Çin, 2014 yılından beri dijital para ile ilgili çok önemli çalışmalar yapıyor.
Yıllardır bu çalışmalarla ilgili parça parça bilgiler gelirken, dijital paranın mahiyetinin ne olduğunu tam olarak öğrenememiştik fakat çalışmaların her geçen gün daha da hızlandırıldığını biliyorduk.
Hatta dünyadaki birçok devasa şirket çalışmaları endişeyle izlediğini açıklıyordu.
Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg, Çin'in dijital para alanındaki üstünlüğünün tehdit oluşturacağını açık açık ifade etmiş ve ABD’nin buna bir önlem alması gerektiğini dahi söylemişti.
Tarihler 24 Ekim 2019 gününü gösterdiğinde politburo toplantısından çıkan Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, şu açıklamaları yapıyordu:
Blockchain'i önemli bir dönüm noktası olarak görmeliyiz. Ana yolları belirlemeli, yatırımları artırmalı, bazı anahtar teknolojilere odaklanmalı ve blockchain ve sektörel inovasyonun geliştirilmesini hızlandırmalıyız.
Aslında Xi Jinping’in açıklamaları bu işin bitme aşamasında olduğunun ilk işaretiydi zira Çin’de eğer önemli bir iş yapılıyor ya da devlet kadrolarının bir konuya önem vermesi isteniyorsa bu doğrudan Devlet Başkanı’nın direktifleriyle hızlandırılırdı.
Süreç bu şekilde ilerlerken şubat ayında dünya küresel bir salgınla mücadele etmeye başladı ve salgının en şiddetli olduğu dönemlerde, 18 Nisan 2020 tarihinde, Çin'in dijital parasının resmi olarak 4 şehirde test edildiği kamuoyuna ilan edildi.
Ülkenin en büyük bankalarından Çin Tarım Bankası'nın dijital parayı destekleyen uygulamasından ilk görüntüler basına servis edilmiş, testlerin Shenzhen, Xiong’an, Chengdu ve Suzhou şehirlerinde yapıldığı açıklanmıştı.
Son olarak bu ayın başında Çin'in en büyük taksi programı (Çin'in Uber'i) Didi, çok yakında piyasaya sürülecek dijital paranın kullanımı için Merkez Bankası ile anlaştığını duyurdu.
Öte yandan hükümetin yakın zamanda memur maaşlarını da dijital para ile ödeyeceği konuşulan konular arasında.
Dijital paranın resmi olarak piyasaya sunulması ise 2022 Pekin Kış Olimpiyatlarında olacak gibi görünüyor.
Fakat her an daha erken bir tarihte de dijital Yuan’ı piyasada görebiliriz.
Peki, tam olarak nedir bu Çin Dijital Parası?
Parayla ilgili bazı ayrıntılar
Çin’in dijital parasının ismi DCEP (Digital Currency Electronic Payment).
Görüntüleri de ortaya çıkan Uygulamanın dijital para takası, cüzdan yönetimi, işlem takibi ve diğer cüzdanları bağlama gibi özellikleri bulunuyor.
Uygulamada ayrıca barkod tarayarak ödeme yapma, para gönderme gibi özellikler de mevcut.
Aslında tüm bu işlemler zaten Wechat ve Alipay üzerinden yapılıyordu.
Yani Çin Yuan’ı uzun süredir dijitalleşmişti fakat yeni dijital paranın ekstra özellikleri de olacak.
DCEP’nin özelliklerine baktığımızda ne klasik para ne de kripto para olmadığını ikisinin ortasında bir yerde konumlandığını görüyoruz.
Şöyle ki;
DCEP, klasik bir blok zinciri değil, daha çok Dağıtık Defter Teknolojisi (Distributed Ledger Technology- DLT) tarzında bir protokol kullanıyor.
Çin Merkez Bankası’nın para birimine tam erişim ve kontrol sahibi olacağı ifade ediliyor.
Böylelikle Çin’in dijital parasının merkezi olmayan bir ağa sahip olan Bitcoin’den tamamen farklı olduğunu anlıyoruz.
Kısacası Çin yeni bir kripto para çıkarmıyor sadece mevcut parası Yuan’ı dijitalleştiriyor.
DCEP ile diğer kripto para birimleri arasındaki en temel fark, DCEP’nin kaynak bir merkez tarafından kontrol ediliyor olması ve geleneksel kağıt paranın çalışma sistemine benzemesidir.
Ayrıca DCEP madenciliği yapmak da mümkün olmayacak.
Bununla birlikte DCEP, aktarım sırasında cihazların çevrimiçi olmasını gerektirmeyen NFC tabanlı ödeme seçeneklerine sahip olacak. DCEP internet kapsama alanı olmayan alanlarda kullanılabileceğinden, doğrudan kâğıt paranın yerine geçecek.
Merkezi hükümet, dijital ödemeyi (Apple Pay, AliPay ve WeChat gibi) kabul eden tüm satıcıların DCEP'yi de kabul etmesini zorunlu kılacak. Böylece DCEP Çin'de büyük bir kabul görecek.
Bu sayede DCEP dünyanın en çok kullanılan dijital para birimi haline gelecek.
Çin’in amacı ne?
Çin, dijital para teknolojisinde bir numara olmak için dev adımlar atıyor.
Bunu da 5G, yapay zeka ve nesnelerin interneti ile birlikte yürütüyor. Yakında Çin, dünyanın en büyük canlı blockchain altyapısına sahip olabilir.
Nihai hedef ise, Çin’in yeni tür ödeme altyapısında dünya lideri olmasını sağlamak ve doları zayıflatmak.
DCEP eğer Kuşak ve Yol ülkelerinde kullanılırsa Çin, dünya nüfusunun potansiyel olarak yarısının ekonomik faaliyeti üzerinde tam gözetim ve kontrol gücüne sahip olacak.
Zira Kuşak ve Yol ülkeleri dünya toplam nüfusunun yüzde 62’sini bünyesinde barındırıyor.
Üstelik Çin, birçok ülkede dijital ödeme sisteminin yaygınlaşması için ciddi yatırımlar yapıyor. Şimdiye kadar 49 ülkeye girmeyi başardılar.
Türkiye de girmeye çalıştıkları ülkelerden biri. ICBC 300 milyon dolara Tekstilbank'ı satın almıştı ve sistemin başka ülkelerde yaygınlaşması için bankacılığın çok önemli olduğunu biliyoruz.
Çin'in Ankara Büyükelçisi verdiği bir mülakatta, "Türkiye en kısa zamanda Alipay ve WeChat gibi platformları kabul etmeli" sözleri de ayrıca hatırlanması gereken ifadeler.
Çin’in yeni dijital parası doların hegemonyasını kırar mı bilinmez ama artık birçok ülkede Alipay ile ödeme gerçekleştirilebiliyor ve Çin güçlü ilişkileri olan ülkelere kendi ödeme sistemlerinin kullanılmasını neredeyse zorunlu hale getiriyor.
Çin DCEP sayesinde klasik para ile önce kendi bağını sonra ise dünyanın bağını koparmayı düşünüyor. Bunun için pilot ülkeler bile hazırken, Kuşak ve Yol boyunca yaygınlaştırılacak bir DCEP’nin geleceğinin şimdiden parlak olacağını söyleyebiliriz.
Fakat en nihayetinde ABD de Çin’in bu adımlarını uysal bir kedi gibi yerinde oturup izlemeyecektir.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish