En büyük amacı Anadolu Alevileri ile İran’daki Ehli Hakları birbirleriyle yakınlaştırmaktı

Koronavirüsten ölen ünlü İranlı müzisyen Cavit Murtezaoğlu, 2003'ten beri yaşadığı Türkiye'de Aleviler ile İran’da yaşayan Ehli Hakları yakınlaştırmak için çabaladı, köprü vazifesi gördü

Koronavirüsten ölen müzisyen Cavit Murtezaoğlu, Alevilik ve Ehli Haklar üzerine çalışmalarıyla da biliniyordu / Fotoğraf: Twitter

Politik baskılar nedeniyle ülkesi İran’dan 2003 yılında Türkiye’ye gelen ve burada yaşamaya başlayan müzisyen Cavit Murtezaoğlu, yakalandığı koronavirüs nedeniyle tedavi gördüğü Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi'nde yaşamını yitirdi.

Murtezaoğlu, müzik sektöründe bilinen bir isimdi. Ölüm haberi medyada "Dünyaca ünlü İranlı müzisyen yaşamını yitirdi" başlıkları ile verildi.

1962 yılında İran’ın Tebriz şehrinde doğan Murtezaoğlu, bu şehirde başladığı müzik kariyerini Bakü’de aldığı konservatuar eğitimiyle perçinleyerek, albümlerin yanı sıra  film ve belgesel müzikleri hazırladı.

Müzik çalışmalarının yanı sıra İran, Avustralya, Azerbaycan, Almanya ve Türkiye’de felsefi seminerler de veren Murtezaoğlu, İran’daki politik baskılar nedeniyle 2003’de Türkiye’ye gelerek İstanbul’a yerleşti.

İstanbul’da kurduğu ses atölyesinde kendi metoduyla verdiği eğitimlerin  yanı sıra, özel bir üniversitede "Şan-Solfej ve Sahne Organizasyonu" derslerine de girerek tecrübelerini aktardı.

TRT’de program da yapan Murtezaoğlu “Tebriz’den Toros’a” adlı projede Kardeş Türküler’in üyesi olan Feryal Öney ile çalışma yürüttü.

murteza.jpg
Cavit Murtezaoğlu birçok müzik çalışmasına da imza attı / Fotoğraf: Twitter

 

Aynı gördüğü Aleviler ile Ehli Hakları birbirlerine tanıtmak istiyordu

Müzisyen kimliliğinin dışında Murtezaoğlu, İran’da yaşayan ve Anadolu Aleviliği ile benzer inanca sahip olan “Yaresanlar” olarak da bilinen Ehli Haklar adlı topluluğun bir bireyiydi.

Bu benzerlikten dolayı bazı kaynaklarda Ehli Haklar, “İran Alevileri” olarak da anılıyor.

Murtezaoğlu da kendisini Alevi olarak tanımlıyordu.

Ehli Hak inancına ve kültürüne çok bağlı olan Murtezaoğlu da ilk müzik eğitimini Tebriz’in Serandib köyünde babası Murteza Ali ile cemlerde zakirlik yaparak aldı.

Daha İran’da yaşarken Anadolu’da yaşayan Alevilerle aralarındaki büyük benzerlikleri keşfeden Murtezaoğlu, bu konudaki araştırmalarını da yoğunlaştırdı hatta doğan ikinci çocuğuna Hacı Bektaş-ı Veli’nin ismini verdi.

İstanbul’a da geldikten sonra ilk işi Alevi dernekleriyle temasa geçerek Anadolu’daki Aleviler ile Ehli Haklar arasında ilişkileri geliştirmeye çalışmak oldu.

Alevi derneklerinin çalışmalarına katılan, etkinliklerinde yer alan Murtezaoğlu, bir taraftan da Ehli Hak müziğini de tanıtmaya başladı.

Murtezaoğlu’nun da gayretleri ile son 10 yıldır Türkiye’de Alevi sanatçılar ile İran’daki Ehli Hak sanatçılar arasında ortak projelerde de artış görüldü.

 

cavit.jpg
Cavit Murtezaoğlu, Ehli Hak kültürünü de Türkiye'de tanıttı / Fotoğraf: Twitter

 

Pir Sultan Abdal adına operete imza attı

100'ün üzerinde bestesi bulunan Murtezaoğlu, Leyla-Mecnun dışında bir de Pir Sultan adlı bir operete imza attı.

“Barışa Semah Dönenler”, “Barışa Rock” gibi birçok organizasyonda yer aldı. Alevilik, batini anlam ve kavramlar üzerine Türkiye ve başka ülkelerde konferanslar vererek makaleler yazdı.

TRT Müzik’te İbrahim Güldalı’nın hazırladığı “Ulu Ozanlar” programında Yunus Emre ve Nesimi deyişlerini makamsal olarak icra etti.

Aleviler ile Ehli Haklar’ın bir elmanın iki yarısı olduğunu söylüyordu

Murtezaoğlu, verdiği röportajlarda Anadolu Aleviliği ile İran’daki Ehli Hakları’ın bir elmanın iki yarısı ve zaman içerisinde mecburiyetten farklı yönlere gitmek zorunda olan iki kardeş olduklarını, en büyük amacının bu kardeşleri yeniden kaynaştırmak olduğunu söylüyordu.

Murtezaoğlu son dönemlerinde Alevilere ait Can TV’de “Cavidan Name” adlı programlar yapıyor, burada Alevi ve Ehli Hak sanatçıları ağırlıyordu.

veli.jpg
Veli Büyükşahin, Murtezaoğlu'nun Ehli Haklar'ın önemli bir temsilcisi olduğunu söyledi / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

“Aleviler ile Ehli Hak’lar arasında köprü vazifesi gördü”

Aynı kanalda programı bulunan Alevi araştırmacı Veli Büyükşahin Murtezaoğlu’nun İran'daki Ehli Hak (Yaresan) Alevilerinin önemli bir temsilcisi olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

Hallacı Mansur'un en önemli takipçilerinden ulu ozanlardan olan Seyit Nesimi’yi belki de en iyi yorumlayan isimdir. Bire bir kendisini onun takipçisi sayardı. Politik nedenlerden dolayı yıllardır Türkiye'de bir mülteci olarak yaşamak zorunda kalan Cavit Murtezaoğlu'ndan çok şey öğrendik.  En önemli özelliği Türkiye'deki Aleviler ile  İran'daki Ehli Hak (Yaresan) Aleviler arasında bir bağın oluşmasında, birbirini tanımasında önemli bir köprü görevi görmesidir. Can TV’’deki Cavidan Name programını yaparken de en önemli düşü buydu, buna hizmet etti.

“Türkiye dışında Alevi olmadığı algısının kırılmasına katkı sağladı”

Uzun yıllar boyunca Türkiye dışında Alevi olmadığı gibi bir algının olduğunu iddia eden Büyükşahin, sözlerine şöyle devam etti:

Halbuki sadece Türkiye'de değil İran'da Irak'ta Suriye'de Azerbaycan'da Balkanlar'da ve daha birçok ülkede geçmişten beri yerleşik olarak Aleviler yaşamlarını sürdürüyorlardı. Son 10 yıllarda bu bir nebze de olsa aşıldı bunun aşılmasında elbette Cavit Murtezaoğlu'nun büyük katkısı ve emeği vardır. İran'daki Alevilerin deyişleri, yaşamları inançları, yol erkanları ve tarihlerinin Türkiye'de tanınmasında önemli bir rol oynayarak bu konuda çok büyük çaba sarf etti.

celal.jpg
Celal Fırat, Murtezoğlu'nun cenazesinin deyişlerle kaldırılacağını söyledi / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

“Aleviler ile Ehli Hakları kaynaştırmak için çok çalışmaları oldu”

Alevi Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Celal Fırat da son iki yıldır Can TV’deki programları nedeniyle Murtezaoğlu’nu yakından tanıma şansı bulduğunu kaydederek, “İran’daki baskılar yüzünden buraya gelmişti. Anadolu’daki Aleviler ile İran’daki Ehli Hakları müzik üzerinden kaynaştırmak için çok çalışmaları oldu” dedi.

Cenazesi Okmeydanı Cemevi’nden deyişler eşliğinde kaldırılacak

Fırat, Murtezaoğlu’nun cenazesinin bugün Okmeydanı Cemevi’nde Alevi ve Ehli Hak inancına uygun olarak sazlar ve deyişler eşliğinde kaldırılacağını söyledi.

Fırat, “Cavit Hoca bir yol açtı. Biz de onun da isteği doğrultusunda İran’daki Ehli Haklar’la, Irak’taki Kakailerle ilişkilerimizi kuvvetlendirmeye çalışacağız” diye sözlerini tamamladı.

yaresanlar.jpg
İran'da yaşayan Ehli Haklar diğer adlarıyla Yaresanlar, Alevilikle benzerliklerinden dolayı İran Alevileri olarak da biliniyorlar / Fotoğraf: yaresan.com / Sehne Şehriyar

 

Ehli Haklar (Yaresanlar) kimdir?

Ehli Haklar ya da diğer adlarıyla Yaresanlar'ın İran'daki tam sayısı bilinmemekle birlikte 2-3 milyon civarında oldukları ileri sürülüyor.

İran genelinde dağınık olarak yaşamakla birlikte daha çok Kürdistan ve Azerbaycan vilayetlerinde yoğunlaşıyorlar.

Ehli Haklar, etnik bir topluluğu temsil etmekten ziyade tıpkı Aleviler gibi bir inanç topluluğunu tanımlamak için kullanılıyor.

İran’daki Ehli Haklar ya da diğer adlarıyla Yaresanların önemli bir kısmı Kürt iken daha az sayıda Azeri Türkü, Lur ve Fars etnik gruplarından da Ehli Haklar var.

Murtezaoğlu, Azerbaycan Türk'ü olan bir Ehli Hak'tı.

Ehli Hak inancının ortaya çıkması da tıpkı Anadolu Aleviliği'nin filizlenip yayıldığı 13- 14. yüzyıllara dayanıyor.

Ehlibeyt sevgisi yüksek olmakla birlikte İran'daki hakim güç Şiilikten önemli farkları var.

Anadolu Aleviliği’ndeki “Cemevi”nin benzeri olan “Cemhane”adlı ibadethaneleri olan Ehli Haklar’ın ibadetlerinde de “Saz” önemli bir enstrüman.

Deyişler saz eşliğinde okunuyor. Ancak Anadolu Aleviliği'nden farklı olarak ibadet sırasında Semah dönülmesi Ehli Haklar'da bulunmuyor.

Anadolu Aleviliği’nin oluşumunda önemli etkileri olan Nesimi, Hacı Bektaş-ı Veli, Pir Sultan Abdal gibi tarihi kişilikler Ehli Haklar açısından da çok önemli.

Dış baskılara maruz kalmamak için tarih boyunca genellikle içe kapalı bir yapı süren Ehli Haklar, oldukça zengin bir müzik kültürüne de sahip.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU