Trump'ın megalomanisi ve Johnson'ın beceriksizliği koronavirüs ölümlerini artırdı

Nativist demagoglar, var olmayan tehditleri abartma uzmanı oldukları için gerçek kriz dönemlerinde sahip olunacak en kötü liderlerdir

Her iki lider de salgınla mücadele yöntemleri nedeniyle eleştiriliyor (AP)

ABD ve Birleşik Krallık (BK) koronavirüs pandemisiyle mücadelede en kötü performansı sergileyen dünya devletleri oldu. Dünya genelinde Kovid-19 sebebiyle yaşamını yitiren 300 bin kişinin üçte birinden fazlasını Amerikalılar ve Britanyalılar oluşturuyor. Bu insanlar, hükümetlerinin hastalığın yayılmasına karşı verdiği yavaş ve beceriksiz yanıtın bedelini canlarıyla ödüyor.

Her iki ülkenin de bu aşırı ölümleri açıklayan bariz ortak noktaları var: Donald Trump ve Boris Johnson, kendi icat ettikleri ya da abarttıkları krizlerin tam tersini teşkil eden gerçek krizlerle başa çıkmada değil, seçim kazanmada ustalaşmış nativist (yerli halkı yabancılardan üstün tutma yaklaşımını benimseyen -ed.n.) demagoglar. Uzun süredir bu iki adamdan herhangi birinin ulusal lider olmasının felakete yol açacağını öngören eleştiriler geliyordu ve nihayet bu gerçekleşti.

Trump'ın ve sonrasında Johnson'ın gerçek krizlerden uzak durdukları sürece göründüklerinden daha güvenli olduğunu düşünmüştüm. Trump vakasında, öncelikle savaşları, büyük olasılıkla Ortadoğu'dakileri düşünüyordum. İran'a yönelik sergilediği tüm sözlü harbe karşın işi son üç yıl boyunca topyekûn askeri bir çatışmaya vardırmaktan kaçındı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Johnson'a gelince, düşe kalka idare edeceğine ve eğer gerçek bir kriz yaşanacaksa bunun anlaşmasız bir Brexit'le ilgili olacağına inanıyordum. Kendisi ünlü zaferleri ilan ederken U dönüşleri yapmak ve geri çekilmek gibi bir sicile sahip olduğu için bu pek olası görünmüyordu: BK hükümeti geçen hafta, Kuzey İrlanda'yla BK'nın geri kalanı arasında sınır kontrolleri uygulanacağını sessiz sedasız kabul etti. Halbuki Johnson bu konuda geçen yıl ekim ayına ait Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılma anlaşmasının bedeli olarak ödün vermeyi defaatle reddetmişti.

Trump ve Johnson'ın karakterlerini ve davranış kusurlarını birçok insanın hayatına mal olan ölümcül başarısızlıklara dönüştüren şey pandemi oldu. Her ikisi de nativist korkuları ve hırsları ustaca sömürerek, hem içeride hem de dışarıda yabancıları günah keçisi ilan ederek iktidara yükselmişti. Yalan ve fantezi ticaretini başarıyla sürdürürken birdenbire son derece tehlikeli bir gerçeklikle boğuşmak zorunda kalan bir çift dolandırıcıya benzediler.

Graham Greene'in Havana'daki Adamımız (Our Man in Havana) adlı romanında, Castro öncesi Küba'da elektrikli süpürge satan arkadaş canlısı Britanyalı bir işadamı, yüksek maaşlı bir grup hayali gizli ajan uydurarak MI6'i (BK dış istihbarat teşkilatı -ed.n.) üçkağıda getirir. Büyütülmüş elektrikli süpürge çizimlerini gizemli kitle imha silahlarına aitmiş gibi tanıtır. Kazara dolandırıcılığa yönelmiş biri olarak başının beladan uzak durduğuna inanır. Zira ortada ne ajanları ne de bu kişilerin keşfettiği bir sır vardır. Böyle hissetmesinin asıl nedeniyse hayal gücüne inanan insanların bulunmasıdır. Ancak kendisini beklenmedik biçimde, gerçek hayattaki insanların ölmeye başladığı tehlikeli bir hakikatin içinde buluverir.

Trump ve Johnson'ın her ikisi de Greene'in dolandırıcısı gibi kendilerini aniden kurgusal değil gerçek bir krizle baş etmek zorunda buldu. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde bu gerçek krizle mücadelede açıkça yetersiz kalıyorlar ve netice, yüksek gelişmişliğe sahip ülkelerinin ölü sayısında dünyada başı çekmesi oluyor. Gerçek anlamda ölümcül koronavirüsle mücadelede sadece Almanya ve Güney Kore gibi güçlü ve iyi kaynaklara sahip devletlerden değil, Avrupa'daki Slovakya ve Hindistan'daki Kerela gibi yoksul ve zayıf olan yerlerden de daha kötü bir performans sergiliyorlar.

İki lider de zorluğu kabul edip bu işin üstesinden gelemedi. Bunun yerine baskı altında daha çok aşikar olan husus, kişiliklerinin en olumsuz ve zarar verici yönleri oldu. Trump her zaman için bencil, yalancı ve otoriter biriydi ama son 5 ayda gözle görülür biçimde atıp tutan bir megalomana dönüştü.

Kendi payına Johnson da bazen Shakespeare'in Falstaff'ını bazen de 1940'ların Winston Churchill'ini taklit eden karmaşık bir oportünistti. Ancak mevcut felaket, Johnson'ın zayıf muhakemesi ve gerçekleri küçümsemesinden böylesine ölümcül bir kombinasyon çıkardı.

Trump ise daha da olağanüstü bir performans sergiledi: Salgının ciddiyetini uzun süre reddetti, salgına karşı önlemleri koordine etmeye ayak diredi, tedaviye dair kaçık fikirlerini halka duyurdu, virüsle mücadele etmeye çalışan uzmanları ya görmezden geldi ya da kapı dışarı etti. ABD devleti için çalışan bir bilim insanı olan ve bir zamanlar koronavirüse karşı aşı geliştirmek gibi kritik bir görevin başında bulunan Rick Bright geçen hafta Kongre'de verdiği ifadede nasıl kovulduğunu anlattı. Bright işten atılmasının sebepleri arasında, Trump'ın bilimsel kanıt olmaksızın Kovid-19'un panzehiri olarak öne çıkardığı bir sıtma ilacına onay vermeyi reddetmesini de saydı.
 


ABD'nin başlıca kamu sağlığı kurumu olan Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (CDC) bir zamanlar sıtma ve çocuk felciyle mücadelede hayati bir rol oynamıştı. Ancak söz konusu kurum bugün Trump'ın atadığı ve 1980'lerde Pentagon'un HIV-AIDS mücadelesine tartışmalı bir şekilde başkanlık etmiş Robert Redfield tarafından yönetiliyor. Trump nisan ayında koronavirüs mağdurlarına dezenfekte enjeksiyonunu önererek doktorları dehşete düşürdüğünde, CDC tüketicilerin ilaçla birlikte gelen talimatları okuması gerektiğini tekrar ifade etmekle yetinerek ne dereceye kadar sindirildiğini de ortaya koymuş oldu.

Amerikalıların yarısı ve dünyanın geri kalanında onlardan daha da büyük bir kesim Trump'ı daima bir çatlak olarak gördüğü için bu durum tehlikeli bir mani halini aldığında normalde yaratacağı kadar etkiye yol açmadı. Yine de denizleri fethettiğini iddia eden Roma İmparatoru gibi Trump'ın Amerikaların virüse karşı muazzam zaferleriyle böbürlenmesini izlemek sıradışı bir tecrübe.

Johnson'ın siyasi yaklaşımıysa her zaman için Trumpizmin Britanya siyasi koşullarına uyarlanmış sessiz ve daha sıcak bir versiyonu oldu. Her iki adam da nativist korku ve hırslardan yararlanan, etkinliği kanıtlanmış siyasi kampanyacılar. Trump'ın ayrılık çıkarıcı yönünün aksine Johnson, BK Ulusal Sağlık Hizmetleri (NHS) için milli birlik ve destek çağrılarında uzmanlaşsa da pandemi sırasında görevde bu iki liderin olması her iki vakada da çok sayıda insanın ölmesine sebebiyet veriyor.

Trump'ın korkunç megalomanisinin ABD'de başardığı şeyin yerini, BK'da hükümetin beceriksizliği ve zayıf muhakeme kapasitesi damlaya damlaya dolduruyor: Salgının başlangıcında verilen yavaş tepki, ekipman eksikliği ve herkesin çok iyi bildiği test sayılarındaki yetersizlik. Günlük basın toplantıları ilkin hükümetin açık sözlülüğü olarak değerlendirilmişse de kendinden emin görünen bakanlar ve sağlık yetkilileri virüsün ne kadar insana bulaştığını veya bu kişilerden ne kadarının hayatını kaybettiğini bilmediğinde iş ayan beyan ortaya çıktı.

Alınan aptalca kararlar, testten geçirilmemiş 15 bin yaşlı hastanın hastanelerden alınarak kaçınılmaz biçimde başkalarına da virüs bulaştıracakları bakımevlerine nakledilmesine yol açtı. Kahramanca hareket eden ancak test yapılmamış bakıcılar ve hemşireler farkında olmadan virüsü hem hastalara hem de birbirlerine bulaştırdı. Sağduyu sahibi herkes için bunların çoğu ortadaydı, bu yüzden ciddi derecede hasta pek çok kişi hastanelere yaklaşmamaya karar verdi ve evlerinde hayatını kaybetti.

Hükümetin mart ayının ilk yarısındaki politikası, nüfusun yüzde 60'ının enfekte olacağı varsayımıyla sürü bağışıklığı tesis etme üzerine kurulmuştu. Ancak Ulusal İstatistik Ofisi'nin geçen hafta açıkladığı bir araştırmaya göre koronavirüsün tahmin edilenden daha az bulaşıcı olduğu ve nüfusun sadece yüzde 0,27'sinin enfekte olduğu göz önüne alındığında, yönetimin aldığı ölüm-kalım kararlarına esas teşkil eden bilginin yetersizliği de ortaya çıktı.

Trump'ın iktidar sevdası Amerikalıların normalde maruz kalabileceklerinden çok daha kötü bir salgından muzdarip olmasına yol açarken, Johnson'ın Brexit-yanlısı yönetiminin beceriksizliği de Britanya'ya aşağı yukarı bunun bir benzerini yaşatıyor.

 

 

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU