Yeni Zelanda’da 2 camiye saldırı düzenleyerek 50 kişiyi öldüren 28 yaşındaki Brenton Tarrant mahkemeye çıkarıldı ve 5 Nisan’a kadar gözaltında tutulmasına karar verildi. Tarrant bu süreçte kefalet talebinde bulunmadı. Mahkeme saldırgan için bir avukat görevlendirdi. Tarrant’ın mahkemenin kendisi için atadığı avukatı azlettiği ve kendi savunmasını kendisinin yapacağı belirtildi.
"Propaganda için kullanabilir"
Tarrant’ın azlettiği avukat Peters Yeni Zelanda medyasına konuştu:
“Aşırı görüşlere sahip ancak bana akıl sağlığı bozuk ya da zorluklarla mücadele etmiş biri gibi gelmedi, Tarrant’ın mahkemedeki durumunu fikirlerini tanıtmak ve kendini göstermek amacıyla kullanabileceği riski var.”
Yeni Zelanda polisi de ülkedeki güvenlik durumu ile ilgili yeni bir açıklama yaptı. Yeni Zelanda Polis komiseri Bush’un açıklamasını Reuters geçti:
“Biz saldırganın tek başına hareket ettiğine inanıyoruz. Fakat bu, ona destek veren başkalarının olmadığı anlamına gelmiyor. Ülke çapındaki tehlike seviyesi hala yüksek.”
"Tarrant cezaevinde tehlikede"
Ülkenin en yüksek tirajlı gazetelerinden New Zealand Herald bir cezaevi uzmanının görüşünü haberleştirdi.
Uzmana göre, Christchurch’taki terör saldırısında suçlanan Tarrant hapishanede “en çok hedeflenen kişi” olacak.
Canterbury Üniversitesi kriminoloji profesörü ve eski mahkum Greg Newbold, “Söz konusu kişi cezaevinde büyük tehlike içinde” dedi:
“Tarrant beyaz ırkın üstün olduğuna inanıyor. İçeridekilerin çoğu ise beyaz olmayan kişiler. Ona karşı çok kızgın olabilirler. Kolayca öldürülebilir.”
Newbold, Tarrant’ın 5 ila 10 yıl yalnız başına bir hücrede tutulmasının mümkün olabileceğini söyledi.
Gözaltı memuru Neil Beales ise Tarrant’ın 24 saat gözlem altında özel bir güvenlik tesisinde tutulduğunu doğruladı ve yargılanması için bekletildiğini söyledi.
Herald haberinde “siyahi bir çete üyesi” olarak tanımladığı bir kişinin sözlerine de yer verdi. Habere göre çete üyesi, “İçeride arkadaşlarımız” var diyerek üstü kapalı tehditte bulundu.
Tarrant'ın ailesi korumaya alındı
Brenton Tarrant'ın ailesi de sessizliğini bozdu. 81 yaşındaki anneanne Marie Fitzgerald, "Ailemizden birisinin böyle bir şey yapmış olmasını hazmetmek çok zor. Aileler için, ölenler ve yaralananlar için çok üzgünüz" dedi.
Tarrant'ın Avustralya'da yaşayan İngilizce öğretmeni olan annesi Sharon ve kız kardeşi Lauren ise polis korumasına alındı.
Avustralya basını, Tarrant'ın öğretmen olan annesi Sharon'ın haberi, İngilizce dersinin ortasında okul müdüründen aldığını, anne ile kardeşi Lauren'in polis tarafından özel olarak korunduğunu da yazdı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Yeni Zelanda’da
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, saldırının yapıldığı Christchurch kentine gitti. Oktay ve Çavuşoğlu Al Noor Camii'ne hayatını kaybedenler anısına çiçek bıraktı, yaralıları ziyaret etti, gazetecilere açıklama yaptı:
"Terörist Müslüman değil ama biz Hristiyan terörü demiyoruz, demeyeceğiz de. Birisi derse de biz reddedeceğiz. Biz bu terör eylemini, tek bir kişinin yapabileceğine inanmıyoruz. 74 sayfalık adına manifesto denen şey, Cumhurbaşkanımızı doğrudan hedef alıyor. Böyle bir dokümanın bir kişi tarafından hazırlanıp eylemin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını düşünüyoruz. Gerekli çalışmalar yapılıyor."