müzakere makamı değildir.
“Cumhurbaşkanı artık aile ferdinin arkasında duramaz hale geldi”
Berat Albayrak’ın istifa mektubunda Cumhurbaşkanı’na teşekkür etmediğinin altını çizen ve “Ben burada öfke, sitem gördüm” diyen Davutoğlu, Erdoğan’ın daha önce Berat Albayrak ile ilgili şikayette bulunan heyetlere çok sert tepki gösterdiğini ve bunu tartışma konusu yapmadığını bildiğini belirterek, “Cumhurbaşkanı artık aile ferdinin arkasında duramaz hale geldi” dedi.
“Erdoağan ikinci kanada tavır aldı”
Maliye Bakanlığı için kendisinin başbakanlığı döneminde de kabinede görev alan Naci Ağbal’ın tercih edilmesini değerlendiren Davutoğlu şu ifadaleri kullandı:
İki yöntem farkı var. Devlet adamlığını bilen biri var. Bir de Sayın Hazine ve Maliye Bakanı etrafında trollerle sosyal medyayı yöneten bir başka güruh vardı. Formel bir devlet kültüründen geçmemiş olanlarla geçmiş olanlar arasında doğal bir yöntem çatışması olduğunu ben geriden geriye hissediyorum. Bunun bir hukuku var. Bu iki kanadın anlaşması mümkün değildir. Sayın Cumhurbaşkanı hep son yıllarda informel, agresif ve şahsiyet suikastı yapan bir güruh lehine tavrını koymuştu. Aramızdaki görüş ayrılıklarından biri de o zamandan itibaren buydu.
“Elvan ve Ağbal’ın dürüstlüklerine şahidim”
Davutoğlu, AK Parti’de büyük bir kitlesel kayma var ve bu kitlelerin büyük çoğunluğu bize gelecek. Önce kitlesel kayma olacak daha sonra elitleri arasında bir çözülme olacak. Lütfi Elvan ve Naci Ağbal’ın benimle çalıştıkları dönemde dürüstlüklerine şahidim” dedi.
“İstifa etmesi onu kurtarmaz”
“Sayın Cumhurbaşkanı'nın bizi faizci olarak suçladığı günlerde faizler yüzde 7 civarındaydı. Enflasyonla arasındaki fark yüzde 1’e kadar gerilemişti. Şimdi faizler nerde? Dolar 2,80’di. Şimdi 9’a dayandı” diyen Davutoğlu, “Hazine ve Maliye Bakanı, Türk ekonomisini irrasyonel düzenlemelerle batıran bir bakandır. İstifa etmesi onu kurtarmaz. İstifa etmesi milletin üzerine yüklediği yüz milyarlarca dolarlık ek borç yükünü ortadan kaldırmaz” şeklinde konuştu.
"Devr-i sabık yaratır mısınız" sorusuna yanıt veren Davutoğlu, “Şunu kesinlikle yaparız; Bütün hukuki süreçleri serbest bırakırız. Vicdanı hür hakimler neye karar verirse bütün geçmiş dosyaları inceleyebilirler. Bu konuda bir kısıt olmaz. Bu var olan dosyaları da inceleyebilirler. Bir gün tekrar bu görevlere gelirsek, önce adaleti vicdanı hür şekilde yargı sistemini inşa edeceğiz” dedi.
“Bir darbe teşebbüsü olursa benim eyerim Cumhurbaşkanı’nın yanıdır”
17-25 Aralık için net bir şekilde “hükümet darbesi” dediğini ve Erdoğan’ın yanında yer aldığını anımsatan Ahmet Davutoğlu, “Bugün de Sayın Cumhurbaşkanımıza herhangi bir darbe teşebbüsü olursa kimsenin zihninde tek bir tereddüt olmasın. Benim yerim onun yanıdır. Yarın başka birisi olsa siyaseten de çok farklı düşüncelere sahip, Cumhurbaşkanlığı makamında oturuyorsa, ona dönük bir darbe teşebbüsünde kim bulunursa benim yanım cumhurbaşkanının makamının yanıdır” dedi.
“Zarrab davası Türkiye’de görülmeliydi”
“O zaman Sayın Cumhurbaşkanının da arkasında durduğu ve ‘hayırsever’ diye takdim ettiği Reza Zarrab, New York mahkemelerinde Türkiye’ye ihanet etti ve Türkiye aleyhinde ifadede bulunduğu için serbest bırakıldı” diyen Gelecek Partisi lideri, şunları söyledi:
Bu dava Ankara’da görülseydi ve bu davada Reza Zarrab denilen o hain, o sahtekar ve Türkiye’yi ilzam eden bu dosyaların birikmesine sebep olan o adam… ‘Hain’ diyorum, Çünkü Türkiye aleyhine ifade verdiği için serbest kaldı. Peki, o zaman devlet olarak bizi, kamu bankası olarak Halkbank’ı, tek tek devlet adamlarını, şahısları belki… İlzam eden -çünkü o dosyalarda isimler de var- böyle bir dosyayı niye Amerikan Mahkemelerinin eline bırakıldı? Türkiye Cumhuriyeti’nin mahkemeleri buna baksaydı ve kim suçluysa burada cezalandırılsaydı bu duruma düşülür müydü? Bu müzakere konusu edilir miydi?
“Zırh sizi esir alır”
Davutoğlu, “Siyasete girenler zırh taşımamalı. Zırh sizi esir alır. Kendinizi korumaktan devleti korumaya vakit bulamazsınız. Kendini korumaya yönelik olanlar bu kapıdan girmesin. Gelecek Partisi’ne gelenler en az yükle, en ileri hedefe odaklansın. Kendi yükünüzü taşırken hedefi unutursunuz. Bugün bazı ciddi kararların alınmamasının sebebi iktidarın kendi iktidarını ve kendi geleceklerini koruma kaygılarının ikinci plana itmesindendir” dedi.
Independent Türkçe, TV5