Latin Amerika’da koronavirüs salgının nisan ayındaki "merkez üssü" Ekvador oldu.
3 Mayıs itibariyle 29 bin 538 kişide Kovid-19 vakası tespit edildi; bin 564 kişi de öldü.
Guaya eyaletinin başkenti Guayaquil, salgının odak noktası olurken, şehir, ülke genelinde gerçekleşen vaka sayısının yüzde 70'inden fazlasını oluşturuyor.
Guayaquil’de ölüler sokakta bırakılıyor. Yetersiz tabut nedeniyle yakınlarını kaybedenlere karton tabutlar dağıtılıyor.
Hükümet, sokakta bırakılan cesetleri toplamak için acil mezarlıklar inşa etmeye başladı. Orduyu da göreve çağırdı.
Medikal malzeme eksikliği ve yetersiz sağlık personeli de eklenince Ekvador Sağlık Bakanı Catalina Andramuño, salgının ortasında 21 Mart’ta istifa etti.
Resmi verilere göre, Ekvador (17 milyon nüfus) kıtada ölüm sayısı bakımından Brezilya’dan (210 milyon nüfus) sonra ikinci ülkedir.
Ancak koronavirüs salgını Brezilya‘dan 12 kat daha küçük bir nüfusa sahip Ekvador’da daha fazla yıkıcı etki yapıyor.
Ölüm ve enfeksiyon sayısına dair veriler, bölge genelinde olduğu gibi Ekvador'da da eksik bildiriliyor; 17 milyonluk ülke de (30 Nisan itibariyle) yaklaşık 25 bin kişinin ‘resmen’ enfekte olduğu; gerçek sayının 15 kattan fazla, yani 400 bin civarında olduğu düşünülüyor.
Guayaquil en çok etkilenen bölge oldu. Yüzlerce hasta, ağır şartlar altında hastaneye yatırılıyor ve sağlık çalışanları koruyucu malzeme eksikliği nedeniyle kontaminasyondan ciddi şekilde etkileniyor.
Cenaze hizmetlerindeki gecikme ve virüse bulaşma korkusu nedeniyle, Guayaquil sakinleri cesetlerini sokakta bırakıyor.
İstifa eden Sağlık Bakanı, bütçe yetersizleri ve mali kaynak aktarımındaki sıkıntıları bahane ederek görevinden istifa etmişti.
Başkan Lenin Moreno, Sağlık Bakanlığı'na doktor Juan Carlos Zevallos'u göreve atmasına rağmen tepkilerden nasibini aldı.
Ekvador sağlık sistemi çöktü
Ekvador’da sağlık sistemi çökmesinden sonra; cenaze sistemi de çöktü. Cansız bedenleri sokaklardan toplamak için ordu göreve çağrıldı.
Yeni mezarlıklar tesis edilmeye çalışılıyor; buna rağmen bazı bölgelerde cesetler sokakta kaldı.
Başkan Lenin Moreno, başlangıçta sağlık sistemi, cenaze sistemi ve acil durum hizmetlerinin tamamen çöktüğünü örtbas etmeye çalıştı. Polis bile işçi ve yoksul mahallelerinden çekildi.
Ancak sosyal medya platformlarında hastane ve morglarda üst üste dizilmiş ceset görüntülerinin yayınlanması, park, bahçe ve sokaklarda çürüyen ceset görüntülerinin yayınlanması büyük bir infial yarattı.
Evlerde ve oturma odalarında torbalanmış cenaze görüntüleri uluslararası medyada da haber oldu. Bazı aileler cesetle birlikte ise 4 gün aynı evde yaşadı.
Sosyal medya ve uluslararası basında gösterilen dramatik görüntüler, Başkan Moreno'yu gerçeğin görünenden daha kötü olduğunu kabul etmeye zorladı.
Hükümet, daha sonra evlerden ve sokaklardan cesetleri toplamak için polis-asker ortak bir operasyon başlattı.
Buzdolapları ve konteynırlar geçici morg olarak kullanıldı ve Guayaquil'de halka açık mezarlık açıldı.
Ordu ve polis, cesetlerin kamyonet arkasına yüklediği görüntüler infial yarattıkça, sokağa çıkma yasağı da ihlal edilmeye başlandı.
Ordu ve polis, özellikle işçi ve yoksul mahallerde de nöbet tutmaya başladı.
Sağlık sisteminin tamamen çökmesi, hastanelerde birçoğu enfekte olmuş sağlık çalışanlarından ötürü ciddi bir personel sıkıntısına neden oldu.
Ekvador Sosyal Güvenlik Enstitüsü'nün (IESS) Teodoro Maldonado Carbo hastanesi, yoğun bakım ünitesinde rutinde çalışan hemşire sayısının yarısının çalıştığını açıkladı.
Başkan Moreno'nun geçen yıl Ekvador'dan 400 Kübalı doktoru sınır dışı etmesi, zaten doktor sayısı yetersiz olan hastanelerde büyük sorunlar açtı.
Evlerde ve sokaklarda yatan yüzlerce ceset, ölümcül virüsün Ekvador'da büyük ölçüde hafife alındığının kanıtıdır.
Ordu ve polis, birçok cesedi toplamış ve gömmüş olmasına rağmen, mezarlık kapılarında halen akrabalarının cesetlerini karton tabutların içinde taşıyan ailelerin olduğu bildirilmektedir.
Guayaquil şehri, Hiroşima’ya atılmış atom bombası gibi çaresizlik içinde
Guayaquil, Ekvador'un en büyük 2 şehirden birisi (2,7 milyon nüfus) ve virüsten de en çok etkilenen şehirdir. Ülkedeki ölümlerin yüzde 70'i burada gerçekleşti.
Mart ve nisan aylarında viral olan ev ve sokaklardaki şok edici ceset görüntüleri, şehrin Latin Amerika’nın Vuhan’ı olarak anılmasına neden oldu.
Ekvador ekonomisi, petrol fiyatlarının düşmesi ve turizmin çökmesinden sonra zaten bir kriz içerisindeydi.
2019’da gerçekleşen şiddetli protestolarda ülkeyi iyice huzursuz etmişti. Ekvador’da politik ve ekonomik krizin üzerine sağlık sisteminin çökmesiyle ülkedeki huzursuzluk iyice arttı.
Kayıt dışı işgücü üzerine kurulu ekonomi ve sosyo-ekonomik derin eşitsizlikler nedeniyle, zengin ve orta sınıf ile çok fazla fakir nüfusun bir arada bulunduğu şehirde sosyal mesafeyi korumak bu sıkışık metropolde oldukça zordur.
Guayaquil Belediye Başkanı Cynthia Viteri “Bu huzurlu şehre, Hiroşima gibi havadan bomba atıldı” dedi.
Bununla birlikte, Ekvador'da koronavirüs ile ilgili resmi vaka ve ölüm sayısının eksik bildirildiği iddia ediliyor.
Belediye başkanının, mart ve nisan aylarında koronavirüs ölüm sayısına ilişkin tahmini, sadece Guayaquil'de 7 bini aştığı yönünde.
Çünkü Ekvador'un ülke çapında doğum ve ölüm kayıtları göz önüne alındığında Guayaquil bölgesinde ölüm oranlarında aşırı bir artış yaşadığını doğrulamaktadır.
Guayas eyaletinde, 1 Mart ile 22 Nisan 2020 arasında 13 bin 162 ölüm kaydedildi. Bu, mart ve nisan 2019'un tamamında 3 bin 771 ölümle ve 2018'in aynı döneminde 3 bin 459 ölümle karşılaştırılıyor.
Dolayısıyla Guayaquil Belediye Başkanın açıkladığı virüsten ölen 7 bin kişi sayısıyla örtüşürken, resmi rakamların da çok uzağında kalmaktadır.
Ekvador’da Kovid-19 vakalarının büyük bir kısmı ticaret, turizm ve liman şehri Guayaquil'de bulunuyor; bu bağlamda önümüzdeki aylar da ülke ve şehir açısından oldukça karamsar tablolar çiziliyor.
Guayaquil'in tropikal aşırı sıcak ve nemli havası bile virüsün bulaşıcılığını ortadan kaldırmadı.
Bu durum, Kuzey Yarımküre'de sıcak havanın başlamasının enfeksiyon oranını yavaşlatabileceği yönündeki iddiaları da çürütüyor.
IMF, ülkeyi ekonomik krize soktu
Ekvador’un karşı karşıya kaldığı medikal ve sosyal muazzam kriz; egemen sınıfın ve Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) kemer sıkma tedbirlerine takiben; sağlık ihtiyaçları için finanse edilen kaynakların Lenín Moreno hükümetinin kötü idare edilmesinden kaynaklanmaktadır.
Çünkü Morone, dünyada koronavirüs vakaları görülmeye başlarken, hükümetin önceliği borç ödemelerini hızlandırmak oldu.
Bunun için IMF’den borç bile aldı. Dolayısıyla salgının mart sonunda patlamasını ve sağlık sisteminin çöküşünü, 'çaresizce' izlemek durumunda kaldı.
Bu skandalı popülizmle örtmeye çalışan Moreno, kendi maaşını ve diğer hükümet yetkililerinin maaşını yüzde 50 oranında azaltacağını açıkladı.
Bu kesintilerden sonra bile, iki ay boyunca en yoksul insanlara 60 dolar tahsis edecek; 1.000 dolar üzerindeki memurların maaşların da yüzde 10; şirketlerin 1 milyon dolardan fazla geliri olanlarının kârından yüzde 5 kesileceğini açıkladı.
Ortalama yıllık gelirin 11 bin dolar olduğu Ekvator'da, Moreno hükümeti aylık geliri 400 dolardan az kazanan ailelere 60 dolarlık acil yardım verdi.
Evsizleri sokaklardan çıkarmak için barınaklar açtı; enfekte olmuş inanları izole etmek için otelleri tahsis etti.
Son yıllarda Ekvador'a giren 250 bin Venezuelalı mültecinin de temel yiyecek ve barınak sağlamak için çalışıyor.
Ülkenin en büyük şehri Guayaquil’de sokakta yatan ceset görüntüleri dünyaya yayılırken, ülkede sağlık ve cenaze hizmetleri ‘finansal’ problemlerden ötürü çökerken; Moreno hükümeti tahvil sahiplerine de 325 milyon dolar ödedi.
Dünya Bankası da ülkeye Kovid-19 kriziyle başa çıkması için 20 milyon dolar kredi verdi.
Oysa 2019 yılında ülkeye egemen 971 yatırımcı/seçkin iş adamı, 115,725 milyar dolar ile GSYİH'nın 1,64 katına eşit olan varlığı kontrol etti. Oysa 2020 yıllık sağlık bütçesi 3,8 milyar dolardı.
Aynı zamanda, petrol fiyatlarındaki büyük düşüşün ardından, Ekvador kamu maliyesine ciddi şekilde zarar vermesiyle Morone hükümeti, kriz yönetimini yüzüne gözüne bulaştırdı.
Nitekim bu çelişkili kaynak yönetimi yüzünden sağlık bakanı istifa etmişti.
Morone Hükümeti, bir yandan şirketleri kurtarmayı, diğer yandan da nüfusun daha yoksul kesimlerine temel yardım sağlamak için ‘Ulusal İnsani Acil Durum Hesabı’ oluşturdu.
Ancak, bu fonun çoğu işçilerin maaşları ile finanse edilecek. Ayda 500 dolardan fazla kazananların dokuz ay boyunca katkı yapmaları istenecektir.
Lakin işçi sınıfı ve köylü nüfusu, koronavirüs salgının ortasında şiddetlenen derin sosyal ve ekonomik krizin üstesinden gelemez.
Kovid-19 sağlık krizi, siyasi çatışmaya evriliyor
Moreno hükümeti, 2019 Ekim ayında başlayan kitlesel ayaklanmaları ve genel grevi bastırmak için askeri güç kullandı.
Tam da bu sosyo-ekonomik eşitsizlik savaşının ortasında Moreno hükümeti, geçici olarak başkenti Kito'dan Guayaquil'e taşımıştı.
Moreno, “Ekvador'un temerrüde düşmeyeceğini ve Çin'in 3 milyar dolarlık harcamayı karşılayacağını, ancak hükümetin sadece 580 milyon dolarlık kesin taahhütleri olduğunu’’ söyledi.
Fakat Ekvador tahvil getirileri şu anda yüzde 90'ı aştığında, piyasalar daha fazla fonun geleceğine kuşkuyla yaklaşıyor.
Petrol üreticisi olan Ekvador, 2008'den beri bazı tahvillerdeki ödemeler konusunda moratoryum ilan ettiği için alacaklılarla sorunlu bir ilişkiye sahip.
Ekvador'un kayıt dışı iş gücü, nüfusun yüzde 62'sini oluşturuyor; ve bu asgari ücretten (324 dolar) 70 dolardan daha azına karşılık geliyor.
Moreno, ekonomik reformlarla yatırımcıları kandırmaya çalışırken, Ekvador'un tahvilleri, şiddetli protestolar nedeniyle geçen yıl düştü.
Geçen ay petrol fiyatlarındaki düşüş, koronavirüs ile birlikte ihracatın durmasıyla daha da baskı altına alınan kamu maliyesini sarstı.
Hükümet, 23 Mart'ta 200 milyon dolarlık faiz üzerinden 30 günlük ödemesiz bir dönem başlattı; 2022-2030 yılları arasındaki dokuz tahvilin sahiplerinden faiz ödemelerinin ertelemelerini istedi.
Ekvador'daki koronavirüs salgını, Başkan Lenin Moreno'ya 17 milyar dolarlık borcu temerrüde düşme ve salgına karşı daha fazla kaynak tahsis etmesi yönünde baskı yapıyor.
2019'un son aylarında Şili, Kolombiya ve Ekvador'daki protesto dalgasının ardından, Latin Amerika'daki yüksek gelir sorunu yine kriz oldu.
Fakat bu sefer salgın ve karantina gölgesinde işçi ve yoksul kesim, belki bir süre daha Morono’ya tahammül edecek; ancak sokağa çıkma yasağı kalkar kalkmaz Moreno için zor günler yeniden başlayacaktır.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish