Türkiye’nin en çok patates üreten kenti Niğde’ye neden Mısır’dan patates ithal edildi?

Independent Türkçe, konunun uzmanlarının ve üreticilerin görüşünü alarak Türkiye’de gerçekleştirilen patates üretiminin yaklaşık yüzde 17'sine sahip olan Niğde’ye neden Mısır’dan patates ithal edildiğini araştırdı

Fotoğraf: AA

Koronavirüs (Kovid-19) pandemisi döneminde tarımsal üretimde ithalat ve ihracat politikaları ile kendine yetebilirlik tartışmaları giderek artarken, Türkiye’nin en çok patates üretilen kenti Niğde’ye Mısır’dan patates ithal edilmesinin arkasında yatan nedenleri araştırdık.

Türkiye’nin patates üretiminde lider konumunda olan ve Mısır’dan yapılan ithalatla gündeme gelen Niğde’de geçen yıl 210 bin dekar alanda yaklaşık 800 bin tona patates üretimi gerçekleştirildi.

Bu ölçüde üretim gerçekleştiren Niğde’ye patates ithalatı, başta patates üretimi yapan çiftçiler olmak üzere yurttaşlardan yoğun tepki topladı.

"Vatandaşımız çok tepkili"

Niğde’de patates üretimi yapan çiftçi Ali Osman Sarıdağ, bölgedeki üreticilerin depolarında patatesin satılmaya hazır olarak beklediğini belirterek ithal patates ticaretine tepki gösterdi.
 

Ali Osman Sarıdağ.jpg
Çiftçi Ali Osman Sarıdağ, tüm köylerde çiftçinin elinde yerli patates olduğunu ve depolarda durduğunu söyledi


“Şu anda bizim ürettiğimiz patatesler depolarımızda duruyor" diyen Sarıdağ, "Yurt dışından patates gelmesi akıl alacak bir durum değil. Şu anda çiftçi zaten can çekişiyor. Can çekişen çiftçinin üzerine beton dökülüyor. Çiftçiden kilosu 90 kuruş-1 liraya patates alınabiliyor, tüm köylerde de patates var. Bizim elimizde yerli patates varken yurt dışından ithal patates geliyor. Vatandaşımız çok tepkili” dedi.

"Çiftçinin yüzde 40’ı bankalara borcunu ödeyemedi"

Üretimdeki girdi maliyetlerinde yaşanan fiyat artışlarına değinen Sarıdağ, şöyle konuştu:

Geçen yıl aldığımız gübre ile bu yıl aldığımız arasında yüzde 35-40 zam farkı var. Elektrik yüzde 65 farklı oldu. İlaç maliyetinin önüne geçemez olduk. Geçen yıl 120-130 liraya aldığımız ilaç şu anda 175-180 lira. Yurt dışından ithalatın durdurulmasını istiyoruz. Türkiye’nin çiftçisi var, Türkiye’nin malı var. Türkiye’nin çiftçisi ayakta kalsın, Türkiye üretsin. Koronavirüs olmasaydı tarlalarımız satışa çıkacaktı, virüs nedeniyle durdu. Çiftçinin yüzde 40’ı bankalara borcunu ödeyemedi, ödeyemez de.  Hala borçlar gelmeye devam ediyor.


"Yılda 18 bin ton - 50 bin ton arası patates ihracatı yapıyoruz"

Independent Türkçe, Niğde’de ortaya çıkan ithal patatesleri Mısır’dan ithal eden tüccar İsmail Kayalar’a ulaştı.

Suriye ve Irak’a ihraç edilmek üzere Mısır’dan patates ithal ettiğini belirten İsmail Kayalar, Türkiye üzerinden söz konusu ülkelere transit geçiş yapmak üzere ithal etiğini belirttiği patateslerin belgelerini paylaştı.
 


Kayalar, yaşananları şöyle anlattı:

İthal patates meselesi büyük tepki topladı. Biz uluslararası çalışıyoruz. Yılda 18 bin ton ile 50 bin ton arası olmak üzere sürekli patates ihracatı yapıyoruz. Türkiye’den Suriye’ye, Irak’a mal gönderiyoruz. Niğde’nin topraklarına yetişen patatesi alıp ihracatını yapıyoruz. Türkiye’deki çiftçilere destek olmuş oluyoruz bu şekilde. Türkiye’den yurt dışına en çok patates ihraç eden firma biziz.
 

İsmail Kayalar.jpg
İsmail Kayalar, Suriye ve Irak'a transit geçiş yapmak üzere Mısır'dan patates ithal ettiğini belirtti


"Türkiye bu sene dış ülkelere soğan ve patates ihracatını yasakladı"

Bizim zorumuza giden şu; Türkiye bu sene dış ülkelere soğan ve patates ihracatını yasakladı. Biz de Mısır’dan mal alıp, Türkiye’de gümrüklemesini yapıp Suriye’ye Irak’a transit satışını yapıyoruz, Türkiye’de satılmıyordu bu mallar. Lakin bizim elimizde 2 bin ton mal vardı, biz bunun parasını ödemiştik. Yollar kapandı, Suriye malları istemez oldu. Biz de bu malı Türkiye’ye getirdik. Türkiye’de patatesin fiyatı 1 buçuk-2 lira arasında. Mısır’dan getirdiğimiz malın bize maliyeti bunun çok üstünde.


"Türkiye’de satmak için değil, Türkiye üzerinden suriye ve Irak’a satmak için getirdik"

Türkiye'nin bu sene patates ve soğan ihracatını yasakladığını ve Suriye ve Irak’ta büyük bir pazar oluştuğunu belirten Kayalar, şöyle devam etti:

Patates ve soğan çok pahalı oldu. Böyle olunca biz Mısır’dan yaklaşık 10-12 tane gemi getirdik. Türkiye’nin yollarını kullanarak Suriye’ye ve Irak’a transit geçiş yapıyorduk. Türkiye’de satmak için değil, Türkiye üzerinden suriye ve Irak’a satmak için Mısır’dan patates getirdik.


"2 bin ton patates Türkiye’nin kahvaltılığı bile değil"

"Suriye ve Irak kendi kapılarını kapatınca, yollar işlemez oldu; mal elimizde kaldı" diyen Kayalar, "Biz Türkiye’deki bütün halcileri, patates piyasasındaki bütün tüccarları tanıyoruz. Elimizde kalan malı onlara sattık" dedi. 

Kayalar, sözlerine şunları ekledi:

Zaten şöyle bir durum var; 2 bin ton patates Türkiye’nin kahvaltılığı bile değil. Yani çok düşük bir rakam. Eğer bugün demiş olsalardı ki 50 bin ton, 100 bin ton mal getir, o zaman büyük olabilirdi. Ben yılda 50 bin ton yani 2 bin tır mal ihraç ediyorum, bunun karşılığında 2 bin ton mal getirmişim, bu hiç bir şey değil. Bu malı Mısır’dan bir hafta 10 gün önce ithal etmiştik.


"Devlet fiyatları belirlemeli, patates ve soğanda serbest piyasa olmamalı"

Türkiye’de depolama yapan çiftçilerin para kazanmalarına rağmen elindeki malı satmadıklarını söyleyen Kayalar, çiftçilerin bunu fiyatları yükseltmek için yaptığını savundu:

Türkiye’de depolardaki patatesin 25 Nisan’a kadar bitmiş olması gerekiyordu, fiyatlar da çok yüksekti. Fakat toptan fiyatı 3 lira almasına rağmen çiftçiler patatesi satmadı. Devlet bir kooperatif kurmalı, müsaderesini yapmalı. Çok kalitesiz mallar yetişiyor. Patatesin fiyatının devlet tarafından belirlenmesi gerekiyor. Ne üretici ne de tüketici zarar görmemeli. Temel tüketim maddesi olduğundan devlet fiyatları belirlemeli, patates ve soğanda serbest piyasa olmaması lazım.


Patates ve soğan ithalatı Türkiye’de geçen yıl yaşanan tedarik sorunları sebebiyle serbest bırakılmış, ihracat ise Resim Gazete’de yayınlanan 7 Ocak 2020 tarihli ve 31001 sayılı tebliğ ile Tarım ve Orman Bakanlığı’nın iznine tabi kılınarak serbest bırakılmıştı.
 


Türkiye’de patates üretimi, tüketimi ve ticareti ne durumda?

Niğde’ye patates ithalatı konusunu gündeme getiren CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, sorularımızı yanıtlayarak Türkiye’nin ve Niğde’nin patates üretimi hakkında ayrıntılı açıklamalarda bulundu.

Gürer, “Türkiye de patates 1,5 milyon dekar alanda yetiştirilmektedir. Niğde ili  210 bin dekar Ekim alanı 800 bin ton patates üretimi ile ilk sırada yer almaktadır. Konya, Afyon, Kayseri ve İzmir diğer merkezleridir, ülkemizin 71 ilinde patates üretilmektedir” dedi.
 

Ömer Fethi Gürer.jpg
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Indepedent Türkçe için Murat Büyükyılmaz ​​​​​​'ın sorularını yanıtladı


"Patatesin 1999 yılında 6,5 milyon ton üretimi varken 2018 yılında üretim miktarı 4,5 milyon tona gerilemiş ise de 2019 yılında 5 milyon ton patates hasat edilmiştir" diyen Gürer, şöyle devam etti:

Patates fiyatına göre üretim yıllara göre değişkenlik göstermektedir. 20 yılda  patates ürünü geçmişe göre ülkemizde yaklaşık 1,5 milyon ton daha az üretilmektedir.  Ülke genelinde 25 ilde patates ekim alanları patates siğili hastalığı nedeni ile daraltılması alternatif ürün arayışı getirmiştir.


Patates üretiminden sofraya gelişine kadar ne gibi sorunlar ve aksaklıklar yaşanıyor?

Patateste bölgelere göre üretim yapıldığını belirten Gürer, şunları söyledi:

Nisan ayı ortasında Çukurova yazlık patates başlar. Çukurova  patates depolanmaz doğrudan pazara verilir çünkü cins olarak dayanıklı değildir hasat sonrası hemen satışı gerekir. Ardından Ödemiş bölgesi başlar. Niğde yazlık patates Temmuz sonu çıkar. Esas olan kışlık depolanabilen patates ise Ekim ve Kasım sökümü yapılır. Bu patates depolandığında ertesi yıl Nisan sonuna kadar depoda kalır.

 
"Niğde eski düzen depoculuğu sürdürmektedir"

Depolar çoğu ev altı güneş görmez alanlar ya da mağaralardır. Niğde’de 1 milyon ton patates yetişir, resmi veriler 800 bin ton civarındadır. Gübre, ilaç, tohum, mazot yanında en önemli girdi maliyetlerinden biri de yer altı kuyularından elektrikle trafolar vasıtası ile çıkarılan sulama suyudur. Zaman zaman ürün tarlada sulama beklerken fatura borcu ödenmeyince su kesilmesi çiftçi mağdur etmektedir. Ülke genelinde yaklaşık 500 bin ton patates tohumu tamamı yabancı menşeli olup AB ülke tohumudur. Yerli tohum Niğde Patates Enstitüsü geliştirmiş ve deneme ekimi yapılmaktadır. Sertifikalı tohum fiyatının her yıl artışı, ithal ilaç ve gübre maliyetlere dolar değiştikçe doğrudan etki yapmaktadır. Niğde 42 ilde uygulanan lisanslı depoculuk kapsamına alınmaması  depoda eski düzen depoculuğu sürdürmektedir.
 

