Ayhan Bilgen'den anayasa yazımı ve çözüm süreci eleştirisi: Kaybettiğimizi yanlış yerde arayarak bulamayız

Bilgen son dönemin iki önemli girişimin, kolaya kaçama ve yapılan yanlış yöntemler sebebiyle yarıda kaldığını ya da başarısızlıkla sonuçlandığını söyledi

Kobani (Ayn el-Arab) soruşturması kapsamında tutuklandıktan sonra yerine kayyum atanan Kars Belediyesi Eş Başkanı Ayhan Bilgen Twitter hesabından açıklamalarda bulundu.

Bilgen açıklamasında anayasa yazım ve çözüm sürecinde yanlış yöntemler seçildiğini ileri sürdü.

Bilgen açıklamasında "Anayasa yazımı için tercih edilen tüm partilerin temsil edildiği komisyon mekanizması, çözüm sürecinin güvenlik politikaları ile ilgili boyutuna yönelik işletilebilmesi gerekirdi" ifadesini kullandı.

Bilgen'in "KAYBETTİĞİMİZİ YANLIŞ YERDE ARAYARAK BULAMAYIZ" başlığıyla yaptığı paylaşımlar şöyle:

"Nasreddin Hoca'nın meşhur fıkrasıdır. Ahırda kaybettiği yüzüğü aydınlık olduğu için sokakta araması, bizim halimizin özeti gibidir.

Son dönemin iki önemli girişimi olan yeni anayasa yazım süreci ve çözüm süreci niyetlerden bağımsız olarak kolaya kaçalım derken yapılan yanlış yöntemler sebebiyle yarıda kalmıştır ya da başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

Ya da diyorum çünkü, 'Buzdolabına kaldırılmış' olduğu iddia edilen işler elbette koşullar uygun görüldüğünde ya da ihtiyaç hissedildiğinde "Biz bitti demeden bitmez" refleksi ile yeniden önümüze servis edilebilir.

Elbette Eski Yunan filozofunun dediği gibi, aynı suda iki kez yıkanmaz, çünkü ne akan su aynı sudur ne de siz aynı kişisiniz.

Her iki çalışma devam ederken parti yöneticileri, konunun tüm tarafları ve ilgili komisyon üyeleri ile paylaştığım için şimdi de çok rahatlıkla ifade ediyorum ki, iki süreçte de yöntem yanlış seçilmişti. Keşke ben yanılsaydım ve başarılı olunsaydı.

Anayasa yazımı için tercih edilen tüm partilerin temsil edildiği komisyon mekanizması, çözüm sürecinin güvenlik politikaları ile ilgili boyutuna yönelik işletilebilmesi gerekirdi.

Bunun gerçekleşmemesinde kimin, ne kadar payı vardı tartışmasını bir tarafa bırakıyorum. Çözüm sürecini yönetmek için kurulan akil insanlar mekanizması gibi, halkla ilişkiler çalışmasını ise toplumun özne olması gereken Anayasa yapım süreci için planlamak gerekiyordu.

Güvenlik politikalarının muhatapları çatışan taraflardır ama demokratikleşmenin muhatabı halktır.

Güvenlik sorununu çözmenin yöntemi ile toplumsal birlikteliği kalıcı hale getirecek yeni Anayasa yapmanın yönetimini karıştırmanın bedeli ağır oldu ve olmaya da devam edeceğe benziyor.

Bundan böyle yeniden böyle bir işe siyasetçiler "Baldıran zehri içme" riskini de alarak yeniden girer mi bilmiyorum ama toplumun cephede birlikte ölmeyi göze aldığı ortak vatanda birlikte yaşamayı da başarabilmesi gerekiyor.

Bunun için kurtarıcı beklemek yerine kendi kurtuluşu için zahmetli ama zorunlu bakış açısını geliştirmesi gerekiyor.

Sorumluluklarını siyasetçilere devretmeyen ve görevinin 5 yılda bir oy kullanmaktan ibaret olmadığını bilen bir yurttaş bilinci derdimizin tek çaresidir.

Aksi halde kolay kurtuluş reçetelerine, farenin tuzağa çekilme hikayesinde olduğu gibi 'Peynir büyük yol kısa, var bunda bir hainlik' gözüyle bakmamız gerekiyor."

HDP'ye eleştiriler

Ayhan Bilgen geçtiğimiz günlerde "HDP tersine Türkiyelileşme yaşıyor" başlıklı açıklamasında yine partisini eleştirerek  "HDP’nin genişleme sorunları kendi yönetiliş biçiminden kaynaklanmaktadır" ifadelerini kullanmıştı.

 

Independent Türkçe

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU