Kazımi, Erbil'de "yeni Irak" rüyası peşinde

Serbest Ferhan Sindi Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Mustafa el-Kazmi'nin resmi Twitter hesabı - @MAKadhimi

Irak Başbakanı Mustafa Kazımi, Irak için görülen yeni rüya doğrultusunda etkili hamlelerde bulunmaya devam ediyor.

Bunlardan en önemlisi de Erbil ile ilişkileri rayına oturtması ve Kürtleri Irak'ın bir parçası haline getirebilmesi. 
 

4.jpg
Kazımi, Irak Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani ile birlikte  / Fotoğraf: Twitter - @MAKadhimi​​​​​​​


Kazımi Kürtlere "yeni Irak rüyasını" gerçekleştirmek için el uzatıyor

Kazımi'nin 10-11 Eylül'de 2 gün süren Irak Kürdistan Bölgesi (IKB) ziyareti çok özel bir anlam taşıyor.

Kazımi, bu ziyaretinde resmi olarak IKB yönetimine bağlı Duhok, Erbil, Süleymaniye ve Halepçe'den oluşan 4 vilayeti de ziyaret etti. 

Kazımi, 10 Eylül'de ilk durağı Erbil'de KDP Başkanı Mesud Barzani ve Irak Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani ile görüştü.

Sonra Duhok kentine geçti ve buradaki Enfal katliamında hayatını kaybedenlerin mezarını ziyaret etti, Fatiha okudu, çelenk bıraktı.
 

1.jpg
Fotoğraf: Kazmi'nin resmi Twitter hesabı - @MAKadhimi


Yine Duhok'taki kamplarda kalan sığınmacıları ve Şengal'e dönemeyen Ezidilerle yaşadıkları çadırlarda diz dize oturdu. 

Zaho'ya geçerek İbrahim Halil-Habur Sınır Kapısı'nı ziyaret eden Kazımi, 11 Eylül'de de Süleymaniye'ye geçerek Celal Talabani'nin mezarını ziyaret etti, Fatiha okudu ve yine çelenk bıraktı. 

Irak Başbakanı, Halepçe'ye de gitti ve burada kimyasal saldırı kurbanları için yapılan anıta çelenk koydu. Kucağında çocuğuyla can veren Ömer Haver'in heykelinin önünde Fatiha okudu. 

Halepçe ve Duhok'taki Enfal ve kimyasal saldırı kurbanlarının anıtlarına yapılan ziyaretler, bu noktada özel bir anlam taşıyor.

Çünkü Irak'ta ilk defa bir Başbakan, Saddam'ın katliamlarında şehit olanların mezarını-anıtını ziyaret ediyor.

Bu sembolik açıdan özel bir manaya sahip ve Irak devletinin de bu katliamlara ilişkin resmi tutumunu yansıtıyor. Diğer yandan da tarihte az görülen sahnelerden biridir. 

Kazımi, İngiltere'de gazetecilik yaparken Saddam'ın zulümlerini, katliamlarını belgelemek ve uluslararası kamuoyuna duyurmak için yoğun bir uğraş vermiştir.

Irak Kürdistan Bölgesi'nde de kaldığı için Kürtlere yapılan katliamlardan yakından haberdardır. 

Kazımi, gittiği her yerde halk tarafından büyük bir ilgiyle karşılanıyor ve kalabalıklar büyük sevgi gösterisinde bulunuyor.

Şahsı üzerine oluşan uluslararası konsensüsü de dikkate aldığımızda Kazımi "Yeni Irak'ı" kurmaya herkesten daha yakındır. 

Kazımi, bugün Irak'ı içine düştüğü çıkmazdan ve kaos ortamından kurtarmak istiyor. Bunun için tüm bileşenlerin haklarını, taleplerini yerine getirmeyi ve sorunlarını çözmeyi vaad ediyor. 

Kazımi, Irak'ta ezberleri bozuyor ve Kürtler ile Sünnileri "ülkelerini" hep birlikte yeniden kurmak için el uzatıyor. Bunun için de Irak'ın kalkınmasını kendi varlığı için tehdit gören İran'ı ve bölgesel gücünü karşısına alıyor. 
 

3.jpg
Fotoğraf: Kazmi'nin resmi Twitter hesabı - @MAKadhimi​​​​​​​


KDP ve KYB Kürtlerin Kazımi'ye desteğini sunuyor

Irak Kürdistan Bölgesi'nin iki büyük partisi KDP ve KYB, Kazımi'nin ziyaretinden çok memnun oldu ve bunun sonuç vereceğini düşünüyor.

İki parti de şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da Kazımi'ye destek vermeye devam edeceklerini vurguluyor. 

KDP'nin yetkililerinden Kakemin Neccar, şöyle diyor:

Kazımi'nin başarısızlığı hem Irak hem de Kürdistan için kötü olacaktır. O nedenle destek verilmelidir. Kazımi, değişimi ve sorunların çözümünü istiyor. Her açıdan kendisine destek sunmalıyız.


KYB'nin etkili isimlerinden Sadi Ahmed Pire de Kazımi'nin kritik bir dönemde IKB'ye geldiğini ve sorunları çözme yönünde bir irade ortaya koyduğunu dile getiriyor.

Pire'ye göre, bu aylarda Meclis'e sunulacak yurt dışından kredi alımıyla ilgili yasanın geçmesi önemli ve Kürtler de Kazımi'ye şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da destek verecek. 

Kazımi ziyaretinin Süleymaniye ayağında Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih ve diğer Kürt yetkililerle de görüştü. Öyle anlaşılıyor ki Berhem Salih'le görüşmesi önceden ayarlanmıştı ve burada önemli konular tekrar ele alındı. 
 

2.jpg
Mustafa el-Kazımi ile Mesud Barzani / Fotoğraf: Twitter - @MAKadhimi​​​​​​​


Mesud Barzani'nin 10 sene önceki manifestosuna dönüş

Irak'ta 2010'da İyad Allavi'nin liderliğindeki listeyle ilk defa seçimlere giren Sünniler 91 sandalye ile sandıktan galip çıkmıştı.

Nuri Maliki liderliğindeki Şii listesi ise 89 vekilde kalmıştı. Fakat Irak'taki yeni oluşan dengeler nedeniyle hükümet 10 ay boyunca kurulamamış ve en son Kürtlerin inisiyatifiyle Maliki, yeniden başbakanlık koltuğuna oturmuştu. 

Mesud Barzani, 2010'da 10 ay süren hükümet krizinde 19 maddelik bir manifestoyla çözüm önerisi sunmuş ve Nuri Maliki'nin başbakan olmasını sağlamış, Sünniler ile Kürtlerin taleplerinin anayasa çerçevesinde çözülmesi zeminini hazırlamıştı. 

Barzani'nin manifestosunun üzerinden 10 yıl geçti ve Irak yine böyle bir krizin eşiğinde.

Kazımi, 2012 baharı-yazında erken seçim istiyor ve sandıklardan yüksek sayıda milletvekili ile çıkacağını düşünüyor. Fakat kaç vekil alırsa alsın Kürtlerin ve Sünnilerin desteğine ihtiyacı var. 

İşte Kazımi, Erbil ziyaretiyle Kürtlerin bu desteğini şimdiden garantilemeyi ve Barzani'ye "tam güvence" vermeyi hedefledi. Neticeye baktığımızda bunu sağlamış gibi. 

IKB yetkililerine göre, Irak'ta ordu, bürokrasi ve diğer alanalarda Kürtlere verilmesi gereken 407 makam vekaleten başka güçlere emanet edilmiş.

Yani bütçe, peşmerge, petrol ve sınırlar meselesinin yanı sıra bu da Bağdat'ın çözmesi gereken anayasal sorunlardan biri olarak duruyor. 

Kürt yetkililerin yaptığı açıklamalara bakıldığında Bağdat'ın Peşmergenin "tartışmalı bölgeler"e dönüşüne razı olduğu ancak Kerkük'ü bunun dışında tuttuğu anlaşılıyor.

Oysa "tartışmalı bölgeler"den maksat Kerkük'ün ta kendisidir, Kerkük'ün olmadığı bir "tartışmalı bölge" tartışması söz konusu olamaz. 

Kerkük problemi olmazsa Erbil-Bağdat arasında çok ciddi sorunlar olmaz, diğer ufak tefek pürüzler kolaylıkla halledilir.

Kazımi'nin 2 gün süren ziyaretinde bu konuların da etraflıca ele alındığını ve çözüme yaklaştırıldığını düşünüyorum.

Aksi halde Erbil ile Bağdat'ın kapsamlı ve ayağı yere basan bir konsensüse ulaşması mümkün olmayacaktır. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU