Amerika başkanlık seçimlerinde artık sona geldik. Bütün dünya, oyların sayılmasını ve sonucun açıklanmasını bekliyor. Yeni seçilecek Amerika başkanı, dünyanın geleceğini belirleyecek bir konumda olacaktır.
Dört yıldır Amerika başkanlığı yapan Trump, Amerika'nın ve dünyanın çok kötü bir yer olmasına neden olan politikalara imza attı. Trump, söz verdiği gibi Amerika'yı büyük yapmadı.
Trump, Amerika'yı ve dünyayı küçülttü ve darmadağın etti. Dağılan bir toplumu ve sistemi toparlamak, imkansızlık derecesinde zor gözükmektedir.
Irkçılığına, ayırımcılığına, nefret diline, keyfi yönetimine, kişisel çıkarlarını her şeyin üstünde tutmasına, güç ve çıkarları uğruna yönetim yetkisini istismar etmesine rağmen, Amerikan seçmeninin yarısının Trump'ı desteklediğini gördük.
Trump, Amerika'yı bölmeyi başarmış başkan olarak tarihe geçecektir. Demokratik ve liberal değerlere sahip Amerika'da Trump, popülizmiyle ve otoriter eğilimleriyle toplumun yarısının oyunu almayı başarmıştır.
Trump'ın böldüğü Amerika'da hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Bugün dünyada Çin lideri Şi Cinping ve Rusya lideri Vladimir Putin otokratik yönetimin temsilciliğini yapmaktadırlar. Macaristan ve Brezilya gibi ülkelerde, Çin ve Rusya'nın otokratik modellerini taklit etmektedirler.
Trump, demokrasiye değil, otokrasiye inanmaktadır. Trump'ın hayranlık duyduğu ve çok iyi anlaştığı liderlerin başında Putin'in gelmesi tesadüf değildir.
Otokrasinin ve popülizmin yükselişe geçtiği bir dönemde Amerika'da demokrasinin, özgürlüğün ve çoğulculuğun gerilemiş olması, dünya için büyük bir kayıptır.
Trump'ın bir dönem daha seçilmesi halinde Amerika, bütünüyle demokrasiye elveda diyecektir. Otuzlu yıllardan itibaren Avrupa'yı ve dünyayı yıkıma sürükleyen Hitler ve faşizmi gibi,
Trump ve otokrasisi de Amerika'yı ve insanlığı felakete yönlendirmektedir. Amerika seçimleri, demokrasiyi, hukuku ve özgürlükleri otoriteryanizme, faşizme ve keyfiliğe karşı koruyan güçlü bir tablo ortaya çıkarmamıştır.
Amerika ve dünya, Trumpizmden, Trumpizmin nefret, kaos, kamplaştırıcı ve çatıştırıcı politikalarından bıkmış durumdadır.
Amerika ve dünya, Demokrat Parti adayı Biden'in kazanmasına ihtiyaç hissetmektedir. Trumpizmin nefreti ve düşmanlığı esas alan politikaları, Biden'ı dünyada ve Amerika'da umut haline getirmiştir.
Dünya ve Amerika, iklim değişikliği başta olmak üzere Kovid-19 pandemisi, ekonomik kriz ve popülizm gibi büyük sorunlarla boğuşmaktadır.
Dört yıllık başkanlığı döneminde Trump, iklim değişikliğini hiçbir şekilde ciddiye almamış, Kovid-19 pandemisinde de dünyaya liderlik yapmayı başaramamıştır.
Trump, dünyada küresel sistemde bir liderlik boşluğunun doğmasına neden olmuştur. Trump, Amerika'nın ve dünyanın yeni sorunlarla boğuşmasına neden olan bir kişidir.
İklim değişikliği, Kovid-19 ve popülizm konularında Biden, sorunun parçası ve kaynağı olan değil, çözümün kolaylaştırıcısı ve tarafı olmaya aday ılımlı, yapıcı ve pozitif bir profil ortaya koymaktadır.
Sağlık sistemi, Kovid-19, eğitim, iklim değişikliği, ırkçılık, ekonomik durgunluk ve silahların kontrolü gibi konular, seçim kampanyası süresince hep gündemde olmuştur.
Gençlerin, bu seçimde her zamankinden daha fazla duyarlılık göstermesi ve oylarını Trump'a karşı kullanmaları, Trumpizmin geriletilmesinde demokrasi lehine bir işlevi yerine getirmiştir.
Amerikan seçmeninin yarısının Trump'a oy vermesi dünyada büyük hayal kırıklığı yaratmasına rağmen, gençlerin Trumpizme karşı duyarlı olmaları demokrasi adına olumlu bir durumdur.
Amerika'da fırtınalar kopmaktadır. Trump, sonuçlar daha açıklanmadan sandıklardan çıkan sonuçlara güvenmediğini ilan etmiştir.
Trump, koltuğunu korumak için her türlü toplumsal şiddet olayını destekleyecektir. Amerika'nın derin toplumsal, tarihsel, ekonomik ve siyasal problemleri vardır. Amerika'nın mükemmel olduğu ve hiçbir sorunu olmadığı şeklindeki gerçek dışı tutum terk edilmelidir.
Bu seçim süreci ve Trump kabusu, Amerika'ya kendisini sorgulaması gerektiğini dayatmaktadır. Amerika, kendini sorgulamayı öğrenmeli ve başarmalıdır.
Amerikan sisteminin işlevsizleşmesinin, Trumpist otokrasinin demokrasiyi geriletmesinin arkasında ırkçılık, ayırımcılık, yoksulluk ve eşitsizlik vardır.
Amerika'da birbirinden nefret eden milyonlarca silahlanmış insan vardır. Amerika sistemi, siyaseti ve toplumu her açıdan derin bir yozlaşma yaşamaktadır.
Amerika demokrasisinin artık dünyada umut ve model olarak görülmemesi, yaşanılan derin çürümenin bir sonucudur.
Amerika, sorunu dışarıya atarak günah keçileri aramamalı veya sorunu Trump'a indirgeme yanılgısına düşmemelidir.
Amerika'nın derin ve karanlık tarafıyla yüzleşmesi ve kendini yenilemesi gerekmektedir. Aksi takdirde Amerika'yı ve dünyayı karanlık bir gelecek bekleyecektir.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish