TED Genel Başkanı Pehlivanoğlu: Her öğrencinin internete erişimi yok, yoklukta 'eğitimde eşitlik' sağlanmıyor

Yeni eğitim öğretim yılı 'uzaktan eğitim' ile başlarken her öğrencinin internete erişim imkanının olup olmadığı tartışma konusu oldu. Independent Türkçe'ye konuşan TED Genel Başkanı Pehlivanoğlu, bu durumun eğitime ve öğrencilere zararlarından bahsetti

Fotoğraf: AA

Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, 21 Eylül'de okullarda yüz yüze eğitime başlanmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Independent Türkçe'ye konuşan Pehlivanoğlu, kademeli eğitim uygulaması için, "Eğitim başladı diyemeyiz" dedi.

Şu an uygulanan sistemin bir alıştırma süreci olduğunu belirten Pehlivanoğlu, "Bu duruma kötürdür diyemeyiz. Fakat eğitim süreci de diyemeyiz. Nitelikli bir eğitim 180 gün olmalıdır. Duruma göre 150 güne çekebilirsiniz. Ama bu süreçte nitelikli eğitim öğrencilerin gelişimi için çok önemli" ifadelerini kullandı.
 

selcuk_pehlivanoglu_aslen_nerelidir_kac_yasindadir_h682612_515ec.jpg
Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu / Fotoğraf: Twitter


"Salgının yoğun olmadığı bölgelerde okullar açılabilir"

Ülke genelinde okulların açılmamasının ve bunun yerine uzaktan eğitim sisteminin uygulanmasının doğru olmadığını vurgulayan Pehlivanoğlu, şöyle devam etti:

Salgın riskinin analizi yapılmalı. Riskin çok yoğun olduğu yerlerde okulları belli bir süre kapalı tutabilirsiniz. Fakat salgının az olduğu il ve ilçelerde okulların kapalı olmaması gerek. Buralarda yüz yüze eğitim başlamalı. Bunun için de en uygunu sınıfların bölünmesi. Dönüşümlü eğitim yaparak, yani sınıfı bir kaç parçaya bölerek farklı zaman dilimlerinde eğitim yapılabilir. Öğretmenlerin programları da buna göre ayarlanabilir. Böylece bu süreçte nitekli eğitim sağlanır. Öğrencilerin bilişsel olarak gelişimi çok önemli. Bu nedenle sadece uzaktan eğitimin olmasını desteklemiyoruz. Avrupa ülkelerinde şu an dönüşümlü eğitim yapılıyor. Salgının riskinin yoğun olduğu okullar kapalı diğerleri eğitime devam ediyor.

"Yoklukta eşitlik sağlanmıyor"

Pehlivanoğlu, her öğrencinin internete ve bilgisayara erişiminin olmadığını belirterek, "Eğitimde fırsat eşitliği çok önemli. Zaten eğitimde adaletin sağlanıp sağlanamadığı tartışma konusu. Herkesin internete ve teknolojiye erişimi yok. Şimdi yoklukta eşitlik sağlanmıyor ve öğrenciler eğitim hakkından mahrum kalıyor" ifadelerini kullandı.

Söz konusu olanaksızlığın, eğitimde ve öğrencilerin gelişiminde büyük sorun teşkil edeceğini vurgulayan Pehlivanoğlu, nitelikli eğitim sürecinin eklisikliğinin de ülke ve nesil adına bir kazanım kaybına neden olacağını kaydetti.
 

20200911_2_44298256_58049905.jpg
Türkiye'nin çoğu illerinde interneti ve bilgisayarı olmayan öğrenciler, mobil olarak hizmet  veren EBA merkezlerinde uzaktan eğitim derslerine katılıyor/ Fotoğraf: AA


"Okullar sokaklardan daha güvenli"

Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasının önemine vurgu yapan Pehlivanoğlu, şu an uygulanan sistemin uzaktan eğitim değil öğretim olduğunu söyledi.

Bu durumun sadece bir bilgi aktarımı olduğunu ve eğitim süreci olmadığı sürece öğrencilerin gelişimine hiçbir katkısının olmayacağını ifade eden Pehlivanoğlu, "İnterneti olmayan öğrencilere ne kadar erişebiliyoruz bilinmiyor. Bu sürecin onlara ne kadar katkı sağladığını, onları ne kadar geliştirdiğini ölçemeyiz. Sınavlarda bazı konulardan muaf tutarsanız yahut bunları sınavda sormazsanız, öğrencinin ne öğrendiğini nasıl ölçeceksiniz" dedi.

Okulların tümünün açılmasa bile bazı sınıfların açılması gerektiğini kaydeden Pehlivanoğlu şöyle devam etti:

Bütün her yer açıldı ama okullar hala kapalı. Peki öğrenciler evde ne kadar izole durumda? Çalışan aileler, çocuklarıyla ilgilenmesi için ya bakıcı ya da özel öğretmen tutmak zorunda kalıyor. Yahut bir aile büyüğüne bırakıyor. Bu durum öğrenci için risk değil mi? Ayrıca her ailenin bunu sağlayacak maddi gücü de yok. Bu durum da eğitsizliğe neden olan faktörlerden bir tanesi. Çocuklar sokağa çıkıyorlar. Sokaklarda bu risk yok mu? Kademeli ve dönüşümlü eğitim başlarsa ve okullarda gerekli tedbirler alınırsa salgının bulaşma riski azalacaktır. Okullar, sokaklardan daha güvenli.

"8 terabit internetin, 5 terabiti canlı eğitime gider"

İnternet üzerinden canlı ders yapılması için Türkiye'nin altyapısının çok iyi durumda olması gerektiğini söyleyen Pehlivanoğlu, "Türkiye'nin günlük band genişliği 8 terabit kadar. Her gün 900 bin canlı sınıf açılıyor ve bunun 4-5 terabiti bu yayınlara gider. Halkın da internet ve sosyal mecraları kullandığını düşünürsek zaten ülke genelinde internet ağının yetersiz kaldığını görürsünüz" diye konuştu.

OECD'nin yaptığı bir araştırmadan verileri de paylaşan Pehlivanoğlu; Türkiye'nin, okullarda bilgisayar ve teknolojiye erişimde 77 ülke arasından 64. sırada olduğunu da belirtti.
 

20200911_2_44298256_58049910.jpg
Fotoğraf: AA


"Bir neslin felaketine yol açar"

Pehlivanoğlu, dünya genelinde salgının eğitime etkileri üzerine yapılan çalışmalar hakkında da bilgiler verdi.

Dünya Bankası'nın hazırladığı bir raporda, salgın sürecinde nitelikli eğitimin aksamasının ilerleyen yıllarda ülkelerde milyarlarca dolarlık zarara neden olacağının belirtildiğini söyleyen Pehlivanoğlu, Türkiye'de de bu zararların ortaya çıkacağının altını çizdi.

Raporda tarihte yaşanan diğer önemli olayların örnek olarak sunulduğundan bahseden Pehlivanoğlu şöyle devam etti:

Söz konusu araştırma bir matematiksel metodla yapıldı. Rapora göre, 2. Dünya Savaşı bu duruma örnek. Savaş döneminde yaşanan eğitim aksaklığı, savaş bittikten sonra etkisini daha büyük gösterdi. Tüm dünyada ekonomik zararlara neden oldu. Nesiller yetiştirilmedi ve kaliteli eğitimin olmaması ekonomiyi de derinden etkiledi. Keza İspanyol Gribi salgınında da aynı sonuç çıkıyor.. Nesillerin nitelikli  eğitimden mahrum kalmasının sonuçları ilerleyen yıllarda mutlaka çıkacaktır. Bu nedenle raporda bu durum için 'Bir neslin felaketine yol açar' deniliyor.

"Uzaktan eğitim sürecinin zararları 10 sene sonra çıkar"

Eğitime yapılacak yatırımların faydasının 10 yıl sonra görüldüğüne vurgu yapan Pehlivanoğlu şöyle devam etti:

Ülke genelinde internet ve teknolojiye erişim sağlayamayan öğrenciler olduğu halde uzaktan eğitime devam edilirse; nitelikli, kaliteli ve eşit eğitim sağlanamazsa bunun zararları 10 yıl sonra çıkar. Bunu tüm dünyadaki eğitim bilimciler de söylemektedir.

"Toplumda salgının okullarda yayılacağına dair bir algı var"

Pehlivanoğlu, toplumda da salgının okullarda hızlı yayılacağına dair bir algı oluştuğunu ve bu nedenle sürecin bir kriz yönetimi olarak ele alınması gerektiğini söyledi.

Velilerin çocuklarını sağlık endişesiyle okula göndermek istemediğini kaydeden Pehlivanoğlu, "Bu yaşamsal bir süreç. Okullarda gerekli tedbir alınır ve dönüşümlü eğitim verilirse salgın riski çok düşer" dedi.

Kronik hastalığı olan öğrenciler için de ayrı program oluşturulabileceğini belirten Pehlivanoğlu, Hollanda'nın bu programı uyguladığını da ifade etti.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU