Beyaz yalanlar, genellikle bir kişinin saç kesimini, yaptığı yemeği ya da benzer şeyleri değerlendirirken söyleniyor. Ancak işyerlerinde veya okullardaki performans değerlendirmelerine beyaz yalanların karışması, sorunlara neden olabilir.
Cornell Üniversitesi’nden psikoloji doçenti Vivian Zayas ve doktora öğrencisi Lily Jampol tarafından yapılan yeni bir araştırmaya göre, kadınlara performanslarıyla ilgili yanlış bilgiler verilmesi daha olası.
“Beyaz yalanların toplumsal cinsiyeti” başlıklı makalede düşük performans gösteren kadınların düşük performans gösteren erkeklere kıyasla daha fazla olumlu değerlendirme aldığı ortaya kondu.
Araştırmacılar söz konusu hipotezi test etmek için iki çalışmadan yararlandı.
Katılımcıların konuyla ilgili algısının ölçüldüğü ilk çalışmada varsayımsal bir yöneticinin düşük performanslı çalışanlarıyla ilgili değerlendirmeleri okutuldu.
Katılımcılar, kimin için yazıldığı söylenmeyen bir dizi değerlendirmeyi inceledi. Değerlendirmelerden bir kısmı daha sert bir dille yazılmıştı ve daha doğruydu. Bir kısmı ise daha nazikti ve doğruluk derecesi de daha düşüktü. Katılımcılardan işte bu değerlendirmelerin yazıldığı kişilerin cinsiyetini tahmin etmeleri istendi.
Jampol, “Katılımcılar ın büyük çoğunluğu ‘beyaz yalan’ söylenen düşük performanslı çalışanların kadın olduğunu düşünüyordu" dedi.
İkinci çalışmada ise araştırmacılar, katılımcıların kendisinin hangi çalışanlara beyaz yalanlar söyleyeceğini görmek istedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Çalışmada katılımcılardan yalnızca AB ve SB harfleriyle imzalanmış ve kötü yazılmış kompozisyonları derecelendirmeleri istendi. Böylece kompozisyonların yazarının cinsiyeti gizlenerek doğru değerlendirmeler yapılması sağlandı.
Daha sonra katılımcıların geri bildirimlerini doğrudan yazarlara bildirmesi istendi. Bu noktada yazarların isim ve cinsiyetleri (Andrew ve Sarah) de ortaya çıktı.
Bunun sonucunda değerlendirmelerini ileten katılımcıların da kadın yazara yalan söyleme olasılığının yüksek olduğu görüldü. Sarah’a verilen notlar Andrew’den daha yüksekti ve yorumlar da daha olumluydu.
Andrew’a şahsen iletilen değerlendirmeler ise kimliği söylenmeden aldığı değerlendirmelerle aynıydı.
Phys.org’un aktardığına göre yazarlar, Personality and Social Psychology Bulletin adlı akademik dergide yayımlanan çalışmanın sonuçlarını “cinsiyet eşitliğinin önündeki potansiyel bir engel” olarak niteledi.
Independent Türkçe, Phys.org