Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin dostlarıyla birlikte iktidara yürüdüğünü söylemektedir.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun dostlarımız dedikleri İYİ Partililer, HDP'liler, Saadet Partililer gibi birbirlerinden farklı siyasi görüşleri olan kesimlerdir.
Kemal Kılıçdaroğlu, dostlarımız dediklerinin desteği olmadan CHP'nin iktidara yürüyemeyeceğinin bilincindedir.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Yeri gelmişken bu konuda şu anımı anlatmalı.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP Genel Başkanlığının ilk zamanlarıydı.
Telefonum çaldı; arayan CHP'nin İletişim Koordinatörü Baki Özilhan'dı.
Baki Özilhan, "Genel Başkanım Sayın Kemal Kılıçdaroğlu sizin görüşlerinize çok değer veriyor; uygun görürseniz sizinle görüşmek istiyor" dedi.
Sonuçta bu görüşme ortaklaşa belirlediğimiz bir mekanda gerçekleşti.
Baş başa yaptığımız görüşmede anladım ki, 2000 yılında gerçekleştirdiğim Türkiye İttifakı Kemal Kılıçdaroğlu'nu çok etkilemiş.
En soldan en sağa kadar siyasi görüşleri, yaşam tarzları birbirlerinden farklı kesimlerin Türkiye İttifakı'nda bir araya gelip beni desteklemesinden Kemal Kılıçdaroğlu çok etkilenmiş.
O görüşmemizde Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye İttifakı'ndaki gibi CHP'yi de farklı kesimlerin desteğini, oyunu alan bir parti haline getirmek istediğini söylemişti.
CHP'yi sadece Kemalistlerin değil, herkesin partisi haline getirmek istediğini belirtmişti.
CHP ancak böyle olursa iktidar olabilirdi.
Nitekim Kemal Kılıçdaroğlu, adım adım CHP'yi böyle bir parti haline getirdi.
Son yerel seçimdeki gibi sadece Kemalistlerin oy verebileceği kişileri değil, başka kesimlerin de oy verebileceği kişileri aday gösterdi.
CHP bu sayede, başta büyük şehirler olmak üzere yerel yönetimlerde iktidar olabildi.
İşte şimdi de Kemal Kılıçdaroğlu, bu anlayışla bir iktidar yürüyüşü başlattıklarını söylüyor.
Ancak bu yürüyüşün başarılı olmaması için CHP'de kendilerine "Kemalist" diyen kesim ne mümkünse yapıyor.
Bunlar CHP küçük olsun bizim olsun anlayışıyla hareket ediyor.
Şimdi bunlar CHP'nin bölünmesiyle sonuçlanabilecek bir iç kavga başlatmış bulunuyor.
Neymiş; CHP'nin genel merkez yöneticileri de, İstanbul İl Başkanı gibi il yöneticileri de gerçek Atatürkçü değillermiş.
CHP'deki gerçek Atatürkçüler Kemalistlermiş.
CHP başta yöneticileri olmak üzere gerçek Atatürkçü Kemalistlerin partisi haline gelmeliymiş.
Kemalistler yakın zamana kadar, "gerçek Atatürkçü" dedikleri Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun CHP Genel Başkanı olmasını istiyorlardı.
"Gerçek Atatürkçü" dedikleri Metin Feyzioğlu, şimdi Tayyip Erdoğan'ın yandaşı…
Yine Kemalistler, Metin Feyzioğlu gibi "gerçek Atatürkçü" dedikleri İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal'ın da CHP Genel Başkanı olmasını arzuluyorlardı.
"Gerçek Atatürkçü" dedikleri Ümit Kocasakal, şimdi Adnan Oktar tarikatının avukatı…
Kemalistlerin "gerçek Atatürkçü" dedikleri ve CHP yönetiminde olmasını istedikleri Turgut Kazan, Hüseyin Ersöz, Salim Şen, Ersan Şen gibi ünlü avukatlar da şimdi FETÖ'cülerin avukatları…
Kemalistler "gerçek Atatürkçü" dedikleri Cumhuriyet mitinglerinin ateşli konuşmacısı Profesör Yaşar Hacısalihoğlu gibilerin de CHP yönetiminde olmasını istiyorlardı.
Profesör Yaşar Hacısalihoğlu, 2007'de İzmir'deki Cumhuriyet mitinginde "Tayyip Erdoğan iktidarı sifonun çekilmemesini, kullanım süresinin uzatılmasını utanmadan ABD'den talep etti. CIA laboratuvarlarında üretilmiş ılımlı İslamcı bunlar" diye konuşuyordu.
İşte o Profesör Yaşar Hacısalihoğlu, şimdi tıpkı Doğu Perinçek gibi Tayyip Erdoğan iktidarının en ateşli savunucusu…
Kendilerine "gerçek Atatürkçü" diyen Kemalistlerin durumu özetle bu.
Bu Kemalistler mi olacak CHP'nin umudu?
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish