Yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan Kakeyileri, 3 seçenek bekliyor

Irak’ta saldırıya uğrayan Kakeyiler, köylerini ve yerleşkelerini boşaltma, özel bir silahlı grup oluşturma ya da devlet tarafından özel bir askeri birlik tarafından korunma seçenekleriyle karşı karşıya geldi

Irak genelinde özellikle "tartışmalı bölgelerde" yerleşik olan Kakeyilere (Kakai) yönelik saldılarda, bu yılın başından beri 35 yerleşke tamamıyla boşaltıldı.

Kakeyi yetkililer, silahlı gruplar tarafından dinlerinin değiştirilmesine yönelik kendilerine baskı yapıldığını belirterek, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden (BMGK) söz konusu saldırı ve baskılara engel olmaları çağrısında bulundu.

IŞİD'in Musul'u işgal ettiği 2014 yılından beri Kakeyi Kürtleri, Musul ve Kerkük bölgesinde Peşmerge Güçleri’yle birlikte savaştı.

Yaşanan çatışmalarda onlarca Kakeyi yaşamını yitirdi.

Son aylarda ise Irak Anayasası'nın 140’ıncı madde kapsamındaki "tartışmalı bölgelerde" yaşanan saldırılarda Kakeyiler ve köyleri hedef alınıyor.
 

Başika Dağı’nda Kakeyi savaşçılar-Reuters.jpg
Başika Dağı’nda Kakeyi savaşçılar / Fotoğraf: Reuters


17 bin dolar karşılığında koruma talebi

IŞİD ve “bilinmediği” söylenilen silahlı gruplar, özellikle Kakeyilere ait köyleri 2014 yılından beri aralıklarla hedef alırken, köylüler bu süre zarfında Peşmerge'nin desteğiyle kendilerini koruyordu.

Sadece Dakuk'ta şimdiye kadar 11 Kakeyi köyünün boşaltılması sonrasında 7 Haziran'da, Irak 45. Tabur, Dakuk'taki Kakeyilere ait köyde, federal polis de ilçe merkezinde konuşlandırıldı.

Ezidiler gibi soykırımla karşı karşıya kalmaktan korkan Kakeyiler, bölgedeki Haşdi Şabi mensuplarının 17 bin dolar karşılığında can güvenlikleri sağlamak amacıyla para talep ettiğini belirtildi.

Kakeyilere ait 14 binden fazla dönüm arazi Araplaştırma politikası çerçevesinde Araplara verilirken, 2014 yılından itibaren en az 42 Kakeyi öldürüldü, 11 Kakeyi'nin de akıbeti bilinmiyor.


Kakeyiler 3 seçenek ile karşı karşıya 

21 Haziran'da Şemsella Goran başkanlığındaki Kakeyi heyeti, Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih ile görüştü.

İsminin açıklanmasını istemeyen ve toplantıda yer alan bir Kakeyi yetkili, Independent Türkçe'ye toplantının içeriğine ilişkin şunları söyledi:

Görüşmede, önümüzde 3 seçeneğin olduğunu söyledik. Ya köylerimiz ve yerleşkelerimizi boşaltacağız, ya özel bir silahlı grup oluşturacağız ve bizi bu konuda destekleyecekler, ya da Cumhurbaşkanlığı tarafından özel bir askeri birlik tarafından bizleri evlerimizde koruyacaklar. Aksi durumda bölgelerimizi terk etmekten başka seçenek bize bırakılmadığını dile getirdik.


Kakeyiler, varlıklarını sürdürmek adına henüz bu 3 seçenekten hangisini tercih ettiklerine karar vermiş değil.

Sadece bu yılın şubat ayından beri Hanekin ve Dakuk'ta 15 Kakeyi öldürüldü, en az 8'i de yaralandı.

Kakeyi temsilcileri Bağdatlı yetkililerin bu duruma engel olmaması halinde bölgelerinde kendilerine yönelik soykırımın gerçekleşeceğinden endişe ediyorlar.

Gelinen aşamada, bölgeye yeterli güç takviyesi zor gözükmeyle birlikte, Kakeyilere ait bir askeri gücün de Irak Başbakanı Mustafa Kazimi tarafından onaylanması gerekiyor. 

Kakeyilere yönelik sistematik bir şekilde gerçekleşen saldırılar hakkında Independent Türkçe’ye konuşan, Methra Yarsan Kültür ve Kalkınma Teşkilatı Sorumlusu Recep Kakeyi ve IKB Parlamentosu’nda Kürdistan Demokrat Partisi'nden (KDP) Kakeyi vekil Liza Kakeyi, Kakeyilerin siyasi amaç doğrultusunda ortadan kaldırılmaya çalıştığı konusunda hemfikir.

Kakeyiler dinlerini değiştirmeye zorlanıyor

Recep Kakeyi, Kakeyilerin özellikle IŞİD’in ortaya çıkması ve 2017 yılı bağımsızlık referandumu sonrası  güvenlik sorunu yaşadığını belirterek, "Peşmerge'nin bölgeden çekilmesi, tartışmalı bölgelerde cinayet ve kaçırma, gasp gibi suçlar arttı. Tabii bu durumdan özellikle bölgede yaşayan biz Kakeyileri daha ciddi etkiledi. Saldırılar IŞİD ve Irak güçleri bünyesindeki Haşdi Şabi mensupları tarafından gerçekleşiyor. Bölgede çiftçilik yapan Kakeyiler’den rüşvet istiyorlar. Adam kaçırıp, fidye istiyorlar. Bu suçların hepsi kurumumuz tarafından tespit edilmiştir" diye konuştu.

Hanekin'de Peşmerge'nin bulunmadığı bölgelerde durumun daha vahim olduğunu vurgulayan Recep Kakeyi, sözlerini şöyle sürdürdü:

Özellikle Kakeyilere ait evler kasten kundaklanıyor. Öldürülüyorlar. Tüm bu suçların IŞİD’in yaptığı söyleniyor, oysa ki bu suçlar Haşdi Şabi mensupları tarafından gerçekleşti.

Geçen ayın 13’ünde Merxas Köyü Muhtarı’nın kaçırılarak, katledilmesi buna örnektir. İran’a bağlı silahlı gruplar yaptı. Bu grupların içinde döneminde Baas’ın içinde olan Araplar ve onların zihniyetindekiler var.

El Kaide’ci olan Araplar, IŞİD gelince IŞİD’çi oldular sonra da Haşdi Şabi’nin içinde yer aldılar. Bunların iki birliği var. Kakeyileri tehdit ederek dinlerini değiştirerek Şii olmaları için zorlanıyorlar.


"Kürtlerin artık bu duruma bir dur demesi gerekiyor"

Recep Kakeyi, "Amaç sadece Kakeyileri ortadan tamamıyla kaldırmaktır. Mesele tamamıyla siyasidir. IŞİD’den sonra Sünnilerin bölgelerine dönmesi engellenerek, yerlerine Arap Şiileri getirdiler. Şu anda ise Kakeyileri tamamıyla bölgeden silmek istiyorlar" diye konuştu.
 

Recep Kakeyi.jpg
Methra Yarsan Kültür ve Kalkınma Teşkilatı Sorumlusu Recep Kakeyi / Fotoğraf: Independent Türkçe


"Bir işgali başka bir işgalle çözmeye çalışıyorlar" diyen Recep Kakeyi, sözlerine şunları ekledi:

Kürtlerin artık bu duruma bir dur demesi gerekiyor. Bugün Kakeyi Kürtleri dinlerinden dolayı bölgelerinden sürgün ediliyorsa, yarın Müslüman Sünni Kürtler, Sünni Kürt oldukları gerekçesiyle bölgeden sürgün edilecekler.

 
"BMGK’nın engellemesi gerekiyor"

Kakeyilere karşı sistematik bir sindirme ve yok etme politikasının yürütüldüğüne işaret eden Recep Kakeyi, "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) yaşananları engellemesi gerekiyor. Böyle bir müdahalenin dahi bir-iki yılı ancak bulacağını düşünüyorum. Halkımız çok çaresiz. Can güvenlikleri korunmadığında mal güvenlikleri de sağlayamıyor. Bağdat ve Erbil yönetimlerinin bu soruna doğrudan çözüm bulması gerekiyor. Yaşananların iki yönetime de kârı yok aksine daha fazla zarar verecektir" ifadelerini kullandı.


"Saldırılar bilinen gruplarca düzenleniyor"

“Bizim büyük bir gücümüz yok. Şehit yakınları Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salihi ziyaret ederek sorunlarına çare bulunmasını talep ettiler. Cumhurbaşkanının yetkisi sınırlı olduğu için Bakanlar Kuruluna konuyu iletti” diyen Kakeyi yetkili, şunları söyledi:

Mevcut durumda öncelikli amacımız halkımızın can güvenliğidir. Yaşanan ihlaller özellikle tartışmalı bölgelerde yaşanıyor, bu nedenle Erbil ile Bağdat hükümetlerinin işbirliği içerisinde bir şekilde bu sorunu çözmesi gerekiyor.

Gerçekten bu iki yönetimde çözüm istiyor mu? bu bizim için önemlidir. 140’ıncı maddenin hayata geçirilmesi halinde sorunlarımızın büyük bölümünün çözüleceğini düşünüyoruz.

Saldırıların bilinmeyen gruplar ya da IŞİD tarafından gerçekleştiğini söylüyorlar. Ancak bir saldırıların bilinen ve İran destekli gruplar tarafından gerçekleştiğini düşünüyoruz.

 
"Bu yılın başından beri 35 yerleşke tamamıyla boşaltıldı"

Irak Kürdistan Parlamentosu Kakeyi Vekili Liza Kakeyi ise, "Halkımıza yönelik terör saldırıları, Irak askerlerinin ve Haşdi Şabi güçlerinin umursamazlığından kaynaklanıyor" dedi.
 

Liza Kakeyi1.jpg
Liza Kakeyi / Fotoğraf: Independent Türkçe


"Tartışmalı bölgelerde" özellikle Hanekin ve Dakuk çevresinde yaşanan saldırıların, Kakeyi Kürtlerine korku aşılayıp kalan köylerin de boşaltılmasına yönelik olduğunu belirten Lisa Kakeyi, sözlerine şunları ekledi:

Bu yılın başından beri Kakeyilere ait 35 köy ve yerleşke tamamıyla boşaltılarak, Kifri ve Kelar’a göç etmek zorunda bırakıldı. En son bir ay önce Hanekin’de yaşanan terör saldırısı nedeniyle 10 parlamenterle birlikte Meclis Başkanlığı’nda bölgenin demografik yapısının değiştirilme çabasından dolayı olağanüstü toplanmasını talep ettik. Ancak yaşanan siyasi anlaşmazlıklar parlamentonun bu konuda toplanmasına da engel oldu.


Liza Kakeyi, "Sayın Irak Cumhurbaşkanı 18 Mayıs’ta Selam Köşkü’nde bölgedeki tanınmış şahsiyetleri ve akil adamları kabulünde bu sorunu çözecekleri sözünü vermesine rağmen şimdiye kadar bu konuda kayda değer bir gelişme yaşanmamakla birlikte saldırılar devam etti" şeklinde konuştu.


Kakeyilik nedir?

Geçmişi 14'ncü yüzyıla kadar uzanan ve Heterodoks bir din olan Kakeyilik, Zerdüştlük ve Şiilik unsurlarını içerir.

Alevilik öğretisine çok yakın olan Kakeyilik, temizlik, dürüstlük, iyilik ve affedicilik temelleri üzerine şekillenmiş bu öğretide yardımlaşma esastır. 

Sultan İshak tarafından yazılan Kakeyilerin kutsal kitabı 200 sayfadan oluşan “Serencam”dır.

Kitabın tamamı Kürtçe’nin Hawrami lehçesinde şiir ve metinlerden oluşur.

Resmi olarak Yarsan olarak bilinen Irak ve Irak Kürdistan Bölgesi’nde “Kakeyi”, İran’da “Ehl-i Heq, Yarsan, Qalzan ve Sincawi”, Türkiye’de “Kızılbaş, Reya Heq, Alevi”, Lübnan’da ise “Dürzi” olarak biliniyor.

Türkiye’de Alevi inancıyla aynı anlamı taşısa da süreç içerisinde yaşamış oldukları siyasi baskılar ve coğrafi kopukluklar nedeniyle bir birinden farklılaşmıştır.

Ağır baskı ve asimilasyon sonucu kendilerini gizlemek zorunda kalan Kakeyilerin dünya genelinde sayısı tam olarak bilinmemektedir. 

Ağırlıklı olarak Kürt kimliğine sahip olan Kakeyiler, Irak’ın genelinde yaklaşık 120 bin nüfusa sahip olup ağırlıkta Kerkük, Diyala, Erbil, Süleymaniye, Germiyan, Halepçe, Musul, Ninova, Bağdat ve Selahaddin’de yaşamlarını sürdürüyor. 

Kürtçe bir kelime olan ve “Kardeş, ağabey” anlamına gelen Kakeyi, bazı yörelerde “Baba” anlamında da kullanılıyor.


Kutsal mezargâh ve mabedleri 

Halepçe’nin Hawar, Eski Hawar ve Deretwe köylerinde dini şahsiyetlerin bulunduğu türbeler.

 Kerkük’te İmam Ahmed Türbesi, Kifri’de “Zawe Şaswar Türbesi”, Hanekin’de “Bawe Mehmi Türbesi” (Bawe Pıllawi), Bağdat’ta Şahe İbrahim ve Ninova’da da 5 mezargâh bulunuyor.

İbadetlerini anadillerinde ve müzik aletleri kullanarak “Cemhane” dedikleri ibadethanelerde yapan Kakeyiler, ibadetlerini kadın erkek ayrımı olmaksızın birlikte yerine getirirken, en belirgin dışsal özelliklerinden birisi de erkeklerin bıyık bırakmalarıdır.

Kakeyiler, inançlarını yaşama ve uygulama imkanları sınırlı olması, yaşadıkları bölgelerde dönemsel çatışmaların yaşanması, azınlık olmanın getirmiş olduğu dezavantajdan dolayı yaşadıkları toplumda gittikçe gözden kayboluyor ve asimle oluyorlar.

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU