Hakkari’nin Çukurca İlçesi, Urartu Uygarlığı’nın ilk yerleşim yerlerinde biri olarak biliniyor.
Çukurca tarihi boyunca “Mir” denilen bir yönetimle idare edildi.
10 binlik bir tarihe sahip olan Çukurca, Hurriler, Urartular, Abbasiler, Selçuklular ve Osmanlılar tarafından yönetildi. Birinci Dünya Savaşı'nda, Çukurca kent merkezi yakılıp, yıkıldı.
Türkiye, İran ve Irak üçgeninde bulunan Çukurca, 1926 yılında Türkiye topraklarına dahil edildi.
Doğa ve tarihin iç içe olduğu Çukurca ilçesini her yıl birçok kişi tarafından ziyaret ediliyor.
Tarihi bir geçmişe sahip olan Çukurca ilçesinde özellikle kent merkezinde bulunan tarihi taş evleri ile kalesi, ilçenin en önemli turizm yerlerin başında geliyor.
Çukurca kent merkezine hakim bir tepede bulunan Çukurca Kalesi ve evlerinin yapılışının üzerinden yüz yıllar geçmesine rağmen heybetini hala koruyor.
Hem Çukurca Kalesi hem de taş evlerin büyük bölümü yıkılmış durumdaydı. Başlatılan restorasyon çalışmasıyla, Çukurca tarihi yeniden gün yüzüne çıkarılmayı hedefleniyor.
Tarihi evler restore ediliyor
Cumhuriyet Mahallesi'ndeki tarihi kale evlerinin turizme kazandırılması amacıyla Çukurca Belediyesi ve Doğu Anadolu Projesi (DAP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, yaklaşık 1,5 yıl önce çalışmalara başladı.
İl Kültür Turizm Müdürlüğü tarafından birinci derece sit alanı olarak tescillenen ve sivil mimarinin en güzel örneklerinden olma özelliğini taşıyan toplam 21 kale evden 7'si, bu yıl sonuna kadar tamamlanacak.
Turist çekecek
Restore dilecek bu evler, daha sonra kafe, restoran, sosyal donatı alanları ve butik oteller gibi yeni yaşam alanlarını oluşturacak.
Restore çalışması tamamlandığında her yıl binlerce turistin Çukurca’ya geleceği ifade ediliyor. Turizmin canlanması ile birlikte hem Çukurca esnafı hem de vatandaş, ekonomik olarak rahatlayacak.
"Restore edelere minnettarız"
Gezmek amacıyla Çukurca’ya giden dağcı, doğa sporcusu ve fotoğrafçısı Mazlum Tekçe, tarihi çukurca evlerine hayran kaldığını söyledi.
Restorasyon çalışması yapanlara “minnettar” olduklarını dile getiren Tekçe, “Gerçekten çok güzel bir proje. Bu restorasyona kim vesile olduysa destek ve katkılarından dolayı minnettarız. Çukurca’nın eski kaymakamının çok büyük destek ve girişimleri oldu. Yeni dönemde gelen yönetime kaldı, onlarda devam ediyorlar” dedi.
"Bu tarihi herkes mutlaka görmeli"
Çukurca’nın geçmişini ve tarihini yeniden gün yüzüne çıkartıldığını belirten Tekçe, “Tarihi taş evlerinin restore ile Çukurca doğasına uyumlu bir şekilde muhteşem bir görüntü ortaya çıkmış durumda. Daha önce taş yığınlarından ve görüntü kirliliğimden uzak muazzam ve güzel bir görsel kazandırılmış. Şimdiden insanlar Çukurca’ya gitmek için sabırsızlanıyorlar” diye konuştu.
"Ayrıca Çukurca bölgesinde bulunan Mar Şalito ve Mar Abdişo kiliselerinin de restorasyonu yapılmasını istiyoruz" diyen Tekçe, şu çağrıda bulundu:
Buradan çağrı yapıyorum: Bölgeyi merak edenler mutlaka buraya gelmeliler. Restorasyonla birlikte daha önce Çukurca’ya gelenler mutlaka bir daha gelecekler. Ben gelip gördüm ve hayran kaldım. Bu yüzden herkes gelip Tarihi Çukurca kalesini, taş evlerini, değirmenlerini ve doğal güzelliğini görmesi istiyoruz..
"Görülmesi gereken yerlerin başında geliyor"
Tarihini ve doğasını görmek için Çukurca’ya gelen Dilan Orhan ise, bölge tarihine ve doğasına hayran kaldığını belirtti.
Doğa ile tarihin bir arada olduğu başka böyle bir yer daha görmediğini belirten Orhan, restore çalışması ile tarihin tam anlamıyla gün yüzüne çıkacağını vurguladı.
Çukurca Kalesi ile ve taş evlerinin, kent merkezine hakim bir tepede kurulduğunu dile getiren Orhan, “Restore ile buraya gelen insanlar, hem tarihi ve doğayı bir arada yaşayacak hem de hakim bir tepede tüm bölgeyi seyretme imkanı bulacak. Bu yüzden, burası görülmesi gereken yerlerin başında gelmeli. Bende daha önce geldim, bir daha gelmeyi düşünüyorum” dedi.
Yörede bulunan esnaf ve vatandaşlar ise şimdiden ilçenin canlanmasının kentleri için çok iyi olduğunu ve bu durumdan çok mutlu olduklarını dile getirerek herkesi ilçeye gelmeleri için çağrıda bulundu.
© The Independentturkish