Ev sinemasından vizyona bu hafta: 47 Metre Derinde: Kafes

Johannes Roberts’ın yönettiği serinin 47 Meters Down: Uncaged adlı bu devam filminde, bir okul gezisinden kaçarak birlikte tatile çıkan dört genç kadının hayatta kalma mücadelesine dönüşen su altı dalış maceraları anlatılıyor

Her ne kadar resmi olarak 1 Temmuz itibariyle açılışı duyurulduysa da hazırlıkların yeni yeni tamamlanabildiği ağustos ayında, sinema salonlarının ülke genelinde önemli oranda açılmaya başladığı bu vizyon haftasında Araf 4: Meryem, Gölgelerin Aşkı, Nuh Tepesi gibi filmler gişe yolculuğuna kaldığı yerden devam ederken bu hafta büyük ekrana dönüşü müjdeleyerek ilk gösterimlerini yapacak olan 4 yeni film de beyaz perdede seyirciyle buluşuyor.

Ayrıca Beyoğlu Sineması da Başka Sinema iş birliğiyle dünyanın farklı şehirlerinden ilham alarak hazırladığı dokuz filmlik özel seçkisiyle şimdilik sadece hafta sonları ile kısıtlı olacak şekilde şehre geri dönüyor ve sinemaseverlere kapılarını yeniden açıyor.


Eğlencelik bir yaz sineması; 47 Metre Derinde: Kafes

Yönetmen: Johannes Roberts / Oyuncular: Sophie Nélisse, Corinne Foxx, Brianne Tju, Sistine Stallone, Davi Santos, Khylin Rhambo, Brec Bassinger, John Corbett, Nia Long / Süre: 89 dakika
 


Bugün itibariyle Türkiye çapındaki sinemalarını sosyal mesafe kuralları çerçevesinde kademeli olarak açan Cinemaximum’da gösterime giren; Johannes Roberts’ın yönettiği serinin 47 Meters Down: Uncaged adlı bu devam filminde, bir okul gezisinden kaçarak birlikte tatile çıkan dört genç kadının hayatta kalma mücadelesine dönüşen su altı dalış maceraları anlatılıyor.
 


2017’de çekilen ilk film ile okyanusun dibine bir kafesle dalış yaparak köpek balıklarını izlemek isterken kafeste mahsur kalan iki kadının ölüm kalım mücadelesinden serinin yeni bölümünde kafessiz bir dalışa doğru uzanan dört genç kadının hikayesi, seyircisini bu defa su altının dehlizlerine doğru götürüyor.
 


Her ne kadar bir devam filmi olsa da önceki bölümüyle bir bağlantısı olmayan bu filmde Mia, üvey kız kardeşi Sasha ve Sasha’nın en yakın arkadaşlarının planları, harabe halindeki bir su altı şehrine dalış düzenleyerek derinlikleri keşfetmektir.

Gençler bu planları ile de hafta sonu tatillerinin çok eğlenceli geçeceğinden oldukça emindir.
 


Ancak batık bir Maya şehrine dalış yapan bu gençlerin farkında olmadıkları şey ise dalışlarının onları su altı mağaralarından oluşan klostrofobik bir labirente sürükleyeceği ve dünyanın en tehlikeli köpek balıklarıyla yüz yüze gelecekleridir.
 


Dört genç dalgıç, bir Maya şehrinin batık kalıntılarının aynı zamanda ölümcül büyük beyaz köpek balıklarının avlanma yeri olduğunu çok geçmeden keşfedeceklerdir.
 


Artılar ve eksiler

Su altında çekim yapmanın zor ve pahalı olduğunu göz önüne alınca sonuçlar nispeten düşük bütçeli bir film için ortalamanın üzerinde görünüyor ama köpek balığı efektleri çok fena; oldukça iyi hareket eden kötü görünümlü bir şeyler ortada dolaşıyor.

Köpek balıkları karanlıktan yavaş yavaş çıktıklarında, onları gerçekten gördüğünüzden emin olmak için oldukça dikkatli bakmanız gerekiyor.
 


Yeraltı şehrinin kasvetinde belirdiklerinde gerçekten ürkütücü görünüyorlar, ancak kızlar kaçmaya başladığında CGI etkilerinin sınırları hemen ortaya çıkıyor.