Niğde Patates.jpg
Niğde’de geçen yıl 210 bin dekar alanda yaklaşık 800 bin tona patates üretimi gerçekleştirildi​​​​​​​


"Kamu dengeleyici olmalıdır"

Üretici kooperatif gibi patates örgütlenmesi olmadığını söyleyen Gürer, "Ülke en çok patates üreten ilinde patates işleyen bir tesiste bulunmamaktadır" dedi ve ekledi: 

2019 yılı patates maliyet üreticiye kilosu 90 kuruş iken borç ödemeleri için tüccara kilosu 70  kuruştan patates satmıştır. Fiyat oturması için imkanı olan da depolamıştır. Bu yılbaşı kilosu 1,40 kuruş kadar çıkınca üretici ürünü satmış, depo maliyeti ve fire gideri dahi düşünmeden ürününü tüccara vermiştir. Halen depoda havaların da etkisi ile çillenmeye de başlayan 50-60 bin ton patates mevcuttur.

Ayrıca Çukurova patatesi de sökülmektedir. Bu durumda Mısır’dan patates ithalatı gerektirecek bir durum da yoktur. Sorun üreticiden sonra en az üç el değiştirip tüketiciye ulaşan fiyat artışıdır. Üretici kazanamıyor, tüketici pahalı ürün alıyor. Serbest piyasa ekonomisinin yansıması. Kamu bu bağlamda dengeleyici olmalıdır, TMO eliyle ürün alınıp düzenli bir planlama sağlanmalıdır.


Türkiye patates ithal etmek zorunda mı? Kendine yeterlilik için çözüm ve alternatifler nelerdir?

“Kağıt üzerinde Türkiye’nin patates ithal etmesini gerektiren bir durum görülmese de ithal patates geçen yıldan sonra bu yıl da ithal gelmiştir. Bu durumda halen depoda patates kalacak demektir” diye konuşan Gürer, şu ifadeleri kullandı:

Patatesin tohumluk değil yemeklik olarak dağıtımı sağlanmaktadır. Mısır’dan Mersin Limanı’na oradan tırlar ile Niğde’ye getirilip buradan ülkenin farklı illerindeki hallere sevk edilmektedir. Bu tür ithalatlarda üretici firma, miktar vb. soru önergelerimize ‘ticari sır’ gerekçesi ile açıklayıcı bilgi verilmemektedir. İthalatçı 2 TL fiyattan vermekte, ilk aracı 2,30 TL’ye satmaktadır. Ürünü sevk ettikten sonra ise el değiştikçe fiyat artmaktadır.


"Tarımda en önemli sorun plansızlık ve öngörü eksikliği"

2019 TÜİK verilerine göre Türkiye’nin patates ihracatının içinde Irak ilk sırada yer alırken, Suriye ve Tunus'un da diğer ülker olduğunu kaydeden Gürer, Türkiye’nin tohumluk hariç patates ithalatında Mısır, Suriye ve Pakistan öne çıktığını söyledi.

Gürer, açıklamalarına şöyle devam etti:

Tarımda en önemli sorun plansızlık ve öngörü eksikliğidir. Kışlık patatesin korunaklı depolarda muhafaza edilmesi sağlansa hem çillenmeyecek hem de patates sorunu yaşanmayacaktır. Üretici için girdi (tohum, ilaç, gübre) maliyetleri düşürülmelidir. Elektrik fiyatları tarım için çiftçinin ödeyebileceği seviyeye çekilmeli ve üreticinin ürününün fiyatı  maliyetinin altına düşmesine izin verilmeden kamu tarafından (TMO) alınmalıdır. Çiftçi birliklerinin aktif kılınması, kooperatifleşme teşvik edilmeli, üretilen ürün için işleme tesisleri ve modern depolama olanakları yaratılmalıdır. İthal ürün çiftçiyi moral olarak olumsuz etkilemektedir. İthal etmeden üretimi artırıcı önlemler sağlanmalıdır.


"Özellikle enflasyonla mücadele programı kapsamında hangi ürünün fiyatı artarsa o ürün ithal edildi"

Türkiye’nin tarım alanını yakından takip eden tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım ise, tarımda ithalatın yerli üretimi daha da zora soktuğunu belirterek şu açıklamalarda bulundu:

Patates ve soğan ekimi ve tarımı çok kolay ürünlerdir. Son iki yıldır hep ithalatı konuşur duruma geldi. Bugüne kadar Türkiye bu ürünlerde arz fazlası verirdi ve ihracatı konuşurduk. Ama özellikle enflasyonla mücadele programı kapsamında hangi ürünün fiyatı artarsa o ürün ithal edildi.


"Türkiye’nin tarıma gereken önemi vermemesinden dolayı bu ürünleri bile ithal eder hale geldik"

İthalatın, genel anlamda, iki sebebi olduğunu belirten Yıldırım, bunları ise şöyle açıkladı:

Birincisi, üreticinin girdi maliyetlerinin artmasından dolayı üretim yapmaktan kaçınması. İkincisi, soğan ve patates yüksek teknoloji kullanılan ürünler değil. Ama planlama eksikliğinde, Türkiye’nin tarıma gereken önemi vermemesinden dolayı bu ürünleri bile ithal eder hale geldik. Bu aslında Türkiye’deki tarım politikalarının yanlışlığını, üretimden uzaklaşıldığını gösteriyor. Hele böyle hasat döneminde ithalat yapılıyor olması üretimi daha da zora sokuyor. Neden? Çünkü eğer üretici ürününü hasat edip pazara sürecekken siz ona karşı ithal ürün getirirseniz o zaman rekabet edemez, fiyat düşer. Üretici aylardır verdiği üretimin karşılığını alamadığı için üretmekten uzaklaşmış olur.
 

Ali Ekber Yıldırım.jpg
Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, tarımda ithalatın yerli üretimi zora soktuğu görüşünde

 
"Bu bir sarmal, bunun kırılması gerekiyor"

Çiftçinin üretimden kaçması üretimin azalması ve bir sonraki dönem daha çok ithalat ihtiyacını ortaya çıkarır. Siz üretim odaklı bir politika uygulamazsanız ithalat yaparız derseniz o zaman her ithalat çiftçiyi üretimin dışına iter. Çiftçi üretmeyi bıraktıkça fiyat daha çok yükselir, fiyat yükseldikçe daha çok ithalat gündeme gelir. Bu bir sarmal, bunun kırılması gerekiyor. Yoksa Türkiye’nin sahip olduğu tarımsal potansiyel bakarsak, ne soğan-patatesi ne de birkaç ürün dışında diğer ürünleri ithal etmesi gereken bir durum yok. Türkiye, dünyanın on tarım ülkesi arasında, Avrupa'nın bir numarası derken soğan-patates ithal edeceksiniz. Bu çok kabul edilebilir bir şey değil. Türkiye’nin bu ürünlerde belli oranda ihracatı da var. Şimdi soğanda ihracat açıldı ve ihracat da yapılacak.


"Türkiye’nin ithalat yerine kendi üreticisini destekleyen politikalara dönmesi gerekiyor"

Koronavirüs ile birlikte dünyada tarım ve gıdanın çok daha fazla ön plana çıktığını hatırlatan Yıldırım, "Şimdiye kadar hep şu söyleniyordu; paramız var ki ithal ediyoruz. Bundan artık vaz geçileceğini ve yeni dönemde paranız olsa bile ithal edemeyeceğiniz bir sürece girildi. Bu nedenle artık Türkiye’nin ithalat yerine kendi üreticisini destekleyen politikalara dönmesi gerekiyor" diye konuştu.

Yıldırım, son olarak şunları söyledi:

Bir de patates ile ilgili asıl problemimiz yeterli miktarda tohum olmaması yani tohumu ciddi oranda ithal ediyoruz patateste. Tohum yatırımına ve tohum üretimine ağırlık vermemiz lazım. İthalata vereceğimiz parayı eğer tohuma verirsek Türkiye kendi ihtiyacını üreteceği gibi ciddi bir ihracatçı da olabilir.

 

 

Independent Türkçe 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU