Tarih boyunca insanlık birçok tehlikeli salgına maruz kaldı. Bu salgınlardan korunmak için çeşitli tedbirler alındı. Bu tedbirlerden biri de Mary Mallon'un 26 yılını geçireceği ev karantinasıydı.
Dünya, 1812'de Napolyon Bonapart'ın Rusya operasyonunu başaramamasına neden olan tifüs hastalığı, on dördüncü yüzyılda Avrupa nüfusunun yaklaşık üçte birini alan Kara Veba, yirminci yüzyılda yaklaşık 50 milyon insanı öldüren İspanyol gribi ve yoksul ülkelerde on binlerce insanı öldüren tifo hastalığına maruz kaldı.
Geçen yüzyılda da tifo hastalığıyla ilgili benzersiz bir olay gerçekleşti. Bu olay, Mary Mallon olarak bilinen ve gazeteciler tarafından "Tifolu Mary" olarak adlandırılan İrlandalı bir kadınla ilgiliydi.
Mary Mallon, 23 Eylül 1869'da Kuzey İrlanda'nın Cookstown kasabasında dünyaya geldi. İrlanda'daki büyük kıtlık nedeniyle 1884 yılında Amerika'ya göç etti.
Bayatlamış şeftaliden yayıldı
1900 yılında Amerika'ya göç eden Mallon, ilk başta evlerde hizmetçilik yapıyordu. Ancak yemek yapmakta yetenekli olduğu için New York yakınlarındaki Oyster Bay kasabasında yaşayan zengin bir ailede aşçı olarak çalışmaya başladı.
Bu dönemde Oyster kasabasında ortaya çıkan tifo salgını paniğe neden oldu. Dönemin bilinen doktorlarından George A. Soper, hastalığın nedenini araştırması için kasabaya çağrıldı.
Araştırmaların sonunda doktor, bayat malzemelerden şeftalili dondurma yapan Mary'den şüphelendi. Mary'nin çalıştığı tüm evlerde tifo vakasına rastlandığını fark eden Doktoor Soper, hastalığın bu yolla yayıldığını öne sürdü.
Hasta değil ancak taşıyıcı
Bir yol sonra tifo vakalarında yaşanan artışın ardından doktor, New York'ta Mary ile bir araya geldi. Mary'ye yaptığı testten yola çıkarak laboratuvarda yaptığı araştırmada, Mary'de tifo belirtisine rastlamadı. Ancak Mary'nin taşıyıcı olduğu ortaya çıktı.
Buna göre hastalık Mary de herhangi bir sağlık sorununa yol açmazken, başkalarına bulaştığında ölümcül sonuçlar doğuruyordu.
Başlangıçta doktorlar Mary'ye safra kesesini aldırmayı önerdiler. Ancak bunu reddeden Mary, New York'taki Kuzey Brother Adasın'daki küçük bir yerel hastaneye gönderildi.
Sürekli ellerini yıkama şartıyla serbest bırakıldı
Adada üç yıl kalan Mary'ye Amerikan basını “Tifolu Mary” lakabını taktı. Basın, hastalığın müsebbibi olarak gösterdiği Mary'ye uzun süre baskı uyguladı. Çoğu gazete, onu toplum için bir tehdit olarak gösterdi.
İrlanda asıllı mary, şehir yetkililerine uzun süre karantinada kalmaya zorladığı çin dava açtı. Davayı kazanan Mary, aşçılık yapmama ve sürekli ellerini yıkama şartıyla serbest bırakıldı.
Ancak verdiği sözü tutmayan kadın, “Mary Brown” ismini alarak New York Sloan Hastanesi'nin doğum biriminde aşçı olarak çalışmaya başladı.
Ömür boyu karantina ve beyin felci
Bir süre sonra Manhattan bölgesinde çok sayıda tifo vakası ve 3 ölüm tespit edilince Mary polis tarafından tutuklanarak daha önce gönderildiği adaya bu kez ömür boyu karantina için gönderildi.
Gerçek kimliği ortaya çıkan Mary Mallon, 23 yıl daha Kuzey Brother Adası'nda kaldı ve 1938'de beyin felci geçirerek hayatını kaybetti.
Böylece Mallon, dünya tarihinde en uzun süre karantinada kalan kişi olarak kayıtlara geçti.
Farklı kaynaklardan Independent Türkçe için derleyen: Gülbahar İbeş