AK Parti Sözcüsü Çelik: Salgınla mücadelede alınan bütün tedbirlerin toplam tutarı 280 milyar liraya ulaşmıştır

Çelik, salgın sürecinde 6 milyondan fazla vatandaşa destek sağlandığını bildirdi

Fotoğraf: AA

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadeleye ilişkin olarak bireysel ihtiyaç desteği, esnaf kredisi, işe devam kredisi desteğiyle 6 milyon 755 bin kişiye destek sağlandığını duyurdu.

Çelik, "Bütün bu tedbirlerin toplam tutarı bugün itibariyle 280 milyar liraya ulaşmıştır" dedi.

AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı.

Koronavirüsle mücadele çalışmalarının sürdüğünü belirten Çelik, normalleşme sürecinin pekişmesi ve güçlenmesi için maske, temizlik ve mesafe kuralına iyi uyulması gerektiğinin altını çizdi.

Çelik, zaman zaman medyada bu üç kuralın iyi işletilmediğine dair örneklerin yer aldığına dikkati çekerek, normalleşme sürecinin tersine dönmemesi için maske, mesafe ve temizlik konusunun kritik önemde olduğunu vurguladı.

Hiçbir şeyin geçmediğini, virüs salgınının bitmediğini, hastalığın herhangi bir tedavisinin ya da aşısının bulunmadığını ifade eden Çelik, herkesin dikkatli olması gerektiğini vurguladı.

Salgın karşısında hem tıbbi hem sosyal hem de ekonomide etkin bir mücadele verdiklerini dile getiren Çelik, bunun vatandaşa ulaşma konusunda Vefa Sosyal Destek gruplarının güçlü mücadelesiyle pekiştirildiğini, bu kazanımlara sahip çıkılması gerektiğini kaydetti.

Çelik, Türkiye'nin dünyanın pek çok yerine yardım gönderdiğini hatırlatarak, en son Sırbistan'ın Sancak bölgesinden yardım talebi geldiğini, buradaki insanlara da yardımların güçlü bir şekilde ulaştırılacağını ifade etti.

Türkiye'nin salgın döneminde yeni hastaneler, barajlar, pek çok tesisin açılışını yapan, ulaşım gibi dev yatırımlara imza atan bir ülke olduğunu belirten Çelik, "Bu halen devam ediyor. Yılın ilk 5 ayında sanayi bölgelerimizde 520 yeni fabrikanın faaliyete geçmiş olması müteşebbislerimizin Türkiye'ye güvenerek yolunda ilerlediğinin önemli bir göstergesidir" diye konuştu.

"Rekor başvuru yapıldı"

Salgın sürecinde vatandaşın zarar görmemesi için çeşitli sektörlerin desteklendiğini anımsatan Çelik, şunları kaydetti:

Bütün bu tedbirlerin toplam tutarı bugün itibariyle 280 milyar liraya ulaşmıştır. Bireysel ihtiyaç desteği, esnaf kredisi, işe devam kredisi desteğiyle 6 milyon 755 bin vatandaşımıza, 1 milyon 267 bin esnafımıza ve 205 bin 227 firmamıza toplam 228 milyar 433 milyon finansman desteği sağlanmıştır. Tabi bu dinamik bir süreç. Aynı şekilde avantajlı tüketici kredileri oluşturulmuştur. Pek çok alanda bu avantajlı tüketici kredilerinin yansımaları olmuştur. Reel sektörün daha iyi işlemesi, canlanması için... Bu dinamik süreçle ilgili olarak Hazine ve Maliye Bakanlığımız süreci anlık olarak takip ederek gereken tedbirleri alıyor, gereken teşvikleri oluşturuyor.

Çelik, "1 Milyon Yazılımcı Projesi"ne 7 haftada rekor başvuru yapıldığını dile getirerek, "Bu son derece sevindirici. Gençlerimizin buna gösterdiği ilgi hepimiz açısından sevindiricidir. 616 bin 713 kişiye ulaştı bu. Bu, bu projenin ne kadar doğru ve isabetli bir proje olduğunu gösteriyor" dedi.

Gençlere yeni ve güçlü fırsatlar sağlamak üzere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı "Kişisel Temalı Proje"nin de önemli olduğunun altını çizen Çelik, sivil toplum kuruluşlarını hedef alan projenin 35 milyon lira bütçesinin olduğunu ve gönüllülükten iletişime, spordan, kültür ve sanat faaliyetlerine kadar 8 ayrı başlıktan oluştuğunu aktardı.

Çelik, projeye Gençlik ve Spor Bakanlığının internet sitesinden 1 Temmuz'dan itibaren başvuru yapılabileceğini bildirerek, çok yönlü olarak bu çalışmaları teşvike ve desteklemeye devam ettiklerini söyledi.

"Türkiye'nin terörle mücadelesi hız kesmeyecek"

Terörle mücadelede Pençe Kartal ve Kaplan Operasyonu'nun pek çok operasyonun tamamlayıcısı olduğunu belirten Çelik, terörle mücadele konusunda emniyet güçlerinin, jandarmanın, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bütün unsurlarıyla çok güçlü bir performans ortaya koyduğunu vurguladı. Çelik, özellikle Pençe Kartal Operasyonu'nda Hava Kuvvetleri tarafından 81 hedefin imha edildiğini, 41 teröristin etkisiz hale getirildiğini anlattı. Çelik, Türkiye'nin ulusal ve uluslararası hukuktan aldığı güçle yoluna devam ettiğini söyledi.

PKK, FETÖ ve diğer terörist unsurlara karşı Türkiye'nin mücadelesinin hız kesmeden devam edeceğinin altını çizen Çelik, şehitlere Allah'tan rahmet diledi.

Europol'un hazırladığı "Avrupa Birliği'nde terörizmin durumu ve trendi 2020" raporuna da değinen Çelik, şöyle konuştu:

Uzun zamandır Türkiye tarafından dile getirilen tezlerin bu rapor tarafından teyit edildiği görülmektedir. Özellikle Europol'un raporunda 'terör örgütleri PKK ve DHKP-C'nin Avrupa Birliği topraklarını lojistik üs olarak kullandığı ve buralarda serbestçe faaliyet yapabildiği, propaganda yapıp finansman toplayabildiği şeklinde tespitler' var. Biz, bunu Avrupa'daki muhataplarımıza iletmiştik.

"Terörizmi beslemeye devam ediyorlar"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gerek Başbakanlığı, gerekse Cumhurbaşkanlığı döneminde bu tespitleri raporlar halinde fotoğraflarıyla, delilleriyle ilgililere sunduğunu anlatan Çelik, şöyle devam etti:

Europol bir AB kuruluşudur ve 'AB içerisinde PKK başta olmak üzere terör örgütlerinin rahatlıkla finansman topladığını ve propaganda yaptığını' ifade etmektedir. Hatırlarsınız, PKK terör örgütünü, Belçika'daki bir mahkemenin 'çatışmanın tarafı olarak' tanımlamasından duyduğumuz rahatsızlığı ifade etmiş ve bunu kınamıştık. Bir terör örgütünü çatışmanın tarafı gibi göstermenin ne manaya geldiği son derece açıktır. 'Bu, terörü meşrulaştırmadır, teröre mazeret üretmedir' demiştik. Şimdi bu raporda aynı şekilde bu yaklaşımların ne kadar yanlış olduğunu gösteriyor. Fakat maalesef Türkiye ile hasmane bir ilişki sürdürmek isteyen bazı ülkeler bu raporlardaki tespitleri de dikkate almıyorlar ve terörizmi beslemeye devam ediyorlar.

Çelik, dün Viyana'da Avusturya polisinin PKK terör örgütü mensuplarınca düzenlenen ve Türk bayrağının yakılması şeklinde çirkin eylemlere sahne olan gösteriye izin verdiğini anımsatarak, "Avusturya makamlarını bu terörü himaye etme şeklindeki sistematik davranışlardan uzak durmaya davet ediyoruz. Maalesef Avusturya, Türkiye, İslam karşıtı aşırı sağcı faşist hareketlerin merkezi haline gelmiştir. Avusturya kendi tarihinden ders çıkarmamakta ısrar ediyor" ifadelerini kullandı.

"Sinsi bir politika"

Türk bayrağının yakılmasına tepki gösteren Türk vatandaşlarına Avusturya polisinin sert müdahalede bulunduğuna dikkati çeken Çelik, şunları kaydetti:

Siyasi hesaplarla terörizmi kucaklayan ama vatandaşlarımıza karşı bu şekilde sert davranış içerisinde olan Avusturya polisinin soruşturulmasını Avusturya makamlarından bekliyoruz. Terörizmin kınanması yetmiyor. Türkiye sonuç odaklı, somut, elle tutulur eylemler beklemektedir. Avrupa'da yükselen bu terörizmin... Yeni bir kavram uydurdular aşırı sağı perdelemek için, buna 'yeni sağ' diyorlar. Aşırı sağ daha çok şiddetle öne çıkarken, çok daha ırkçı, kaba yöntemlerle ortaya çıkarken, kendisine 'yeni sağ' diyen bu yapı daha entelektüel birtakım kavramları kullanarak daha sinsi bir biçimde aşırı sağın önünü açmaya çalışan, ideolojik lojistik, ideolojik mühimmat oluşturmaya çalışıyor. Ne yapıyor mesela? Göçmenlere direkt 'karşıyım' demiyor, göçmen düşmanlığı yapmıyor ama Avrupa'daki evsizleri bahane ederek, göçmen düşmanlığını alttan alta körüklüyor.

"Yeni sağ"ın İslam ve Türkiye düşmanlığı yapan aşırı sağın ideolojik perspektifi olduğuna dikkati çeken Çelik, "Bazı siyasilerin görünürde aşırı sağdan uzak dururken, bu 'yeni sağ' ile iş birliği içinde gözükmesinin ne kadar büyük bir yalan olduğunun, Türkiye ve İslam düşmanlığını daha çok palazlandırmaya çalışan sinsi bir politika olduğunun altını çiziyoruz" dedi.

Çelik, Türkiye'nin tespitlerini teyit eden Europol raporundan Avrupa hükümetlerinin gereken nasibi alması temennisinde bulundu.

"Bataklık" operasyonu

"Bataklık" operasyonuna ilişkin değerlendirmede bulunan Ömer Çelik, şöyle konuştu:

Bu uyuşturucuyla mücadele meselesi gündemimizde yer alıyor. Biz MYK olarak da uyuşturucu meselesini Türkiye'nin içerisinde yabancı devletlerin ya da yabancı odakların bir geçiş üssü olarak kullanması meselesini öteden beri takip ederiz. Bu konuda son derece hassas davranırız. Bataklık adı verilen bu operasyon gerçekten ülkemizin içerisinde oluşturulmaya çalışılan bu bataklıkla mücadele konusunda tarihi bir adımdır.

Çelik, bakanlıkların iş birliğiyle MASAK'ın koordinasyon içerisinde uyuşturucu meselesinin üzerine gidildiğini belirterek, "İçişleri Bakanımız tarafından ilan edilen bu operasyonun tarihi niteliği büyüktür. Bundan sonrasında da uyuşturucu satıcılarına, uyuşturucu kullanılmasına karşı tedbirler alarak kesinlikle göz açtırmayacağız" diye konuştu.

Independent'a atıf

Libya'daki gelişmelere değinen Çelik, şunları söyledi:

Darbeci Hafter milislerinden kurtarılan Tarhune'deki toplu mezarlar, uluslararası kamuoyunda geniş bir yankı uyandırdı. BM İnsan Hakları Konseyi Libya'daki insan hakları ihlallerine ilişkin araştırma yapmak üzere bir heyetin ve inceleme misyonunun kurulduğunu ifade etti. Şimdi burada garip olan şudur; Darbeci Hafter'e destek veren Fransa'nın, darbeci Hafter'in işlediği cinayetlere destek veren ve bu toplu mezarların arkasında desteği bulunan Fransa'nın ikide bir çıkıp Türkiye'yi suçlaması... En son Macron yine çıkmış Türkiye'nin bir suç işlediğini ifade ediyor. Sayın Macron'a buradan ifade etmek isteriz; Libya'da suç işleyen sizsiniz. Libya'da tehlikeli bir oyun oynuyorsunuz. Geçmişte Ruanda'da yaptığınız hataların aynısını Libya'da tekrar ediyorsunuz. Bakın İngiltere'deki Independent gazetesi açık bir şekilde yazdı, 'Fransa ve Macron Libya'daki başarısız politikalarını örtmek için Türkiye'yi hedef alan bir politik komedi içerisine düşüyorlar'. Burada eğer bir insanlık suçundan bahsedilecekse hukuka aykırı bir durumdan bahsedilecekse Macron'un arkasında olduğu eylemlerdir hukuka aykırı olanlar.

"Sayın Macron'un dikkat etmesi gerekir"

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a yönelik eleştirilerini sürdüren AK Parti Sözcüsü Çelik, şöyle devam etti:

Sayın Macron'un şuna dikkat etmesi gerekir. Yemen'de 2015 yılından beri süren savaşta sayısız insan hakları ihlalleri raporu olmasına rağmen, Fransa buraya silah satmaya, burada savaşan ülkelere silah satmaya devam etmiştir. Birçok ülkeye silah satmıştır. Hem insan haklarından bahsediyor, insan haklarından bahsederken de aynı şekilde insan hakları ihlallerine sebebiyet veren silah satışına da devam ediyor. Şimdi ne yapıyorlar? Libya'da içine düştükleri durumdan dolayı bir çıkış noktası arıyorlar. Bu çıkış noktasını yine yanlış bulmuş Macron ve bunu Türkiye'ye saldırarak telafi etmeye çalışıyor. Türkiye ne yapmıştır ? Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne destek vermiştir. Hiç kimsenin tanımadığı ve gayrimeşru ilan ettiği Hafter yönetimine destek veren kimdir? Macron'un ve Fransa'nın kendisidir. Savaş suçlarını işleyen Hafter'e kendisi destek vermiştir.

Ruanda'daki 1994 yılında gerçekleşen katliama ilişkin Çelik, şunları söyledi:

1994'te Ruanda'da yaptıkları hatanın aynısını bugün Libya'da yapmaya devam ediyorlar. Kesinlikle o zaman hatırlayın 20. yüzyılın en büyük katliamlarından bir tanesidir 94'te Ruanda'da yapılan. 100 gün içerisinde bir milyona yakın insan öldürüldü. Peki 100 gün içerisinde 1 milyona yakın insanı öldüren bu yönetimin arkasında kim vardı? Yine Fransa vardı. bütün bunları hiç düşünmeden Türkiye'yi suçlamaya kalkmaları üstelik de Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanımıza suç isnat etmeye kalkmaları doğrusunu söylemek gerekirse aynı basiretsizliği göstermeye devam ettiklerini gösteriyor.

"İsrail bütün meşruiyetini yok edecektir"

Çelik, İsrail'in Batı Şeria'daki bazı bölgeleri ilhak planına ilişkin, şunları kaydetti:

Bunun sadece kınamakla bir yere varılamayacağı açıktır. Yani daha öncesinde 1967 öncesindeki statükoyu nasıl yok ettiyse 1980'de Doğu Kudüs'ü, 1981'de Golan Tepeleri'ni nasıl ilhak ettiyse... Sadece protestolarla İsrail'in durmayacağı açıktır. Dolayısıyla burada küresel düzeni yok etmeye dönük bir sonuç doğuracak bir tutum ortaya koyduğunu, bunu herkesin görmesi gerekiyor. Uluslararası düzenin temellerini tamamen sarsacak bir adımdır Batı Şeria'nın ilhakı. Buna karşı etkili bir şekilde eylem ortaya koyacak bir şekilde dünya ayağa kalkmazsa kademe kademe İsrail uluslararası düzenin tamamını, bütün meşruiyetini yok edecektir. Bakın 25 Avrupa ülkesinden bine yakın parlamenter ortak bir bildiri yayınladılar ve İsrail tarafından Batı Şeria'nın ilhakıyla ilgili endişelerini dile getirip bunun çok sıkıntılı sonuçları olacağını, çok kötü sonuçları olacağını Avrupa liderlerinin ortak tepki vermesi gerektiğini ifade ettiler. Tüm dünyanın buna tepki vermesi gerekiyor. Uluslararası hukukun temel ilkelerini yok sayan bir İsrail hükümeti ile karşı karşıyayız.

 

Independent Türkçe, ajanslar

DAHA FAZLA HABER OKU