Yarın Ramazan Bayramı’nın ilk günü...
Her yıl milyonlarca Müslüman, sabahın erken saatlerinde soluğu camilerde alırdı.
Cemaat orada önce iki rekâtlık bayram namazını kılardı. Ardından imam minbere çıkıp hutbeyi okurdu.
Sonrasında da insanlar birbirini tebrik ederek bayramlaşmaya başlardı.
Fakat bu sene koronavirüs salgını nedeniyle işler değişti.
Devlet, arefe gününden başlamak üzere dört günlük sokağa çıkma yasağının uygulanacağını duyurdu.
Böylece ilk kez bir bayramda camiler kapalı olacak ve bayram namazı camilerde kılınmayacak.
Diyanet İşleri Başkanlığı konuyla ilgili “Bu yıl maalesef milletçe büyük mücadele verdiğimiz Kovid-19 salgını sebebiyle camilerimizde bayram namazı kılınmayacaktır” açıklamasını yaparken Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanvekili Zeki Sayar, "Müslüman kardeşlerimize tavsiyemiz, bayram namazı vaktinde evlerinde iki veya dört rekat 'duha namazı' kılınması. Böylece bayramı ihya etmiş olurlar" ifadelerini kullandı.
Peki, evde bayram namazı kılınıyor mu? Kılınıyorsa nasıl kılınmalı?
Independent Türkçe’ye konuşan ilahiyatçıların hepsi bayram namazının cemaatle kılınması konusunda hemfikir. Ancak bazıları namazın evde kılınabileceğini söylerken, bazıları ise kılınamayacağını belirtiyor.
Emekli Müftü İhsan Özkes, pek çok İslam ülkesinde bayram namazının meydanlarda ve namazgahlarda kılındığını, oralarda kadınların erkekler kadar bu namaza iştirak ettiğini belirterek söze başlıyor.
Hanefi fıkhına göre cemaatin üç kişiden meydana geldiğini, bayram namazının toplu kılınan bir namaz olduğunu hatırlatan Özkes, "Peygamberimiz döneminden bugüne gelen uygulama tamamen camilerde kılınan namaz şeklinde oldu" dedi ve ekledi:
Ben iki yıl Mısır’da kaldım. Orada dört bayram namazı kıldım. İki Kurban, iki de Ramazan Bayramı namazı. Meydanlarda kıldık. Mısır’da halen meydanlarda kılınır namaz. Geleneklerimizin ötesinde kadınlar da iştirak eder. Gerçekten coşkuyla, bayram sevinciyle kılınır.
Osmanlı’da da namazgah kültürü vardı. Ben Siinop-Gerze’de 1981’de görev aldım. Orada da 5 köyün buluştuğu yerde bayram namazı kılınan yer vardı. Bayram namazı ya 3-5 köyün toplandığı yerde kılınır ya da Mısır’da olduğu gibi meydanlarda kılınır. Ama şimdi korona münasebetiyle camilerde kılınmayacak.
"Olur demek zor; fakat toplumsal bir cemaat olduğu için kılabilir"
Evinde namaz kılacak bir Müslüman'a kimsenin "Niye kıldın?" demeyeceğini vurgulayan Özkes, "Kabul edecek makam Allah’tır. Bayram Hanefilerde vacip, diğerlerinde sünnettir. Dolayısıyla bir kişi kendi ailesinde ve mekanında önlemlerini alarak bayram namazı kılsa olur mu? Olur demek zor; fakat toplumsal bir cemaat olduğu için kılabilir" ifadelerini kullandı.
Diyanet'in kılınmasını tavsiye ettiği Duha namazına Anadolu’da 'kuşluk namazı' dendiğini aktaran Özkes, hanefilikte iki kişi ve imamdan oluşan üç kişilik bir topluluğun cuma namazında cemaatten kabul edildiğini söyleyerek "Çünkü Peygamber Efendimizin '2 kişinin üzeri cemaattir' diye bir hadisi vardır. Bu hadise binaendir cemaat sayısı. Ama diğer mezhepleri bilmiyorum. Burada önemli olan niyettir" dedi.
Bulaç: Zaruretler mahsurları giderir; evde kılınabilir, hiçbir mahsuru yok
İlahiyatçı yazar Ali Bulaç da evde namaz kılmanın uygun olduğunu söylüyor. Bulaç'a göre de üç kişinin bir araya gelmesiyle cemaat meydana geliyor.
Evlerde namazın kılınmasının uygun olduğunu kaydeden Bulaç, “Üç kişiyi bir araya gelirse bayram namazını kılabilirler. Zaten hutbe de sünnet olduğu için salavat getirmeleri yeterlidir. Önemli olan iki rekat bayram namazını kılmaktır. Evde de kılabilirler. Hiçbir mahsuru yok” dedi ve kendisinin de çocuklarıyla beraber namazı evde kılacağını sözlerine ekledi.
Bu bayramın diğer bayramlara nazaran görsel olarak biraz farklı olduğunu kaydeden Bulaç, “Namaz, kalabalık cemaatle kılındığında daha fazla manevi haz gelirdi. Ama şimdi salgın var. Zaruretler mahsurları giderir. Dolayısıyla burada hayati durum söz konusu olduğundan evde kılınmasında mahsur yok. Sevabı da inşallah aynı olur” diyerek sözlerini bitirdi.
Eliaçık: Evde bayram namazı olmaz; cemaatle kılınması gerekir
İlahiyatçı yazar İhsan Eliaçık ise bayram namazının Kur’an’da yer almadığına vurgu yaparak sözlerine başladı.
Salgın tedbirleri kapsamında bu namazın kılınmamasının doğru olduğunu kaydeden Eliaçık, bunun yerine insanların fakir fukaraya yardım etmesinin önemli olduğunu belirtti.
Eliaçık, “Bayram namazı konusunda mezhepler arasında çeşitli ihtilaflar var. Cuma namazı Kur’an-ı Kerim’de geçer. O bile kılınmıyor. Bayram namazı sünnet veya müsteab olarak geçer. Kur'an'da yer almaz. Cemaatle kılınması gereken bir namazdır. Cuma gibi yani… Evde bayram namazı olmaz. Cuma namazı gibi cemaatle kılınması gerekir” diye anlattı.
"İnsanların bayram namazını kılmadığı için günaha girmesi gibi bir şey söz konusu değildir" diyen Eliaçık, "Salgın zamanında cuma namazı kılınmadığı gibi, Hac yapılmadığı gibi, teravih kılınmadığı gibi bayram namazı da kılınamıyor" değerlendirmesini yaptı. İnsanların bildikleri, tanıdıkları dayanışma ve yardımlaşma kampanyalarına destek olması tavsiyesinde bulundu ve "Kur’an’dan anladığımız budur" dedi.
"Bayram namazı erkeklerin selamlaştığı ve tebrikleştiği bir şeye dönüşmüştü"
Bir başka ilahiyatçı yazar Hidayet Şefkat Tuksal ise, bayram namazının evde kılınmasının güzel bir başlangıç olduğu görüşünde.
Hz. Muhammed zamanında bayramların, bayram namazıyla başladığını ve kadın-çocuk herkesin katıldığını söyleyen Tuksal, günümüzde bayramların başlangıç noktasının camiler olduğunu, camilerin de "erkek cemaate haczedilmiş durumda" olduğunu söyledi.
Yurt dışındaki camilerde hem cuma hem de bayram namazlarının topluca ifa edildiğini, kadınların namazadan sonraki etkinliklere de katıldığını vurgulayan Tuksal, şöyle devam etti:
Ancak Türkiye'de kadınlar, bayram namazına gitmiyor. Bayram namazı erkeklerin selamlaştığı ve tebrikleştiği bir şeye dönüşmüştü.
Bayram namazını evde kılarsak güzel bir başlangıç yapmış oluruz. Ziyaret falan da olmayacak zaten. Bayrama has hiçbir şeyin olmadığı bir bayram bu... En azından bayram namazı olsun diyorum.
"Bir kişi ailesiyle veya tek başına da kılabilir; Hanefilerde vacip, Şafilerde sünnettir"
Din Alimleri Derneği’nden Ekrem Baran da Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada Şafii mezhebinde insanların evlerinde bayram namazını kılmasının caiz olduğunu söyledi.
Baran, “Bir kişi ailesiyle veya tek başına da kılabilir. Hanefilerde vacip bizde sünnettir. Kılma şekli farklıdır biraz. İlk rekatta yedi defa tekbir getirilir. İkinci rekatta ise beş tekbir var. Yine camilerde normalde bayram namazı öncesi hutbe okunurdu. Ancak bu zorunlu değil” dedi.
Hutbe için de konuşmasına küçük bir anekdot ekleyen Baran, sözlerini şöyle tamamladı:
Peygamberimiz döneminde hutbeler namazdan sonra okunurmuş. Ancak Hz. Ömer zamanında uygulama değişmiş. Önce hutbe sonra namaz şeklinde uygulanmaya başlanmış.
© The Independentturkish