Ayasofya'da bir bayram sabahı: İstanbul'da bayram namazı trendi artık değişti

Camiye çevrilmesi ve halen sıcak olan gündemiyle bu seneki bayram namazının en gözde mekanı Ayasofya Camisi oldu

 

Fotoğraf: Ahmet Bolat/AA

İstanbul'da kılınan bayram namazları pek çok yere göre daha sıradışıdır.

Özellikle Süleymaniye Camisi ve Eyüp Sultan Camisi gibi yerlerde bayram diğer günlere nazaran belirgin farklar ortaya koyar.

O günlerde bu camiler her günkünden farklı bir renge bürünür. 

Eyüpsultan'daki manevi atmosfere namaz sonrası Pier-Lotti Tepesi eşlik ederdi.

DAHA FAZLA OKU

Süleymaniye'de ise fasulyeciler ve Tarihi Yarımada'daki diğer güzel mekanlar… 

Ancak geçen bayramda koronavirüs salgını nedeniyle camilere kilit vurulunca bayram namazları da ortadan kalktı.

Birçok insan aile efradıyla evinde namaza durdu. Kimisi de kılmadı. 

Fakat İstanbul'da bayram namazı trendi artık değişti.

Ayasofya'nın camiye çevrilmesi ve halen sıcak olan gündemiyle bu seneki bayram namazının en gözde mekanı Ayasofya Camii oldu.

Süleymaniye ve Eyüpsultan ise eski kalabalığı ve popülerliği yakalayamadı. 

Ayasofya'daki bayram namazını takip etmek için henüz hava karanlıkken evden çıkıyorum.

Yolda birkaç fırın dışında her yer kapalı. Metrobüse binmek için durağa vardığımda bir sürü insanın o saatte durakta olduğunu görüyorum. Büyük çoğunluğu mülteci…

Güzel ve yeni görünümlü elbiselerini giymişler ve ailecek biniyorlar. Nura ve Abdullah Suriyeli karı koca...

Abdullah-Nura ailesi de benim gibi Ayasofya yolcusu… Neden orayı tercih ettiklerini soruyorum.

Suriyeli Abdullah, bayramın, Allah'ın Müslümanlara bir armağanı olduğunu ve öneminin burdan geldiğini söyleyerek, "Her yer mescit ama sonuçta biz de bir yerlerde bir araya gelip cemaat olmalıyız. Ümmet olmalıyız. Bugün Ayasofya'ya herkes gelecek. Kalabalık olacak. Biz de en güzel şekilde giyindik. İnsanlar biz Müslümanlar izlediğinde bunlar pis, özensiz falan demesin. Bir de Ayasofya yanında başka camiler de var. Parklar da var. Namazdan sonra oralarda gezeceğiz"  şeklinde konuşuyor. 

Cevizlibağ'da tramvaya aktarma yapıyoruz. Ancak buradaki kalabalık da Ayasofya'daki kalabalığa işaret ediyor.

Bindikten sonra yol boyunca tekbirler ve salavatlar eşliğinde yolculuk yapıyoruz. İn bin yapa yapa tekbir nidaları arasında tramvay Ayasofya'ya bizi ulaştırıyor.
 

 

Geçen cuma kadar olmasa da cami bu ilk bayram namazında Ayasofya bir hayli kalabalık. 

Meydanda özellikle Afrikalı, Asyalı ve Ortadoğulu insanların kalabalık olduğunu görüyoruz.  

Pakistanlı, Afganistanlı, Mısırlı, Suriyeli ve Avrupa ülkelerinden gelen Müslümanlar, Ayasofya'da namaz kılmak için heyecanla bekliyorlar.
 

Ayasofya (4).JPG
Fotoğraf: Maaz İbrahimoğlu/Independent Türkçe​​​​​​​


Birçoğu yöresel en güzel elbiseleriyle ve koltuklarına aldıkları seccadeleri ile erkenden gelip yerini alıyor.

Daha geç gelen insanlar ise kendine bir yer bulmak için elinden geleni yapıyor. Ancak erken gelenler çoktan camideki yerini almış bile…

Belediye tek kullanımlık seccadeleri dağıtıyor. Aileler çocuklarıyla, eşleriyle, yakınlarıyla akın etmeye devam ediyor.
 


Polis sayısı oldukça fazla ve yorgun gibiler. Çünkü gerekli tedbirleri almak için buraya geceden gelmişler.

Kimlik sormuyorlar. Aramadan geçtikten sonra cemaatin bulunduğu alanı geziyorum. 
 

Ayasofya (3).jpg
Fotoğraf: Maaz İbrahimoğlu/Independent Türkçe​​​​​​​


Dualar, tekbirler devam ediyor. Kamet gibi ritüeller yerine getirildikten sonra nihayet bayram namazı için ayağa kalkılıyor.

Bilenler bilmeyenlere son bir kez anlatıyor. "İki salla, bir bağla, üç salla, haydi yallah" diye formülize edilen bayram namazına Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde hazır bulunan cemaat, "Uydum hazır olan imama" diyerek namazı kıldıran Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'a uyuyor.

Sağa sola selam verildikten sonra namaz bitiyor. Erbaş, minbere çıkıp hutbe veriyor.

Elinde kılıç ile dargınlıkları yok etme, küsleri barıştırma mesajı veriyor. İçeride olmayıp dışarıda hutbeyi dinleyen ahali onu ekrandan izliyor. 
 

aa.jpg
Ayasoya'nın Müslümanların ibadetine açıldığı gün minbere kılıçla çıkan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, bugün de aynı şekilde hutbe okudu / Fotoğraf: AA)​​​​​​


Hutbe işi tamam olduktan sonra cemaat ayaklanıyor. Kimisi orada bulunan kafelere doğru yol alırken kimisi de camiye girebilmek için sıraya giriyor.

Cami dışında alınan sosyal mesafe tedbirleri içeridekine nazaran biraz zayıf. İnsanlar çorba ve su almak için meydana kurulmuş stantlara doğru gidiyorlar.

Belediye gelen misafirlere Ayasofya hatıralı bez çantaları hediye ediyor. 
 

Ayasofya (2).jpg
Fotoğraf: Maaz İbrahimoğlu/Independent Türkçe​​​​​​​


Namaza Arnavutköy'den gelen Mehmet Bağ, atmosferden ve halkın yoğun ilgisinden memnun.

Buranın Fatih'in fetih emaneti olduğunu belirterek sözlerine başlıyor, "Manevi bağlar eskisi kadar kalmadı. Biz buranın maneviyatından, duasından nasiplenmek istedik. Bu tarz durumlarla insanların ruhsal yönleri gelişiyor. Halkımızın ilgisi çok güzel. Geçen cuma da çok kalabalıktı. Şu an da öyle. Halk çok memnun" diyerek konuşmasını bitiriyor.
 

Ayşe Bağ ile Mehmet Bağ.jpg
Ayşe Bağ ile Mehmet Bağ / Fotoğraf: Maaz İbrahimoğlu/Independent Türkçe


Mehmet Bey'den sonra Ayşe Bağ da söz alıyor. Her zaman buraya gelmek istediğini aktaran Ayşe Bağ, "Çok güzel. Çok mutlu oldum. Burada olmayı her zaman isterim ama Arnavutköy buraya çok uzak. Ama yine de ara sıra geleceğiz inşallah" diyor. 


Bayram namazını kılmak için burayı seçenlerden Çağrı'ya göre de bugünkü atmosfer çok güzel.

'Neden Ayasofya'yı tercih ettiniz' sorusuna ise Çağrı Bey şöyle yanıt veriyor:

Ayasofya önemli bir değerimiz olduğu için ve yeni açıldığı için tercih ettik. Çok yoğun olduğu için belki hastalıktan dolayı sitem edilebilir. Ama yine de güzeldi. beğendim. Bu denli bir kalabalık pandemi sürecinde sakıncalı. Dindar kesimin yeni trendi muhtemelen artık burası olur. Kadınlar da burada rahatça ibadet edebiliyor. Burada onlara özel çok güzel bir bölüm yaptılar.
 

Çağrı.jpg
Çağrı Bey ile Yusuf Bey / Fotoğraf: Maaz İbrahimoğlu/Independent Türkçe


Çağrı'nın arkadaşı Yusuf Bey ise Ayasofya'nın siyasi bir tarafının olduğunu ve insanların burayı daha çok bunu bilerek de tercih ettiğini dile getiriyor:

Ayasofya'da sadece cami olarak değil siyasi bir durum da var. Sadece cami olarak bakarsanız Fatih'te istemeyeceğiniz kadar çok cami var. Buranın, diğerlerinden hem manevi hem siyasi olarak farklılıkları var. Ayrıca bu ilk bayram namazı olduğundan bu kadar kalabalık olduğunu düşünüyorum. Çok kalabalık. Hiç hoşlanmadım. Çünkü hastalık var. Bizim için de aynı eleştiri geçerli. Ben kendim de bu kalabalığa dahil olmuşken gelen cemaati başkaları şeklinde eleştirmem doğru değil.


Meydanı gezerken namaza gelen kadın sayısının bir hayli fazla olduğunu görüyorum.

Bir namazda hem de bayram namazında ilk kez bu kadar yoğun bir kadın kitlesi olduğunu görüyorum. 
 

Ayasofya (1).jpg
Fotoğraf: Maaz İbrahimoğlu/Independent Türkçe


Doğu Türkistanlı Alim Can ise buradaki kalabalığın çok önemli olduğunu ve artık Müslümanların Çin zulmüne yeter demesi gerektiğini düşünüyor.

Ümmetin bölünmesinden Müslümanların zarar gördüğünü ekliyor. 
 

Yılmaz Maral.jpg
Yılmaz Maral / Fotoğraf: Maaz İbrahimoğlu/Independent Türkçe


Yılmaz Maral da tüm dünyanın buraya baktığını o yüzden buranın kalabalık görünmesinin çok önemli olduğuna dikkat çekiyor.

Maral, "Emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Kalabalık mükemmel... Tüm İslam alemi burayı takip ediyor. Sanki yeniden kabeyi almış gibi seviniyoruz" diyerek heyecanlı olduğunu belirtiyor. 
 

Bekir Bey.jpg
Bekir Bey / Fotoğraf: Maaz İbrahimoğlu/Independent Türkçe


Bekir Bey de özünün Osmanlı olduğunu Cumhuriyet'in Avrupa özentisi olduğunu belirtiyor. Fatih'i dedesi olarak gördüğünü ekleyen, Bekir Bey şöyle konuşuyor:

Ayasofya hayalimiz, en yüce arzumuzdu. Fatih dedemizin yadigarıydı. Burası fethin sembolüydü. Fatih burayı camiye çevirdi. Diğer kiliselere dokunmadı. Bunda dikkat etmemiz gereken önemli bir özellik var. Allah bizi özümüze döndürüyor. Örfümüz, adetimiz Osmanlı'dır. Cumhuriyet gayesi Avrupa'ya özentidir. Oysa Avrupa bize özenmelidir. İnşallah bundan sonra yavaş yavaş Osmanlı özümüze döneceğiz.
 

Salih Çırakoğlu.jpg
Salih Çırakoğlu ve ailesi / Fotoğraf: Maaz İbrahimoğlu/Independent Türkçe


Salih Çırakoğlu da kızıyla ve oğluyla beraber gelmiş. Beklediğinden daha güzel ve iç açıcı bir ortam bulduğunu söylüyor. Çırakoğlu, henüz durumu müsaitken burayı bir cami olarak gelip gözleriyle görmek istemiş. "Şimdi burası Hristiyanların önde gelen mabediydi. Şimdiyse Müslümanların önde gelen mabedi oldu. Müslümanlar da bu yüzden bu kadar yoğun rağbet etti. Yerli yabancı fark etmez Müslümanların ilgi göstermesini ona bağlıyorum" şeklinde konuşuyor. 
 

Ayasofya (1).jpg
Fotoğraf: Maaz İbrahimoğlu/Independent Türkçe​​​​​​​


Burayı görmek için İstanbul'a dün gece gelen Afganistanlı Şakila da çok mutlu olduğunu söylüyor. Büyük bir merakla buraya geldiğini aktaran genç kadın, "Kilisenin cami olması Müslümanları mutlu çok etti. Dünyanın her yerinden buraya gelen Müslümanlar da şu an çok mutlu. İnsanlar tıpkı benim gibi Ayasofya'nın camiye çevrilmiş halini merak ediyor ve ilgileniyor" diyor. 
 

Ayasofya (3).jpg
Fotoğraf: Maaz İbrahimoğlu/Independent Türkçe​​​​​​​​​​​​​​


Türk vatandaşlar yavaş yavaş Ayasofya'yı terk edip kendi semtlerine doğru yol alıyor.

Ancak her günleri adeta zehir olan mülteciler, hayatlarını unutup bugünün bayram olduğunu daha hissetmek istercesine oradaki parklarda ve mekanlarda takılmaya devam ediyor. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU