İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 27-28 Haziran tarihlerinde Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) girecek 30 öğrenciyle, Florya’daki Başkanlık Konutu’nun bahçesinde bir araya geldi.
İmamoğlu, “İlk defa İBB olarak 30 bin gence biz burs verdik. Bunu 75 bine kadar çıkartmak istiyoruz” dedi.
Onur Sezer adlı öğrencinin belediyenin bir platform oluşturarak öğrencilerin ellerinde kalan kitap ve defterleri bağışlama yönündeki önerisine İmamoğlu, “Çok sıcak ve değerli bir öneri. Buna müdürümüz, daire başkanımız mutlak baksınlar ve bu çağrınızı biz bir modele dönüştürelim” diye karşılık verdi.
“75 bine çıkartmak istiyoruz”
İmamoğlu şunları kaydetti:
Onun için ilk defa İBB olarak, 30 bin gence biz burs verdik. Bunu artırmak istiyoruz. 75 bine kadar bunu çıkartmak istiyoruz. Bizim nüfusumuza kayıtlı olan, başka bir şehirde de okusa fark etmez, gençlerimize bu imkanı sağlıyoruz. Türkiye’de öğrencilere dönük en ucuz ulaşım imkanı İstanbul’da; 50 lira. Biz, sadece öğrenci değil, aynı zamanda üniversiteyi kazanmayan öğrencilere de belli bir süreye kadar bu karttan faydalanma imkanını da ekledik. Bunun gibi birçok konu var gençleri önceleyen. Bu hassas düşünceyi de bu kulvara eklemiş olmak bizi memnun etti. Teşekkür ederim.
Hortum sorusu
Kutay Şahin adlı öğrencinin “Bir senelik başkanlık döneminizde yağmur suları için yaptığınız çalışmalar ortadayken, en ufak bir doğal afeti bile size bağlayanlar, bunun hakkında tweet atanlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Biz, gençlik olarak bunlara gülüyoruz ama sizin de tepkinizi merak ediyoruz. Hortumu bile size bağlayanlar hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusuna İmamoğlu gülerek şu yanıtı verdi:
Siz ne düşünüyorsanız, ben de onu düşünüyorum. Siyaset, Türkiye’de ne yazık ki çok kirli bir alana dönüştü. Çok üzülüyorum. Ben, bu dilin asla bir parçası olmayacağım. 10 sene önce siyasete karar verdiğimde, tamamen bu tarz siyaseti yapanlarla mücadele etmek için yola çıkmıştım. Hiçbir gün de vazgeçmedim. Siyaset; bir meslek değil, bir görevdir. İnsanlar size o görevi veriyorsa, yapabiliyorsunuz. Kimse mülk sahibi değil. İstanbul benim mi, Allah aşkına? Bakın ne diyoruz; ‘İstanbul Senin’ diyoruz, 16 milyon insanın. Bu tür makamları kendisinin kabul eden akıl, o tür yorumlar yapıyor işte. Her yer onun zannediyor. 83 milyon insanın varlığından bahsediyoruz. Hatta bazı kavramlar, bütün insanlığa aittir. Sizin bir şehirde doğaya zarar verdiğiniz bir şey, bütün dünyaya zarar verebiliyor. Ben, öyle bakıyorum sürece. İstanbul’da bir iş yaparken; 10 yıl, 20 yıl, 30 yıl, 50 yıl sonra bile, ‘Ne güzel yapılmış’ desinler istiyoruz. Onun için ‘ortak akıl’ diyorum, onun için ‘Hep beraber düşünelim’ diyorum. Şanslıyız. Bu şehrin insanları çok zeki. Böyle bir insan kaynağını kullanmayanda eksiklik var. Bu dili kullananlar; bulunduğu makamları, mevkileri, konumları kendine ait zannediyor. Hayır. Ben, İstanbul’a ait bir süreci yönettiğimin farkındayım. Dolayısıyla, çok azalacak sayıları.
Independent Türkçe