Biliyorum, benzer bir sinematik alanı paylaşan bu tür filmlerde beklentileri yüksek tutmak hayal kırıklığı yaratabiliyor. Ayrıca genel olarak köpek balığı filmlerinin de çok boş filmler olduğu düşünülüyor.
 


Ancak en boş filmlerin bile her şeye rağmen temel bir yapıyı izlemesi gerekiyor.

47 Meters Down: Uncaged klişelerle ve mantıksızlıklarla doluysa da kendi türünde iyi bir slasher olan ve ihtiyaç duyduğu formülü iyi kuran filmlerden.
 


Peki bu formülde neler var? Her şeyden evvel Meksika’da bir yüzme gezisine çıkarken pek iyi anlaşamayan, birbirlerinin zıddı bir çift kardeşimiz var; tahmin edebileceğiniz üzere bunlardan birisi oldukça canlı diğeri de bir o kadar sıkıcı.

Yakın zamanda bir Meksika sahil kasabasına taşınan Mia için yeni yaşamına ve çevresine alışmak öyle pek kolay değildir. Bu konuda üvey kardeşi Sasha da çok yardımsever değildir çünkü zamanının çoğunu partilerdeki eğlencelere ve arkadaşları Nicole ile Alexa’ya ayırmaktadır.
 


Bu nedenle üvey kardeşler Mia ve Sasha, ilişkilerinde bazı sürtüşmeler yaşamaktalardır. Mia okulda zorbalık yapıyor, Sasha sosyal yönden üvey kız kardeşinden sorumlu olmakta zorlanıyor.

Ebeveynleri, bu durumu düzeltmek için gereken şeyin onların birlikte daha fazla kaliteli zaman geçirmek olduğunu düşünüyor ve bu yönde ikisi için de planlar yapıyor.
 


Ancak ailesinin tüm kontrol çabalarına rağmen hikâyede onların izni olmadan planlanmış bir hafta sonu seyahati ortaya çıkıyor.

Ayrıca her daim insanlar için büyük bir gizem barındıran su altı dünyası ve karanlığın insan üzerinde bıraktığı bir kasvet ve klostrofobi var.
 


Su altı kalıntıları oldukça gerçekçi, ürkütücü ve el fenerlerinin ışıkları da anlık bir atmosfer oluşturmak için harika bir yol.
Gelgelelim gerçek şu ki; seyirciyi filmin karakterleriyle bir bağ kurmaktan alıkoyacak çok fazla şey var.

Her şeyden önce genel olarak karakterlerin hiçbir derinlikleri yok ve rollerinde oldukça donuklar.
 


Muhtemelen suyun altında kimin kim olduğunun akılda kalması ve hatırlanması için planlanmış ancak bikinili genç kadınlar filme çekilirken bir süre yüzmelerini sağlamak için bir bahaneyle çekilmiş gibi görünen pek çok gereksiz sahne var.

47 Meters Down: Uncaged, vaka ihtimalleri hakkında çok fazla şaşırtan bir film de değil.
 


Ancak yine de hazırlıksız yakalananları yerinden hoplatacak, adrenalin yükselterek yeterince korkmanızı sağlayacak ve hatta fırsattan istifade seyir sırasında size eşlik eden biri varsa usulca elini tutup ondan destek almanıza imkân sağlayacak eğlencelik bir yaz sineması olarak öne çıkıyor.
 


Köpek balıklarını ortadan kaldırıp, bir İsveç filmi olan Breaking Surface’de olduğu gibi; pratikte oksijen tüplerindeki kısıtlı hava nedeniyle uzun süreli gezinti yapılamayacak bir su altı mağarası sisteminde hayatta kalmak için mücadele verenlerin hikayesini seyretmiş olsak muhtemelen daha iyi bir film ortaya çıkabilirdi.
 


Ancak kızlar derinlerde büyük beyaz köpekbalıklarının farkında olmadan mağara dalışı yapıyor.

Mükemmel tatil planları hayat mücadelesine dönüşen gençler, sudan çıkmanın ve avcı köpek balıklarını atlatmanın bir yolunu bulmak zorunda kalıyor.
 


Kızlar oksijen tüplerindeki havaları tükenmeye başladığında paniğe kapılıyor ve nihayetinde amansız bir kovalamaca başlıyor.

Kamera da kovalamacanın aksine sakin bir şekilde karakterin ellerindeki fener ışıklarının menziline düştüğünde ayrıntıları almaya hazır halde bekliyor gibi duruyor.
 


Doğa kanunlarını, fizik kanunlarını ve hemen hemen her şeyin kanunlarını çiğneyen hikâye için olumlu bir şeyler söylemek zor. Yönetmen bazı temel soruları düşünme zahmetine girmiş olsaydı, 47 Meters Down: Uncaged eminim çok daha iyi bir film olurdu.

 

Haftanın diğer filmleri

Araf 4: Meryem

Yönetmen: Gökhan Arı / Oyuncular: Berrak Öztekin, Derya Şen, Damla Özovalı, Efsun Akkurt, Ulukan Ağdaş, Zafer Şahin, Onur Yaprakçı / Süre: 81 dakika
 


Gökhan Arı’nın yönettiği Araf 4: Meryem, çiçeği burnunda bir öğretmen olan Meryem ile aynı evde kaldığı arkadaşı Güzide’nin başlarından geçen garip olaylar sonrası yaşananları konu ediniyor.

Meryem mesleğinin henüz başında olan genç bir öğretmendir. Şansına tayini akrabasının olduğu bir köye çıkınca, ekonomik imkanlar nedeniyle de kendisi gibi öğretmen olan yakın arkadaşı Güzide ile birlikte teyzesi Nurten’in evinde kalmaya karar verir.

Evde Nurten’in sakat bir oğlu ve bir kızı da vardır. Ama genç öğretmenlerin niyetleri ekonomilerini toparlar toparlamaz kimseye yük olmadan kendi düzenlerini kısa süre içinde kurabilme yönündedir.

Fakat bu süre içinde Meryem ve Güzide, yaşadıkları bu evde garip olaylara şahit olurlar. Meryem başlarda bu durumların psikolojik olduğunu düşünse de aynı olayları Güzide’nin de yaşamasıyla gerçeği yavaş yavaş görmeye başlar.

Meryem bu durumdan kurtulabilmek için üniversiteden bir arkadaşı ile irtibata geçse de yaşadığı olaylarla ilgili bütün sırların cevapları aslında teyzesi Nurten’de saklıdır.

Meryem ve Güzide geçmişin günahlarının bir kurbanı olacak mıdır yoksa bu olanlara bir son verebilecekler midir, belli değildir.


Berlin, Berlin

Yönetmen: Franziska Meyer Price / Oyuncular: Felicitas Woll, Jan Sosniok, Matthias Klimsa, Janina Uhse, Detlev Buck, Armin Rohde, Christian Tramitz, Farouk El-Khalili, Kai Lentrodt, Kailas Mahadevan, Gitta Schweighöfer, Sandra Borgmann / Süre: 81 dakika
 


Netflix’in Almanya Yapımı Filmler kuşağında yer alan Berlin, Berlin: Lolle on the Run adlı bu komedi filmi; aynı adlı popüler televizyon dizisinin devamı niteliğindeki bir sinema versiyonudur.

2002-2005 yılları arasında 4 sezonda 86 bölümü yayınlanan dizinin ne yazık ki kötü bir uzantısı olan filmde, Lolle’nin Berlin’deki aşk hayatı her zamanki gibi yine karmaşıktır.

Sven’le olan hikayesi bittikten sonra yaşadıklarını arkasında bırakan Lolle, en yakın arkadaşı Hart ile evlenmek üzeredir. Ta ki Sven, onun planlarını altüst edene kadar.


Bir Yalnızlık Şarkısı

Yönetmen: Ahmet Levent Pala / Oyuncular: Emre Taştekin, Zeynep Coşkun, Umut Temizaş, Nur Erkul, Süleyman Felek / Süre: 78 dakika
 


Romantik komedi türündeki Bir Yalnızlık Şarkısı, bir şarkı sözü yazarının yeni eserini yazmaya çalıştığı dönemde karşılaştığı birbirinden farklı aşk hikâyelerini anlatıyor.

Aşk, ilişkiler ve yalnızlık temalarının işlendiği filmde, aynı şehrin içerisinde bambaşka yaşamlar süren yalnız insanların çeşitli tesadüflerle karşılaşıp âşık olmaları, ortaya bazen komik bazen de dramatik anlar çıkartıyor.

Tüm bu duygu karmaşaları, şarkısını tamamlamaya çalışan kahramanımızın ve aynı zamanda filmin mottosunu oluşturuyor; “Her şey biriyle tanışmanla başlar, kendinle tanışmanla biter.”


Bizim Büyük Çaresizliğimiz

Yönetmen: Seyfi Teoman / Oyuncular: İlker Aksum, Fatih Al, Güneş Sayın, Taner Birsel, Baki Davrak, Mehmet Ali Nuroglu, Beril Boz, Damla Kabakci / Süre: 102 dakika
 


Barış Bıçakçı’nın aynı adlı romanından uyarlanan Bizim Büyük Çaresizliğimiz, geçmişe dayalı dostlukları olan otuzlu yaşlardaki Ender ve Çetin’in yaşamlarından bir kesiti konu alıyor.

Çetin, yıllar sonra Ankara’ya dönmüş ve Çetin’le bir ev tutarak tekrar bir araya gelmiştir. Bu sırada yakın arkadaşları Fikret de Almanya’dan Türkiye’ye tatile gelmiştir.

Bu tatilde bir trafik kazasında anne ve babasını kaybeden Fikret’in yeniden Almanya’ya dönmesi gerekir fakat ortada bir sorun vardır; artık yalnız kalan kız kardeşi Nihal.

Nihal, Ankara Üniversitesi’nde öğrencidir ve okulunun bitmesine iki yıl vardır. Fikret’in Nihal’i emanet edebileceği kişi ise Ender ve Çetin’dir.

Fikret, Nihal’i arkadaşlarına emanet eder ve Almanya’ya geri döner. Artık evde üç kişi yaşıyordur.

Nihal anne ve babasını kaybetmiş olmanın yarattığı travmayı yaşarken Ender ve Çetin’le iletişim kurmak istemez. Fakat zamanla bu üç kişi arasında mecburiyetin de etkisiyle ismi konulamayan farklı bir yakınlaşma doğar…


Frances Ha

Yönetmen: Noah Baumbach / Oyuncular: Greta Gerwig, Mickey Sumner, Charlotte d’Amboise, Adam Driver, Michael Zegen, Michael Esper, Grace Gummer, Patrick Heusinger, Josh Hamilton, Maya Kazan, Justine Lupe, Britta Phillips, Juliet Rylance, Dean Wareham / Süre: 86 dakika
 


Bir dans topluluğunda çıraklık yapan 27 yaşındaki Frances, pek de parlak bir kariyere sahip olmayan bir dansçıdır.

Tam anlamıyla istikrarlı bir işe sahip olmayan Frances’in tek hayali çalıştığı bu şirketin daimî çalışanı olabilmektir.

Öte yandan kendi jenerasyonundakiler gibi birçok farklı işe atılmakta ancak hiçbirinde tam anlamıyla başarılı olamamaktadır.

Frances’i tam anlamıyla anlayan tek kişi ise aynı daireyi paylaştığı Sophie’dir. Ne var ki Sophie’nin hayallerindeki şehre taşınacak olması ilişkilerini sarsacak; Frances’in “gerçek hayat ve sorumluluklar” gerçeğiyle tanışmasına neden olacaktır.


Gece Nöbeti

Yönetmen: Michael Cristofer / Oyuncular: Tye Sheridan, Helen Hunt, Ana de Armas, John Leguizamo, Johnathon Schaech, Jacque Gray, Austin Archer / Süre: 90 dakika
 


Michael Cristofer’ın yönettiği The Night Clerk, görevli olarak çalıştığı otelde işlenen cinayet sonrası zan altında kalan Bart’ın hikâyesini anlatıyor.

Üstün zekalı ve otizimli olan Bart Bromley adında bir otel görevlisine odaklanan filmde Bart, sosyal becerilerini geliştirmek için misafirleri güvenlik kameralarıyla kaydetmektedir.

Bart’ın vardiyası sırasında otelde bir kadın öldürülür ve baş şüpheli otel görevlisi olur.

Bart, ne kadar masumiyetini kanıtlamak istese de polise güvenlik kameralarından bahsedemez.

Polis soruşturması derinleşirken, Bart, güzel misafir Andrea ile özel bir bağ kurar.

Andrea bir sonraki kurban olmadan önce Bart, gerçek katili durdurmalıdır.


Gölgelerin Aşkı

Yönetmen: Claudia Myers / Oyuncular: Olivia Thirlby, Alan Ritchson, Megan Fox, Jim Gaffigan, Maria Dizzia, Tito Ortiz, Justine Cotsonas, Owen Campbell / Süre: 111 dakika
 


Claudia Myers’ın yönettiği Above the Shadows, görünmez biri olarak hayatını sürdüren Holly’nin kendisini görebilen tek kişiyle tanıştıktan sonra yaşadıklarını konu ediniyor.

Holly on yıldan fazla bir süre görünmez ve yalnız yaşamaktadır.

Görünmezliği sayesinde kimsenin çekemeyeceği gizli fotoğraflar çekmekte ve bunları gazetelere para karşılığında haber olarak göndermektedir.

Holly yeni bir haber için barda gizli fotoğraflar çektiği sırada, bir bar fedaisi tarafından görülür ve dışarı çıkartılır.
Yıllar sonra onu görebilen tek kişi Shane Blackwell adındaki bir bar fedaisidir.

Holly çektiği fotoğraflarla Shane Blackwell’in hayatını altüst ettiğini ve bu yüzden onu gören tek kişinin Shane Blackwell olduğunu anlar.

Shane Blackwell bar fedaisi olmadan evvel ünlü bir MMA dövüş şampiyonudur ve bir film yıldızı ile evlidir.

Holly bunu kutsal bir işaret olarak görür ve hayatını mahvettiği Shane Blackwell’in eski şampiyonluk statüsünü yeniden kazanmasına, eski güzel günlerine kavuşmasına yardımcı olmaya karar verir. Böylece kendisi de hayatta görünür olabilecektir.

Ancak Shane ile Holly bu süreçte gerçek aşkın ne kadar güçlü olduğunu anlarlar ve hayallerin ötesindeki bir gerçekliği görürler.


Gunjan Saxena: Kargil Kızı

Yönetmen: Sharan Sharma / Oyuncular: Janhvi Kapoor, Pankaj Tripathi, Angad Bedi, Manav Vij, Vineet Kumar Singh, Ayesha Raza Mishra / Süre: 112 dakika
 


Netflix’in Biyografik Dramalar kuşağında yer alan ve 12 Ağustos’da gösterime girmesi beklenen Gunjan Saxena: The Kargil Girl adlı bu ilham verici filmde Hava Kuvvetleri Subayı Gunjan Saxena, umut vadeden bir havacıyken Kargil Savaşı’nda çarpışan Hindistan’ın ilk kadın savaş pilotu olmaya uzanan serüveniyle tarih yazıyor.


Kare

Yönetmen: Ruben Östlund / Oyuncular: Claes Bang, Elisabeth Moss, Dominic West, Terry Notary / Süre: 151 dakika
 


2017 Cannes’da gösterimi yapılan The Square, İsveçli yönetmen Ruben Östlund’un konuşma özgürlüğü, sanatsal özgürlükler, sosyal sansür vb. konuları İskandinav perspektifinde, politik ve sosyal bir çerçevede inceleyen bir film.

Claes Bang’in canlandırdığı Christian, Stockholm’de bir modern sanat galerisinde çalışmaktadır ve projelerinden biri de The Square olarak adlandırılan alandır.

Bu alan büyük bir toplumda farklı katmanlardan, farklı sosyal sınıflardan gelen insanların küçük bir yansımasıdır ve Christian ziyaretçileri insanlara güvenmeli mi güvenmemeli mi sorusu ile iki farklı yoldan birini seçmeye davet etmektedir ve bu soru bizi tüm film boyunca takip etmektedir.


Kayıp Koca

Yönetmen: Vicky Wight / Oyuncular: Leslie Bibb, Josh Duhamel, Nora Dunn, Isiah Whitlock Jr., Sharon Lawrence, Kevin Alejandro, Herizen F. Guardiola, Callie Hope Haverda, Roxton Garcia, Stone Garcia, Georgia King, Carly Pope / Süre: 115 dakika
 


Netflix’in bu haftaki yayın kuşağında gösterime girmesi beklenen; Katherine Center’ın çok satan aynı adlı romanından uyarlanan The Lost Husband, kocasının ölümünden sonra hayatını toparlamaya çalışan bir kadın ve çocuklarının hikayesini konu ediyor.

Genç bir kadın olan Libby, kocasının ani ölümü ile büyük bir yıkıma uğrar.

Hayatı alt üst olan kadın, kendisini toparlayabilmek için yıllardır yaşadığı şehirden ayrılarak çocuklarıyla birlikte teyzesinin çiftliğine gider.

Küçük bir kasabada bulunan teyzesinin keçi çiftliği başlarda onun için ideal gözükmese de hem çiftlikte çalışanlar hem de kasaba sakinleri ile zaman geçirdikçe yeni hayatını sevmeye başlar.


Kendi Ritminle Dans Et

Yönetmen: Laura Terruso / Oyuncular: Sabrina Carpenter, Liza Koshy, Keiynan Lonsdale, Drew Ray Tanner, Michelle Buteau, Jordan Fisher / Süre: 93 dakika
 


Genç bir kız olan Quinn Ackerman, rüyalarını süsleyen üniversiteye gitmenin yolunu arar.

Ancak onun üniversiteye kabul edilmesi, bir dans yarışmasında göstereceği performansa bağlıdır.

Netflix’in Gençlik Filmleri kuşağında yer alan; Work It adlı, hayatındaki tutkuyu bulma konulu bu neşeli dans komedisinde zeki ama sakar bir lise son sınıf öğrencisi, kendini ve uyumsuz ekibini dans şampiyonu yaparak, merhum babasının mezun olduğu okula girmeye ant içer.

Hayallerine kavuşmak için harekete geçen Quinn, yarışmada en büyük rakipleri ile boy ölçüşmek için bir grup dansçıyı toplar.

Quinn’in artık tek yapması gereken dans etmeyi öğrenmektir.


Muhteşem Güzellik

Yönetmen: Paolo Sorrentino / Oyuncular: Toni Servillo, Carlo Verdone, Sabrina Ferilli, Carlo Buccirosso, Giovanna Vignola, Iaia Forte, Pamela Villoresi, Galatea Ranzi, Franco Graziosi, Sonia Gessner, Giorgio Pasotti, Giusi Merli, Luca Marinelli, Massimo Popolizio, Serena Grandi, Ivan Franek, Roberto Herlitzka, Anita Kravos, Isabella Ferrari, Fanny Ardant, Antonello Venditti / Süre: 142 dakika
 


La Grande Bellezza (The Great Beauty) adlı filmde, Roma’nın büyüleyici ve görkemli atmosferinde yaşayan Jep Gamberdella, 65 yaşına gelmiş ve sıkça geçip giden gençliğini özlemekte olan bir yazardır.

Gençliğinde yazmış olduğu “The Human Camera” ile büyük bir başarı yakalamış ve Roma yüksek sosyetesine kabul edilerek ihtişamlı bir hayat sürmeye başlamıştır.

Hayatı başarılarla geçen Jep, bu süreçte tanıdığı insanların değişimlerine ve insanlıktan çıkma noktasına geldikleri bir krize tanık olur.

Hayallerinde masumiyetini koruyan tek şey ise gençlik aşkıdır. Artık yeniden yazma zamanının geldiğine karar verir...


Nuh Tepesi

Yönetmen: Cenk Ertürk / Oyuncular: Ali Atay, Haluk Bilginer, Hande Doğandemir, Mehmet Özgür, Arın Kuşaksızoğlu / Süre: 109 dakika
 


Cenk Ertürk’ün yazıp yönettiği Nuh Tepesi, babasının ölmeden önceki son dileği olan köydeki “Nuh Ağacı”nın altına gömülme isteğini yerine getirmeye çalışan Ömer’in, ağacın kadim zamanlardan kalma olduğuna inanan köylülerle olan hikâyesine odaklanıyor.

Ömer, eşi Elif’le zor günler yaşamaktadır. Kendisini köşeye sıkışmış hisseder.

Bu sırada yıllardır görmediği babası İbrahim bir gün Paris’ten döner; ölümcül bir hastalığa yakalanmıştır.

Ömer’den kendisini köyüne götürmesini ister. Orada, İbrahim’in çocukken diktiğini iddia ettiği ve ölünce altına gömülmek istediği bir ağaç vardır.

Köydekiler ise bu ağacın Nuh Peygamber tarafından dikildiğine ve altında edilen duaların kabul olduğuna inanırlar.

Ömer babasına mı yoksa köylülere mi inanacağını bilemez. Ömer’in öfkesi her şeyi daha da zorlaştırır.

Bir gün Elif, Ömer’le son bir kez konuşmak için köye gelir. Elif’in ziyareti, baba ve oğulun şiddet ve kan bulaşmış kavgasının seyrini değiştirir.

Aşk öfkeyi yenecek midir?


Saklı

Yönetmen: Michael Haneke / Oyuncular: Daniel Auteuil, Juliette Binoche, Maurice Bénichou, Annie Girardot, Bernard Le Coq, Daniel Duval, Nathalie Richard, Denis Podalydès / Süre: 118 dakika
 


Karısıyla birlikte mutlu ve huzurlu bir hayat süren Georges, bir televizyon kanalında çalışmaktadır.

Bu sıradan yaşamı bir gün kim tarafından gönderildiği belli olmayan bir paketle kabusa dönmek üzeredir.

Paketten çıkan kaset Georges ve ailesinin gizlice çekilen görüntülerinden oluşmaktadır.

Ardı arkası kesilmeyen bu paketler zamanla daha da gizemli hale gelmeye başlar, Georges’u geçmişiyle yüzleşmek zorunda bırakırlar.

Gerilim türünün usta isimlerinden biri olan Michael Haneke’nin imzasını taşıyan Caché (Hidden) hem yönetmenin hem de sinema tarihinin başyapıtlarından biridir.


Şeytanın El Kitabı

Yönetmen: Ashim Ahluwalia, Can Evrenol, Severin Fiala, Veronika Franz, Katrin Gebbe, Calvin Reeder, Agnieszka Smoczynska, Peter Strickland, Yannis Veslemes / Oyuncular: Birgit Minichmayr, Claude Duhamel, Jilon VanOver, Fatma Mohamed, Niharika Singh, Süreyya Küçük, Naz Sayıner, Marlene Hauser, Katrina Daschner, Andrzej Konopka / Süre: 117 dakika
 


“Korku türüne yazılmış bir aşk mektubu” olarak nitelendirilen, ABC’s of Death’in yapımcılarının imzasının bulunduğu yeni bir antoloji korku filmi olan The Field Guide to Evil; Almanya, Amerika, Avusturya, Hindistan, Macaristan, Polonya, Türkiye, Yunanistan olmak üzere sekiz farklı ülkeden, sekiz farklı yönetmenin perspektifiyle türünün farklı örneklerini bir araya getiriyor.

8 yönetmen, 8 ülke ve 8 karanlık hikâye mottosuyla yola çıkan bu Kötülük Kılavuzu; her ülkenin kendi mit ve efsanelerinden beslenen sekiz farklı tüyler ürpertici folklorik kısa hikâyenin birleşimi olan uzun metrajlı bir korku antolojisi filmi.

Genel olarak, içerik ve üslup farklılıkları nedeniyle bütünsel tutarlılığı zayıf, bölümlerden sadece birkaçı başarılı olsa da yine de nispeten zevkli ve ilgi çekici bu film, farklı kültürlerin korku mitleri ile türün takipçileri için harika bir deneyim.
Genel ortalamasını 10 üzerinden 4.5 olarak gördüğüm filmdeki kısaları birbirinden bağımsız olarak puanlayacak olsam, tablo şöyle olur:

Avusturya - The Sinful Women of Höllfall 9/10
Türkiye - Haunted by Al Karisi, the Childbirth Djinn 2/10
Polonya - The Kindler and the Virgin 4/10
Amerika - Beware the Melonheads 1/10
Yunanistan - What Ever Happened to Panagas the Pagan? 3/10
Hindistan - The Palace of Horrors 3/10
Almanya - A Nocturnal Breath 7/10
Macaristan - Cobblers’ Lot 7/10


Victoria

Yönetmen: Sebastian Schipper / Oyuncular: Laia Costa, Frederick Lau, Franz Rogowski, Max Mauff, Burak Yiğit, André Hennicke / Süre: 138 dakika
 


Berlin’e yeni taşınmış ve bu şehrin kurallarına göre yaşamayı öğrenmeye çalışan Victoria, Berlin’de bir gece kulübünde arkadaşlarıyla eğlenmekte olan Sonne ile tanışır ve aralarında hızlı bir çekim yaşanır.

Ancak gece arkadaş grubunun ödemesi gereken eski borç nedeniyle bambaşka bir noktaya sürüklenir.

Victoria Sonne ve arkadaşlarına yardım etmeye karar verir ve maceraya katılır. Ne var ki çılgın bir macera gibi başlayan bu olay, bir kabusa dönüşecektir.

2015 Uluslararası Berlin Film Festivali’nde En İyi Görüntü Yönetimi de dahil olmak üzere 3 ödülü birden kucaklayan Victoria; yaklaşık 140 dakikalık tek bir plandan oluşuyor.

Sebastian Schipper’ın yönetmenliğini üstlendiği bu son derece önemli sinemasal deneyimin başrollerini ise; Laia Costa, Frederick Lau ve Franz Rogowski gibi isimler paylaşıyor.


Yaşamın Kıyısında

Yönetmen: Kenneth Lonergan / Oyuncular: Casey Affleck, Lucas Hedges, Ben O’Brien, Michelle Williams, Kyle Chandler, C. J. Wilson, Tate Donovan, Kara Hayward, Anna Baryshnikov, Heather Burns, Gretchen Mol, Matthew Broderick, Josh Hamilton, Kenneth Lonergan, Stephen Henderson, Erica McDermott / Süre: 137 dakika
 


Manchester by the Sea adlı filmin kahramanı; Lee Chandler, sıhhi tesisat, elektrik, kapıcılık gibi sıradan işler yaparak, tek göz bir evde yalnız başına yaşayan bir adamdır.

Doğup büyüdüğü ama uzun zamandır uğramadığı kentten bir gün acil bir telefon alır; kalp hastası abisi hastaneye kaldırılmıştır ve durum ciddidir.

Lee kafasında endişeler ve soru işaretleri ile yola koyulur ama hastanede onu bekleyen haber hiç de iç açıcı değildir.


Flashback

Vakti zamanında kimi sinemalarda kimi de televizyon ekranlarında seyirciyle buluşan ama şimdi hem çevrimiçi platformlarda hem de televizyon kanallarında bu hafta yeniden gösterime girecek olan 2020 öncesinde çekilmiş diğer filmler şöyle.


Netflix

  • Bay Peabody ve Meraklı Sherman (Mr. Peabody & Sherman, 2014)
  • Gece Vurgunu (Nightcrawler, 2014)
  • Gökyüzündeki Yıldızlar: Bir Av Hikayesi (Stars in the Sky: A Hunting Story, 2018)
  • Hareket Noktası (Action Point, 2018)
  • Karanlığı Çağırıyoruz (We Summon the Darkness, 2019)
  • Kolay Bir Kız (Une Fille Facile / An Easy Girl, 2019)
  • Korkunç Bir Film 5 (Scary Movie V / Scary Movie 5, 2013)
  • Söz (The Promise, 2016)
  • SuperFly (Superfly, 2018)
  • Zaman Yolcuları (Safety Not Guaranteed, 2012)


TRT 2

  • 93 Yazı (Estiu 1993 / Summer 1993, 2017)
  • Düğün Davetiyesi (Wajib / The Wedding Invitation, 2017)
  • Gukuk Kuşu (One Flew Over the Cuckoo’s Nest, 1975)
  • Kraliçe Lear (2019)
  • Mucize (Wonder, 2017)
  • Paterson (2016)
  • Roman J. Israel, Esq. (2017)
  • Serçelerin Şarkısı (Avaze Gonjeshk-ha / The Song of Sparrows, 2008)
  • Türk Telekom’un Dijital Televizyon Platformu Tivibu
  • Aslan Çocuk (The Lion Kid, 2019)
  • Hesaplaşma Zamanı (Grudge Match, 2013)
  • Kaçış Planı 3 (Escape Plan: The Extractors, 2019)
  • Olanlar Oldu (2017)
  • The Gentlemen (2019)

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU