ABD Başkanı Donald Trump'ın Kovid-19 testinin pozitif çıktığı açıklanmadan önce, koronavirüs salgınının ABD başkanlık seçimlerinde önemli bir konu olacağı aşikardı.
ABD, ocak ayından bu yana yaklaşık 7 milyon 500 bin vaka sayısı ve 200 binden fazla ölüm vakası ile pandemiden etkilenen ülkelerin başında geliyordu.
Pandeminin ekonomik etkileri de yıkıcıydı ve Trump'ı güvendiği temel kartından mahrum bırakmıştı.
Ancak, Başkan'ın Walter Reed Hastanesi'ne nakledilmesi ve 3 gün sonra tartışma yaratan bir şekilde taburcu olmasının ardından, seçimlere kalan süre içinde koronavirüs salgınının seçim kampanyalarının esas konusu olacağı kesinleşti.
ABD'li gazetelerin yakın isimlerden naklettiklerine göre Başkan, Kovid-19 virüs deneyimini seçim kampanyasında 3 yönden kendi lehine kullanmaya hazırlanıyor.
Birincisi, insanlara yaşamış olduğu için korona salgınının acı ve sıkıntılarını bildiğini, bütün hastalarla dayanışma içinde olduğunu ve onların endişelerini anladığını hissettirmek.
İkincisi, halkın karşısına dünyayı korkutan bir hastalıktan bile korkmayan ve onunla savaşan biri olarak çıkmak.
Üçüncüsü, ABD'lilere korkmamaları ve "ABD ekonomisini yeniden mükemmel hale getirmek için" işlerine gitmeleri gerektiğini vurgulamak istediği için duvarların arkasına saklanmak yerine seçim kampanyasını en ön saftan yönettiğini, kendini izole etmeyip tehlikelere rağmen mitingler aracılığıyla insanlarla buluştuğunu göstermek.
Nitekim eski Temsilciler Meclisi başkanı ve Trump'ın resmi olmayan danışmanlarından Newt Gingrich, 4 gün önce verdiği röportajında, "Başkan bu deneyimi yaşadı ve hastanede yattı. O hiçbir şeyden korkmayan birisi. Bizler ne tereddüt edenlerin toprağı ne de zayıfların vatanıyız" sözleriyle bu seçim stratejisinin işaretini vermişti.
Aslında Trump, en başından beri pandemiyi ve tehlikelerini hafife aldı. Hatta bir keresinde kendisini gribe benzetti.
Ekonominin erken bir dönemde yeniden açılması çağrısında bulunarak sağlık danışmanlarından bilim adamlarına meydan okudu.
Ayrıca her zaman maske takma ve sosyal mesafe kurallarına uymakta hevessizdi.
ABD'li gazeteler, Trump'ın bunu zayıflık göstergesi kabul ettiği ve insanlara korona krizinin seçim kampanyasını olumsuz etkilediğini hatırlatan bir mesaj olduğu için Beyaz Saray içinde maske takmama kültürünün hüküm sürdüğünü yazmışlardı.
Belki de bu nedenle, Başkan ve çevresi pek çok halka açık toplantıda maskesiz ve sosyal mesafe kuralını umursamayan bir şekilde görüntülendiler.
Yine belki bu nedenle virüs, Beyaz Saray'da yayıldı. Nitekim Trump'ın enfekte olduğunun açıklanmasından birkaç gün önce Yargıç Amy Coney'in Yüksek Mahkeme Başkanlığına adaylığını açıklamak için Beyaz Saray bahçesinde düzenlenen törene katılan konuklar ile yetkililer arasında 12'den fazla kişinin testleri pozitif çıktı.
Trump'ın hastaneden taburcu olduktan sonra Twitter hesabından paylaştığı tweet ardından da videoda, ABD'lilere virüsten korkmama, kendilerini ve hayatlarını kontrol etmesine izin vermeme çağrısı yapması, maske takmanın zayıflık olduğuna dair bakış açısını açıkça gösteriyordu.
ABD Başkanı ayrıca, hastaneden ayrılmasından, başkanlık helikopterine binip Beyaz Saray'a ulaşana kadar kendisine eşlik eden seçim kampanyası ekibinin çektiği propaganda videosu kapsamında, konutuna girmeden önce maskesini çıkarmaya, daha sonra balkonda görüntülendiğinde de maskesiz olmaya dikkat etti.
Trump'ın hastalığını kullanma stratejisinin ne kadar etkili olduğu ve seçmenler üzerindeki etkisi önümüzdeki dönemde netleşecek.
Seçimlere kalan son 25 günde bu strateji oldukça belirleyici olacak. Fakat Trump'ın bu stratejisi birçok eleştiriye de neden oldu.
Washington Post gazetesi, Başkan'ın insanlara Kovid-19 virüsünden korkmama çağrısında bulunduğu tweetini, en kötü paylaşım olarak niteledi. ABD'de pandemi kaynaklı ölüm oranlarını hatırlatarak hastalık ve virüsün gözler önündeki tehlikelerine işaret etti.
Aynı şekilde bazı doktorlar da bu mesajın, bilimsel ve tıbbi tarafların tavsiyeleri, dünya genelinde vaka sayılarının yeniden yükseldiği bir dönemde, hastalık hakkındaki kanıtlanmış gerçeklerle uyuşmadığı uyarısında buldular.
Etkili bir aşı geliştirilinceye kadar insanların mümkün olan tüm önlemleri alması gerektiğinin altını çizdiler.
Ortada dönen seçim tartışmalarını azıcık görmemezlikten gelirsek, durumunun kötüleşmemesi durumunda, Trump'ın iyileşmesinin aslında olumlu bir mesaj taşıdığını görürüz.
Zira 74 yaşında ve fazla kilolu olduğu için Kovid-19 virüsü ve komplikasyonları karşısında yüksek riskli grupta yer alan Başkan'ın bu kadar kısa bir süre içerisinde ve şu ana kadar tehlikeli komplikasyonlar yaşamadan iyileşmiş olması, tıbbın hastalığı anlamak konusunda ileri aşamalara ulaştığını kanıtlamaktadır.
Komplikasyonları azaltan ve hastalara daha iyi bir iyileşme şansı sunan etkili ilaçlar kullanımında önemli bir mesafe kat edildiğinin ispatıdır.
Bir başkana sağlanan bakımın ortalama bir vatandaşa sağlanmadığı, aralarında İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Brezilya, Bolivya, Honduras, Guatemela cumhurbaşkanları, Rusya ve Ermenistan başbakanları, Monako Prensi, İngiltere Veliaht Prensi'nin de olduğu bu hastalığa yakalanan tüm liderlerin iyileştiği doğrudur.
Lakin, dünyanın dört bir yanındaki sıradan insanlar arasındaki iyileşme oranları da hastalığı kontrol etme araçlarının ilerlemesiyle iyileşiyor ve ölüm oranları düşüyor.
Bu sözler, doktorların ve bilim adamlarının hastalığı anlama ve daha etkili tedavi yöntemleri geliştirme konusunda kaydettikleri ilerlemenin kanıtı olabilir ama halen dünya genelinde çok sayıda insanın canını alan Kovid-19 virüsünün tehlikelerini azaltmamaktadır.
Bu, dünyadaki bilimsel ve tıbbi otoritelerin tavsiye ettiği önlem ve tedbirlerden vazgeçilmesi çağrısı olarak görülmemelidir. Koronavirüs hızlı bir şekilde yayılan bir hastalıktır.
Dolayısıyla, herhangi bir gevşeklik, salgının ikinci veya üçüncü dalgalar şeklinde geri dönmesi, etkili bir aşı ve daha etkili tedaviler geliştirilinceye kadar hükümetlerin ve tıbbi kurumların onu kontrol altına almakta zorlanması anlamına gelmektedir.
Bu nedenle, hastaneden ayrıldıktan sonra Trump'ın verdiği seçim mesajını birçok taraf eleştirdi.
Pandemi her halükarda ABD seçimlerinde güçlü bir şekilde yer almaya devam edecek. Hastalığın kendisi veya yıkıcı ekonomik yansımaları olsun seçmenlerin ilgi ve endişe listelerinin başında yer alıyor.
İnsanları bu konuda oyalamak zor. Bundan ötürü, pandemi ve etkileri şu ana kadar hep Trump'ın aleyhinde oldu.
Gerçekten de son 5 gün içinde yayımlanan anketler, puan farkının özellikle de kararsız veya yaşlı (65 yaş üstü) seçmen kitlesi arasında Biden lehine açıldığını gösteriyor.
Bu kesimin büyük bir çoğunluğu 2016 seçimlerinde Trump'ı seçmişlerdi. CNN'in bu seçmen kitlesine yönelik düzenlediği ve bir önceki gün yayımlanan anketin sonuçları 21 puan fark ile Biden lehineydi (Demokrat aday yüzde 60 iken Trump yüzde 39 oranındaydı).
NBC kanalının Wall Street Journal gazetesi ile birlikte düzenlediği ve sonuçları pazar günü yayımlanan bir başka ankette de Biden 27 puanla öndeydi.
Bu sonuçlar, korona salgını ile ekonomik ve sosyal etkilerinin, seçimlerde belirleyici olacağını teyit ediyor, bu ise Trump ve seçim kampanyası için endişe verici bir durum.
Şimdi Trump ve ekibi, ABD'de "ekim sürprizleri" adı verilen şeyin yaşanmasını umarak tüm güçleriyle durumu kendi lehlerine çevirmeye çalışıyorlar.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu
© The Independentturkish