Kimi firmalar özellikle yönetici pozisyonundaki çalışanlarına işten ayrılmaları halinde belirli süre rakip bir firmada çalışmamaları şartı getiren "Rekabet Sözleşmesi" adı verilen belgeler imzalatabiliyor.
Uyulmaması halinde tazminat talebi içeren bu sözleşmeler zaman zaman farklı firmalara geçen kişilerin karşısına dava olarak gelebiliyor.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2019/6777 sayılı kararı bu konuda önemli bir örnek içeriyor.
Ankara'da enerji sektöründe çalışan ve termik santral ihalelerine giren bir firma, 2 Aralık 2013'te satış müdürü olarak göreve başlayan bir çalışanın 5 Haziran 2015 tarihinde ayrıldıktan kısa bir süre sonra rakip "E. Energy" adlı firmada işe başladığını iddia etti.
Paylaşımlarını kanıt gösterip, 140 bin lira istedi
Firma buna eski çalışanının sosyal medya hesapları Linkedin ve Facebook'taki paylaşımlarını dayanak gösterdi.
Firma, görev yaptığı süre içerisinde ticari sırlarına hakim olduğunu iddia ettiği çalışanın rakip firmaya girmesinin ihalelerde kendileri açısından haksız rekabet yaratacağını ve çalışanın aralarındaki "Rekabet Sözleşmesi"ne uymadığını öne sürdü.
Firma, sözleşmede belirtilen 140 bin liralık cezai bedeli ödemesi talebiyle dava açtı.
Dava dosyasında da çalışanın sosyal medya paylaşımlarına yer verdi.
Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen davada, davalı kişinin avukatı, sözleşmedeki rekabet yasağına ilişkin hükmün yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin henüz o firmada resmi olarak işe başlamadığını ve çalışacağının kesinleşmediğini öne sürerek davanın reddini talep etti.
Görülen dava sonunda mahkeme kişinin ayrıldıktan kısa bir süre sonra diğer firmada çalışmasının "Rekabet Sözleşmesi"ne uymadığına hükmetti ve talep edilen miktarın yarısını 70 bin lira ödemesine hükmetti.
"Sosyal medyada çalışıyorum demesini yeterli bulmadı"
Bu karar hem firma hem de davalı vekili tarafından temyiz talebiyle istinaf mahkemesine götürüldü.
Ankara Bölge İdare Mahkemesi'nde görülen davada kişinin firmada çalıştığının sigorta kayıtlarında görülmediğine ve Linkedin ve Facebook’ta paylaşmasının çalıştığına dair kesin kanıt anlamına gelmediğini öne sürerek davanın reddine karar verdi.
Yargıtay bozma kararını onadı
Bu karar üzerine bu sefer firma avukatları, Bölge İdare Mahkemesi'nin bozma kararını Yargıtay'a götürdü.
Ancak Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'de 4 Kasım 2019 tarihli kararında Bölge İdare Mahkemesi'nin tespitlerine hak vererek, sosyal medyada paylaşmasının tek başına işe girdiği anlamına gelmediği sonucuna vararak bozma kararını onadı.
Rekabet yasağı sözleşmelerine dikkat, iki yıl bağlayıcı olabiliyor
Kararı değerlendirmesini istediğimiz sosyal medya uzmanı Avukat Rıdvan Yıldız, çalışanlara önemli uyarılarda bulundu.
Yıldız şöyle konuştu:
Sosyal medya, hayatın her alanını etkilediği gibi buradaki paylaşımlar hukuki süreçlerde ve yargı kararlarında göz önüne alınmaktadır. İşçiler, genellikle iş yeri bilgilerini, çalışmalarıyla ilgili bilgileri sosyal medyada paylaşmaktadırlar.
Hatta Linkedin bu yönde paylaşımlar için bir mecradır. Örnek kararda bu paylaşımları takip eden eski işveren buradaki bilgileri de araştırarak rekabet yasağından dolayı eski çalışanı aleyhine dava açmış 70 bin lira cezai şart ödetilmesi noktasında ilk derece mahkemesi bir karar vermiştir.
Yargıtay tarafından bu kararın bozulması onanmışsa da sosyal medya paylaşımlarının ne kadar önem arz ettiğini görmekteyiz.
Rekabet yasağı kritik pozisyonlarda olan ve işverenin sırlarını bilen çalışanlarla yapılan hakkaniyete aykırı olmayacak ve iki yılı aşmayacak şekilde düzenlenebilen sözleşmelerdir. Geçerli bir rekabet yasağı sözleşmesine aykırılığın yaptırımları olmaktadır.
"İş yaşamına dair sosyal medya paylaşımlarınız aleyhinize kullanılabilir"
Yıldız, çalışanların iş yaşamına dair sosyal medya paylaşımlarının da yeni veya eski çalıştıkları yerlerle başlarına iş açabileceğini söyleyerek, uyarılarını şöyle sürdürdü:
Örnek kararda eski çalışanın sosyal medya bilgileri üzerinden açılmış bir dava söz konusudur.
Çalışanlar, sosyal medya sayesinde yeni iş fırsatları, yeni bir çevre oluşturabilecekleri gibi örnek karardaki gibi hukuki sonuçları olan durumlarla da karşılaşabilirler.
Sosyal medyada kişilerle ilgili bilgi edinmek isteyenler olduğunu ve bunun her zaman olumlu olmadığını da bilmek gerekmektedir.
Özellikle bankalar, sigorta şirketleri gibi kurumlar da bu alanları inceleyebilir kredi ve sigorta işlemlerinde risk boyutuna sosyal medya paylaşımlarının etkisi olabilir.
Yine dolandırıcılar, suç örgütleri gibi yasa dışı yapıların da sosyal medya paylaşımlarını inceleyerek suç girişimlerinde bulunduğu örnekler mevcuttur.
© The Independentturkish
