Türk Lirası’nın dolar karşısında 5,89 seviyesini aşarak ekimden bu yana en yüksek seviyeye ulaşmasının ardından piyasanın gözü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın bugünkü faiz kararında.
Saat 14:00’te açıklanacak karar öncesi piyasa beklentisi çoğunlukla Merkez Bankası’nın bir değişikliğe gitmeyeceği yönünde.
Ekonomistlere göre dövizdeki gerilimin en önemli nedeni Merkez Bankası'nın rezervlerine dair endişeler. Listenin devamında ise ABD'nin aralarında Türkiye'nin de bulunduğu ülkelere İran'dan petrol ithalatı muafiyetini kaldırması, sonrasında petrol fiyatlarındaki yükseliş, ABD ile yaşanan S-400 krizi ve seçim ertesi gerginliği yer alıyor.
Reuters'ın toplam Merkez Bankası kararıyla ilgili düzenlediği ankete katılan 19 kurumdan 16’sı politika faizinin yüzde 24’te tutulacağını söyledi. Kalan üç kurum ise tahminlerini sunmadı.
TCMB'nin ilk faiz indirimini ne zaman yapacağı beklentileri de farklılık gösteriyor. Soruya yanıt veren 10 kurumdan dördü temmuzda, üçü haziran, biri eylülde, biri ekimde, biri ise 2020'de faiz indirimi bekliyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Para Politikası Kurulu tamamen rezerv tartışmasının gölgesinde kalmış durumda"
Nomura ekonomisti İnan Demir, TCMB'nin retoriğinde bir değişiklik olmasını beklemediğini söyleyerek, "Son birkaç haftada döviz piyasasında yaşanan stres düşünüldüğünde faiz indirimi zamanlaması konusunda sinyal verilmesi imkanını görmüyorum. Sıkılaştırma eğiliminin devam etmesini beklerim. Bu arada faiz kararından daha önemlisi rezervler konusunda bir yönlendirme/bilgilendirme sağlanması olacak. Gördüğüm kadarıyla PPK (Para Politikası Kurulu) kararı tamamen rezerv tartışmasının gölgesinde kalmış durumda" dedi.
ING Bank Başekonomisti Muhammet Mercan da 18 Nisan tarihli notunda makro belirsizlikler ve kurdaki son hareketliliğin ardından 25 Nisan'daki toplantısında politika faizinin sabit tutulmasını beklediklerini söyleyerek, "TCMB'nin herhangi bir faiz indirim sinyali verme konusunda temkinli olacağını düşünüyoruz. TCMB muhtemelen seçim sonrası dönemde sıkı duruşunu koruyacak ve fiyat istikrarını sağlamak ve finansal istikrarı desteklemek için herhangi bir erken politika faizi ayarlamasından kaçınacaktır" dedi.
Fitch: Muhalefetin önde tamamlanması daha fazla siyasi belirsizliğe yol açtı
Bloomberg HT Araştırma’nın faiz kararına ilişkin düzenlediği ve 17 kurumun katıldığı ankete göre de politika faizinde herhangi bir değişikliğe gidilmeyecek.
Ankete göre yıl sonunda Merkez Bankası'ndan toplam 400 baz puanlık bir indirim olması ve politika faizinin yüzde 24'ten yüzde 20'ye inmesi bekleniyor.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch ise yerel seçimler sonrası Türkiye değerlendirmesinde, önümüzdeki aylarda Merkez Bankası'nın politika gevşemesi için çok az alanı olduğu görüşünü dile getirdi.
Kuruluş, İstanbul'da muhalefetin seçimi önde tamamlamasının ardından Türkiye'de seçimlerin daha fazla siyasi belirsizliğe neden olduğunu ifade ederek “Döviz rezervlerinde düşüş ve ekonomide yönetim zafiyeti endişesi TL'de zayıflamaya neden oluyor” dedi.
Fitch, Merkez Bankası'ndan bu yıl içinde 400 baz puan faiz indirimi beklediklerini vurguladı.
Merkez Bankası Mart ayı toplantısında faiz oranını değiştirmeyerek yüzde 24'te tutmuştu.
Ekonomistler ne diyor?
Merkez Bankası’nın rezervlerine ilişkin kuşkular, özel sektörün borç seviyesi ve rezervlerin kamu borcunu karşılamaya yetip yetmeyeceği ekonomi uzmanlarının gündeminde.
Türkiye'nin gelecek 12 ay içinde vadesi gelecek 118 milyar dolar döviz borcu ödemesi var.
Merkez Bankası'nın 18 Nisan’da açıkladığı verilere göre net döviz rezervleri 28,4 milyar dolar. Bir önceki hafta açıklanan net rezerv tutarı 27,9 milyar dolardı.
Financial Times’ın rezervlerin 25 Mart'tan bu yana alışılmadık bir hızla artan kısa vadeli dış borçlanma ve swap işlemleriyle desteklendiğini, bu iki desteğin dışarıda bırakılmasıyla net rezervlerin 16 milyar doların altında olduğunu açıklaması piyasadaki “soru işaretlerini” kuvvetlendirdi.
Ekonomist Özgür Demirtaş, 23 Nisan’da Twitter hesabından yaptığı açıklamada piyasalara güven aşılanmasının şart olduğunu vurgulayarak “Merkez Bankası acilen kontrolün kendisinde olduğunu göstermeli. TL'ye dönüş sağlanması için, mevduat faizleri üzerindeki baskı kalkmalı. Yatırımcı enflasyona yedirilmemeli” dedi.
Dolar/TL 5.87
— Özgür Demirtaş (@ProfDemirtas) April 24, 2019
1) Piyasalara güven aşılanması şart.
2) Merkez Bankası acilen kontrolün kendisinde olduğunu göstermeli.
3) TL'ye dönüş sağlanması için, Mevduat faizleri üzerindeki baskı kalkmalı.
4) Yatırımcı enflasyona yedirilmemeli.
NoorCM MY Eğitim Danışmanlık Kurucu Ortağı Mert Yılmaz’ın Demirtaş’a cevaben “Her sıkıntıda topu TCMB'ye atıyoruz. Bu süreçten çıkmak için artık ana aktör TCMB değil” demesi üzerine Özgür Demirtaş’tan şöyle bir yanıt geldi: Elbette ki Merkez Bankası ana aktör değil. Başta hukuk, şeffaflık ve adalet geliyor. Ancak TCMB’nin rezervleri ile ilgili açıklama yapması ve hükümetin de mevduat üstündeki baskıyı azaltması yazdığım gibi elzem.
Mert merhabalar, Elbetteki merkez bankası ana aktör değil. Ana olarak yapılması gerekenleri ben çok yazdım. Başta Hukuk, Şeffaflık ve Adalet geliyor. Ancak TCMBnin Rezervleri ile ilgili açıklama yapması ve Hükümetinde mevduat üstündeki baskıyı azaltması yazdığım gibi Elzem.
— Özgür Demirtaş (@ProfDemirtas) April 24, 2019
Konuyu 23 Nisan’da köşesine taşıyan Hürriyet Ekonomi Yazarı Erdal Sağlam, piyasanın gündeminde Merkez Bankası’nın aynı faiz oranlarıyla en ez üç daha devam edeceğinin olduğunu yazdı.
Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) İstanbul seçimleriyle ilgili iptal taleplerini gündeme almasıyla ilgili Sağlam “YSK’dan çıkacak kararın piyasalar üzerinde, özellikle kurlar açısından önemli rol oynayacak” dedi.
ABD ile süren S-400 sorununda ABD’yi tatmin edecek bir karar alınmasının Türk Lirası’nda değer kazanımına yol açabileceğini söyleyen Sağlam, şu ifadeleri kaleme aldı:
“Bankacılarla konuştuğumda, S-400 füzeleriyle ilgili sorun çözülse bile sorunların tümüyle hallolacağı anlamını çıkarmamak gerektiğini söylediler. İzlenimlerini aktaran bankacılar, yeni açıklanan ekonomik programın yabancı yatırımcıları tam olarak ikna etmediğini gözlediklerini belirtirlerken, oluşan olumsuz algının düzeltilmesi için büyük çaba sarf edilmesi gerektiğini kaydettiler.”
Merkez Bankası’nın faiz indirim kararı vermesinin zor olduğu konusunda piyasalarda genel bir görüş hakim olduğunu aktaran Hürriyet yazarı, “Faiz indirim beklentisinin en erken temmuz ayındaki toplantıya ötelendiği görülürken, bazı piyasa oyuncuları temmuzda da indirimin zor olacağı görüşündeler” dedi.
Dünya Gazetesi yazarı Alaattin Aktaş da 23 Nisan’da yaptığı Twitter paylaşımında Türkiye’nin zamanında negatif rezervleri bile gördüğünü aktararak brüt ve net rezervlerin karıştırıldığını söyledi:
“Merhum Demirel'in meşhur sözünü unutmayalım: 70 cente muhtacız. Türkiye artık o günleri görmez, çünkü merkez bankacılığı çok değişti, Merkez Bankası dövizsiz kalmaz, bir şekilde döviz yaratır. İşte swap uygulaması. Bir bedeli olsa da bu da bir tür döviz yaratma yöntemi. Elbette net döviz rezervinin düzeyi önemlidir ama Merkez Bankası zorunlu kalırsa brüt rezervden de kullanım gerçekleştirebilir. Brüt rezerv hiç dokunulamayacak bir tutar değildir. Döviz rezervinin 100 milyar dolarlardan 12 milyar dolar civarına indiği görüşü temelden yanlış. 100 milyar denilen brüt rezerv, 12 ise net. Brüt ile neti karşılaştırmak, elma ile armudu kıyaslamak demek.”
Independent Türkçe